Gelişmiş Arama
Ziyaret
11135
Güncellenme Tarihi: 2012/03/12
Soru Özeti
Hicr suresinin 85 İla 87. ayetlerinin tefsiri nedir?
Soru
«وَ ما خَلَقْنَا السَّماواتِ وَ الْأَرْضَ وَ ما بَيْنَهُما إِلاَّ بِالْحَقِّ وَ إِنَّ السَّاعَةَ لَآتِيَةٌ فَاصْفَحِ الصَّفْحَ الْجَميلَ، إِنَّ رَبَّكَ هُوَ الْخَلاَّقُ الْعَليمُ، وَ لَقَدْ آتَيْناكَ سَبْعاً مِنَ الْمَثانی‏ وَ الْقُرْآنَ الْعَظيمَ» ayetlerinin tefsiri nedir?
Kısa Cevap

Yüce Allah belirtilen ayetlerde gök ve yerin yaratılışının hak olduğuna ve hedef taşıdığına işaret etmiş ve Peygamber-i Ekrem’e (s.a.a) düşman ve cahillerin inatçılık, bilgisizlik, taassup, tahrip ve aşırı muhalefetleri karşısında hoşgörü ve sevgi göstermesini ve de onları bağışlayıp kendilerine hoş bir yüzle karşılık vermesini tavsiye etmektedir. En sonda da Hz. Peygamberi (s.a.a) düşmanların şiddeti, sayılarının çok olması ve ellerindeki birçok maddi imkânlardan asla endişe duymaması yönünde yatıştırmakta ve ona moral vermektedir; çünkü Allah nübüvvet hakkında hiçbir şeyle kıyaslanmayacak bir takım delil ve imkânlar kendisine vermiştir.

Ayrıntılı Cevap

Yüce Allah belirtilen ayetlerde şöyle buyurmaktadır: “Biz, gökleri, yeri ve her ikisi arasında bulunanları ancak hakka ve hikmete uygun olarak yarattık. Kıyamet günü mutlaka gelecektir. Sen şimdi güzel bir şekilde hoşgörü ile muamele et. Şüphesiz, Rabbin hakkıyla yaratanın (ve her şeyi) bilenin ta kendisidir. Andolsun, biz sana tekrarlanan yedi ayeti ve büyük Kur’an’ı verdik.”[1] وَ ما خَلَقْنَا السَّماواتِ وَ الْأَرْضَ وَ ما بَيْنَهُما إِلاَّ بِالْحَقِّ ayetindeki “hak” kelimesi batıl ve oyuncak anlamının karşıtıdır; başka bir ifadeyle göklerin ve yerin yaratılışının haktan ayrı olmadığı, bilakis onlarının tümünün hak ile beraber olduğu, o halde yaratılışın yakın bir zamanda kendisine döneceği bir gayesi bulunduğu; zira yaratılışta bir gayenin bulunmaması durumunda oyuncak olacağı belirtilmek istenmektedir.[2] Ardından ayetin devamında şöyle buyrulmaktadır: وَ إِنَّ السَّاعَةَ لَآتِيَةٌ Bu ayet de iddia edilen hususa delalet etmektedir; çünkü bu yaratılış için hedef belirlenmiştir[3] ve Hz. Peygambere (s.a.a) düşman ve cahillerin inatçılık, bilgisizlik, taassup, tahrip ve aşırı muhalefetleri karşısında hoşgörü ve sevgi göstermesini ve de onları bağışlayıp kendilerine hoş bir yüzle karşılık vermesini, onların günahlarından sarf-ı nazar etmesini ve bağışlamasını tavsiye etmektedir[4]: فَاصْفَحِ الصَّفْحَ الْجَميلَ ; zira Hz. Peygamber (s.a.a) görevlendirildiği misyona davet yolunda apaçık deliller taşımaktadır ve halkın kalbinde mebde ve ahiret temellerini güçlendirmek için şiddete ihtiyaç duymamaktadır. Çünkü mantık ve akıl onunla birliktedir. Artı, cahillere karşı şiddet kullanmak, genellikle onların kabalık ve taassuplarının artmasına neden olur.[5]الصَّفْحَ” orijinal olarak yüz sayfası gibi her şeyin yön ve yüzü anlamındadır.[6] Bu yüzden “فَاصْفَحِ” “yüz çevirmek ve sarf-ı nazar etmek” anlamındadır. Bir şeyden yüz çevirmek bazen itinasızlık, küsmek ve vb. şeyler içindir ve bazen de asilce af etme ve bağışlama gayesiyledir. Bundan dolayı yukarıdaki ayette ikinci mananın çağrıştırılması için ardılınca “cemil” kelimesi kullanılmıştır.[7] Söz konusu ayetin tefsiri hakkında İmam Rıza’dan (a.s) nakledilen bir rivayette şöyle okumaktayız: “Kastedilen, sorgusuz ve sitemsiz affetmektir.”[8] فَاصْفَحِ الصَّفْحَ الْجَميلَ cümlesi bu önceki hususların bir neticesidir ve “f” harfi ona böyle bir mana vermektedir: Yaratılış haktır ve bunların hesaba çekileceği ve cezalandırılacağı bir gün gelecektir; o halde artık onların yalanlaması ve dalga geçmesine aldırma ve onları affet.[9]   

