Gelişmiş Arama
Ziyaret
8154
Güncellenme Tarihi: 2010/09/22
Soru Özeti
Biri inanan ve kaba huylu ve diğeri ise inanmayan ve yumuşak huylu olmak üzere iki talip olduğunda hangisini tercih etmek gerekir?
Soru
Ben 22 yaşında bir kızım ve iki talibim var. Biri çok mümin, dindar ve hizbullahidir. Ama kötülükten sakındırma gibi bazı konularda çok sertlik göstermektedir ve ahlakı da biraz serttir. Kendisinin ailesi de çok mümindir. Ama diğerinin ahlakı çok mülayimdir. Ama dinsel meseleler hakkında pek bilgisi bulunmayıp bu hususlara bağlılığı da yoktur. Lakin ben namaz ve oruç ehliyim. Bu ikisinden hangisiyle evlenmem hususunda lütfen bana kılavuzluk edin ve mümkünse benim için bir istiharede bulunun.
Kısa Cevap

Evlilik konusu insanlığın en önemli meselelerinden olup özel bir dikkat ve özen gerektirmektedir. Ailenin güçlenmesi için lazım olan usul, temel ve şartlar iki kısma ayrılmaktadır:

1. Ailevî asilik[1], dindarlık, sadakat ve emanet, helal ve harama önem vermek, özetle liyakat[2] ve iyi bir ahlaka sahip olmak gibi dinsel kökü olan usul ve şartlar.

Hatırlatmak gerekir ki bir veya birkaç oturumda aranan şartları öğrenmek ve şahısları tanımak mümkün değildir; zira iman ve ahlak maskesi takmış ve inanan ve iffetli kızlara tuzak hazırlamış zahirde akıllı ancak sakıncalı bir takım şahıslar mevcuttur. Bu yüzden bu tuzaklardan kurtulmanın en iyi yolu evlilik gibi önemli işlerde bu bireylere, aile ve iş yaşantılarına, dostlarına ve komşularına yönelik derin ve ciddi bir araştırma yapmaktır.

2. Şahsi usul ve şartlar:

Tip şekli, elbise giyme tarzı ve yaşam şekli gibi hususlarda herkes kendi için bir takım şahsi şartlar arayabilir. Elbette bu alanda uyuşma ne kadar fazla olursa ailevî bağlar daha güçlü olacaktır. Bundan dolayı belirtilen kıstaslara (özet ve kısa şekliye zikredildi) bakmayla bu iki şahıstan birini seçmenin en iyi yolu şudur:  Söz konusu iki şahsı da belirtilen kıstaslara göre ölçünüz ve kendilerine puan veriniz. Hangisinin puanı daha yüksek olursa zahirde o eş olmak için daha uygun olacaktır. Ama İslam’da her iyi işin puanının bir düzeyde olmadığına dikkat etmek gerekir. Örneğin namaz özel bir önceliğe sahiptir. Eğer bir fert onu terk ederse ve başka bir takım iyi huylar taşırsa, onun diğer iyi huylarının bir ayrıcalığı olmaz. İman taşımak, dinsel konulara kayıtlı olmak ve dinimizin öğretilerinden olan iyi ahlak diğer şartlara karşı daha yüksek bir öneme sahiptir.

Uyarı: İşlerde sertlik ve aşırılıktan kastedilen nedir? Eğer bir kimse farzları terk etme ve haramları işleme karşısında hassasiyet gösterir ve sorumluluk hissedip iyiliği emreder ve kötülükten sakındırırsa, o kaba ve aşırı mıdır? Böyle bir şahıs sorumluluk ve görevden başka bir şey yapmamıştır. Günümüzde bazılarımız bir takım (şerî olmayan) geleneksel ve ailevî gerekçeler nedeniyle birçok farza ve bu cümleden olmak üzere iyiliği emretme ve kötülükten sakındırmaya karşı duyarsız olmakla kalmayıp bu farzı yerine getiren kimseleri de sertlikle vb. itham etmekteyiz. Bundan ötürü şeriat, farzlar ve haramların sınırlarını bilmek lazımdır ve asıl bunlardan öteye geçmek sertlik ve aşırılıktır. Ama istihare talebinde bulunmanız nedeniyle istihare hakkında bir uyarıda bulunmayı gerekli görüyoruz: İstihare yerinde kendisinden istifade edilmesi gereken güzel bir yoldur. Ancak karar almada rütbesi düşünce ve danışma merhalesinden sonradır; yani karar almada ilk merhale düşüncedir. Birey akıl ve düşüncesinden yararlanmalı ve sonra istişare etmelidir. Yani düşünce sahibi bireyler, danışma salahiyeti olan ve insanın hayrını isteyen kimselere danışılmalıdır. İnsan bu merhaleleri kat ettikten sonra bir neticeye ulaşmaz ve şaşkınlık içinde kalırsa istihareye başvurabilir. Hastayı doktora götürmek için istiharede bulunma gibi avamdan bazılarının bugün yaptığı davranışları ne şeriat ve ne de akıl teyit etmektedir. Bu yüzden sizin de ilkönce istihare öncesi iki merhaleyi kullanmanız ve netice elde etmediğiniz takdirde istiharede bulunmanız lazımdır.       


[1] Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Bataklıktaki gülden sakının. O nedir diye sorulduğunda ise şöyle buyurmuştur: Kötü bir aileden gelen güzel kadındır. Nehcü’l-Fesahe Mecmue-i Kelimat-ı Kısar Hz. Resul (s.a.a), s. 355.

Bataklıktaki gülden sakın

Manasının ne olduğunu bilmiyorsan

O çirkin saraydaki güzel yüzlü kadındır

Orda olan herkese kötü gözükür

Bkn: Gülhay-ı Cavidan (Hezar Kelime-i Kısar), s. 158.

[2] Ebu Halid Secistanî Hz. Sadık’tan (a.s) şöyle rivayet etmiştir: Beş haslet vardır ki onlardan birini taşımayan kimsenin yaşamı sürekli eksik, aklı zail ve gönlü meşgul olur. Onların ilki beden sağlığıdır. İkincisi emniyettir. Üçüncüsü rızkın çokluğudur. Dördüncüsü kafa dengi bir yoldaştır. Kafa dengi yoldaş kimdir diye sordum. Şöyle buyurdu: İyi bir eş, salih evlat ve salih arkadaştır. Beşincisi de bu hasletleri mükemmelleştiren şakacı olmaktır. Dureru’l-Ahbar, Ba Tercüme-i Farsi, s. 561.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kıbleyi nasıl bulabiliriz?
    6507 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Kıbleyi bulmak için bir takım yollar vardır ve onlardan bazıları şunlardır: 1. Hissel göstergelerden yola çıkarak tanıklık eden iki adil tanığın tanıklığı.2. Bilimsel kaidelerle (gökbilim vb.) kıbleyi bilen ve güvenilir olan bir şahsın belirtmesi.3. Müslümanların ...
  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10652 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7336 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Kameri yıl kaç gündür? Bir kamerin yılın başka kameri yıllarla farkı var mı? Varsa ne yapmak gerekir?
    38176 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Kameri ayların günleri birbirleriyle aynı olup, tam olarak 29 gün, 12 saat, 44 dakika 3 saniye veya 29/53059028 gündür. Bütün hicri kameri yılların günlerinin sayısı eşit olup tam olarak 12 ay yani 354/3670834 gündür. Ancak astronomlar her ayı sahih yani kesirsiz olarak hesaplamak zorunda olduklarından ...
  • İranlılar, Ömer’in eliyle mi Müslüman olmuştur?
    17033 تاريخ بزرگان 2012/01/18
    Eğer tüm İranlıların Ömer’in hâkimiyeti döneminde Müslüman oluşu kastediliyorsa, bu ihtimal kabul edilir değildir; zira İran Arap ve Müslümanlar tarafından fethedilmeden önce bir grup İranlı diğer ülkelerde bulunuyordu ve onlar İslam’ın doğuşunun ilk yıllarında Müslüman olmuştu. Ama Ömer’in hâkimiyeti döneminde İslam’ın İran’a girmesi ve Müslümanların davranışları nedeniyle bazı İranlıların ...
  • Aristo mantığı ile diyalektik arasındaki farkı nedir?
    15506 İslam Felsefesi 2011/03/02
    Mantık bir kanunlar manzumesidir ve bu kanunlara riayet etmek düşüncede hataya düşmemizi engeller. Mantık eski ve yeni mantık diye iki kısma ayrılır. Eski mantık, bize nasıl doğru bir kıyas ve istidlal üreteceğimizi öğreten Aristo mantığıdır; başka bir ifadeyle Aristo mantığı istidlalin şekil ve kalıbına ek olarak, ...
  • Abdullah’ın Abdulmüttalip tarafından kurban olarak adanması akıl ve mantıkla çelişmez mi?
    5348 تاريخ بزرگان 2019/11/24
    Tarihi nakiller göz önüne alındığında önceki dinlerde ve ümmetlerde adak ve kurban ritüellerinin farklı ve çeşitli şekillerde gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bunlardan biride insanın kurban edilmesiydi. İslam dini bunu kaldırarak sadece hayvan kurban edilmesine izin verdi.Aklın, fıtratın ve mantığın kabul ettiği desturları yerine getirmek gerçek imanın ...
  • Bir şirket, ürünlerini yabancı bir marka adı altında daha fazla değere satarsa bunun hükmü nedir?
    5794 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Taklit merciilerinin bürolarından alınan cevaplar şöyledir:Ayetullah el-Uzma Hamanei: İç ürün mü yoksa dış ürün mü olduğu müşteri tarafından ayırt edilebiliyorsa böyle bir üretime sahte ve kandırmacadır denilemez. Ama gerçeğin aksi bir şey söylenirse bu yalan olur ve haramdır. Ve eğer ...
  • Niçin Hz. Âdem’in (a.s) hatası yüzünden yer küresinde kalmaya mecbur olup sonuçta günaha bulaşıp cezalandırılmalıyız?
    15095 Eski Kelam İlmi 2010/06/02
    Hz. Âdem başta olmak üzere bütün Enbiyalar (a.s) her çeşit günah ve hatalardan masum ve beridirler. Hz. Âdemin yaptığı şey ise irşad-i bir emre muhalefetti. Dolaysıyla yapılan bu muhalefete günah denilmez. Aslında insanın ve Hz. Âdemin yeryüzüne gelişi ilahi bir takdir olup ...
  • Kıyamet esnasında berzahtakiler de vuku bulan olayları tecrübe edecek mi? Onlar bu esnada hangi durumda olacaktır?
    11742 Eski Kelam İlmi 2011/10/22
    Evrende iki kere sura üfleneceği Kur’an’ın kesin buyruklarındandır. Birinci üfleme, dünya ömrünün tamamlandığı ve bu vesileyle yeryüzündeki canlı tüm varlıkların ortadan kalkacağı zamandır. Hayat üflemesi olarak meşhur olan sonraki üflemede ise tüm insanlar dirilecektir. Her iki üfleme de ansızın vuku bulacaktır. İki üfleme arasındaki süre de belli ...

En Çok Okunanlar