Gelişmiş Arama
Ziyaret
10595
Güncellenme Tarihi: 2012/02/18
Soru Özeti
Eşim daha önce Hindu idi ve benim için Müslüman oldu. Ama bu görünüşte kaldı ve kendisi hiçbir şerî meseleye riayet etmemektedir. İşini yalan ile elde etti. Nasıl davranmam gerektiğini bana bildirir misiniz? Boşanmak caiz midir?
Soru
Eşim daha önce Hindu idi ve benim için Müslüman oldu. Ama bu görünüşte kaldı ve kendisi hiçbir şerî meseleye riayet etmemektedir. İşini yalan ile elde etti. Nasıl davranmam gerektiğini bana bildirir misiniz? Boşanmak caiz midir?
Kısa Cevap

Cevap olarak söylemeliyiz ki siz maalesef evliliğin başında hataya mürtekip olmuşsunuz. Gerekli araştırmayı yapmaksızın inanç ve düşüncelerini pek bilmediğiniz birisiyle ortak yaşama başlamışsınız. Ama sizin henüz dininize ve onun buyruklarına riayet etmeye hassas olmanız ve kalbî imanınızdan kaynaklanan kaygılarınızı dile getirmeniz övülmeye layıktır. Probleminiz ile ilgili olarak şöyle söylemeliyiz: İslam sadece iki şahadet ile tahakkuk eder ve eğer bir şahıs şerî meselelere riayet etmiyorsa, günahkâr ve kusurlu sayılmasına ve gerçekte hakiki Müslüman olmamasına rağmen, onun sadece namaz, oruç ve diğer şerî farzları yerine getirmemesi kendisinin Müslümanlıktan çıkmasına, kâfir ve necis olmasına neden olmaz. Kendisinin mürtet oluşu ispatlanamayana dek, diğer Müslümanların hükmünü taşır.[1] Bu esasla, Müslüman bayanlar ile evlenmek gibi İslam hükümleri onun için icra edilebilir ve bu doğrultuda boşanmak da onun inisiyatifindedir. Siz yasal olarak belirttiğiniz delillerden hareketle eşinizden ayrılma iznini elde edemezsiniz; çünkü bir taraftan o henüz şerî kanunlara göre Müslüman sayılmaktadır ve öte taraftan da kendisinin işini yalan vesilesiyle elde etmesini evliliği iptal etme gerekçesi ve sebebi sayamazsınız. Eşiniz karşısında sizin gösterebileceğiniz tavır, ilkönce onu yatıştırarak ve kendisine nasihat ederek davranış ve hareketlerini İslam ölçüler ve buyruklarına göre düzenlemesi yönünde çalışmalısınız. Eğer çabanız sonuçsuz kalırsa ve zor bir ilahi imtihana tabi tutulacak olursanız, çabanızı kendi dininizi ve evlatlarınızı korumaya matuf kılmalı ve en zor şartlarda bile mümin kalınabileceğini bilmelisiniz; zira imansız ve zalim kocaları bulunmasına rağmen Kur’an-ı Kerim tarafından örnek hanım ve tüm insanlar için numune olarak tanıtılacak kadar bir iman derecesine ulaşan (Firavun’un eşi gibi) kadınlar var olmuştur.[2] Neticede eğer kocanız resmen mürtetliğini ilan etmişse veya sürdüremeyeceğiniz ölçüde hayatı size zor kılmışsa, yargı mercileri kanalıyla boşanma girişiminde bulunabilirsiniz. Elbette şerî kanunlar esasınca eşin mürtet oluşu ispatlandığı an evlilik geçersiz olur ve boşanmaya gerek kalmaz. İmam Humeyni’nin (r.a) Tevzihü’l-Mesail’inde şöyle yer almaktadır: “Eğer Müslüman olmayan bir baba ve anneden dünyaya gelmiş ve Müslüman olmuş bir erkek, hanımıyla yakınlık kurmadan önce mürtet olursa, akdi geçersiz olur ve yakınlık kurduktan sonra mürtet olur ise, hanımı boşanma hükümlerinde belirtildiği kadar iddet tutmalıdır. O halde iddet bitmeden önce kocası Müslüman olursa, akit geçerlidir. Aksi takdirde geçersizdir.”[3] Elbette tekrar vurguluyoruz ki sadece şerî hükümleri yerine getirmemek ve onları inkâr etmekle bir şahsı mürtet saymak mümkün değildir. Elbette söz konusu hükümleri inkâr etmek, Allah ve Peygamberi (s.a.a) inkâr etmeye neden olursa, mürtet olur.”[4] Zorluk ve sıkıntı durumunda da şerî mercie müracaat etmeli ve boşanma talebinde bulunmalısınız.   



[1] Hamaney, Seyid Ali, Ecübetü’l-İstiftaat, s. 62.

[2] Tahrim, 11.

[3] İmam Humeyni, Tevzihü’l-Mesail, m. 2450.

[4] İmam Humeyni, Tevzihü’l-Mesail, m. 2447.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar