Gelişmiş Arama
Ziyaret
8675
Güncellenme Tarihi: 2011/05/21
Soru Özeti
Neden Cevşen-i Kebir duasının seksen beşinci kısmında insanın sudan yaratıldığı buyrulmuştur?
Soru
Neden Cevşen-i Kebir duasının seksen beşinci kısmında insanın sudan yaratıldığı buyrulmuştur?
Kısa Cevap

Evrendeki maddî varlıkların tümü “su” adındaki ortak bir madde taşımaktadır. Bu kategoride evren bahçesinin gülü olan insan da sudan yaratılmıştır. Su insan yaratılışının ilk madde tohumudur. Öte taraftan insan bedeninin %80’nini su teşkil etmektedir. Bu husus hem Kur’an ve rivayetlerde ve hem de modern bilim tarafından ispat edilmiştir. Elbette ilk insanlar yani Adem ve Havva Kur’an’ın açık ifadesiyle topraktan yaratılmıştır.

Ayrıntılı Cevap

İslam açısından insan yüce ve değerli bir varlık olup üstün bir saygınlık taşımaktadır. İnsanın bu ilahi saygınlık ve değeri onun maddî bedeninden kaynaklanmamaktadır. Varlık düzeninde kendi ilahi ruhu esasınca taşıdığı değer ve konumdan kaynaklanmaktadır. İnsan ruh ve cisim diye iki boyut taşımaktadır. Ruhun nitelik ve keyfiyeti belirsiz ve tamamıyla gizlidir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir. Size pek az ilim verilmiştir.”[1] Kur’an bu açıklamayla insanın ruhu tanımadaki aczini açıkça beyan etmektedir. Ama insan cisminin ilk maddesi hakkında durum bu şekilde değildir. Yüce Allah Kur’an’da ve masumlar nakledilmiş hadislerde veya aktarılmış dualarda değişik beyanlarla onun ilk maddesini açıkça belirtmişlerdir. Elbette bu konu çok ayrıntılıdır ve tam açıklaması detaylı bir kitap halini alabilir. Biz aşağıda bu uzun konuyu sadece kısaca açıklamakla yetineceğiz.

Kur’an Ve Tüm Varlıkların Yaratılış Maddesi

Evrendeki tüm varlıkların yaratılış maddesinin ne olduğu sorusuna Kur’an her şeyin sudan yaratıldığını açıkça vurgulayarak cevap vermektedir. Nitekim şöyle buyurmaktadır: “Her diri varlığı sudan yarattık.”[2] Ve şöyle buyurmaktadır: “Allah, bütün canlıları sudan yarattı.”[3] Elbette tüm varlıklardan maksat sadece maddî ve hissedilir varlıklardır. Melekler gibi varlıklar bu kapsama girmemektedir.[4] İnsan da evrende yaşayan varlıklardan olması nedeniyle o da sudan yaratılmıştır.

Kur’an Ve insanın Yaratılış Maddesi

İnsan yaratılış bahçesinin gülü olması hasebiyle onun hayat maddesi hakkında özel ayetler zikredilmiştir:

A. İlk İnsanın Yaratılış Maddesi

İlk insanın (Hz. Adem ve Havva) yaratılış maddesi hakkında Kur’an tabirlerinin zahirinde bir takım ihtilaflar mevcuttur ve Kur’an bu hususta tek bir tabir kullanmamıştır. Aşağıda bunlara değineceğiz.

1.Toprak

Kur’an Âdem ve Havva’yı biz yarattık diye buyurmaktadır. “Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir “alaka”dan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir “mudga”dan yarattık ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım.”[5] Bu ayet ahiretin mümkün olduğuna işaret ederek “biz sizi (yaratılışın başında) topraktan yaratanlarız” diye istidlalde bulunmaktadır. Her ne kadar bu ayette “siz” tabiri kullanılmış ve “onlar yani Âdem ve Havva” diye buyrulmamışsa da tüm insanların yaratılışı bu iki yüce şahsiyet aracılığıyla gerçekleştiğinden Kur’an’ın bu tabiri doğru olacaktır.[6]

2. Çamur

Yüce Allah insanın çamurdan yaratılmasıyla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: “(Ey Muhammed!) Şimdi sen onlara sor: “Kendilerini yaratmak mı daha zor, yoksa yarattığımız diğer şeyleri yaratmak mı?" Şüphesiz biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık.”[7] Aynı şekilde bir başka yerde de şöyle buyurmaktadır: “Sizi bir balçıktan yaratmış olan O'dur.”[8] Bir başka ayette de şöyle buyurmaktadır: “O ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı. İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı.”[9] Çamurun topraktan olan bir madde olduğu hususuna dikkat çekmek gerekir. İnsanın çamurdan yaratıldığı meselesinden kastedilen, ilk insanlar yani Âdem ve Havva’dır (a.s).[10]

3. Balçık

İnsanın maddi yaratılışının menşei sayılan üçüncü madde balçıktır. “Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık.”[11] Her ne kadar bu ayette balçıktan yaratılmış özel bir insan zikredilmemişse de diğer ayetlerin yardımıyla bundan ilk insanın kastedildiği aydınlanmaktadır. Nitekim şöyle buyrulmuştur: “Hani Rabbin meleklere demişti: Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan bir beşer yaratacağım."[12] Bundan yaratılışın meleklerin secde etme dönemiyle ilgili olduğu anlaşılmaktadır ve kastedilenin Hz. Adem ve Havva’nın (a.s) yaratılması olduğu da açıktır. Nitekim Allah şeytanın Hz. Adem’e secde etmemesinin nedenini onun kendi dilinden şöyle aktarmıştır: “İblis dedi ki: “Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş balçıktan yarattığın insan için saygı ile eğilemem.”[13] Burada (direkt olarak) topraktan yaratılmış insanların Hz. Âdem ve Havva (a.s) olduğunu açıkça beyan etmektedir.

4. Kuru Çamur

İlk insanın yaratılmasının isnat edildiği dördüncü ve son madde balçıktır. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Allah, insanı pişmiş çamur gibi bir balçıktan yarattı.”[14] Kastedilenin tüm insanlar olmayıp sadece Hz. Adem ve Havva olduğu açıktır. Bunun tüm insanlara ve insan türüne isnat edilmesi ise diğer insanların onlardan üremeleri sebebiyledir.[15]

Tabirdeki İhtilafın Nedeni Nedir?

Tabirdeki bu ihtilafın nedeni Kur’an değildir. Nitekim Şeyh Tusi bu zahiri ihtilafları açıklamak doğrultusunda Mecmeu’l-Beyan tefsirinde şöyle demektedir: “Adem’in aslı topraktandır; çünkü Kur’an Adem’in topraktan yaratıldığını belirtmektedir. Olan şey belirtilen toprağın çamura dönüştürülmesidir. Aynı şekilde Âdem’in çamurdan yaratıldığı belirtilmiştir. Sonra belirtilen çamur balçık oluncaya dek bekletilmiştir. Nitekim Âdem’in balçıktan yaratıldığı belirtilmiştir. Sonra o balçık kurumaya bırakılmıştır ve “kurumuş balçık” tabiri kullanılmıştır. Bundan dolayı Kur’an’ın bu değişik tabirlerinde bir çelişki bulunmamaktadır; zira Âdem’in yaratılmasındaki değişik merhaleleri beyan etmektedir.”[16]

B. Sonraki İnsanların Yaratılış Maddesi

Kur’an Hz. Âdem ve Hz. Havva (a.s) sonrası insanların yaratılışı hakkında da şöyle buyurmaktadır: O, insanı sudan yaratandır.”[17] Bir başka ayette de şöyle buyurmaktadır: “O ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı. İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı.”[18] Bir başka yerde şöyle buyurmaktadır: “Biz sizi bayağı bir sudan (meniden) yaratmadık mı?”[19] Başka bir yerde de bu meseleye işaret etmekte ve şöyle buyurmaktadır: “Öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın. Fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı. Bu su, bel ile kaburga kemikleri arasından çıkar.”[20] O halde Kur’an kendi ayetleriyle açıkça şu hususları beyan etmektedir: Evvela, tüm maddî varlıklar sudan yaratılmıştır. İkincisi, ilk insanlar toprak ve çamurdan ve diğer insanlar ise meni suyundan yaratılmıştır. Ama bu sudan kastedilenin ne olduğu hususuna bahsin devamında değineceğiz.

İnsanın Hayatî Maddesi Sayılan Suyun Kastedilmesi

Kur’an’ın insanın yaratılış menşei olarak tanıttığı sudan kastedilenin üç şey olması muhtemeldir. Birincisi, oksijen ve hidrojenden teşkil olmuş normal sudur. İkincisi, insan meni ve spermasıdır. Üçüncüsü, her ikisinin kastedilmesidir; çünkü tüm insan bedeninin %80’nini su teşkil etmektedir ve o da meni suyuyla meydana gelmiştir.[21]

Rivayetlerde İnsanın Yaratılma Maddesi

Meni Suyu

Daha önce değinilen Furkan suresinin 54. ayetiyle ilgili rivayetlerde belirtildiği gibi bu ayette kastedilen su menidir.[22] “Ey insanı sudan yaratan” cümlesi değerli Cevşen-i Kebir duasının 84. cümlesinin bir kısmıdır ve gerçekte Furkan suresinin 54. ayetinin bir kısmından alıntılanmıştır. O halde bu ayet ve daha önce belirtilen benzeri ayetlerle ilgili yapılan tefsirlere göre ve birkaç satır öncesi beyan edilen mevcut rivayetlerin teyidiyle bu duada belirtilen suyun meni suyu olduğu açıklığa kavuşmaktadır.

Değerli Cevşen-i Kebir Duası Hakkında Kısa Bir Açıklama

İmam Zeynülabidin yüce babası İmam Hüseyin’den ve onun da Resul-i Ekrem’den naklettiğine göre bu duayı Hz. Cebrail (a.s) Peygambere (s.a.a) getirmiştir. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) savaşların birinde mübarek bedenini acıtan çok ağır bir zırh ve askerî elbise giymişti. Hz. Cebrail nazil oldu ve şöyle buyurdu: Ey Muhammed Rabbin sana selam söylüyor ve bu zırhı bedeninden çıkarmanı ve de senin ve ümmetin için güven olan bu duayı okumanı istiyor.”[23]

Netice:

Değerli Cevşen-i Kebir duasında zikredilen cümle gerçekte Furkan suresinin 54. ayetinden alınmıştır ve diğer Kur’an ayetleri, rivayetler ve bugünkü bilimle tamamıyla bağdaşmaktadır. İnsanın yaratılışındaki ilk madde diye tanıtılan sudan kastedilen, meni suyudur.

İlgili başlıklar:

1. Evrenin İlk Maddesi, 272. Soru (Site: 1903).

2. Kur’an Ve İnsanın Yaratılışı, 731. Soru (Site: 911).

3. Kur’an Ve Kutsal Kitap Perspektifinden Evrenin Yaratılış Merhaleleri, 515. Soru (Site: 562).



[1] İsra, 85.

[2] Enbiya, 30.

[3] Nur, 45.

[4] Tabatabai, Seyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan, Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 14, s. 279, Defter-i intişarat-ı İslami Camia-i Müderrisin-i Havza-ı İlmiye-i Kum, Kum, çap-ı pencom, 1417 k.

[5] Hac, 5.

[6] Mekarim Şirazi Nasır, Tefsir-i Numune, c. 14, s. 23, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye-Tahran, çap-ı evvel, 1374 ş; Tabatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 8, s. 21, a.g.e.

[7] Saffat, 11.

[8] Enam, 2.

[9] Secde, 7.

[10] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 12, s. 151.

[11] Hicr, 26.

[12] Hicr, 28.

[13] Hicr, 33.

[14] Rahman, 14.

[15] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 5, s. 148, a.g.e.

[16] el-Mizan, c. 12, s. 151, , a.g.e. Tabersi, Fazl b. Hasan’dan nakledilmiştir, Mecmeu’l-Beyan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 16, s. 517, intişarat-ı Nasır Hosrov-Tahran, çap-ı sevvom, 1372 ş.

[17] Furkan, 54.

[18] Secde, 7 ve 8.

[19] Mürselat, 20.

[20] Tarık, 5, 6 ve 7.

[21] el-Mizan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 15, s. 229; Tefsir-i Numune, a.g.e, c. 15, s. 126 ve c. 14, s. 508 ve 509.

[22] Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 35, s. 360-363, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, Lübnan, 1404 h.k. toplam 6 hadis.

[23] Kumi, Şeyh Abbas, Mifatihü’l-Cenan, s. 86, İntişarat-ı Usve.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bağışlamayla, zulme boyun eğmeyi birbirinden ayıran çizgi nedir?
    2389 معیار شناسی (دین و اخلاق) 2020/01/19
  • Niçin Hz. Âdem’in (a.s) hatası yüzünden yer küresinde kalmaya mecbur olup sonuçta günaha bulaşıp cezalandırılmalıyız?
    14596 Eski Kelam İlmi 2010/06/02
    Hz. Âdem başta olmak üzere bütün Enbiyalar (a.s) her çeşit günah ve hatalardan masum ve beridirler. Hz. Âdemin yaptığı şey ise irşad-i bir emre muhalefetti. Dolaysıyla yapılan bu muhalefete günah denilmez. Aslında insanın ve Hz. Âdemin yeryüzüne gelişi ilahi bir takdir olup ...
  • Hacda neden ihram giymeliyiz?
    15525 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/11
    Hac insanı düşündüren ve fıtratına yönlendiren birçok sır ve alametlerle doludur. Hacda her adımda amellerin zahir ve batınına dikkat edilmelidir; zira onun zahiri için riayet edilmesi gereken bir takım özel hükümler vardır ve batına bakmayla bu sır ve gizemli amellerin felsefe ve nedeni kavranabilir. İhram elbisesi giymek, ...
  • Kadın evlendikten sonra cinsiyet değiştirirse önceki evliliğinin mihrini (mehirini) alabilir mi? Aynı şekilde erkek cinsiyet değiştirirse, önceki evliliğinin mihrini vermeye mecbur mudur?
    7790 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/04
    Eşlerden biri ya daimi evliliğinde cinsiyet değiştirir ya da geçici evliliğinde.Daimi evlilikten sonra eşlerden biri cinsiyet değiştirise doğal olarak evlilik geçersiz olacaktır. Mihrin (mehirin) ödenmesi konusunda dört ihtimal (görüş) vardır. Anlaşıldığı kadarıyla eğer cinsel ilişki olmuşsa mihrin tümü, eğer olmamışsa yarısının ödenmesi daha yakini, meşhurun ...
  • Neden altın tabakları kullanmak haramdır?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/01/14
    İlahi kanunların değişik felsefe ve hikmetleri vardır ve bu kanunlar, bilmesek dahi hiçbir zaman gelişigüzel ve hikmeti olmaksızın bir hüküm karar kılınmamışlardır. Hekim ve adil olan Allah Teâlâ hiçbir hükmü hikmeti olmaksızın insanlar için karar kılmayacağı için, Kur’an, hadis, akıl ve kesin ilimler çerçevesinde elimize gelen her ...
  • Resul-i Ekrem’e (s.a.a) ve İslamî kutsallara hakaret edilmesinin fıkhî hükmü ve buna karşı koymanın yolu nedir?
    11251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberine hakaret eden ve bu çirkin davranışıyla milyonlarca insanı üzen kimse idama müstahaktır. İslam düşmanları Müslümanlar arasında tefrika yaratmak, İslam’ın yayılmasının önünü almak ve yolları üzerinde din adındaki engeli kaldırmak gibi utanç verici hedeflerine ulaşmak için İslamî kutsallara hakaret etmeye ve sövmeye yönelmişlerdir. Vahdeti korumak, kendi İslamî ...
  • Subhanellah zikrinin namazda çok tekrarlamasının sırrı nedir ve neden tesbihin hamd ile birlikte olmasına tekit edilmiştir?
    12713 Eski Kelam İlmi 2012/03/12
    Allah a ibadet etmek ve Ona kulluk yapmak esnasında Onu tesbih etmek Onu, kulluk ve ibadet yapan kişinin zihninde, kalbinde ve iş âleminde şekillenen sıfatlardan tenzih etmek onlardan beri olduğunu bilmek anlamındadır. Diğer taraftan Allahın tesbihi zihinsel olarak tevhit makamına ulaşmamış olan insanların ekseriyeti için pratik olarak ...
  • Tılsım ve sihre karşı koymanın yolu nedir?
    30945 Pratik Ahlak 2011/08/20
    Tılsım ve sihir bir hurafe değildir ve etkileri vardır. Ama herkesin tılsım yapma gücü yoktur. Tılsım yapmayı bildiğini iddia edenlerin birçoğu sözlerinde sadık değillerdir. Bilakis bunu diğerlerini dolandırmak ve kendi geçimlerini sağlamak için uydurmaktadırlar. Büyü ve tılsımı batıl etmenin en iyi yolu Allah'a tevekkül etmek ve Kuran-ı ...
  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8233 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İbn-i Meysem Bahrani’nin kişiliği ve yaşamı hakkında bilgi verebilir misiniz?
    7687 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2013/04/23
    HK. 697-699’da vefat eden ve İbn-i Meysem diye meşhur olan Kemaleddin Meysem b. Ali b. Meysem Bahrani, 7. yüzyılın başlarında Bahreyn’de dünyaya gelmiştir. İlim ve fakihliğin beşiğinde, köklü ve meşhur bir ailede yetişmiştir. İlim tahsiline kendi ülkesinde başladı. Sonra daha yüksek tahsil için Bağdat’a gitti. İbn-i Meysem ...

En Çok Okunanlar