إِنَّ رَبَّكَ هُوَ الْخَلاَّقُ الْعَليمُ cümlesi, gerçekte affetmenin, bağışlamanın ve güzel bir şekilde yüz çevirmenin gerekliliğine bir delildir[10] ve bağışlama emrini veren kimse öğretmen, yaratıcı ve bilen Allah’tır. O; af ve bağışlamanın fert ve camianın ruhunda ve de halkın kazanılması ve gelişiminde ne gibi bir eseri olduğunu bilmektedir; o halde affetmek sizin için ağır olmamalıdır.[11] En sonda da Hz. Peygamberi (s.a.a) düşmanların şiddeti, sayılarının çok olması ve ellerindeki birçok maddi imkânlardan asla endişe duymaması yönünde yatıştırmakta ve ona moral vermektedir; çünkü Allah nübüvvet hakkında hiçbir şeyle kıyaslanmayacak bir takım delil ve imkânlar kendisine vermiştir:[12] Biz sana Hamd suresi ve azim Kur’an’ı verdik: «وَ لَقَدْ ءَاتَيْنَاكَ سَبْعًا مِّنَ الْمَثَانىِ وَ الْقُرْءَانَ الْعَظِيمَ»

 «سبع مثانی» kelimesinin anlamının ne olduğu hususunda “Ham Suresinin Sebe Semani Olarak Adlandırılmasının Felsefesi”, Soru: 15552 (Site: 15572) adlı başlığa müracaat edebilirsiniz.    

 


[1] Hicr, 85 – 87: «وَ ما خَلَقْنَا السَّماواتِ وَ الْأَرْضَ وَ ما بَيْنَهُما إِلاَّ بِالْحَقِّ وَ إِنَّ السَّاعَةَ لَآتِيَةٌ فَاصْفَحِ الصَّفْحَ الْجَميلَ، إِنَّ رَبَّكَ هُوَ الْخَلاَّقُ الْعَليمُ، وَ لَقَدْ آتَيْناكَ سَبْعاً مِنَ الْمَثانی‏ وَ الْقُرْآنَ الْعَظيمَ»

[2] Tabatabai, Seyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 12, s. 188, Defter-i İntişarat-ı İslamî, Kum, çap-ı pencom, 1417 k.

[3] a.g.e.

[4] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 11, s. 127, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, çap-ı evvel, 1374.

[5] a.g.e.

[6] İbn. Manzur, Muhammed b. Mukrem, Lisanü’l-Arab, c. 2, s. 512, “es-Safah” kavramı, Dar-ı Sadr, çap-ı sevvom, Beyrut, 1414 k; Rağıb İsfahani, Hüseyin b. Muhammed, el-Müfredat Fi Ğaribi’l-Kur’an, Tahkik: Sıfvan Adnan Davari, s. 486, Daru’l-İlmi’l-Dar-ı’ş-Şamiye, çap-ı evvel, Demeşk, Beyrut, 1412 k; Karaşi, Seyid, Ali Ekber, Kamus-i Kur’an, c. 4, s. 131, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, çap-ı şeşom, 1371 ş.

[7] Tefsir-i Numune, c. 11, s. 127 ve 128.

[8] Şeyh Saduk, Uyun-i Ahbar-ı Rıza (a.s), Muhakkik Ve Musahhih: Laciverdi, Mehdi, c. 1, s. 294, Neşr-i Cihan, Tahran, çap-ı evvel, 1378 k; Arusi Huveyzi, Abd Ali b. Cuma, Tefsir-i Nuru’s-Sakaleyn, Tahkik: Resuli Mehellati, Seyid Haşim, c. 3, s. 27, İntişarat-ı İsmailiyan, çap-ı çarom, Kum, 1415 k.

[9] el-Mizan, Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 12, s. 190.

[10] Tefsir-i Numune, c. 11, s. 128.

[11] Kıraati, Muhsin, Tefsir-i Nur, c. 6, s. 352, Merkez-i Ferhengi Dershayi Ez Kur’an, Tahran, çap-ı yazdehom, 1383 ş.

