Gelişmiş Arama
Ziyaret
5578
Güncellenme Tarihi: 2010/11/27
Soru Özeti
Peygamberler imamların geleceğini müjdelemişler midir?
Soru
Peygamberler imamların geleceğini müjdelemişler midir?
Kısa Cevap

İslam Peygamberi ve imamlardan gelen bir takım hadisler, Peygamber ve imamların isimlerinin kutsal kitaplarda yer aldığına tanıklık etmektedir. Artı, Yahudiler ve Hıristiyanların elindeki mevcut kitaplarda da imamlardan bazıları mevcuttur.

1. Dini Öğretilerin İncelenmesi

İmam Hasan’dan (a.s) nakledildiği üzere Yahudi bir şahıs İslam Peygamberinin yanına gelir ve şöyle der: Tevrat’ta gelen beş kişiyi bana bildir. Peygamber şöyle buyurur: Muhammed Allah’ın elçisidir tabiri ilkönce gelir ve bunun İbranicedeki karşılığı da “Tab”’dır. Sonra Peygamber şu ayetleri okur: “Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resule, o ümmî peygambere uyan kimselerdir.”[i] “Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti.”[ii] Sonra da “İlya” adındaki vasimin adı olan Ali b. Ebu Talip gelir. Ondan sonra Şubber ve Şebir adlarındaki iki torunum Hasan ve Hüseyin ve sonraki merhalede de onların anneleri olan dünya kadınlarının hanımefendisi Fatıma gelir. Yahudi de doğru söyledin ey Muhammed der. Bir başka rivayette de Hıristiyan bir şahıs Sıffin’den dönüşte Ali’ye (a.s) hitap ederek Hz. Ali’nin, İmam Hasan’ın ve İmam Hüseyin’in adlarını, İmam Hüseyin’in neslinden gelen diğer imamların sıfatlarını ve onların sonuncusunun ise Hz. İsa’nın kendisine tabi olacağı kimse olduğu hususunu nakletmektedir.

2. Kutsal Kitapların (Tevrat ve İncil) İncelenmesi

Mevcut Tevrat’ta nakledildiği üzere İbrahim Tanrıya şöyle der: Keşke İsmail senin huzurunda yaşasa. Tanrı şöyle buyurur: Kuşkusuz eşin Sara senin için bir oğlan doğuracaktır ve onu İshak olarak adlandır. Ahdimi onunla ayakta tutacağım. Böylece ondan sonraki zürriyetiyle ahit ebedi olacaktır. İsmail hususunda ise sana icabet ettim. Şimdi ona bereket verecek ve kendisini kutlu kılacağım. Onu çok fazlalaştıracağım. On iki reis ondan meydana gelecektir ve ondan büyük bir ümmet oluşturacağım.



[i] Araf, 157.

[ii] Saf, 6.

Ayrıntılı Cevap

Yanıta geçmeden önce birkaç noktayı hatırlatmak zorunlu gözükmektedir.

1. Her ne kadar büyük peygamber olmanın gereği, şeriat ve din sahibi olmak ve de ardınca insanları hidayete erdirmek ve yönlendirmek için Allah tarafından bir kitap getirmek olsa da Hz. Nuh ve Hz. İbrahim (a.s) gibi büyük peygamberlerin kitaplarından bir eser mevcut değildir ve sadece Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed’in kitapları elimizde mevcuttur.

2. Birinci nokta (peygamberler arasında sadece Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed’in kitaplarının elimizde mevcut olduğu) hakkında belirtilmelidir ki bu üç semavi kitap arasında yüzde yüz vahiy değeri olan sadece Kur’an’dır. Yahudilerin ve Hıristiyanların elinde olan Tevrat ve İncil ise peygamberlere nazil olan kitaplar değildir. Bu kitapların birçok konu ve muhtevası değiştirilmiş ve tahrife maruz kalmıştır. Semavî kitapların tahrif edilmesi hakkında bilgi edinmek için “Tevrat’ın Hikayeleri” başlıklı bu sitedeki “5837 numaralı (site: 8925)” adrese müracaat edebilirsiniz.

3. Yukarıdaki noktalar göz önünde bulundurulduğunda mevcut soruyu yanıtlamak için tek muteber kaynağın Kur’an ve de Peygamber ve imamlar kanalıyla gelen hadisler olduğu ortaya çıkmaktadır. Biz de bu kaynaklar ve tahrif olsalar da diğer kutsal kitapları dikkate alarak bu soruyu cevaplayacağız.

A. Dini Öğretilerin İncelenmesi

Yanıtı iki bölüm halinde sunacağız.

1- Kutsal kitaplarda Peygamberin (s.a.a) vasisi olarak Ali’nin (a.s) adının gelmesi ve İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve Fatıma’nın (a.s) adlarının zikredilmesi.

2- Diğer imamların adlarının kutsal kitaplarda yer alması.

Birinci Bölüm:

İmam Hasan’dan (a.s) nakledildiği üzere Yahudi bir şahıs İslam Peygamberinin yanına gelir ve şöyle der: Tevrat’ta gelen beş kişiyi bana bildir. Peygamber şöyle buyurur: Muhammed Allah’ın elçisidir tabiri ilkönce gelir ve bunun İbranicedeki karşılığı da “Tab”’dır. Sonra Peygamber şu ayetleri okur: “Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resule, o ümmî peygambere uyan kimselerdir.”[1] “Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti.”[2] Sonra da “İlya” adındaki vasimin adı olan Ali b. Ebu Talip gelir. Ondan sonra Şubber ve Şebir adlarındaki iki torunum Hasan ve Hüseyin ve sonraki merhalede de onların anneleri olan dünya kadınlarının hanımefendisi Fatıma gelir. Yahudi de doğru söyledin ey Muhammed der.[3]

İkinci Bölüm:

Uzun bir rivayette Hıristiyan bir şahıs Sıffin’den dönüşte Ali’ye (a.s) hitap ederek Hz. Ali’nin, İmam Hasan’ın ve İmam Hüseyin’in adlarını, İmam Hüseyin’in neslinden gelen diğer imamların sıfatlarını ve onların sonuncusunun ise Hz. İsa’nın kendisine tabi olacağı kimse olduğu hususunu nakletmektedir.[4]

B. Kutsal Kitapların (Tevrat ve İncil) İncelenmesi

Mevcut Tevrat’ta nakledildiği üzere İbrahim Tanrıya şöyle der: Keşke İsmail senin huzurunda yaşasa. Tanrı şöyle buyurur: Kuşkusuz eşin Sara senin için bir oğlan doğuracaktır ve onu İshak olarak adlandır. Ahdimi onunla ayakta tutacağım. Böylece ondan sonraki zürriyetiyle ahit ebedi olacaktır. İsmail hususunda ise sana icabet ettim. Şimdi ona bereket verecek ve kendisini kutlu kılacağım. Onu çok fazlalaştıracağım. On iki reis ondan meydana gelecektir ve ondan büyük bir ümmet oluşturacağım.[5] Açı olduğu üzere Hz. İsmail’in neslinden on iki reis ve onların büyük bir nesil olacağı (Ali ve Fatıma soyundan gelen seyitler) Şiilerin on iki masum imamı dışında bir başka şeye delalet etmemektedir.  



[1] Araf, 157.

[2] Saf, 6.

[3] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 13, s. 331 ve 333, 11, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut,-Lübnan, 1404 hk.

[4] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 15, s. 236-239, h. 57.

[5] Kitab-i Mukaddes, Ahd-i Kadim (Tevrat), Sefer-i Peydayış, bap. 17 (Ahd-i Hıtne), cümle. 18-20, s. 17.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar