Gelişmiş Arama
Ziyaret
8090
Güncellenme Tarihi: 2011/08/21
Soru Özeti
Çocuk doğumu münasebetiyle verilen hediye ve göz aydınlıklarının maliki kimdir?
Soru
Çocuk doğumu sebebiyle göz aydınlığı sıfatıyla getirilen hediyeler şerî olarak kime aittir? Hediye çocuğun şahsi mallarından sayılır mı yahut anne ve baba onda tasarrufta bulunabilir mi?
Kısa Cevap

Çocuk doğumu münasebetiyle verilen hediye ve göz aydınlıklarının malikiyeti, bu hediyeleri veren şahsın niyetine bağlıdır. Eğer onun kasti baba ve anneye hediye vermek ise onlar malik olur ve eğer kasti bebeğe hediye vermek ise bebek malik olur. Bu durumda baba ve anne kendi evlatlarının mallarına el koyamazlar. Elbette çok muhtaç olmaları halinde (zorunluluk durumunda) bu hüküm değişir.[i] Elbette baba çocuğun velisi olduğundan çocuğun maslahatı doğrultusunda olması kaydıyla kendisinin malında tasarrufta bulunabilir; mesela çocuğa zarar vermeyecek şekilde malıyla ticaret yapabilir veya onunla ortak olabilir veyahut mudarebede bulunabilir. Sorulan soru hakkında büyük mercilerin bürolarından alınan yanıtların açıklaması şudur:

Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:

Hediye edenin kasıt ve niyetine tabidir. O, kimi kastetmişse onun malı sayılır.

Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:

Anne ve babaya aittir. Eğer babanın yakınları getirirse babaya ve annenin yakınları getirirse anneye aittir.

Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpaygani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:

Anlaşıldığı kadarıyla baba ve anneye aittir.

Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahranî (ömrü uzun olsun) de bu soruya şöyle cevap vermiştir:

Hediye verilen şeyin malikiyeti hediye verenin niyetine bağlıdır. Eğer o, anne ve babaya hediye vermişse onların malı sayılır ve onların alması malikiyetleri için yeterlidir. Anlaşıldığı kadarıyla çok küçük çocuklara hediye vermede hediye verenin kasti de budur. Elbette bunun tersi ispatlanırsa durum değişir. Eğer hediye veren bizzat çocuğa hediye verirse, baba velayet sıfatıyla onu alır. Bu durumda çocuk malik olur ve baba bu maldan zorunluluk durumunda yeterlilik ölçüsü dışında şahsi olarak istifade edemez. İhtiyat esasınca çocuğun menfaatine riayet ederek çocuğun faydası doğrultusunda o malda tasarruf edebilir. Elbette mala zarar gelmediği sürece çocuğun tasarrufta bulunması da ihtimal dışı değildir.



[i] Ergin olmuş çocuk hakkında bazı fakihler şöyle demiştir: Baba ve annenin ihtiyacı kendi can ve esenlikleri hakkında kaygı duyacak kadar olursa, bu tehlikeyi giderecek miktarda ergin olmuş çocuklarının malından onun izni olmaksızın alabilirler. İzahu’l-Fevaid Fi Şerh-i Müşkülati’l-Kavaid, c. 1, s. 410:

"یحرم على الرجل ان یأخذ من مال ولده البالغ شیئا إلا بإذنه إلا مع الضرورة المخوف معها التلف"

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar