Gelişmiş Arama
Ziyaret
10760
Güncellenme Tarihi: 2012/02/18
Soru Özeti
Eşim daha önce Hindu idi ve benim için Müslüman oldu. Ama bu görünüşte kaldı ve kendisi hiçbir şerî meseleye riayet etmemektedir. İşini yalan ile elde etti. Nasıl davranmam gerektiğini bana bildirir misiniz? Boşanmak caiz midir?
Soru
Eşim daha önce Hindu idi ve benim için Müslüman oldu. Ama bu görünüşte kaldı ve kendisi hiçbir şerî meseleye riayet etmemektedir. İşini yalan ile elde etti. Nasıl davranmam gerektiğini bana bildirir misiniz? Boşanmak caiz midir?
Kısa Cevap

Cevap olarak söylemeliyiz ki siz maalesef evliliğin başında hataya mürtekip olmuşsunuz. Gerekli araştırmayı yapmaksızın inanç ve düşüncelerini pek bilmediğiniz birisiyle ortak yaşama başlamışsınız. Ama sizin henüz dininize ve onun buyruklarına riayet etmeye hassas olmanız ve kalbî imanınızdan kaynaklanan kaygılarınızı dile getirmeniz övülmeye layıktır. Probleminiz ile ilgili olarak şöyle söylemeliyiz: İslam sadece iki şahadet ile tahakkuk eder ve eğer bir şahıs şerî meselelere riayet etmiyorsa, günahkâr ve kusurlu sayılmasına ve gerçekte hakiki Müslüman olmamasına rağmen, onun sadece namaz, oruç ve diğer şerî farzları yerine getirmemesi kendisinin Müslümanlıktan çıkmasına, kâfir ve necis olmasına neden olmaz. Kendisinin mürtet oluşu ispatlanamayana dek, diğer Müslümanların hükmünü taşır.[1] Bu esasla, Müslüman bayanlar ile evlenmek gibi İslam hükümleri onun için icra edilebilir ve bu doğrultuda boşanmak da onun inisiyatifindedir. Siz yasal olarak belirttiğiniz delillerden hareketle eşinizden ayrılma iznini elde edemezsiniz; çünkü bir taraftan o henüz şerî kanunlara göre Müslüman sayılmaktadır ve öte taraftan da kendisinin işini yalan vesilesiyle elde etmesini evliliği iptal etme gerekçesi ve sebebi sayamazsınız. Eşiniz karşısında sizin gösterebileceğiniz tavır, ilkönce onu yatıştırarak ve kendisine nasihat ederek davranış ve hareketlerini İslam ölçüler ve buyruklarına göre düzenlemesi yönünde çalışmalısınız. Eğer çabanız sonuçsuz kalırsa ve zor bir ilahi imtihana tabi tutulacak olursanız, çabanızı kendi dininizi ve evlatlarınızı korumaya matuf kılmalı ve en zor şartlarda bile mümin kalınabileceğini bilmelisiniz; zira imansız ve zalim kocaları bulunmasına rağmen Kur’an-ı Kerim tarafından örnek hanım ve tüm insanlar için numune olarak tanıtılacak kadar bir iman derecesine ulaşan (Firavun’un eşi gibi) kadınlar var olmuştur.[2] Neticede eğer kocanız resmen mürtetliğini ilan etmişse veya sürdüremeyeceğiniz ölçüde hayatı size zor kılmışsa, yargı mercileri kanalıyla boşanma girişiminde bulunabilirsiniz. Elbette şerî kanunlar esasınca eşin mürtet oluşu ispatlandığı an evlilik geçersiz olur ve boşanmaya gerek kalmaz. İmam Humeyni’nin (r.a) Tevzihü’l-Mesail’inde şöyle yer almaktadır: “Eğer Müslüman olmayan bir baba ve anneden dünyaya gelmiş ve Müslüman olmuş bir erkek, hanımıyla yakınlık kurmadan önce mürtet olursa, akdi geçersiz olur ve yakınlık kurduktan sonra mürtet olur ise, hanımı boşanma hükümlerinde belirtildiği kadar iddet tutmalıdır. O halde iddet bitmeden önce kocası Müslüman olursa, akit geçerlidir. Aksi takdirde geçersizdir.”[3] Elbette tekrar vurguluyoruz ki sadece şerî hükümleri yerine getirmemek ve onları inkâr etmekle bir şahsı mürtet saymak mümkün değildir. Elbette söz konusu hükümleri inkâr etmek, Allah ve Peygamberi (s.a.a) inkâr etmeye neden olursa, mürtet olur.”[4] Zorluk ve sıkıntı durumunda da şerî mercie müracaat etmeli ve boşanma talebinde bulunmalısınız.   



[1] Hamaney, Seyid Ali, Ecübetü’l-İstiftaat, s. 62.

[2] Tahrim, 11.

[3] İmam Humeyni, Tevzihü’l-Mesail, m. 2450.

[4] İmam Humeyni, Tevzihü’l-Mesail, m. 2447.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17221 Pratik İrfan 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • Hz. Muhammed (s.a.a) Nerede Toprağa Verilmiştir?
    8777 تاريخ بزرگان 2011/10/23
    İslam Peygamberi, Ebrehe’nin askerleriyle[1] Allah’ın evine hücum ettiği yılda doğmuş ve kırk yaşındayken Hira mağarasında ibadetle meşgulken Allah tarafından peygamberliğe seçilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.a) çağrısını ilkönce gizli olarak başlatmış ve Allah’ın emriyle açık çağrısına da yakınlarından başlamıştır.[2] Hz. Peygamberin ...
  • Astıma müptela olan oruçlu bir şahsın sprey kullanmasının hükmü nedir?
    7095 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Mercilerin çoğu, ilaç yerine istifade edilen iğne ve serum gibi şeylerin kullanımını caiz bilmektedir. Elbette belirtilen hususların yemek yerine istifade edildiği yerde onlardan sakınmak gerekir.[1] Aynı şekilde nefes darlığı için kullanılan sprey eğer ilacı sadece akciğere aktarırsa, orucu bozmaz.
  • Gönüllerine göre eş bulamayan, evlilik zamanı gelmiş kızların duası hangisidir?
    18099 Pratik Ahlak 2012/07/21
    Saygıdeğer okuyucumuz; Sizin nazarınızdaki dua Şeyh Abbas Kummi’nin “Mefatihu’l Cinan” kitabında zikredilmiştir ve o dua şöyledir: Şeyh ve Seyyid, Mufazzal bin Ömer’den şöyle rivayet etmektedir: Bir gün İmam Cefer-i Sadık’ı (a.s) Cafer-i Tayyar namazını kılarken gördüm ve namazı kıldıktan sonra ellerini kaldırarak nefesi ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8247 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13833 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12435 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...
  • Abdest ve teyemmümün felsefesi nedir?
    10117 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/12
    Banyo yapıldığı zaman ortaya çıkan şey dış temizliktir. Dış temizliğin yanı sıra, manevi temizlikte namazın şartlarındandır. Bu da ancak abdest ve gusülle gerçekleşir. Su kullanma imkanı yoksa, manevi ve batıni taharet için, abdest ve guslün yerine teyemmüm alınır. Ama bu, teyemmümün dış temizliğe faydası olmadığı ...
  • Biz bütün âlemde Müslüman ya da Şia olmayan insanları görmekteyiz...
    10641 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    İslam dinine inanmayan insanlar iki grupturlar:Diğer bir ibaretle İslam dinine iman etmeyen insanlar iki gruptur:1- Terim olarak cahil-i mukassir ve inatçi kâfir olan grup. Yani İslam onlara ulaşmış ve onun hak olduğunu anlamışlar ama inat ve isyancılıkları yüzünden hakkı kabul etmemişlerdir. Bu grup, azabı ve ...
  • Niçin insan (intihar ederek) hayatı kendinden selb edemiyor?
    7274 Ahlak 2010/11/09
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar