Gelişmiş Arama
Ziyaret
19799
Güncellenme Tarihi: 2011/11/22
Soru Özeti
Muaviye’nin Hz. Ali’ye (a.s) muhalefet etme nedeni neydi?
Soru
Muaviye’nin Hz. Ali’ye (a.s) muhalefet etme nedeni neydi?
Kısa Cevap

Muaviye’nin Hz. Ali’ye (a.s) muhalefet etmesi, iki kültür ve düşünce şeklinin birbirine muhalefet etmesi ve aykırı olmasıdır. Bunun nedenini de tarafların özelliklerinde aramak gerekir. İmam Ali (a.s) ilim, imanda geçmişi olmak, cesaret, mertlik, fedakarlık ve adalet gibi sıfat ve özelliklere sahipti. Bu değerli sıfat ve özelliklerin neticesinde Yüce Allah onun sevgisini halkın kalbine yerleştirmiş ve bu da imansız bireylerin ona kıskançlık ve düşmanlık duymasına neden olmuştur.

Ayrıntılı Cevap

Muaviye’nin Hz. Ali’ye olan muhalefeti, bir şahsın başka bir şahsa olan muhalefeti gibi değildir. Bilakis iki kültür ve düşünce tarzının birbirine muhalefet etmesi ve aykırı olmasıdır. İmam Ali’ye (a.s) muhalefet etmenin, düşmanlık taşımanın ve kin beslemenin nedenini kendisinin sıfat ve özelliklerinde, başkalarıyla olan ilişki ve iletişimindeki ölçülerde ve de Muaviye’nin özellik ve sıfatlarında aramak gerekir. İmam Ali (a.s) dostların sevinmesine ve düşmanların da kıskançlık ve kinine sebep olan bir takım sıfat ve özellikler taşımaktaydı. Bu sıfat ve özelliklerden bazıları şunlardır:

1. İmam Ali’nin (a.s) İlmi: Aziz İslam Peygamberinden (s.a.a) sonra, Ali (a.s) İslam hüküm ve buyruklarını ve de evren ve yaratılış âleminin incelik ve sırlarını en iyi bilen şahıs idi. Öyle ki dost ve düşmanlar sorun ve problemlerinde ona müracaat etmekteydi.

2. İmanda Geçmişi Olmak: İmam Ali (a.s), İslam Peygamberine (s.a.a) iman eden ilk erkekti ve aziz Peygamber (s.a.a) onu kendi halife ve vâsii sıfatıyla atadı ve halka tanıttı.

3. Savaş Meydanında Cesaret Ve Korkusuzluk: Hz. Ali’nin (a.s) cesareti o kadar çoktu ki savaşlarda en zor ve tehlikeli durumları kendisine devrederlerdi ve o da fedakârlıkla düşmanı alt ederdi.

4. Mertlik Ve Bağışta Bulunmak: Hz. Ali (a.s) şahsî malından çok bağışta bulunurdu. Hatta kuyu ve kanal kazma ve hurmalıklar yapmada gösterdiği onca çaba ve çalışmaya rağmen bunlardan hiçbirisini kendisi için saklamamış ve Allah yolunda hepsini vakfetmiştir.

5. Fedakârlık: İmam Ali (a.s) mal bağışlamanın yanında, birçok yerde kendisi ve ailesinin çok ihtiyaç duyduğu gerekleri bile yoksul insanlara vermekteydi. Bunlardan bir numuneyi Kur’an beyan etmiş ve övmüştür.[1]

6. Adalet: İmam Ali’nin adalet ve insafı, onu tüm adil yöneticilerin idolü haline getiren en belirgin sıfattır. O bu hususta şöyle buyuruyor: “Allah’a yemin ederim ki bir karıncanın ağzından bir arpa kabuğunu almam için bana yedi göğü felekleriyle birlikte verseler, bu işi yapmam.”[2]

7. Allah’a Kulluk Etmek Ve Nefis Heveslerine Muhalefet Etmek: İmam Ali (a.s) hiçbir zaman nefsanî heveslere uyarak bir adım atmadı ve Allah için tüm meyil ve heveslerini ayaklar altına aldı. Sadece halisçe Allah’a kulluk etmek ve O’nun için amel etmek peşinde oldu. Amr b. Abduved ile çarpışması bu ihlâsın bir örneğidir.

Bu değerli sıfat ve özellikler neticesinde ve “inanıp salih ameller işleyenler için Rahmân, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır”[3] ayeti hükmünce Yüce Allah onun sevgisini halkın kalbine yerleştirdi. O halk nezdinde en değerli kimseydi; zira iman ve üstünlük iddiası taşıyan kimseler bu sıfatlarda onun eline su dökemiyordu. Ama düşmanlıkları ve özellikle de Muaviye’nin düşmanlığını körüklemede diğerlerinden daha çok etkili olan sıfat, Hz. Ali’nin (a.s) adaletiydi. Hz. Ali (a.s) hilafeti kabul ettikten sonra Medine mescidinde yaptığı ilk konuşmasında şeffaf bir şekilde tüm konum ve programını ilan etti. Adaleti yayma, zulümle mücadele etme ve salahiyete önem vermeden ibaret olan kendi devletinin asıl çizgisinden net olarak söz etti. Mevcut durumu altüst edeceğini, geri kalmış salahiyetli kimseleri öne çıkaracağını ve öne çıkmış salahiyetsiz kimseleri de geriye iteceğini ilan etti.[4] Kadınların mehiri ve kenizlerin parası olarak harcanmış olsa bile yağma edilmiş malları geri döndüreceğini bildirdi; çünkü adalette ferahlık olduğunu ve adalet bir şahsı sıkıyorsa zulmün onu daha fazla sıkacağını belirtti.”[5] Öte taraftan Muaviye reislik sevdasında olan bir şahıs idi ve güce ulaşmak için hiçbir işten geri kalmıyordu. Tarihte nakledildiği üzere Muaviye İmam Hasan (a.s) ile barış yaptıktan sonra bir gün bayram namazında kendi maksat ve hedeflerini ifşa etti ve şöyle dedi: “Ben oruç tutmak, namaz kılmak, hac etmek veya zekât vermek için sizin ile savaşmadım! Çünkü ben sizin bunları yapacağınızı biliyordum. Ben reis olmak sizin için savaştım. Allah sizi yönetmeyi bana vermiş idi ama sizler istemiyordunuz.”[6] Bu nedenle tüm çalışma ve çabası reislik, saltanat ve halka hükmetmek olan bir düşünme şeklinin İmam Ali’nin değersel devletine tahammül edemeyeceği çok açıktır. Artı, İslam’ın ilk yıllarındaki savaşlarda Muaviye’nin müşrik ata ve akrabalarının öldürülmesi, onun yüreğindeki İslam ve İslam Peygamberinden (s.a.a) intikam alma ateşini körüklemişti ve bu da İslam’ın sembolü ve Peygambere (s.a.a) en yakın kimse sıfatıyla İmam Ali’ye (a.s) muhalefet etmek için başka bir dürtüydü. Nitekim onun evladı olan Yezid, İmam Hüseyin’i (a.s) şehid ettikten sonra onun kesilmiş mübarek başı karşısında kendi kinini dışarıya vurmuş ve alenen şu şiiri okumuştur: Keşke Bedir savaşında ölen atalarım Hazreç kabilesinin içine düştüğü bu zillet ve onursuzluğu görseydiler…” Bu şiiri Uhud savaşında Müslümanların yenilmesinden ve Peygamberin yarenlerinin şahadete ermesinden sonra İbn. Züberi okumuştu.[7] Şimdi de Yezid bu şiiri İmam Hüseyin’i şahadete erdirdikten sonra okuyor, bu iki hadiseyi birbirine benzetiyor ve müşrik atalarının hazır bulunup kendisinin Peygamber (s.a.a) ailesinden bunun intikamını nasıl aldığını görmelerini arzuluyordu. Bu nedenle, Muaviye ve kabilesinin İmam Ali’nin (a.s) hükümetine ve evlatlarına muhalefet etmesinin asıl nedeni, İslam’ın aslına ve aziz İslam Peygamberin attığı temele karşı olmasıydı.

İlgili başlıklar:

Sahabe Ve Hz. Ali (a.s), 2810 (Site: 3504).

İmam Ali’nin Özellikleri (a.s), 500 (Site: 541).



[1] İnsan, 8 – 10.

[2] Muhaddis Nuri, Müstedrekü’l-Vesail, c. 13, s. 211:

نَهْجُ الْبَلَاغَةِ، قَالَ ع "وَ اللَّهِ لَوْ أُعْطِیتُ الْأَقَالِیمَ السَّبْعَةَ بِمَا تَحْتَ أَفْلَاکِهَا عَلَى أَنْ أَعْصِیَ اللَّهَ فِی نَمْلَةٍ أَسْلُبُهَا جُلْبَ شَعِیرَةٍ مَا فَعَلْتُهُ"

[3] Meryem, 96: "إِنَّ الَّذینَ آمَنُوا وَ عَمِلُوا الصَّالِحاتِ سَیَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمنُ وُدًّا"

[4] Nehcü’l-Belağa, hutbe. 16, s. 57.

[5] Nehcü’l-Belağa, hutbe. 15, s. 57: فان فی العدل سعة و من ضاق علیه العدل فالجور علیه اضیق"

[6] Ebu’l-Feda İsmail b. Ömer b. Kesir ed-Demeşki (m 774), el-Bidaye Ve’n-Nihaye, c. 8, s. 131, Neşr-i Daru’l-Fikir, Beyrut, 1407/1986:

"قال یعقوب بن سفیان: حدثنا أبو بکر بن أبى شیبة و سعید بن منصور قالا: ثنا أبو معاویة ثنا الأعمش عن عمرو بن مرة عن سعید بن سوید. قال: صلى بنا معاویة بالنخیلة- یعنى خارج الکوفة- الجمعة فی الضحى ثم خطبنا فقال: ما قاتلتکم لتصوموا و لا لتصلوا و لا لتحجوا و لا لتزکوا، قد عرفت أنکم تفعلون ذلک، و لکن إنما قاتلتکم لأتأمر علیکم، فقد أعطانى الله ذلک و أنتم کارهون»

[7] El-Bidaye Ve’n-Nihaye, c. 8, s. 204, "لیت أشیاخى ببدر شهدوا جزع الخزرج من وقع الأسل‏"

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar