Gelişmiş Arama
Ziyaret
20344
Güncellenme Tarihi: 2011/10/23
Soru Özeti
Kur’an-ı Kerim’in adı ne zaman kadar mushaf kaldı ve ne zamandan sonra Kur’an denilmeye başlandı?
Soru
Kur’an-ı Kerim’in adı ne zaman kadar mushaf kaldı ve ne zamandan sonra Kur’an denilmeye başlandı?
Kısa Cevap

Kur’an-ı Kerim’in adı daha başlangıçtan Kur’an idi, zira Kur’an’ın kendisinde de bu isimle anılmıştır. O zaman soruyu şöyle sormak lazım: ‘Kur’an’a ne zamandan beri ‘mushaf’ denilmeye başlandı?’
Mushaf, sahabelerin zamanından beri lugat manasında, yani ciltli (iki kapak arasındaki) kitap olarak Kur’an için kullanılmıştır. Mushaf, Ehl-i Beyt’in (a.s) literatüründe de lügat manasında kullanılmıştır. Bir rivayette İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Kur’an’ı mushafın yüzünden okumak, gözden daha fazla faydalanmaya ve ebeveynin -kafirde olsalar- azabının azalmasına neden olur.’

Ayrıntılı Cevap

Sorunuzda Kur’an, Mushaf ve Tefsir gibi birkaç tane anahtar kelime vardır. Bunların manası daha sonra gelecektir.

Kur’an-ı Kerim’in adı daha başlangıçtan ‘Kur’an’ idi. Zira kimi ayetlerde bu isimle anılmıştır.[1] Öyleyse soru şöyle sorulsa daha iyi olacaktır: ‘Bu kitaba ne zamandan beri mushaf denilmeye başlandı?’

Mushafın lügatteki manası ‘üzerine yazı yazılan şey’[2] olup, iki kapağın arasında olan demektir.[3] Mushaf sahifenin çoğulu olan suhuf’tan türemiştir. Dolayısıyla ister Kur’an olsun ister başka şey iki kapağın arasında olan ciltli kitaba mushaf denmektedir. Kur’an-ı Kerim’de de semavi kitaplara mushaf değil ’suhuf’ denmiştir.[4]

 

Sahabenin Literatüründe Mushaf

Sadr-ı İslam’ın meselelerinden birisi Kur’an’ın toplanma meselesiydi. Bu mesele hakkında çeşitli görüşler var;[5] kimisine göre Kur’an Peygamberin kendi zamanında toplanmıştır, kimisine göre de peygamberin vefatından sonra. Kur’an’ın Peygamberin (s.a.a) kendi zamanında toplandığı kesindir. Sahabenin döneminde ise kapsamlı ve bir mushafta toplanması söz konusuydu.

Tarihi kaynaklarda 2. Halife Ömer’in, birini Ubey b. Kaab’ın yanına gönderip ‘Kur’an’ı mushafta toplamak istiyorum, yanında Kur’an’dan ne varsa gönder’ dediği nakledilmiştir.[6]

Buhari, sahabelerden Zeyd b. Sabit’ten şöyle rivayet ediyor: ‘Zeyd diyor ki: Halife Ebubekr benden Kur’an’ı toplamamı istediğinde Kur’an’ın tümünü topladım. Ebubekr, yanında toplanmış sahifeler (Suhuf) olduğu halde öldü. Ömer’in zamanında da onlar vardı. Ömer’den sonra kızı Hafsa’nın eline geçtiler.[7]

Bütün bunlardan mushafın, sahabenin döneminde lügat manasında kullanıldığı anlaşılmaktadır.[8] Yani Kur’an’dan daha genel bir manada kullanılmıştır. Bazı sahabelerin Kur’an’ı sahifelerde topladığı ve kendi adlarıyla meşhur olduğu yine tarihlerde yazılıdır. Örneğin: Mushaf-ı Aişe, Mushaf-ı Hafsa, Mushaf-ı Ubey b. Kaab vs. gibi. Bütün bu mushaflar Resul-i Ekrem’in (s.a.a) vefatından sonra bu isimle tanınmıştır.

 

Ehl-i Beyt’in Literatüründe Mushaf

Mushaf, Ehl-i Beyt’in literatüründe lügat manasında kullanılmıştır. İmam Sadık’ın (a.s) şöyle buyurduğu rivayet edilir: ‘Kur’an’ı mushafın yüzünden okumak, gözden daha fazla faydalanmaya ve ebeveynin -kafirde olsalar- azabının azalmasına neden olur.’[9]

Rivayette mushafın lügat manasında kullanıldığı bellidir, zira İmamın (a.s) ‘Kur’an’ı Kur’an’ın yüzünden okuyun’ demesinin bir manası olmaz.

İmamiye mezhebinde Hz. Fatıma’nın mushafı’ da meşhurdur. Bu Kur’an değildir. İmam Sadık (a.s) bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Andolsun Allah’a o mushaf Kur’an değildir.’[10]  

Buna göre mushaf kelimesinin mevcut Kur’an’lardan tek nusha halinde çıkarılmasından sonra (3. Halifenin dönmende) Kur’an’a isim olarak verildiğini söyleyebiliriz.



[1] -Vakıa/77

[2] -İbn-i Manzur, Lisanu’l-Arap, c.9, s.186, Dar-u Sadır, Beyrut, 1414.

[3] -Ragıb İsfahani, el-Müfredat Fi Garibi’l Kur’an, s.476, Daru’l İlm, Dimeşk, 1412.

[4] -A’la/19

[5] -Bu konuda bakz: Kur’an’ın Toplanması, Soru:71, (Site:314); Resulullah’ın Kur’an’ı Toplaması, Soru:1625 (Site:1632)

[6] -Meclisi, Biharu’l-Envar, c.44, s.101.

[7] -Muhammed b. İsmail Buhari, Sahih-i Buhari, Kitab-u Fezaili’l-Kur’an, Bab-u Cem’il-Kur’an, c.16, s.467, H.4986, Mısır Vakıflar Bakanlığı Yayınları.

[8] -Bu konuda başka hadisler görmek için Sahih-i Buhari, c.16, s.467 bakabilirsiniz.  

[9] -Muhammed b. Yakup Kuleyni, Kafi, c.2, s.613. Bu sayfada ‘Bab-u Kıraati’l-Kuran Fi’l Mushaf’ adında bir bab vardır.

[10] -Meclisi, a.g.e. c.26, s.45.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Gayri Müslüman Olan bir kimse bize “esselamu Aleykum” şeklinde Selam verse bizim ona karşı cevabımız nasıl olmalıdır?
    9463 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/07
    Dini öğretilerde çok dikkate alınmış ve kendisine çok tekit edilmiş olan konulardan birisi Müminlerin birbirine selam vermeleridir. Bu düsturdan istisna edilen bazı konular ve yerler var olmaktadır. Onlardan bir tanesi gayri Müslüman olan kimselere selam vermektir. Fıkıh kitaplarında Müslüman olmayanlara selam vermek mekruhtur denilmektedir: Kâfirlerin vermiş olduğu ...
  • Kur’an’da ‘Leyl’ (gece) kelimesi neden hep ‘Nehar’ (gündüz) kelimesinden önce gelmiştir?
    11620 Tefsir 2012/04/04
    Kur’an’da ‘gece’ kelimesinin ‘gündüz’ kelimesinden önce gelmesi konusunda müfessirlerin öne sürdüğü görüşlerin önemlileri şunlardır: 1- Bazılarına göre gecenin gündüzden önce gelmesinin nedeni Hak Teala’nın geceyi gündüzden önce yaratmasından dolayıdır.[1] 2- Bazılarına göre ‘gece’ kelimesinden sonra ve ‘gündüz’ kelimesinden önce gelen ...
  • Savunma hedeflerinin gerçekleşmesinde kadın ve kızların rolü nedir?
    7246 زن و حکومت اسلامی 2012/06/14
    Düşman karşısında savunma yapmak insan ve tüm diri varlıkların fıtri ve zati bir özelliğidir. İslam’ın hayat bahşedici mektebi de bunu değerli ve kutsal bir husus olarak değerlendirmiş ve takipçilerini buna çağırmıştır. Hatta savunma ve öncüllerini Müslümanlara farz kılmıştır. Bu, özel bir grubu özgü değildir. Kadın ve erkek ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8501 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • Sami kavimlerinden olmayıp Avrupa, Hindistan vs. kavimlerden de peygamber gelmiş midir?
    17280 Eski Kelam İlmi 2010/01/02
    İnsan sorumlu bir varlıktır. Bu sorumlulukların hangi sorumluluklar olduğunun bilinmesi için Allah tarafından peygamberlerin gönderilmesi gerekir. Yoksa sorumluluğun manası olmaz.  Kur'an-ı Kerim, çeşitli ayetlerde nerede ...
  • Ben bir miktar çeyizimi kendi maaşımla hazırlayabilir miyim? Kocam, buna muhaliftir ve tüm çeyizi ailen hazırlamalıdır ve ben razı değilim demektedir! Ben onun görüşünün aksine davranabilir miyim?
    6029 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaşınızın tasarruf hakkı kendi elinizdedir ve eşinizin rızası şart değildir.Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaş size aittir ve her türlü tasarruf sizin için caizdir.Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Herkesin kendi malında tasarruf ...
  • Garanık efsanesi nedir?
    11106 Tefsir 2011/04/11
    Garanık efsanesi, Kur'an ve Peygamber'in (s.a.a) mevkisini düşürmek için çalışan düşmanlar tarafından uydurulan bir efsanedir. Onlar şöyle demişlerdir: Peygamber (s.a.a) Mekke'de en-Necm suresini okurken müşriklerin putlarının isimlerinin anıldığı ayete yani: "أَ فَرَءَیْتُمُ اللَّاتَ وَ الْعُزَّى‏ وَ مَنَوةَ الثَّالِثَةَ الْأُخْرَى"
  • İslam’ın telepati hakkındaki görüşü nedir?
    77921 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/03/15
    Telepati deyimi Yunanca bir deyim olup,uzaklık anlamında tele ve duygu anlamında patus sözcüklerinden oluşmuştur. Telepati kendi duygu organlarından yararlanmadan esrarengiz bir şekilde başkalarının hislerini bilmesi veya duymasını ifade eder. Telepati yanlıları şöyle diyorlar: Normal insanlar için bile yüzlerce kilometre uzakta bulunan dost ve akrabalarının ölümü zamanında tevehhüm ...
  • Tekvini velayet nedir? Tekvini velayet ile Masum İmamlar arasındaki irtibat nedir?
    5763 ولایت، برترین عبادت 2019/02/20
    “Velayet” kelimesi arapça bir kavram olup kök anlam olarak sözlükte “birbirini takip etmek,bir şey diğerinin ardı sıra gelmek ,aralarında mesafe olmaksızın bir şeye yakın olmak” anlamındadır. Bu bağlamda sevgi, bağlılık, yardım, nusret, uyum, egemenlik, rehberlik ve sorumlu anlamlarında kullanılmıştır. “Tekvini velayet” ise varlık alemindeki mahlukat üzerinde egemenlik ...
  • Cebrail sadece vahiy esnasında mı Peygamber-i Ekrem’e nazil oluyordu yoksa sürekli Peygamberin yanında mıydı?
    9267 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Cebrail Peygamber-i Ekrem’e sadece vahiy indirme esnasında gelmekteydi; çünkü rivayetlerde mesela Peygamber-i Ekrem (s.a.a) filan işle meşgulken Cebrail kendisine nazil oldu diye ifade edilen birçok örnek mevcuttur. Bu, Cebrail’in her zaman Peygamberle birlikte olmadığını yansıtıyor. Eğer Cebrail sürekli Peygamberin yanında olsaydı, artık nüzulün bir anlamı kalmazdı; zira nüzul mertebenin ...

En Çok Okunanlar