Gelişmiş Arama
Ziyaret
8423
Güncellenme Tarihi: 2015/05/27
Soru Özeti
Acaba Allah yetmiş yaşındakileri seviyor ve seksen yaşındakileri, azap etmeyeceğini söylemiş midir?
Soru
İmam Cafer’den (a.s.) şöyle bir rivayet nakil edilmiş: “Allah u Teâlâ yetmiş yaşında varmış kimseleri seviyor ve sekse yaşına varmış olanları azap etmeyecektir”. Bu rivayeti kaynaklarda görmek ve incelemek istedim maalesef muvaffak olamadım. Acaba böyle bir rivayet var mıdır? Eğer varsa güvenilir bir hadis midir? Bu rivayetin kaynağı nedir? Hangi şartlarda söylenmiş? Yoksa böyle bir rivayet temelden yok belki uydurma bir rivayet midir? Bunun hakkında ayrıntılı bilgi vermenizi rica ediyorum.
Kısa Cevap
İmam Sadık’tan (a.s.), rivayi (rivayet içerikli) kaynaklarda müminlerin mükâfatı noktasında bir rivayet nakil edilmiş ki şöyle buyuruyor: kırk yaşından sonra imanlı kimseler her on senede Allah tarafından özel merhamet ve lütufla karşılaşıyorlar. Eğer bu rivayetin senedinde, azıcık tesamuh göstersek ve başka rivayetleri de bunun yanına koyup, dikkate alırsak muhtevasını kabul edebiliriz.
 
Ayrıntılı Cevap
İlahi nimetlerin en büyüğü dünyadaki ömür ve yaşama nimetidir. Müminler bu nimetten yararlanarak kendilerini ebedi bir hayat için hazırlıyorlar. Böylece sahip oldukları bu ömürlerinden en güzel şekilde istifade etmiş oluyorlar. Bu nedenle ömrün geçmesiyle; eğer ömür sahibi geçmişteki tecrübelerden yararlanırsa gençlik döneminde yanlış yapma oranı azalacaktır. Her halükarda dünyadaki ömrünün sona yaklaşmasıyla iman sahibi bir kimse adeta âlemlerin rabbiyle mülakat yapmaya hazırlanıyor duruma gelmiş olacaktır. Allah’ın kulluğunda ve itaatinde sarf edilen bir ömür çok değerlidir. Tabii olarak böyleli bir ömrün uzatılması ilahi rızanın sahibinin haline daha fazla şamil gelmeye sebep oluyor. 
Değerli el – Kâfi kitabında bir rivayette şöyle gelmiştir: böyleli müminlerin ömrü birkaç merhaleye taksim edilmiştir: bu yolun yolcuları ki müminlerdir, yetiştikleri her merhalede has ve özel bir mükâfatla karşılaşıyorlar.
Rivayetin Senedi:
Rivayetin raviler silsilesi şöyledir: “iddetun min Ashabina” (Ashabımızdan bir kısmı) Ahmet b. Muhammed’den, o İbni Ebi Necran’dan (Abdurrahman), o Muhammed b. El-Kasımdan, o Ali b. El-Muğireden, o da Aba Abdullah’tan (a.s.) şöyle buyurduğunu duydum diyor:
Mümin kırk yaşına vardığı vakit Allah u Teâlâ onu üç çeşit hastalıktan; Baras, Cüzam ve delilikten, koruyor. Elli yaşına vardığı vakit, Allah onun hesabını kolaylaştırır. Altmış yaşına vardığı vakit, Allah onu tövbe yapmakla rızıklandırıyor. Yetmiş yaşına vardığı vakit gökteki varlıklar onu severler. Seksen yaşına vardığı vakit güzelliklerinin sabitleşmesine ve günahlarının atılmasına (temizlenmesine) emrediyor. Doksan yaşına vardığı vakit Allah u Teâlâ geçmiş ve gelecekteki günahlarını affediyor ve yeryüzünde, Allah in esirinde (güdümünde) karar kılınmış olanlardan yazılacaktır.
 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar