Gelişmiş Arama
Ziyaret
150716
Güncellenme Tarihi: 2011/05/21
Soru Özeti
Nazarı engellemek için üzerlik otu dumanını saçmanın dinî bir kanıtı var mıdır?
Soru
Nazarı engellemek için üzerlik otu dumanını saçmanın dinî bir kanıtı var mıdır?
Kısa Cevap

Bazı hakikat ve gerçekleri anlamada insan aklı ve bilgisi yetersizdir. Nazar en azından bugüne kadar insan aklı ve bilgisinin ispat edemediği ve aynı şekilde onu reddetmeye dönük bir kanıt bulamadığı bir fenomendir. Kur’an ve rivayetleri içeren dinî metinlere müracaat ederek nazarı ispat eden deliller bulmak mümkündür. İnsan akıl ve bilgisi kesin olarak henüz nazarın hakikatine ulaşamadığından onu tedavi etmek için bir çözüm geliştirememekte ve reçete yazamamaktadır. O halde nazarı tedavi etmek ve engellemek için de yine dinî metinlerden yardım dilenmelidir. Dinsel öğretilerde nazar için hiçbir maddî tedavi belirtilmemiştir. Bu yüzden nazarı defetmek için üzerlik otundan istifade etmenin dinî bir kanıtı yoktur. Elbette İslamî rivayetlerde bazı ruhî ve cismanî hastalıkların tedavisi için üzerlik otu tavsiye edilmiştir. Rivayetlerde nazarı engellemek için Allah’ı anmak ve özel bir takım dualar tavsiye edilmiştir. Bir hadiste İmam Ali (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Üzerliğin kökünde kıskançlık panzehiri ve teninde yetmiş iki hastalığın şifası mevcuttur.”[i] Ama bu rivayet senet açısından muteber değildir.



[i] Kufi, Muhammed b. Muhammed, el-Caferiyat, Mektebet-ü Neynevi el-Hadise, Tahran, Bi Ta; Temimi, Mağribi, Numan b. Muhammed, Deaimu’l-İslam, c. 2, s. 150, çap-ı Daru’l-Maarif, Mısır, 1385 h. k; Müstedrekü’l-Vesail, c. 16, s. 460.

Ayrıntılı Cevap

Şüphesiz insanlar hem gerçekler ve hem de gerçeklik kostümü giymiş hurafelerle meşguldürler. Akıllı insan hakikatlere ulaşmak, hakikatlere göre yaşamak ve edebildiğince hurafelerden uzak kalmayı ister. Elbette bu çok zor bir iştir. Bazı hakikatler hurafe addedilmekte ve bazı hurafeler de halkın gözünde her gerçekten daha gerçek görünmektedir. Bazı hususlar da ciddi bir tasfiyeye ihtiyacı olan hurafe ve gerçekliğin sentezinden müteşekkildir. Halk kültüründe bulunan, yaygınlık kazanmış ve hurafeden de nasibini alan hususlardan birisi nazar ve gözdür; bu bir insanın hiçbir şey yapmaksızın sadece özel bir bakışla bir başkasına zarar vermesidir. Nazarın gerçekleşmesinde karşı tarafın iyiliğini görmek ve şaşırmak gereklidir. Bu hususta İslam’ın bakış ve perspektifi faydalı ve ipham giderici olabilir.

Kur’an Perspektifinde Nazar

Birçok müfessir Kur’an’daki iki ayeti nazar ile ilişkili bilmişlerdir.

1. Yusuf Suresi 67. Ayet: Bu ayette Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Sonra da, ey oğullarım! Bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah’tan gelecek hiçbir şeyi sizden uzaklaştıramam. Hüküm ancak Allah’ındır. Ben O’na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnız O’na tevekkül etsinler dedi.”[1] Bu ayetin tefsirinde zikredilmiş ihtimallerden birisi nazardır. Yusuf’un kardeşleri güzel yüzlü ve endamlı ve sayılarının da çok olması nedeniyle babaları Yakub (a.s) Mısır halkının onları nazar edeceğinden korktu. Bu yüzden nazar değmemesi için evlatlarına bir kapıdan girmemelerini, dağılmalarını ve değişik kapılardan girmelerini tavsiye etti.[2]

2. Kalem Suresi 51. Ayet: Bu ayet halkın genel kültüründe “in yekadu” olarak meşhurdur ve nazar değmesini engellemek için onların sığınağıdır. Yüce Allah bu ayette şöyle buyuruyor: “Şüphesiz inkâr edenler Zikr’i (Kur’an’ı) duydukları zaman neredeyse seni gözleriyle devirecekler. (Senin için,) “Hiç şüphe yok o bir delidir diyorlar.”[3] Allame Tabatabai kendi tefsirinde şöyle buyuruyor: “Birçok müfessir “seni gözleriyle devirecekler” cümlesini nazar olarak yorumlamıştır. Nazarı reddetmek için hiçbir aklî delil mevcut değildir, aksine nazara uyarlanacak birçok örnek mevcuttur.”[4] Bu ayetin nüzul sebebi hakkında tefsirlerde belirtildiğine göre Kureyş’ten bir grup nazar vurmada ve gözde meşhur olan Beni Esed kabilesinden bazı şahısları Allah Resulü’nü (s.a.a) nazar etmeleri için kiralarlar. Beni Esed kabilesindeki bazı şahısların kötü nazar vurması hakkında belirtildiğine göre, bu kabilenin bazı fertleri çok kötü nazar sahibi olmaları yüzünden başkalarına zarar vermemeleri için zindana atılmıştı. Bu fertler Peygamber (s.a.a) Kur’an okurken onun yanına gelmekte ve “bu ne kadar fasihtir ve ne kadar güzel konuşmaktadır” diye söylemekteydiler. Ama Allah kendi elçisini onların nazarından korudu.[5]

Rivayetler Perspektifinden Nazar

Nazar hakkında bulunan rivayetler az değildir. Bu rivayetler iki kısma ayrılabilir:

1. Nazarın gerçek olduğunu ispatlamayı hedefleyen rivayetler.

Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Nazar gerçektir ve dağın zirvesini aşağıya indirir.”[6] Bu rivayet nazarın gerçek olduğu vurgulanmakla birlikte kinayeyle onun etki derecesine de işaret etmiştir. Bu rivayetlerin çoğunda nazarın gerçek olduğu vurgulanmakla birlikte onun etki derecesine de atıfta bulunulmuştur. Bir başka hadiste yine Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyuruyor: Nazar insanı kabre ve deveyi kazana sokar.”[7] Peygamberin (s.a.a) yaşamı da onun nazarı gerçek bildiğini, ona karşı koymak için bir takımlar çözümler belirttiğini ve kendisinin de bu çözümleri uyguladığını göstermektedir. Nakledildiğine göre İmam Hasan ve İmam Hüseyin (a.s) nazarın etkisiyle hastalanırlar ve Peygamber (s.a.a) onların iyileşmesi için Cebrail’in tavsiyesiyle özel bir muska ve duadan istifade eder.[8]

2. Nazara karşı koyma yollarını beyan eden rivayetler:

Nazara karşı koymak ve onu engellemek için rivayetlerde hiçbir maddî tedaviye işaret edilmemiştir. Rivayetlerin tümünde bir tür Allah’ı anmanın faydalı olacağı belirtilmiştir. Nitekim Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: “Nazar gerçektir ve kardeşi hakkında bir şeye şaşıran herkes Allah’ı anmalıdır; Allah’ı anarsa kesinlikle nazar ona bir zarar vermeyecektir.”[9] Bir hadiste İmam Sadık’tan (a.s) nazardan korunmak için üç defa “maşallah la havle ve la kuvvete illa billahi’l-aliyi’l-azim” söylenmesini tavsiye etmiştir. Nazarın etkisiyle hastalanan Hasan ve Hüseyin’in (a.s) tedavisi için Peygamber (s.a.a) Cebrail’in (a.s) tavsiyesi üzerine şu muskadan istifade etmiştir:

« اللٌهمٌ یا ذا السلطان العظیم و المنٌ القدیم و الوجه الکریم ذا الکلمات التامٌات و الدعوات المستجابات عاف الحسن و الحسین من انفس الجنٌ و اعین الانس».

Başka bir hadiste « تبارک الله احسن الخالقین اللهم بارک فیه»[10] söylemek ve Hamd, Tevhid, Nas, Felak ve Ayetü’l-Kürsi tilavet edilmesi tavsiye edilmiştir.[11]

Üzerlik Otu Ve Nazar

Üzerlik, daha çok çöl bölgelerinde yetişen bir ottur. İlaç bitkilerinden sayılır ve eskiden beri dünyanın değişik bölgelerinde tıbbi olarak kullanılmıştır.[12] Arapçada “harmal” olarak adlandırılan üzerlik otu rivayetlerde ruhî ve cismanî hastalıklar için tavsiye edilmiştir; ama özellikle nazarı engellemek için tavsiye edilmemiştir. Üzerlik otu hakkında nakledilen rivayetlerde bu otun ilaç boyutuna değinilmiştir. Korku gibi bazı ruhsal hastalıkların tedavisi için bu ottan istifade etmek faydalı sayılmıştır.[13] Aynı şekilde rivayetlerde cüzam[14] ve idrar rahatsızlıkları[15] gibi hastalıklar için yararlı olduğu belirtilmiştir. Bir hadiste İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Üzerlik otunun kökünde kıskançlık panzehiri ve teninde de yetmiş iki hastalığın şifası mevcuttur.”[16] Ama bu rivayet senet açısından muteber değildir. Netice itibariyle direkt bir şekilde nazarı engellemek veya onu tedavi etmek için üzerlik otunun etkili olduğunu bildiren hiçbir rivayet mevcut değildir.



[1] Tercüme-i İlahi Kumşei, Mehdi, çap-ı dovvom, Lika, 1381 ş.

[2] Tabarsi, Fazl b. Hasan, c. 3, s. 248, Dar-u İhyai’t-Turasi’l-Arabi, Beyrut, 1379 k.

[3] Tercüme-i İlahi Kumşei.

[4] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 20, s. 50, çap-ı pencom, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1372 ş.

[5] Kaşani, Fethullah, Minhecü’s-Sadikin, Fi ilzami’l-Muhalifin, c. 9, s. 390, çap-ı dovvom, Kitap Furişi İslamiye, Tahran, 1344 ş, Kumi, Abbas, Sefinetü’l-Buhar, c. 6, s. 590, çap-ı dovvom, Daru’l-Üsve, İran, 1416 k.

[6] Şerif Rezi, el-Mucazatu’l-Nebeviye, s. 367, Menşurat-ı Mektebet-i Basireti, Kum, Bi Ta.

[7] Mecidi, Ğulam Huseyin, Nehcü’l-Fesaha, c. 2, s. 704, çap-ı evvel, Müessese-i Ensaryan, Kum, 1379 h.ş; Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 60, s. 39, çap-ı evvel, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, 1404 h.k.

[8] Biharu’l-Envar, c. 92, s. 132 ve c. 60, s. 18.

[9] Biharu’l-Envar, c. 60, s. 25.

[10]Nehcü’l-Fesaha, c. 2, s. 701; Nisai, es-Sünenü’l-Kübra, c. 6, s. 256, çap-ı evvel, Daru’l-Kütübi’l-İlmiye, Beyrut, 1411 k.

[11] Biharu’l-Envar, c. 60, s. 25.

[12] Bkz: Kitabhane-i Dicitali Merkez-i Dairetü’l-Maarif-i Bozorg-ı İslamî.

[13] Biharu’l-Envar, c. 59, s. 234.

[14] Biharu’l-Envar, c. 59, s. 234.

[15] Biharu’l-Envar, c. 59, s. 188; Nuri, Hüseyin, Müstedrekü’l-Vesail, c. 16, s. 446, çap-ı Müessese-i Âlu’l-Beyt, Kum, 1408 h.k.

[16] Kufi, Muhammed b. Muhammed, el-Caferiyat, Mektebet-ü Neynevi el-Hadise, Tahran, Bi Ta; Temimi, Mağribi, Numan b. Muhammed, Deaimu’l-İslam, c. 2, s. 150, çap-ı Daru’l-Maarif, Mısır, 1385 h. k; Müstedrekü’l-Vesail, c. 16, s. 460.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar