Gelişmiş Arama
Ziyaret
8414
Güncellenme Tarihi: 2011/08/03
Soru Özeti
Geçici evlilikte kadın ve erkeğin boşanmasının şartı nedir?
Soru
Ben birkaç yıl önce eşimden ayrıldım ve sonra yalan ve yemin ile beni kandırıp daimî muta nikâhıyla nikâhlayan bir erkek ile ilişkiye girdim. Ben, her zaman için beni daimi eşi bilmesi için kendisine yemin verdirdim ve o da yemin etti. Ancak bana hayatından bir şey söylemedi ve beni kandırdı. Bir defa yakınlık kurduktan ve eşi bunu anladıktan sonra sebepsiz yere benden ayrıldı ve bana müddeti sana bağışlıyorum diyerek gitti. Nikâhı benim rızam olmaksızın tek taraflı olarak feshetmesi ve beni kandırması nedeniyle Allah nezdinde kendisini bağışlamayabilir miyim? Kendisinin benden helallik istemesi gerekir mi? Nikâhın benim rızam olmadan feshedilmesi doğru mudur? Bana verdiği söze rağmen benden ayrılması nedeniyle kendisini hiçbir zaman bağışlamayacağım. Lütfen bana çabuk cevap verin.
Kısa Cevap

Eğer sizin daimi mutadan kastettiğiniz şey, daimi evlilik ve nikâhsa, bunda müddet zikredilmez ve kadın ve erkek her zaman için birbiriyle nikâhlanırlar. Böyle bir evlilik boşanma sözü söylenmeden feshedilmez ve erkek bir defa yakınlaştıktan sonra (boşanmak istediği takdirde) kadının tüm mihrini ödemeli ve kadını boşamalıdır. Aynı şekilde eğer kastettiğiniz şey, müddeti uzun olan (mesela doksan yıllık geçici evlilik akdi okumak gibi) geçici evlilik ise, boşanma olmadan iki taraf birbirinden ayrılamaz ve boşanmadan önce mihri ödemek için teşebbüste bulunulmalıdır. Ama kastettiğiniz şey, müddeti yukarıdaki gibi olmayan bir geçici evlilikse, bu durumda erkek tarafından onun müddetinin bağışlanmasıyla evlilik feshedilecektir; zira İslam açısından geçici evliliğin doğru olmasının bir takım şartları vardır ve geçici evlilikte (muta) onlara riayet etmek gereklidir. Riayet edilmesi gereken şartlar şunlardır:

1. Evlilik müddetini belirlemeleri gerekir.

2. Akit esnasında mihir belirlenmeli ve adı anılmalıdır.

Aynı şekilde geçici evlilikte ayrılmak aşağıdaki iki yoldan biriyle mümkündür:

1. Akit esnasında belirlenmiş olan geçici evlilik süresinin bitmesi.

2. Kalan sürenin erkek tarafından bağışlanması.

Bu esas uyarınca eğer erkek belirlenmiş mihri ödemişse ve akit süresi uzun olmayan akitlerdense, kalan süreyi bağışlayarak geçici eşinden ayrılabilir. Bu durumda kadının bir itiraz hakkı olmaz. Ama süresi uzun olan bir akit ise (nitekim sorudaki durum bu şekildedir), bu daimi bir evlilik sayılır ve erkek kalan süreyi bağışlayarak eşinden ayrılmaz. Ayrılmak için boşanmaya ihtiyaç vardır. Buna ek olarak, eğer kadın ömrün sonuna dek birbirinin yanında olmaları şartıyla geçici evliliğe razı olmuşsa ve erkek böyle bir şartı kabul etmişse, ahit ve anlaşmaya uymalı ve eşinin rızasını almalıdır. Aksi takdirde Allah nezdinde eşine borçlu olur. Şimdi dikkatinizi bu husustaki fetvalara çekiyoruz:

Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:

Daimi akit veya (mesela doksan yıl gibi) uzun müddetli geçici akit okumuşsanız, boşanmaksızın ayrılmazsınız ve eğer kısa müddetli geçici nikâh kıymışsanız ve koca kalan müddeti bağışlamışsa birbirinizden ayrılmışsınızdır. Kadının rızası da şart değildir.

Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahranî’nin (Ömrü uzun olsun) Cevabı:

Geçici evlilik, akit zamanının bitmesi veya erkek tarafından kalan müddetin bağışlanması durumunda biter ve boşanmaya ihtiyaç kalmaz.

Daha fazla bilgi için aşağıdaki başlıklara müracaat ediniz:

1. Başlık: Geçici Evliliğin Şartları, Soru: 1237 (Site: 1225).

1. Başlık: Geçici Akit Ve Boşanmak, Soru: 3923 (Site: 4209).

1. Başlık: Yalan Yeminin Neticeleri, Soru: 2724 (Site: 2981).

1. Başlık: Kur’an İle Yemin İçmek Ve Onunla Amel Etmemek, Soru: 3495 (Site: 3721).

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yabancı ülkelerde ve İslami olmayan muhitlerde nasıl imanımızı koruyabiliriz?
    3762 Pratik Ahlak 2019/09/23
    İnsani, İslami değerlere sahip çıkmak, dini desturlara amel etmek ve onları ihya etmek dünya hayatındaki saadet ve afiyete direkt etkisi olan unsurlardır. Beşerin hayvani güdülerle kurduğu aşağılık ve rezil hayatı temiz, pak bir yaşama dönüştürmektedir. İfrat ve tefritte kalmadan, hurafelereden uzak saf ve sahih dine gerçekten uyan ...
  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7663 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Peygamber Efendimizin (a.s.s) mubarek dişinin kırılmasından sonra Üveysi\'n, kendisi de kendi dişini kırdığı şeklinde söylentiler derde doğru mudur? Üveys Karani\'nin hayatı ve şahsiyeti hakkında bilgi verebilirmisiniz?
    21869 تاريخ بزرگان 2012/05/12
    Künyesi Ebu Amr olan Üveys Bin Amir Muradi Karani, tabiinlerin büyüklerinden olup ünlü zahitlerdendi. Öyleki, ühdü, takvası ve ahlaki faziletleri havas ve avam için emsal olmuştu. Üveys, İslam Peygamber'i (a.s.s) zamanında iman getirmiş Onun ziyaretine muvaffak olmadı. Annesine itiatkar oluşu nediyle Medine'den ...
  • Şer’i yükümlülük için erginliğin şart olmasına binaen, çocukların yaptığı iyi ve kötü işlerin hükmü nedir?
    7318 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Her ne kadar insanın Allah tarafından belirlenmiş şer’i yükümlülük şartı erginlik yaşına ermek olsa da tüm çocukların bütün çocukluk döneminde tamamen başıboş oldukları ve her işi yapabilecekleri sanısı akla gelmemelidir. İslam fakihleri iyi ve kötüyü anlayabilecek olan çocukları istisna etmişlerdir. Onların fetvasına göre eğer işleri ayırt edebilen ...
  • Yüzüğün kaşını avuç içine döndürmenin (çevirmenin) kaynağı nedir?
    10256 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/11/13
    Bu konuda “Vesailu’ş-Şia” kitabında rivayet zikredilmiştir, rivayet şöyledir:Hz. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurur: “Parmağında akik yüzüğüyle sabahlayan ve hiç kimseyle görüşmeden önce yüksüğün kaşını avuç içine döndürerek “Kadir” Suresini sonuna kadar okuyup ardından “ Amentü billahi vahdehu la şerikeleh ve amentü bıserri âli muhammedi ve alaniyyetihim” duasını tilavet eden ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    10067 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6800 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5485 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Ahlakla tevekkülün arasında nasıl bir bağlantı vardır?
    9932 Teorik Ahlak 2011/03/03
    İnsanın nefsinde ‘meleke’ haline gelen sıfatlara ahlak denir. Meleke ise, insanın ruhunda nüfuz eden öyle bir sıfattır ki, o sıfata uygun amel ve davranışlar kendiliğinden yapılır. Ahlak, fazilet ve rezalet olmak üzere ikiye ayrılır. Tevekkül ise, ahlaki faziletlerden biri olup kulun Allah’a güvenmesi ve bütün işlerini ona havale ...
  • Kısaca Hz. Nuh (a.s)’ın kıssasını açıklarmısınız?
    9179 نوح 2019/10/21
     Bazı tarihi nakiller ‘Muteşelh’in oğlu ‘Lemek’in Nuh (a.s)’ın babası olduğunu ve ‘Brakil’in kızı ‘Kaynuş’unda annesi olduğunu yazmaktadır.[1]Ayrıca Hz. Nuh (a.s)’ın Hz. Adem (a.s)’ın vefatından 126 yıl sonra doğmuştur. Böylece Hz. Adem (a.s)’ın dünyaya gelmesinden  1056 yıl sonra doğmuş olmaktadır.[2]

En Çok Okunanlar