Gelişmiş Arama
Ziyaret
27321
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
Namaz esnasında Hz. Ali’nin ayağından kırılmış mızrak parçasını çıkarma hikâyesi doğru mudur?
Soru
Mubidi’nin Keşfu’l-Esrar tefsirinden alıntılanmış aşağıdaki metin benim için bazı sorular icat etti. Metin şudur: “… Kitaplarda şöyle nakletmektedirler: Ali’ye (a.s) bir savaşta bir ok isabet etmiş ve ok kemiğe saplanmıştır. Çok çabalamalarına rağmen oku çıkaramazlar. Et ve deriyi yarmayana ve kemiği kırmayana dek bu ok çıkmaz derler. Büyükler ve onun evlatları eğer durum buysa onun namaza durmasını beklemek gerektiğini; zira namaz zikrinde onun sanki bu dünyadan hiçbir haberi yokmuş gibi göründüğünü belirtirler. Farzları ve sünnetleri bitirmesine kadar beklerler ve sonra o nafilelere ve namaz faziletlerine başlar. Tedavi eden şahıs gelir ve deriyi yarar, kemiği kırar ve oku çıkarır. Ali henüz namazda kendi halindedir. Namaz selamını verince sanki benim acım azaldı diye söyler. Ona sana böyle yapıldı ve senin haberin yoktu derler. O da ben Allah ile münacat ettiğim zaman eğer dünya alt üst olsa veya bana kılıç ve kalkanla vursalar, Allah ile münacattan aldığım lezzetten dolayı benim acıdan bir haberim olmaz, der.” Sonra bu olayı Yusuf ile Mısır kadınlarının olayı ve onların ağaç kavunu yerine kendi ellerini kesmesiyle mukayese etmiştir. Bu hikâye edebiyat ve insanî ilimler bölümünün ortaokul üçüncü sınıftaki edebiyat dersi kitabında yer almaktadır ve Müminlerin Önderinin (a.s) makam ve şanına bir halel gelmesinden kaygılanan benim ve belki de başkaları için soru icat etmektedir. Bu hikâyenin bir aslı var mıdır? Bu hikâye kabul edilebilir mi? Okun mübarek ayağın neresine battığı sorulmamakta mıdır? Ok ayağından çıkarıldığı esnada İmam rükûda mıydı, secdede miydi yoksa ayakta mıydı? Oku çıkardıkları esnada kendisinin dengesi bozulmadı mı? Ve…
Kısa Cevap

Bu hikâye birçok hadis kaynaklarında değişik nakiller ile aktarılmıştır. Elbette bu hikâyeyi aktaran kaynak ve kitaplar birinci el kaynaklar değildir. Lakin birincisi bu hikâye Şia ve Ehli Sünnetin değişik kaynaklarında yer almaktadır. İkincisi, bu kitapların müellifleri ve hikâyenin aktarıcıları tanınmış ve meşhur âlimlerdendir. Üçüncüsü, bu hikâyenin muhtevası akıl ve nakle aykırı değildir, bilakis akıl ve nakil böyle bir hadisenin vaki olabileceğini onaylamaktadır. Bu nedenle ilmî ölçüler esasınca bu hikâyenin aslını nakil ve beyan etmenin bir sakıncası bulunmamaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Bu hikâye birçok hadis kaynaklarında değişik nakiller ile aktarılmıştır. Elbette bu hikâyeyi nakleden kaynak ve kitaplar birinci el kaynaklar değildir. Ama birincisi, bu hikaye Deylemi’nin İrşadu’l-Kûlub’ünde ve Envaru’n-Nomaniye, el-Menakibu’l-Murtezeviye, Hilyetü’l-Ebrar, Muntaha’l-Âmal, Mehcebetu’l-Beyza gibi Şia ve Ehli Sünnetin değişik kaynakları ve aynı şekilde Urvetu’l-Vuska gibi fıkıh kitaplarında yer almaktadır.[1] İkincisi, bu kitapların müellifleri ve hikâyenin aktarıcıları tanınmış ve meşhur âlimlerdendir. Üçüncüsü, bu hikâyenin muhtevası akıl ve nakle aykırı değildir, bilakis akıl ve nakil böyle bir hadisenin vaki olabileceğini onaylamaktadır. Bu nedenle ilmî ölçüler esasınca bu hikâyenin aslını nakil ve beyan etmenin bir sakıncası bulunmamaktadır. Bu meselenin aklî açıklaması bağlamında iki delil öne sürülebilir:

1. İmam Ali’nin (a.s) önemli özelliklerinden birisi ibadete aşk duymaktır. Öyle ki Mutezile’ye mensup İbn. Ebi’l-Hadid Nehcü’l-Belağa’ şerhinde şöyle yazmaktadır: “Hz. Ali (a.s) ibadette insanlar arasında en çok ibadet edendi. Namazı ve orucu herkesten fazlaydı ve halk gece namazına ve de zikir ve müstehaplara özen göstermeyi ondan öğrendi.”[2] Hz. Ali (a.s) huşuyla ibadet eder ve tüm varlığıyla Allah’a yönelirdi; öyle ki Sıffin savaşında kendisinin ayağına bir ok isabet eder ve onu çıkaramazlar. Sonra kendisi namaz kılarken secde halindeyken onu çıkarırlar. Ali (a.s) namazı bitirince okun çıktığını fark eder ve okun çıktığını asla hissetmediğine yemin eder.[3] Çünkü dinin direği olan namaz miraç ve münacat çadırının sütunudur ve namaz kılan insan mabuda yükselmekte ve O’nun ile münacat etmektedir. Bu nedenle onun göz, kulak, el ve ayağı kendi elinde değil, mabudun elindedir. Ali b. Ebi Talib’in (a.s) imanı gerçek bilgi esasıncaydı.  Ali (a.s),  Allah’a ibadet etmeyi O’nu ziyaret etmek olarak değerlendirdiğinden, namazı ilahî şuhud ve mabudu ziyaret etmek addettiğinden ve Allah’ı mutlak güzellik bildiğinden, asla kendisini görmez, özgürce Allah’a tapar ve renge bürünen her şeyden bağımsız kalırdı.[4] 

2. Peygamberlerin, imamların ve Allah’ın velilerinin namazdayken halleri her zaman bir hal ve minval üzere değildir. Bazen kalp huzurunu korumakla birlikte kesret âlemi ve maddî mazharlara da dikkat etmekte, onlardan gafil kalmamakta ve bir mesele meydana geldiğinde gerekirse reaksiyon göstermektedirler. Bazen de melekut âlemine odaklanır ve Kibriya’nın temiz zatından başka bir şey görmez ve kendi çevrelerinde olup bitene hiç dikkat etmezler. Hatta bedenlerinden gafil olurlar. Zahiri duyu sistemleri aşk cezbesi ve rabbani irfan esnasında adeta faaliyetini durdurur ve bedenlerine bağlı olan şeyleri duyumsamaz hale gelirler. Namaz esnasında secdedeyken İmam Ali’nin (a.s) ayağından okun çekilmesi bu kabildendir.[5] Bu vakıayla ilgili değişik ve farklı nakiller yapılmıştır ve göründüğü kadarıyla bazılarında aşırılık ve mübalağa hissedilmektedir. Ama bu, hikâyenin aslına bir halel getirmez. Bize göre hikâye Nehcü’l-Belağa Şerhi ve İmam Ali’nin Arifane Hayatı adlı kitaplarından alıntılayarak birinci açıklama bölümünde belirttiğimiz şekliyledir. Bu vakıa İmam Ali’nin (a.s) makam ve şanına bir halel gelmesine bir neden teşkil etmez, bilakis onun yüceltilmesi ve övülmesine vurgu yapar; zira Mısır kadınları Hz. Yusuf’un cemalini görünce nasıl kendilerini kaybetmiş, kontrollerini elden vermiş ve ağaç kavunu yerine ellerini kesmişlerse, Hz. Ali de sadece mutlak güzelliği görmesi ve tüm beden azaları Yüce Allah’ın ve gerçek mabut ve maşukun kontrolünde olması nedeniyle, artık kendini görmemiş ve maddî olgulara dikkat etmemiştir. Bu haldeyken namaz secdesi esnasında onun ayağından oku çekmişlerdir ve kendisi bunu duyumsamamıştır.           



[1] Deylemi, İrşadu’l-Kûlub, c. 2, s. 26, İntişarat-ı Nasır, Kum, çap-ı evvel, 1376; Cezayiri, Seyid Nimetullah, el-Envaru’l-Nomaniye, c. 2, s. 371, Çap-ı Şirket-i Çap-ı Tebriz, Keşfi Hanefi, Muhammed Salih, el-Menakıbu’l-Murtezeviye, s. 364; Behrani, Hilyetü’l-Ebrar, c. 2, s. 180; Kumî, Şeyh Abbas, Muntaha’l-Amal, s. 181, Çaphane-i Ahmedî, çap-ı nohom, 1377; Feyz-i Kaşani, Mehcebetü’l-Beyza, c. 1, s. 397 ve 398, Beyrut; Envaru’l-Nomaniye s. 342; ve Aynı şekilde Urvetu’l-Vuska, Muhammed Kazım Yezdi, Bahs-i İbadet, Babu’s-Selat gibi fıkhi kitapları.

[2] Abdülhamid, İbn. Ebi’l-Hadid, Şerh-u Nehci’l-Belağa, c. 1, s. 27, Dar-u İhyai’l-Kütübi’l-Arabiye.

[3] Habibullah, Hoyi, Şerh-u Nehci’l-Belağa, c. 8, s. 152; Cevadi Amuli, Abdullah, Hayat-ı Arifane-i İmam Ali (a.s), s. 63 ve 64. Merkez-i Neşri İsra, çap-ı çarom, 1385.

[4] Cevadi Amuli, Abdullah, Hayat-ı Arifane-i İmam Ali (a.s), s. 62 – 64, ba teğyir ve talhis.

[5] Ba istifade ez “Hayat-ı Arifane-i İmam Ali (a.s), s. 62 ve 63; Mutahari, Murteza, İmamet Ve Rehberi, Kum: Sadra, çap-ı çarom, 1365, ba istifade ez 180 ve 181.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmam evlatlarının adına yapılmış türbelere inanmanın ölçüsü nedir?
    6813 Eski Kelam İlmi 2009/07/04
    İmam evlatlarından maksat Ehl-i Beyt İmamlarının soyundan gelen zatların türbeleridir. Bir çok hadiste Resulullah’ın soyuna saygı göstermenin gerekli olduğu vurgulanmış ve bu iş için büyük bir sevap ve mükafat vaat edilmiştir.Resulullah’ın soyuna saygı göstermenin bir örneği de onların mezarlarına saygı göstermek, oraları ziyaret ...
  • Şia'nın Mehdi Muntezer hakkında görüşü nedir?
    10145 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Bu soru çok genel olduğu için, cevapta bu konuyu birkaç yönden ele alıp; İmam Mehdi (ac)'in hayatını, Kur'an ve rivayetlerdeki bilgileri ve son olarak 12. İmamın zuhurunun alametlerini kısaca inceleyeceğiz.On ikinci imamın ismi İslam peygamberinin ismiyle (m h m d) aynıdır ...
  • Neden yeni Müslüman olmuş birisi geçmiş namaz ve oruçlarını kaza etmesi gerekmezken doğuştan Müslüman olan birisi eda etmediği namaz ve oruçlarını kaza etmesi gerekmektedir?
    2736 Kaza Namazı Ve Kiralık Namaz 2020/01/19
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12734 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • “Vebtelül yetama hatta iza beleğun nikahe” şeklinde olan ayetin anlamı nedir?
    7622 Tefsir 2012/05/12
    Allah u Teâlâ bu ayeti kerimede yetimlerden sorumlu olan kimselere düstur veriyor ki yetimlerin mallarına karşı dikkatli olmalarını istiyor. Yani onların sermayesini korusunlar, sorumlulukları döneminde buluğ ve rüşt çağına erinceye kadar onları denemeye tabi tutsunlar. Sorumlular, sorumluluklarının altında olan yetimlerin buluğ ve rüşt çağına erdiklerini fark ettiklerinde ...
  • Oruç insan üzerinde ne gibi eğitici eserler bırakır?
    6967 Pratik Ahlak 2012/05/12
    Oruç, nefsin tehzip (ruhi temizlik) ve tezkiyesi için bir çeşit alıştırma ve insanın kendi nefsine tasallutunun tahakkuku için uygun bir yöntem ve nefsanî heveslerle mücadeledir. Oruç, ferdi ve içtimai iki boyutta olmak üzere, insanın bedensel boyutta bıraktığı eserlerin yanı sıra insanın ruhi boyutunda da eğitici ...
  • Haksız yere yemin eden kimsenin akıbeti ne olur?
    12187 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    Haksız yere yemin etmenin akıbetinden maksat iki şey olabilir:1- Şer’i ve fıkhi hüküm manasında akıbet.2- Getirdiği sonuçlar manasındaki akıbet. Bu etki dünya veya ahiret etkileri olabilir. Sorudan galiba bu ikinci mana kastedilmektedir.1- Şer’i HükümŞer’i Hüküme göre ...
  • Nur suresinin iniş sebebi nedir?
    30901 Tefsir 2012/05/27
    Nur suresinin bir iniş sebebi yoktur; ama 6 ila 9, 11 ila 16 ve 30 ila 31. ayetlerinin iniş sebebi vardır ve aşağıda bunlara işaret edilecektir: Nur suresinin 6 ila 9. ayetlerinin iniş sebebi: Bu ayetlerin iniş sebebi hakkında İbn. Abbas’tan nakledildiğine göre ...
  • Neden biz Şiiler Hamd suresinden sonra “elhamdülillahi rabbi’l-âlemin diye söylemekteyiz?
    8855 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bizim ile Ehli Sünnet arasında bir takım şekilsel ihtilaflar mevcuttur. Ehli Sünnet mensuplarının el bağlayarak namaz kılması, onların abdest alma şekli ve bunun Şia ile farklılığı, fıkıh konularındaki bazı şekilsel ihtilaf noktaları olarak adlandırılabilir. Bu ihtilafların nedeni, bu sitedeki diğer sorularda detaylıca işlenen daha genel konulara dönmektedir. (1523, 248 ...
  • Aşırılık nedir ve ondan nasıl uzak kalınabilir?
    17415 Eski Kelam İlmi 2011/03/01
    “Ğuluv” (aşırılık) sözlükte fazlalık ve uzamak anlamındadır; başka bir ifadeyle had ve ölçüyü aşmaktır veya daha iyi bir tabirle her şeydeki ölçü ve konumdan çıkmak ve öteye geçmek aşırılıktır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de aşırılığa şöyle işaret etmektedir: “Ey Kitap ehli! Hakkın dışına çıkarak dininizde aşırı gitmeyin.” ...

En Çok Okunanlar