Gelişmiş Arama
Ziyaret
13646
Güncellenme Tarihi: 2009/12/20
Soru Özeti
Neden baldızla evlenmenin haram oluşu zamanın değişmesiyle birlikte değişmemektedir?
Soru
İslam dinin güncel bir din olduğunu ve zamanın değişmesiyle birlikte hükümlerinin de incelenerek değişebileceğini göz önünde bulundurarak; (örneğin önceden haram olan satrancın İmam Humeyni (r.) tarafından sonradan serbest bırakılması gibi), bu ilahi hükümde de yeni bir inceleme yapılabilir mi? Eğer iki kız kardeş, bir erkeğin yanında yaşamaya tahammül ederek onun eşi olmaya razı olurlarsa da mı bu hüküm aynı şekildedir? Rahman olan Allah’ın, bu dinin en kâmil din olduğu ve zamana göre değişebileceği için bizim peygamberimizi son peygamber olarak karar kılmış olduğunu düşünüyorum. Tabiat ilimleriyle uğraşan bir bilim adamı, nasıl ki bu ilimle ilgili konuları bulmak için araştırma yapıyorsa aynı şekilde bir din âlimi de böyle yapmalıdır. Yukarıdaki örnekte getirdiğim gibi, imam Humeyni gibi şahıslar görülmektedir. İmam Humeyni bu gibi bazı konuları Tahrir-ul Vesile kitabında getirmiştir.
Kısa Cevap

Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.

Ayrıntılı Cevap

Cevabın açıklığa kavuşması için birkaç noktanın zikredilmesi gerekmektedir:

1) İslam dininin güncel, en kâmil ve kanunlarının bütün asırlarda insanların saadetlerini temin edici olması, İslam dinin kanunlarının varlık âleminin gerçekleriyle ve insan fıtratıyla uyumlu olması demektir. İnsan fıtratı hiçbir zaman değişime uğramaz.[1]

“O halde sen yüzünü, bir hanîf olarak dine, Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah'ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çokları bilmiyorlar.”[2]

İnsan fıtratı, nefsanî ve şehevi isteklerden farklıdır. Çünkü Peygamber (s.a.a.) zamanında ve tarih boyunca şehvet ve heveslerinin peşinde giden toplumlar ve birçok insanlar olmuştur. İlahi dinler, insan ruhunun ahlaki kirliliklerden uzak kalması ve fıtratın canlandırılması için çalışmışlardır: “Ey inananlar! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Resulüne uyun.”[3]

Şehvet ve hevesler, insan ruhunun aynası üzerine çöken toz gibidir. Bu tozlar zaman geçtikçe sert çamur gibi kuruyabilirler ve zor sıkıntılar ve acı olaylar ancak bunları parçalayarak ortadan kaldırabilir ve böylesi bir durumda da bu şahsa bir faydası olmaz.

“Gemiye bindikleri zaman, dini yalnız O'na has kılarak (ihlâsla) Allah'a yalvarırlar. Fakat onları salim bir şekilde karaya çıkarınca, bir bakarsın ki, (Allah'a) ortak koşmaktadırlar.”[4]

İslam dininin güncel olması, her gün şehvetleri peşinde koşan kimselerin istekleri doğrultusunda değişeceği anlamında değil, dinin hakikatinin sürekli tarihte kalıcı olacağı anlamınadır. İmam Sadık (a.s) bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Peygamber (s.a.a.)’in helal kıldığı her şey kıyamet gününe kadar helal ve haram kıldığı her şey de kıyamet gününe kadar haramdır.”[5]

2) İmam Humeyni (r.)’nin satranç hakkındaki vermiş olduğu fetva, İslam hükmünün değişmesi demek değildir. İmam Humeyni (r.)’nin görüşü, satrancın Peygamber (s.a.a.) zamanında kumar aracı olarak kullanıldığından dolayı haram olduğudur. Satranç günümüzde kumar aracı değil spor aracı olduğu için haram değildir. Yani günümüzde hükmü değişmiş olan satranç, o zaman genel olarak haram değildi. Başka bir tabirle, eğer satranç Peygamber (s.a.a.) zamanında kumar aracı olmasaydı, fikirsel spor aracı olsaydı, kesinlikle haram olmazdı. Günümüzde de fikirsel spor aracı olmasına rağmen eğer kumarda kullanılırsa yine haram olur.

3) Baldızla evlenmenin haram oluşunun felsefesi hakkında söylediklerimizi,[6] öncelikle kesin net illet olarak değil haram oluşunun hikmeti ve ihtimali olarak açıkladık. Eğer bir yerde bu hikmet olmazsa, bu evliliğin haram olmadığı anlamına gelmez. İkinci olarak bu hüküm, kadın ve erkeklerin fıtratlarına ve doğalarına uygundur ve bu yüzden toplumların çoğunluğunun kabulünü görmektedir. Bazılarının bunu kavrayamayışı bu gerçeği değiştirmez. Önceki cevaba dikkatlice bakılması, bu noktanın daha fazla açıklık kazanmasını sağlayacaktır.


[1] Başvurulabilecek konular:

—Son din, 7. Soru (site: 205)

—Din ve Değişim, 8. Soru (site: 206)

—Din, Sabitlik ve Değişim, 10. Soru (site: 209)

—İslam Dininin Son Din Olmasının Sırrı, 386. Soru (site: 399)

[2] Rum Suresi, 30. ayet.  

[3] Enfâl Suresi, 24. ayet.

[4] Ankebut, Suresi, 65. ayet. 

[5] Kâfi, c: 1, s: 58.

[6] Konu: İki kız kardeşle aynı zamanda evlenmek, 550. Soru (site: 600).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar