Gelişmiş Arama
Ziyaret
6240
Güncellenme Tarihi: 2010/11/08
Soru Özeti
Bir parça arsası olan ve bunu satma niyeti taşıyan bir şahıs arsasını satma durumunda onun humusunu vermesi gerekir mi ve hac kendisine farz olur mu?
Soru
Büyükbabam yaklaşık seksen beş yaşında olup büyük bir zorlukla hayatını sürdürmektedir ve kendisinin ve etrafındakilerin hayatında bir değişiklik yaratmak için satmak istediği bir arsaya sahiptir. (Bu durumda) Arsanın humusunu vermesi gerekir mi ve hac kendisine farz olur mu?
Kısa Cevap

Bu soru iki açıdan ipham taşımaktadır:  

Birincisi, sizin taklit merciiniz belli değildir. İkincisi, arsanın niteliği belli değildir; yani bu arsanın miras mı ya da hibe mi veya satın alınan bir arsa mı olduğu malum değildir. Bu nedenle meselenin tüm farzlarına işaret edilecektir:

Mezkûr arsa miras olursa:

Çağdaş Şia fakihlerinin görüş birliğiyle insana ulaşan mirasın humusu yoktur. Ancak:

1. Uzak bir akrabadan olur ve böyle bir akrabanın olduğunu insan bilmezse (neticede böyle bir miras beklentisi içinde olmazsa) burada yıllık harcamasından fazla olmazsa yine humusu yoktur. Ama yıllık harcamasından fazla gelirse bir grup fakih şöyle demektedir: Zorunlu ihtiyaç gereği humusunu ödemelidir.[1] Bir başka grup ise bunu gerekli görmeyip humusunu vermeyi müstehap bilmektedir.[2]

2. Kendisine bir miras kalır ve mal miras bırakan kimsenin onun humusunu vermediğini bilirse, humusunu ödemelidir.[3]

3. Mezkûr malın humusu olmazsa ancak malı miras bırakan şahsın humus borcu olduğunu insan bilirse, bu durumda o maldan humusu ödemelidir.[4]

Ama bu arsa hediye ise:

Hediye ve bağıştan ibaret olan hibenin bir humusunun olup olmadığı hakkında fakihler arasında değişik görüşler vardır. Genel şekliyle aşağıdaki görüşlerde onları özetlemek mümkündür:

1. Humusu yoktur.[5]

2. Yıllık harcamadan fazla gelirse yani humus yılının başına dek fazla gelirse, onun humusunu ödemelidir.[6]

3. Humus yılının başına dek fazla gelirse, zorunlu ihtiyat gereği onun humusunu ödemelidir.[7]

Eğer söz konusu hediyelik mala daha önce humus gerekli kılınmışsa, takriben tüm fakihler onun humusunu ödemeyi hediyeyi alana farz görmektedir.[8]

Ama mezkûr arsayı satın almışsa, bu durumda birkaç hal tasavvur edilmektedir:

1. Eğer humus ve zekâtını vermediği bir parayla bir mülk satın alırsa, borcunu ödemelidir ve o mülkteki tasarrufu haram ve ondaki namazı da geçersizdir.[9]

2. Eğer mezkûr mülkü taahhüt ile satın alırsa ve satın aldığı esnada humus ve zekatını ödemediği maldan vermeyi niyet ederse, borcunu ödemelidir.[10] Ama onun tasarrufu ve o mülk üzerinde namaz kılması hakkında değişik görüşler vardır:

A. Mezkûr mülkteki tasarrufu haram ve üzerinde kıldığı namaz da geçersizdir.[11]

B. Zorunlu ihtiyat gereği ondan sakınmalıdır.[12]

C. Onun mezkûr mülkteki tasarrufu haram değildir ve üzerinde kıldığı namaz da sahihtir[13].[14]

Ayetullah Mekarim Şirazi (bürosundan sorulan soru uyarınca) şöyle buyurmuştur: Humus hakkında eğer zorluktaysanız onun humusunun yarısını size bağışlıyorum ve yarısını ise tedricen eda edin.

Hac:

Bir kimse hac farzının şartlarını taşırsa, hayatta bir defa Allah’ın evini ziyaret etmek kendisine farz olur.

Hac Farzının Şartları:

1, 2 ve 3. İnsanın ergin, akil ve özgür olması.

4. Hacca gitme vesilesiyle önemi hacdan daha çok olan haram bir işi yapmaya veya önemi hacdan daha fazla olan bir farzı terk etmeye mecbur olmaması.

5. Kudret taşıması; yani ekonomik güç sahibi olması ve onu yapmak için sağlık, sıhhat ve güç taşıması.

6. Hac amellerini yapacak kadar vaktinin bulunması.[15]

Buna göre, tüm kudret şartlarının tahakkuk etmesi suretinde hac insana farz olur ve onu şerî bir gerekçe olmadan terk etmek de büyük bir günah sayılır. Netice itibariyle, eğer insan kudret şartlarını taşıyorsa ve önemli bir engel de yoksa kudretli sayılır ve haccı yerine getirmesi farz olur. Kudret şartlarının birinin eksikliği durumunda hac kendisine farz olmaz. Nitekim Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi (bürosundan sorulan son soru üzerine) şöyle buyurmuştur: Arsanın parasına ihtiyacınız varsa, hac size farz değildir.     



[1] Büyük Ayetullahlar Hoyî, Tebrizî, Fazıl, Safi, Zencanî ve Behçet.

[2] İmam Humeyni, Tevzihü'l-Mesail, el-Mahşi, c. 2, s. 9, mesele. 1754.

3 Büyük Ayetullahlar İmam Humeyni (r.a), Hoyi (r.a), Behçet: Zorunlu ihtiyata göre. Sistanî ve Zencanî: İster ölünün malından versin veya kendi malından humusu verip sonra ölünün malından alsın ve ister kendi malından karşılıksız olarak versin bir şekilde onun borcunu gidermesi gerekir. Fazıl: Eğer söz konusu mal ölüm yılının gelirinden ise, bu şahıs onun humus borcunu vermelidir. Mekarim: (Göründüğü kadarıyla onun humusunu vermesi farz değildir, diyen merhum Tebrizî dışında kalanlar genel olarak görüş birliği içindedir).

[4] Bu görüş üzerinde ittifak edilmiştir.

[5] Büyük Ayetullahlar İmam Humeyni (r.a), Hamaney ve Nuri.

[6] Büyük Ayetullahlar Safi, Sistanî; (Zencanî: Eğer yıllık harcamasından çok gelirse ve kazandığı mal değerli olması takdirde humusunu ödemelidir. İhtiyat gereği mal değerli değilse bile onun humusunu ödemelidir).

[7] Büyük Ayetullahlar Behçet, Fazıl, Mekarim. Bkn: İmam Humeyni, Tevzihü'l-Mesail, el-Mahşi, c. 2, s. 8, mesele. 1753; Ahkâm-i Danuşcuy-i; Ahkâm-i Humus, Seyit Mücteba Hüseynî, s. 49.

[8] Çağdaş fakihler arasında sadece büyük Ayetullahlar Sistanî ve Tebrizî humusun ödenmesini verene ait olduğunu ve ona farz olduğunu söylemektedir. Bkn: a.g.e., s. 50.

[9] İmam Humeyni, Hoyî, Gülpeyganî, Erakî, Tebrizî, Mekarim, Fazıl, Safi, Nuri, Zencanî (müstehap ihtiyat gereği onda namazı da geçersizdir).

[10] Borcunu ödemesi hususunda bir görüş ayrılığı yoktur.

[11] İmam Humeyni (r.a).

[12] Ama büyük Ayetullahlar Fazıl ve Mekarim şöyle demektedir:

[13] Ayetullah Sistanî ve Ayetullah Erakî.

[14] Tevzühü'l-Mesail (el-Mahşi lil-İmam Humeyni), c. 1, s. 486, mesele. 873.

[15] Tevzühü'l-Mesail (el-Mahşi lil-İmam Humeyni), c. 1, s. 186, mesele. 2036.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17221 Pratik İrfan 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • Hz. Muhammed (s.a.a) Nerede Toprağa Verilmiştir?
    8777 تاريخ بزرگان 2011/10/23
    İslam Peygamberi, Ebrehe’nin askerleriyle[1] Allah’ın evine hücum ettiği yılda doğmuş ve kırk yaşındayken Hira mağarasında ibadetle meşgulken Allah tarafından peygamberliğe seçilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.a) çağrısını ilkönce gizli olarak başlatmış ve Allah’ın emriyle açık çağrısına da yakınlarından başlamıştır.[2] Hz. Peygamberin ...
  • Astıma müptela olan oruçlu bir şahsın sprey kullanmasının hükmü nedir?
    7095 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Mercilerin çoğu, ilaç yerine istifade edilen iğne ve serum gibi şeylerin kullanımını caiz bilmektedir. Elbette belirtilen hususların yemek yerine istifade edildiği yerde onlardan sakınmak gerekir.[1] Aynı şekilde nefes darlığı için kullanılan sprey eğer ilacı sadece akciğere aktarırsa, orucu bozmaz.
  • Gönüllerine göre eş bulamayan, evlilik zamanı gelmiş kızların duası hangisidir?
    18099 Pratik Ahlak 2012/07/21
    Saygıdeğer okuyucumuz; Sizin nazarınızdaki dua Şeyh Abbas Kummi’nin “Mefatihu’l Cinan” kitabında zikredilmiştir ve o dua şöyledir: Şeyh ve Seyyid, Mufazzal bin Ömer’den şöyle rivayet etmektedir: Bir gün İmam Cefer-i Sadık’ı (a.s) Cafer-i Tayyar namazını kılarken gördüm ve namazı kıldıktan sonra ellerini kaldırarak nefesi ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8247 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13833 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12435 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...
  • Abdest ve teyemmümün felsefesi nedir?
    10117 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/12
    Banyo yapıldığı zaman ortaya çıkan şey dış temizliktir. Dış temizliğin yanı sıra, manevi temizlikte namazın şartlarındandır. Bu da ancak abdest ve gusülle gerçekleşir. Su kullanma imkanı yoksa, manevi ve batıni taharet için, abdest ve guslün yerine teyemmüm alınır. Ama bu, teyemmümün dış temizliğe faydası olmadığı ...
  • Biz bütün âlemde Müslüman ya da Şia olmayan insanları görmekteyiz...
    10641 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    İslam dinine inanmayan insanlar iki grupturlar:Diğer bir ibaretle İslam dinine iman etmeyen insanlar iki gruptur:1- Terim olarak cahil-i mukassir ve inatçi kâfir olan grup. Yani İslam onlara ulaşmış ve onun hak olduğunu anlamışlar ama inat ve isyancılıkları yüzünden hakkı kabul etmemişlerdir. Bu grup, azabı ve ...
  • Niçin insan (intihar ederek) hayatı kendinden selb edemiyor?
    7274 Ahlak 2010/11/09
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar