Gelişmiş Arama
Ziyaret
84698
Güncellenme Tarihi: 2010/01/16
Soru Özeti
İslam dininin dinozor hakkındaki görüşü nedir?
Soru
İslam dininin dinozor hakkındaki görüşü nedir?
Kısa Cevap

Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.

Ayrıntılı Cevap

Kuran hidayet kitabıdır ve bu hususta yardımcı olacak her konu onda yer almaktadır. Kuran-ı Kerimin konuları anlatma yöntemi, bu konuların ince ayrıntılarına değinmeden onların temeline ve geneline işaret etmektir. Bu şekilde olması cüzi ve ayrıntılı konu ve hükümlerin çok fazla olmasından dolayıdır.[1]

Kuran-ı Kerimde, çeşitli varlıklar, bitkiler[2] ve hayvanlar diye ikiye ayrılmasına, karada yaşayan canlıların yürüyen hayvanlar ve kuşlar[3] diye kısımlandırılmasına ve yeryüzünde yürüyen hayvanların sürüngenler ve dört veya iki ayağı üzerinde hareket edenler[4] diye kısımlandırılmasına şahidiz, aynı şekilde bazı haşere, balık ve diğer canlıların isimleri anılarak onlar hakkında değerli bilgiler verilmiştir. Ama Kur’an-ı Kerim’de dinozorların yaşayışı hakkında hiçbir şey geçmemektedir ve İslam dini de bu konuya değinmemiştir. Kur’an-ı Kerim bu tür konularda, her ilmin bilim adamlarına saygı göstererek kendi hükümlerini bu bilim adamlarının bulgularına göre düzenlemektedir.

Hayvanların, bitkilerin ve maddelerin ince ayrıntıları ve çeşitleriyle ilgili konular tabiat ilminin içinde yer almaktadır ve bunun gibi konularda bu ilme bakılmalıdır. Bu yüzden dinozorlarla ilgili bilgiler için, arkeoloji ve türü tükenmiş hayvanlarla ilgili kitaplara veya bu konuyla ilgili müzelere bakılmalıdır.

Açıklandığı üzere Kur’an-ı Kerim ve diğer İslami kaynaklarda tabiata, ondaki güzelliklere ve çeşitli varlıklara çok fazla değinilmiştir ve onlardan ilahi nimet ve nişaneler ve Allah’ın azamet ve kudretinin göstergeleri olarak bahsedilmiştir. Çünkü Allah’ı tanımanın yollarından birisi de O’nun yarattığı şeyler hakkında tefekkür etmektir. Bu yüzden insanların daha kolay kavrayabilmeleri için gözleri önündeki hayvanlardan daha çok bahsedilmiştir.

Eğer ilim, dinozorlar gibi türü tükenmiş olan tarihi hayvanların özellikleri ve geçmişleri hakkında bizlere bilgiler sunabilirse, bu aslında Allah’ın azametini anlamada O’nun sayısız nişanelerinden bir nişanenin ispatlanması demektir. Kur’an-ı Kerim bu hususta şöyle buyurmaktadır:

“De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, Allah ilk baştan nasıl yaratmış bir bakın. İşte Allah bundan sonra (aynı şekilde) ahiret hayatını da yaratacaktır. Gerçekten Allah her şeye kadirdir.”[5] Numune tefsirinde bu ayetin açıklanmasında şöyle yazmaktadır: Günümüzde bu gibi ayetler bilim adamlarına daha derin ve ince anlamlar verebilir. Bilim adamları okyanusların ve dağların derinliklerine ve yeryüzünün çeşitli yerlerine giderek oralardaki fosil veya başka şekillerde olan ilk hayvan kalıntılarını inceleyip yeryüzündeki hayatın başlangıç sırlarından birisini çözebilir ve Allah’ın azamet ve kudretini ve aynı şekilde hayatı yeniden yaratabileceğini anlayabilirler.[6]

Bazı dinlerin öğretileri bazen ilmi konularla (özellikle tabiat ilmi ve yaratılışla ilgili konularla) çelişmektedir ve bu yüzden de ilimi dilin dini dilden ve ilmi hayatın dini hayattan ayrı olduğunu veya dini dilin manasız olduğunu ve bunun gibi konular ortaya atılmıştır. Ama bunların tersine İslam’ın ve Kur’an’ın öğretileri hiçbir ilmi konularla çelişkisi yoktur ve Peygamber (s.a.a.)’in zamanında birçok ilmi buluşlar ve gelişmelere işaret edilmiştir. İslam dini ilim ve âlinim makamına değer vermekte ve onların görüşlerine saygı göstermektedir ve aynı şekilde birçok ilmi buluşlardan faydalanarak hayatın başlangıcı ve ölümden sonraki hayatı ispatlamada delil olarak kullanmıştır.

Ama ilmi açıdan ispatlanmış hayvanların, necis veya pak, helal veya haram olduklarına dair hükümler, İslam dininde “gerçek konular” diye konu edilmiştir; yani konusu farz edilen genel kaideler şeklinde hükümleri açıklanmıştır. Bu anlattıklarımıza göre eğer geçmişte dinozorlar yaşamışsa veya dinozorlar için söylenen özelliklere sahip olan bir hayvan ortaya çıkacak olursa, İslam dini bu hayvan hakkında bir görüş sunmamış olsa da, müçtehitler fıkıh kaide ve kurallarına göre bu hayvan hakkındaki hükümleri eksiksiz bir şekilde insanlara sunabilirler. Çünkü müçtehitler bu güne kadar geçmişi olmayan yeni karşılaşılan birçok konunun hükmünü deliller ışığında ortaya koymuşlardır.



[1] Daha fazla bilgi edinmek için şu kaynağa bakabilirsiniz: Velayet Ve Diyanet, İslam’ın Siyasi Düşüncesindeki Gelişmeler, Hadevi Tahranî, Mehdevî, s: 47–57.

[2] “O, gökten su indirendir. İşte biz her çeşit bitkiyi onunla bitirdik.” (En’am Sûresi, 99. ayet.)

[3] “Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve (gökyüzünde) iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi ancak sizin gibi topluluklardır.” (En’am Sûresi, 38. ayet.)

[4] “Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üstünde sürünür, kimi iki ayağı üstünde yürür, kimi dört ayağı üstünde yürür... Allah dilediğini yaratır; şüphesiz Allah her şeye kadirdir.” (NÛR Sûresi, 45. ayet)

[5] Ankebût Sûresi, 20. ayet.

[6] Numune Tefsiri, c: 16, s: 238.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kuran’da hangi ayet kurtuluş yolunu açıklamaktadır?
    2880 Tefsir 2020/01/20
  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10266 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • Kuran’ın kaç suresi peygamberlerin adını taşımaktadır?
    36343 Tefsir 2012/08/11
    Kuranı kerim’in altı tane suresi peygamberlerin adını taşımaktadır. Bu sureler şunlardan ibarettir: Nuh, İbrahim, Yunus, Yusuf, Hud ve Muhammed. Elbette müfessirler bazı rivayetleri göz önünde bulundurarak Taha[1], Yasin[2], Muddessir[3], Müzzemmil[4] gibi surelerin Peygamberimize delalet ettiği ...
  • Neden Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresini 1000’den 50 yıl az olarak ilan etmiştir?
    7409 Tefsir 2019/10/21
    Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresi hakkında şöyle buyuruyor:«وَ لَقَدْ أَرْسَلْنا نُوحاً إِلى‏ قَوْمِهِ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلاَّ خَمْسِينَ عاماً فَأَخَذَهُمُ الطُّوفانُ وَ هُمْ ظالِمُونَ» “Andolsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı, sonunda haksızlık etmekte olan ...
  • Ehlisünnet’in görüşünü dikkate alarak Şia fıkhına göre yolculukta namazı kasır etmek ruhsat mıdır yoksa vacip midir?
    9899 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/10
    Kesin ve tartışmasız olan şu ki beş vakit namaz ilkin iki rekâtlı şeklinde teşri ve farz kılınmıştır. Şunda da şüphe yok ki ikametgahta (haderde/ kendi memleketi ve vatanında) kılınan namazlara ikişer rekât izafe edilmiştir. Şu halde zihinlere takılan soru şu: Yolculukta kılınan namazlara da iki rekât izafe ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9341 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Kalbi selimden maksat nedir?
    15779 Pratik İrfan 2012/04/07
    ''Selim'' sözcüğü ''silm'' ve ''selamet'' kökünden gelir. Zahiri ve batini afetlerden uzak olmak anlamı verir. İmam Sadık (a) bu kelimenin manası hakkında şöyle buyurmuştur: “Selim kalp, Rabbıyla mulakat ederken rabbi dışında hiçbir şey kendisinde barındırılmış olmayan kalptir”. Kur'an mufessirleri ''kalbi selim'' hakkında muhtelif yorumlar yapmışlardır ...
  • Ahd duası gibi bazı duaları belirlenen ölçüden az veya çok okumanın özel bir etkisi var mıdır?
    17234 Teorik Ahlak 2010/01/14
    Her güzel amel, fiili ve öznel olmak üzere iki tür güzellikten oluşmaktadır. Yani hem doğru olan ve hem de ilahi niyet ve Allah rızası için yapılan bir iş Allah katında kabul olur. Rivayetlerde niyetin, üzerinde durularak amellerin ruhu diye tabir edilmiştir. Birçok ...
  • Doğru alışverişin şartları nelerdir?
    6638 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Bu soru çok geneldir; zira alışveriş kavramı fıkıh ve örfte değişik manalara sahiptir: Genel anlamıyla alışveriş/muamele, özel anlamıyla muamele ve özel ve genel arasında bulunan orta manasındaki muamele bu kabildendir. Genel anlamıyla muamele, yakınlık kastinin muteber olmadığı ve elbise ve bedeni temizlemek, alıveriş, nikâh ve boşanmak gibi ...
  • SMS kanalıyla okunan talakın hükmü nedir?
    7708 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/12
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar