Gelişmiş Arama
Ziyaret
10963
Güncellenme Tarihi: 2012/02/18
Soru Özeti
Eşim daha önce Hindu idi ve benim için Müslüman oldu. Ama bu görünüşte kaldı ve kendisi hiçbir şerî meseleye riayet etmemektedir. İşini yalan ile elde etti. Nasıl davranmam gerektiğini bana bildirir misiniz? Boşanmak caiz midir?
Soru
Eşim daha önce Hindu idi ve benim için Müslüman oldu. Ama bu görünüşte kaldı ve kendisi hiçbir şerî meseleye riayet etmemektedir. İşini yalan ile elde etti. Nasıl davranmam gerektiğini bana bildirir misiniz? Boşanmak caiz midir?
Kısa Cevap

Cevap olarak söylemeliyiz ki siz maalesef evliliğin başında hataya mürtekip olmuşsunuz. Gerekli araştırmayı yapmaksızın inanç ve düşüncelerini pek bilmediğiniz birisiyle ortak yaşama başlamışsınız. Ama sizin henüz dininize ve onun buyruklarına riayet etmeye hassas olmanız ve kalbî imanınızdan kaynaklanan kaygılarınızı dile getirmeniz övülmeye layıktır. Probleminiz ile ilgili olarak şöyle söylemeliyiz: İslam sadece iki şahadet ile tahakkuk eder ve eğer bir şahıs şerî meselelere riayet etmiyorsa, günahkâr ve kusurlu sayılmasına ve gerçekte hakiki Müslüman olmamasına rağmen, onun sadece namaz, oruç ve diğer şerî farzları yerine getirmemesi kendisinin Müslümanlıktan çıkmasına, kâfir ve necis olmasına neden olmaz. Kendisinin mürtet oluşu ispatlanamayana dek, diğer Müslümanların hükmünü taşır.[1] Bu esasla, Müslüman bayanlar ile evlenmek gibi İslam hükümleri onun için icra edilebilir ve bu doğrultuda boşanmak da onun inisiyatifindedir. Siz yasal olarak belirttiğiniz delillerden hareketle eşinizden ayrılma iznini elde edemezsiniz; çünkü bir taraftan o henüz şerî kanunlara göre Müslüman sayılmaktadır ve öte taraftan da kendisinin işini yalan vesilesiyle elde etmesini evliliği iptal etme gerekçesi ve sebebi sayamazsınız. Eşiniz karşısında sizin gösterebileceğiniz tavır, ilkönce onu yatıştırarak ve kendisine nasihat ederek davranış ve hareketlerini İslam ölçüler ve buyruklarına göre düzenlemesi yönünde çalışmalısınız. Eğer çabanız sonuçsuz kalırsa ve zor bir ilahi imtihana tabi tutulacak olursanız, çabanızı kendi dininizi ve evlatlarınızı korumaya matuf kılmalı ve en zor şartlarda bile mümin kalınabileceğini bilmelisiniz; zira imansız ve zalim kocaları bulunmasına rağmen Kur’an-ı Kerim tarafından örnek hanım ve tüm insanlar için numune olarak tanıtılacak kadar bir iman derecesine ulaşan (Firavun’un eşi gibi) kadınlar var olmuştur.[2] Neticede eğer kocanız resmen mürtetliğini ilan etmişse veya sürdüremeyeceğiniz ölçüde hayatı size zor kılmışsa, yargı mercileri kanalıyla boşanma girişiminde bulunabilirsiniz. Elbette şerî kanunlar esasınca eşin mürtet oluşu ispatlandığı an evlilik geçersiz olur ve boşanmaya gerek kalmaz. İmam Humeyni’nin (r.a) Tevzihü’l-Mesail’inde şöyle yer almaktadır: “Eğer Müslüman olmayan bir baba ve anneden dünyaya gelmiş ve Müslüman olmuş bir erkek, hanımıyla yakınlık kurmadan önce mürtet olursa, akdi geçersiz olur ve yakınlık kurduktan sonra mürtet olur ise, hanımı boşanma hükümlerinde belirtildiği kadar iddet tutmalıdır. O halde iddet bitmeden önce kocası Müslüman olursa, akit geçerlidir. Aksi takdirde geçersizdir.”[3] Elbette tekrar vurguluyoruz ki sadece şerî hükümleri yerine getirmemek ve onları inkâr etmekle bir şahsı mürtet saymak mümkün değildir. Elbette söz konusu hükümleri inkâr etmek, Allah ve Peygamberi (s.a.a) inkâr etmeye neden olursa, mürtet olur.”[4] Zorluk ve sıkıntı durumunda da şerî mercie müracaat etmeli ve boşanma talebinde bulunmalısınız.   



[1] Hamaney, Seyid Ali, Ecübetü’l-İstiftaat, s. 62.

[2] Tahrim, 11.

[3] İmam Humeyni, Tevzihü’l-Mesail, m. 2450.

[4] İmam Humeyni, Tevzihü’l-Mesail, m. 2447.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zamanın imamı (a.s) kimin eliyle şahadete erecektir ve ondan sonraki dönem ne kadar sürecektir?
    9095 Eski Kelam İlmi 2011/05/21
    Zamanın imamının (a.s) ömrünün sonu hakkında iki grup rivayet mevcuttur. Birinci gruptaki rivayetler onun tabii bir ölümle, ikinci gruptaki rivayetler ise şahadet ile ömrünün noktalanacağını bildirmektedir. Ama onun katilinin kim olduğu noktasında elde kabul edilir bir rivayet ve delil mevcut değildir. Aynı şekilde zamanın imamının vefatından kıyamete dek süren ...
  • İmamiye Şia’sı ve Ehlisünnetin İbn. Teymiye hakkındaki görüşü nedir?
    8416 شیعه آماج تهمتها 2015/06/29
    İbn. Teymiye, Hicri-Kameri 661 yılında Şam yarım adasında yer alan (bugünkü Türkiye) Harran şehrinde dünyaya geldi ve 67 yıl süren bir yaşamın ardından Hicri-Kameri 728 yılına denk gelen yılda Şam Kalesi hapishanesinde öldü. İbn. Teymiye ilahi sıfatlar, peygamberlere ve velilere tevessül etmek hakkında özel inançlara sahiptir. Onun ...
  • İslam’ın bakışında nazar değmesi ve vesveseyi etkisiz kılmak için dua yazmanın bir meşruiyeti var mıdır?
    14501 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    İslam, fakihler ve mercilerin bakışında hastalık, nazar değmesi ve vesvese gibi sorunları gidermek için muteber ve masumlardan gelen duaları okumak ve yazmak doğru ve onaylanan bir fiildir. Yüce rehberlik makamı dua, dua yazmak ve dualarla kutsanma hakkında sorulan bir soruya cevaben şöyle buyurmuştur: Eğer dualar temiz imamlardan (a.s) nakledilmiş ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    11319 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...
  • Bazı Kuran ayetleri, ilahi peygamberlerin masumluğuyla çelişiyor mu?
    18114 Eski Kelam İlmi 2007/11/26
    Yukarıdaki soruya şöyle cevap verilebilir:1. “İsmet” masum olan bir şahısta ruhla özleşmiş ve onu günah, unutkanlık, kötü işler ve hata yapmaktan engelleyen ve koruyan bir sıfattır. Bununla beraber masum olan şahıs mecbur kılınarak iradesi elinden alınmamaktadır.2) Peygamberlerin masum olmalarının sırrı, Allah’a olan aşk, inanç, kâmil bir iman ve ...
  • İnsanların mutluluk ve mutsuzluğunu ve neticede cennet ve cehenneme girmes’n’ belirleyen şey yıldız ve felekler midir?
    6936 آسمان و زمین 2012/07/24
    İnsanların cennet ve cehenneme girmelerinde hareket ve davranışlarını en önemli neden sayan birçok ayet ve rivayet mevcuttur. Siz Şii mütekellimlere müracaat ederseniz onların insanların mutluluk ve mutsuzluklarında yıldızların ve feleklerin etken olduğunu söylediklerini göremezsiniz. Bu konuda bir rivayet bulunsa ve senet açısından kabul edilse bile onun zahiri ...
  • Şiilerin arasında Hz. Âdem’in (a.s) müminlerin önderi Ali’nin (a.s) elleriyle yaratıldığına dair bir inanç var mıdır?
    11282 Varie 2012/08/21
    Eğer bir kimse Müminlerin Önderinin bağımsız olarak Hz. Âdem’i (a.s) yarattığına inanırsa, bu inanç Kur’an-ı Kerim’in aksi doğrultusundadır ve Rabbe şirk koşmak sayılır. Hz Âdem’in(a.s) Müminlerin Önderinin (a.s) maddi cismi tarafından yaratılması da mevcut gerçekler ile bağdaşmamaktadır; zira bu maddi cisim Hz. Âdem’den (a.s) sonra dünyaya gelmiş ...
  • İbrahim makamı nedir? Ondan kastedilen nedir?
    47316 Eski Kelam İlmi 2012/02/18
    Mekke’deki belirgin işaretlerden birisi, İbrahim makamıdır; zira orası İbrahim’in (a.s) durduğu bir makamdır. İbrahim makamının tefsir ve manası hakkında bazıları tüm haccın İbrahim makamı olduğu görüşündedir. Bir grup İbrahim makamının “Arafe”, Meş’aru’l-Haram” ve “üçlü cemerat” olduğuna inanmaktadır. Bazıları da tüm Mekke hareminin İbrahim makamı sayıldığı görüşünü taşımaktadır. Ama mevcut ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    17120 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...
  • Modern İnkılabi (pop) müzikleri dinlemenin hükmü nedir?
    10803 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/06/22
    Bu soruyu cevaplandırmak için öncelikle Taklit Mercilerine başvurup sonra çok kısa bir şekilde müziğin haramlığının hikmetini felsefi olarak inceleyeceğiz.Hz Ayetullah El Uzma Seyyid Ali Hamenei:Eğlence toplantılarına uygun her türlü coşturucu/eğlendirici çalgı ve eğlence haramdır.

En Çok Okunanlar