Gelişmiş Arama
Ziyaret
12545
Güncellenme Tarihi: 2009/04/18
Soru Özeti
Hz. Mehdi (a.s.)’nin varlığı ve zuhuru nasıl ispatlanabilir?
Soru
Kuran- ı Kerim sayesinde, Hz. Mehdi (a.s.)’nin varlığı ve zuhuru nasıl ispatlanabilir?
Kısa Cevap

Genel olarak Kuran-ı Kerim ayrıntılarına inmeden konuları ele alır ve bu konuların açıklamasını sünnet üstlenir.

Bu noktayı göz önünde bulundurduğumuzda Hz. Mehdi (a.s.)’nin varlığını ve zuhurunu Kuran- ı Kerim’deki iki kısım ayetten istifade edebiliriz:

1) İlahî bir hüccetin (masum bir önderin) varlığının gerekliliğini açıklayan ayetler. Örneğin Allah-u Teala’nın Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’e hitap ederek buyurduğu şu ayet: “Sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun bir rehberi ve hidayetçisi vardır.” Bu ayet, bütün beşeri toplumlarda ilahî önderlerin varlığını ve sürekli olmaları gerektiğini genel olarak açıklamakta ve vurgulamaktadır.

2) Mümin ama zayıf düşürülmüş kimselerin yeryüzünde hâkim olacaklarını müjde veren ayetler. Örneğin Kuran- ı Kerim şöyle buyurur: “Andolsun ki, Tevrat'tan sonra Zebur'da da yazmıştık ki: «Muhakkak yeryüzüne benim iyi kullarım varis olacaktır.»” Kuran- ı Kerim’in diğer ayetlerinde bu vaadi tekrarlamıştır yani Allah-u Teala, salih kulların yönetimi ele alacaklarını ve yeryüzünde emniyeti ve dini yayacaklarını söz vermiştir.

Rivayetler bu ayetleri Hz. Mehdi (a.s.)’nin varlığı ve zuhuruna dair tefsir etmişlerdir.

Ayrıntılı Cevap

Geldiğinde dünyayı adaletle dolduracak olan bir kurtarıcı hakkında, bütün dinler ve mezheplerin görüş birliği olmasının yanı sıra bu kurtarıcının kim olduğu ve özellikleri üzerinde ihtilaf vardır. Şia, bu kurtarıcının İmam Hasan Askeri’nin oğlu olduğuna, şimdi hayatta bulunduğuna ve gaybet dönemini yaşadığına inanmaktadır.[1]

Kuran- ı Kerim fıtrata ve akla uygun gerçeklere dayalı olduğu için, bütün ilmî ve dinî konular hakkında en iyi kaynaktır. Elbette Kuran- ı Kerim çoğunlukla konuları genel olarak açıklamaktadır ve bu konuların ayrıntılı açıklamaları için de Kuran’ın hakikatlerine âlim olan “İlimde derinleşmiş olanlar”[2] ayetine mazhar masum İmamlar (a.s.)’a başvurulmalıdır. Diğer bir tabirle, Kuran ayetlerinin ne demek istediğini açıklama görevi ilahî hüccetlere verilmiştir.[3]

Bu sorunun cevabında sadece, konuyla ilgili bazı ayetlere değineceğiz ve bazen de ayetleri daha iyi anlamak için masumlar İmamlar (a.s)’ın rivayetlerinden istifade edeceğiz. Hz. Mehdi (a.s.)’nin varlığı ve onun zuhuru Kuran- ı Kerim’deki iki kısım ayetten istifade edilebilir:

1) Yeryüzünde ilahî bir hüccetin varlığının gerekli olduğunu açıklayan ayetler:

Kuran-ı Kerim açısından, insanlık tarihi boyunca yeryüzü hiçbir zaman ilahî bir hüccetten yoksun olmamıştır. Allah-u Teala, her ümmeti hidayete erdirmek ve kemale ulaştırmak için uygun bir masum kişiyi görevlendirmiştir. Allah-u Teala bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun bir rehberi hadisi vardır.”[4]

Buna göre Allah-u Teala tarafından seçilmiş bir hidayet edicinin bütün insanlık toplumlarında olması gerekmektedir. İmam Sadık (a.s) bu ayetin tefsirinde şöyle buyurmaktadır:

“İnsanları, Allah Resûlü’nün getirdiği şeylere (İslam dinine) hidayet etmesi için her zaman bizim soyumuzdan birisi yeryüzünde bulunmaktadır.”[5]

Bu ayet ve rivayetten genel olarak, her zamanda hidayet edici olarak ilahî bir hüccetin olması gerektiği çok iyi anlaşılmaktadır.

Her zamanda ilahî bir hüccetin olmasının gerekliği üzerine bir diğer delil de, Kuran-ı Kerim’in bir açıklayıcı ve müfessire ihtiyacı olması ve masum imamdan başka hiç kimsenin Kuran-ı Kerim’in muhkem ve müteşabih ayetlerinin bütün özelliklerine ve manalarına vakıf olmamasıdır. Sonuç olarak, aklın kesin hükmüne göre Peygamber (s.a.a)’den sonra masum bir imamın olması gereklidir.[6]

İmam Rıza (a.s) masum bir imamın olmasının gerekliliği hususunda şöyle buyurmaktadır: “Eğer bir göz açıp kapayıncaya kadar dahi yeryüzünde ilahî bir hüccet olmazsa, yeryüzü kendi ehlini yutar.”[7]

Masum imamlar (a.s), varlık âleminin emniyeti, huzuru ve ilahî feyzin vasıtasıdırlar ve Allah-u Teala’nın nimet ve bereketleri onların vesilesiyle insanlara verilmektedir; eğer bir an dahi onlar olmazsa, yeryüzü ehlini yutar.[8]

Ama bu dönemde bu masum imamın kim olduğu hususu peygamber’in hadisleri sayesinde açıklık kazanır. Mütevatir olan hadisler bu şahsın İmam Hasan Askeri (a.s)’nin oğlu olduğunu açıklamaktadır.[9]

 

2) Salih ve mümin kulların yeryüzünde yönetimin başına geçeceklerini müjdeleyen ayetler:

Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhuru, Kuran-ı Kerim’in birçok ayeti ışığında ispatlanabilir. Bu ayetlerin hepsi salih ve zayıflatılmış kulların, kendi haklarını alacaklarını ve güç kazanarak yeryüzünde adalete dayalı tek bir hükümet kuracaklarını ve İslam dininin bütün dinlere ve ekollere üstün geleceğini müjdelemektedir. Kuran-ı Kerim, bu müjdenin diğer bazı ilahî kitaplarda da geçtiğini açıklamaktadır:

“Andolsun ki, Tevrat'tan sonra Zebur'da da yazmıştık ki: « Muhakkak yeryüzüne benim iyi kullarım varis olacaktır.»[10]

Kuran-ı Kerim, diğer taraftan bu müjdeyi Allah-u Teala’nın iradesine isnat etmektedir: “Ve bizse yeryüzünde zayıf bir hâle getirilmesi istenenlere lûtfetmeyi ve onları, halka rehber kılmayı ve yeryüzüne, onları mîras bırakmayı dilemekteyiz.”[11] Birçok rivayetlerin açıklaması üzerine bu ayetler Hz. Mehdi’nin zuhuruna bir müjdelemedir. Bu ayetlerden bazılarının belli bir konu hakkında nazil olduğu gerçeği onun diğer örneklere uyarlanamayacağı anlamına gelmediği de açık bir konudur.

Bir başka ayette ise Allah-u Teala, salih ve mümin kulların hükümetlerini “ilahî vaat” olarak insanlara açıklayarak onların eliyle gerçekleşecek emniyet ve huzuru müjdelemektedir: “Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm'ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve (geçirdikleri) korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vaat etti. Onlar hakkımda hiç bir şeyi şerik koşmayarak hep bana ibadet edeceklerdir.”[12]

 

Masum İmamlar (a.s)’dan gelen rivayetler bu ayeti, Hz. Mehdi (a.s.) ve onun yaranlarına yorumlamaktadır.[13]

Özet:

Yukarıda zikredilen ayet ve rivayetlerin genelinden, Allah-u Teala’nın hikmet ve lütfü gereği insanlık tarihi boyunca sürekli ilahî rehberlerin insanları hidayete erdirmek için görevli oldukları ve Allah-u Teala’nın onların varlıklarının bereketini yeryüzünde sürekli kıldığı anlaşılmaktadır. Hz. Mehdi (a.s.) bu zamanda, dünyadaki insanların rehberlik görevini üstlenmektedir ve gelecekte zuhur edecektir.[14]



[1] Bu kitabın 7. sorusu, İmam Mehdi (Allah onun zuhurunu çabuklaştırsın) ve dinlerin vaat ettiği kimse.

[2]وَالرَّاسِخُونَ فِی الْعِلْمِ” (Âli İmran Sûresi, 7. ayet)

[3] Sakaleyn Hadisi, Müstedrek-i Hâkim, c:3, s: 148, Dar-ul Ma’rife yayın evi, Beyrut.

[4]إِنَّمَا أَنتَ مُنذِرٌ وَلِکُلِّ قَوْمٍ هَادٍ” (Ra’d Sûresi, 7. ayet) 

[5] Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c: 23, s: 5.

[6] Banuy-i İsfahanî, Seyyide Nusret Emin, Mehzenu’l-İrfan Der Tefsir-i Kuran, c: 3, s: 39, Nahl Sûresinin 44. ayetinin açıklamasında.

[7] Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c: 23, s: 29, bu konuda başka hadisler de zikredilen kaynakta yer almaktadır.

[8] Bihar’ul Envarda ilahî bir rehberin sürekli olması gerektiği başlığıyla geçmektedir; Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c: 23, s: 56.

[9] Safi, Lütfullah, Müntehabu’l-Eser; Taberisi Nuri, Mirza Hüseyin, En-Necmu’s-Sagıb; Allame Meclisi, Biharu’l-Envar  

[10]وَلَقَدْ کَتَبْنَا فِی الزَّبُورِ مِن بَعْدِ الذِّکْرِ أَنَّ الْأَرْضَ یَرِثُهَا عِبَادِیَ الصَّالِحُونَ” (Enbiya Sûresi, 105. ayet)

[11]وَنُرِیدُ أَن نَّمُنَّ عَلَى الَّذِینَ اسْتُضْعِفُوا فِی الْأَرْضِ وَنَجْعَلَهُمْ أَئِمَّةً وَنَجْعَلَهُمُ الْوَارِثِینَ” (Kasas Sûresi, 5. ayet)   

[12]وَعَدَ اللَّهُ الَّذِینَ آمَنُوا مِنکُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَیَسْتَخْلِفَنَّهُم فِی الْأَرْضِ کَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِینَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَیُمَکِّنَنَّ لَهُمْ دِینَهُمُ الَّذِی ارْتَضَى لَهُمْ وَلَیُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا یَعْبُدُونَنِی لَا یُشْرِکُونَ بِی شَیْئًا” (Nur Sûresi, 55. ayet) 

[13] Ferzî, Muhammed Ali, Ümid-i Sebz, s: 34.

[14] Daha fazla bilgi edinmek için şu kaynağa başvurabilirsiniz: Rızvanî, Ali Asker, Mev’ud Şenasi ve Pasuh Be Şübehat (Vaat Edilen Mehdinin Tanınması ve Şüphelere Cevap), s: 287–298.  

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • cinsel sapıklık ve inhiraftan korkulmadığı taktirde evlilik bırkalabilinir mi?
    10114 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    Evlilik olgusu bütün milletler arasında süre gelmiş bir gelenektir. Ancak islam dini evliliğe ve aile yuvasının ve teşkilatının kurulmasına çok önem vermiştir. Ayet ve rivayetlerdeki bütünlükten evliliğin ne kadar önemli olduğu çok güzel bir şekilde anlaşılıyor. Allahu teala kuranı kerimde bekar olanları evlendirin, şeklinde emr ...
  • İmam Musa Kazım’ın (a.s) hayatı, evlatları ve torunlarını özetle benim için açıklar mısınız?
    21759 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Melekler Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bilmekteydiler?
    13280 Tefsir 2011/06/20
    Meleklerin Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bildiği hususunda bir takım ihtimaller beyan edilmiştir:1. Lavh-i Mahfuz kanalıyla Âdem’in zürriyetinin yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağı ve kan akıtacağı öğrenilmiştir. 2. İlahi haberler yoluyla öğrenilmiştir.3. Bu konu gerçekte meleklerin öngörüsüydü; çünkü onlar insanın bir takım tabii çelişkiler taşıyan toprak ...
  • Cennet ve cehennemde ölüm var mıdır?
    18303 Eski Kelam İlmi 2010/07/05
    Kur’an, rivayet ve aklî deliller, insanların cennete veya cehenneme gittiği zaman artık bir ölümün olmadığı hususunda müttefiktirler. Kur’an’ı Kerim bir taraftan kıyameti daimi gün (ebediyet günü) olarak adlandırmış ve öte taraftan da cennetlikleri daimiler (ebediler) sıfatıyla nitelemiştir. Rivayetlerde geldiği üzere cennetlik ve cehennemliklere şöyle ...
  • Yolculuktayım ve yolculuğumun müddeti belli değil. Lütfen seferî kılma ve tam kılma açısından namazımın durumunu belirtiniz.
    6948 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Cemaat namazı niyetinde namaz rekâtlarının sayısı belirtilmeli midir?
    6376 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Asıl yanıta değinmeden önce niyette iki önemli konunun dile getirildiği noktasını hatırlamak gerekir:1. Niyette söz gerekli midir?2. Niyette muteber olan şeyleri dile getirmenin lazım olmadığı açıklığa kavuştuktan sonra[1] hangi şeylerin niyette gerekli ve muteber olduğu konusu ortaya çıkmaktadır. ...
  • Hicr suresi 91. ayetteki bölenlerden Allah’ın kasti nedir?
    11333 Tefsir 2010/11/27
    Bu ayet-i şerifede yer alan “el-muktesimin” kavramı bölen ve bölücüler anlamındadır. Bu ayetin nüzul sebebinin ne olduğu ve kimler hakkında nazil olduğu hususunda ise tefsirlerde birkaç ihtimal beyan edilmiştir. 1. Hac aylarında yolculara Muhammed adındaki bir şahsın bir takım iddiaları olduğunu ve kesinlikle kendisinin sözlerini dinlememelerini ...
  • Üç Haslet hadisinin senedi sahih midir?
    7310 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/10/23
    Söz konusu hadisin bazı ravileri hakkında elde herhangi bir bilgi yoksa da birkaç sebepten dolayı ona istinat edilebilir:1-Hadis, çeşitli birinci grup rivayet kaynaklarında gelmiştir. Ve biliyoruz ki bir rivayet değişik kaynaklarda gelmişse ve büyük muhaddisler ona önem vermişlerse bu, onun itibarını ve muhaddislerin ...
  • Sigaranın orucu bozduğunu bilmeyen biri, sigara içerek tuttuğu oruçların kazasının yanı sıra keffarette vermeli midir?
    8350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    İmam Humeyni (r.a) ve diğer büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: (Oruç tutan kişi) Meseleyi bilmediğinden dolayı orucu bozan bir şey yapsa, eğer meseleyi öğrenme imkanı vardıysa farz ihtiyat gereği üzerine keffaret gelir. Eğer meseleyi öğrenme imkanı yoktuysa veya meselenin farkında değildiyse yahut filan şeyin orucu bozduğunu kesin olarak ...
  • Hz. Müslim kimdi?
    19268 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2010/12/22
    Akil’in oğlu olan Müslim üç imam (müminlerin önderi Ali, İmam Hasan, İmam Hüseyin (a.s) ) ile aynı asırda olup onları yakından görmüş, İmam Hüseyin’in (a.s) imameti zamanında imamının hedefleri için canını feda etmiş ve Übeydullah b. Ziyad emriyle şahadete ulaşmıştır. O bu zamanda İmam Hüseyin’in (a.s) ...

En Çok Okunanlar