[12] Tefsir-i Numune, c. 11, s. 129.

 

Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Şeyh Tusi’nin (r.a) iktisat risalesi hangi konuları içermektedir?
    8689 تاريخ بزرگان 2010/09/22
    Şeyh Tusi olarak meşhur olan İmamiye Şia’sının değerli fıkıh usul, tefsir, kelam ve hadis âlimi Şeyh Ebu Cafer b. Hasan Tusi (r.a), İran ve İslam kültürünün iftiharındandır ve kendisi muhtelif ilmî alanlarda kitaplar yazmıştır. Bu ilimlerden bir tanesi de kelam ilmidir. Kendisi bu alanda on altı ...
  • Tanrının bir enerji olduğunu söylemekteler, bu doğru mudur?
    11877 Eski Kelam İlmi 2010/07/24
    Yüce Tanrı zorunlu varlık, âlim ve irade sahibidir. O, her türlü ihtiyaç, sınırlılık ve eksiklikten arı ve münezzehtir. Ama enerji eksiklik, ihtiyaç ve sınırlılıkla eşdeğer olup ilim ve iradeden yoksun bir varlıktır. Enerjinin özellikleri ile Yüce Tanrının sıfatları arasında yapılan mukayeseden Tanrının enerji ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12219 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • İnsanın günaha tekrar yönelmemesi için terkettiği günahtan ne kadar uzak kalması gerekiyor?
    6963 Pratik Ahlak 2010/06/12
    Bu konuda herhangi bir ayete ve  rivayete rastlamadık, ancak insan kırk gün amellerini ihlasla yerine getirir ve onları Allah rızası için yaparsa Allah hikmetini onun kalbine yerleştirir, diline akıtır, şeklinde rivayetler vardır.Bu bağlamda şu ...
  • Cihazla hayvanı kesmek caizmidir?
    5015 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/14
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahraninin (Allah bereketini artırsın) soruya vermiş olduğu cevap şöyledir:İşaret edilen her üç yöntem de, kesimde riayet edilmesi gereken diğer (yönleri kipleye dönük olması gibi) şartlara riayet diliyorsa hayvanların etinin helâlığına neden olması için yeterlidir. ...
  • Ehlisünnet’in görüşünü dikkate alarak Şia fıkhına göre yolculukta namazı kasır etmek ruhsat mıdır yoksa vacip midir?
    9446 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/10
    Kesin ve tartışmasız olan şu ki beş vakit namaz ilkin iki rekâtlı şeklinde teşri ve farz kılınmıştır. Şunda da şüphe yok ki ikametgahta (haderde/ kendi memleketi ve vatanında) kılınan namazlara ikişer rekât izafe edilmiştir. Şu halde zihinlere takılan soru şu: Yolculukta kılınan namazlara da iki rekât izafe ...
  • Öbür dünyada bedensel değişikliklerin yanı sıra cinsel sadizm isteğinin doyumu öreğindeki gibi ruhsal durumlarda da değişimler olacak mı?
    8573 Eski Kelam İlmi 2012/03/08
    Kur’an’da ki ayetlerden, cennetliklerde ruhsal değişimlerin olacağı, birçok ruhsal hastalığın giderileceği anlaşılmaktadır. İnsanın ahiretteki manevi rüştünden dolayı bu dünyada peşinde olduğu birçok kötü isteklerden kurtulacak, nefsani isteklerden daha üstün olan lezzetlere ulaşacaktır. ...
  • Eğer elimiz necis olursa ve su da yoksa teyemmüm yeterli midir?
    5575 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bu soru bir takım iphamlar taşımaktadır ve biz bu iphamları ortadan kaldırmak için onu iki bölüm halinde inceleyeceğiz: 1. Abdest yerine ve namaz kılmak için alınan teyemmümün kastedilmesi.2. Teyemmüm ile necis elimizi temizlemek ve necaseti gidermek istememiz.Abdest ve yıkama imkânı olmadığı yerlerde batıni temizliği elde etmek ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6074 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...
  • : Sakalı traş etmenin fıkhi delili nedir?
    8670 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/28
    Değerli fakihlerimiz, bu konuda oldukça çok ama dağınık olan delileri inceledikten sonra sakalın traş edilmesinin haramlığı yönünde fetva vermişlerdir. Kimi fakihlerde bu fetvayı eleştirerek onu kabul etmemişlerdir. Ancak insana fazla zarar vermeyecek işlerde ihtiyat etmek tereddüt ve şüpheye düşürücü işleri yapmaktan daha iyi olduğundan birinci grup sakalı ...

En Çok Okunanlar