Gelişmiş Arama
Ziyaret
11346
Güncellenme Tarihi: 2011/05/26
Soru Özeti
Allame Tabatabai ve… Olmak üzere Bazı âlimlerin ibni Arabi hakkındaki Görüşü Nedir?
Soru
Sizin ibni Arabi Hakkındaki görüşünüz Nedir? Acaba gerçekten imam Humeyni ve Şehit Sadır, ondan güzellikle yad etmişler midir?. Allame Tabatabai’nin ibni Arabi Hakkındaki görüşü nedir? Acaba onun Görüşü de ibni Arabi hakkında Müspet midir?
Kısa Cevap

Bazı âlimlerin ibni Arabi hakkındaki görüşleri hakkında bilgi edinmek için detaylı cevaba müracaat ediniz.

Ayrıntılı Cevap

Bazı âlimlerin ibni Arabi hakkındaki görüşleri hakkında bilgi edinmek için detaylı cevaba müracaat ediniz.

 

Detaylı Cevap:

Ayetullah Kazi Tabatabai (Allame Tabatabainin ustadı) ve Diğer Bazı Alimlerin İbni Arabi Hakkındaki Görüşü:

  1. Ayetullah Hasan Zade Amuli şöyle diyor: Necefi Eşrefte seyit Kazi Tabatabai’inin ünlü şakirtlerinden olan bizim bazı değerli ustatlarımız Kazı Tabatabaiden naklederek şöyle diyorlardı: “İsmet ve imamet makamından sonra raiyet (insanlar) içerisinde hiç kimse irfani ve nefsani hakikatler noktasında ibni arabinin seviyesinde değil ve hiç kimse ona yetişemez”.[1] Hakeza şöyle diyorlardı: “Molla Sadra’nın sahip olduğu her şey Muhyidin Arabidendir ve onun sofrasının kenarında oturduğundandır”.[2]
  2. Ayetullah seyit Muhammed Hüseyin Tahrani  Seyit Haşim Haddad’dan naklen şöyle diyor: “Merhum ağa (Kazi) Muhyiddin Arabi’nin kendisine ve “Futuhat-i Mekkiye” adlı eserine çok ilgi gösteriyordu ve şöyle diyordu: Muhyidin Kamillerdendir.[3]
  3. “Hakikat dergâhına vasıl olanlardan olan Seyit Ali Kazi Tabatabai Muhyiddin ibni Arabiyi çok överdi ve onu nefsi tanıma ve batini Şuhut noktasında benzeri olmayan bir kimse olarak tanıyordu”.[4] Burada bu bağlamda Ayetullah Seyit Ali Kaziy’le hemmeşrep olan bazı alimlerin görüşünü zikredeceğiz:
  1. Allame Tabatabai: “İslamda hiç kimse yoktur ki ibni Arabi gibi bir satır getirebilsin”.[5]
  2. Ayetullah Hasan Zade Amuli: ““Fusus” ve “Futuhat” ona verilen has ve özel keramettendir. Zalike fedlullahı yütihi men yeşa; Bu Allahın faziletidir, istediği kimseye verecektir”.[6]
  3. Ayetullah Cevadi Amuli: “Muhyiddin Arabi irfan öğreti ve marifetleri arasında benzersiz ve zamanın uzantısında (geçmişten günümüze kadar) benzersiz bir kimsedir… “Hikmeti Mutealiye”nin sahip olduğu birçok ilkelerinde de temelini ibni Arabi atmış olduğu irfana borçludur”.[7]
  4. Sadrul Müteellihinin (Molla Sadra) ibni Arabiye duymuş olduğu saygıyı anlatmaya gerek yok. Biliyoruz ki o hikmeti mütaliyede birçok konuda ibni Arabiye borçludur: Onun (Molla Sadra) ibni Arabiye karşı hadden fazla göstermiş olduğu saygı başka hiçbir arife ve hekime karşı göstermemiştir. İşte bu bizim iddiamızı doğrulamak için yeterlidir. Zaten Molla Sadra hikmeti mütaliyede yer alan birçok konuda ibni Arabiye borçludur”.[8]
  5. Sonuç itibariyle imam Humeyni’nin (rh) Gurbaçova yazmış olduğu mektuptan bir kısmını naklediyoruz ki bu mektupta âlimleri ve düşünürleri ibni Arabi olmak üzere büyük şahsiyetlerin kitaplarını mütalaa etmeye davet etmiştir.

“Değerli üstatlardan isteyiniz ki Sadru’l - Müteellihin’in (Allahın rıdvanı üzerine olsun ve Allah onu nebiler ve Salihlerle haşır etsin)  “Hikmeti Mutaalye” adlı mektebine müracaat etsinler. Ta malum olsun ki ilmin hakikati maddeden mücerret olan vücut hakikatidir. Her çeşit düşünce maddeden arıdır ve maddenin hükümlerine mahkum değildir. Artık sizi yormak istemiyorum. Ariflerin kitaplarından özellikle ibni Arabi’nin kitaplarından yad etmeyeceğim. Eğer bu büyük insanın konularından haberdar olmak istesen birkaç zekalı muhabirlerini ki bu konularda güçlüdürler Kum’a gelsinler. Ta kaç sene sonra Allaha tevekkül ederek kıldan daha ince olan marifetin derin ve latif menzillerini öğrensinler. Bu yolculuk dışında bu marifetler hakkında bilgi edinmek imkansızdır”[9]

Elbette bütün bunlar şu anlamda değildir ki bu değerli insanlar ibni Arabinin yazmış olduğu kitaplarda konu ettiği konuların hiçbirisine eleştirileri yoktur. Belki diğer ilmi ve dini konular gibi ibni Arabî’nin de bazı düşüncelerini kabul görmemiş olsunlar. Ama bütün bunlara rağmen onun genel şahsiyetini kabul görmüşlerdir.

Daha fazla mütalaa etmek için bakınız:

İslampidya sitesinden: «ابن عربی»

 


[1] Haşimiyan, Hadi, “Deryayi İrfan; Şerh-i Hal-i Seyit Ali Kazi Tabatabai”, Kum: müesesei Ferhengi Taha, s. 32. 

[2]Duvumin Yadnameyi Allame Tabatabai”, s. 41; Muhammed Tayyar Meraği- Sadık Hasan Zade, “usve-i Arifan”, İntişarat-i Alı Ali, 1379, s. 65.  

[3] Hüseyni Tahrani, Muhammed Hüseyin, “Ruh-i Mücered”, tercüme ve neşri devre-i ulum ve mearif-i İslam, s. 342.

[4] Haşimiyan, Hadi, “Deryayi İrfan; Şerh-i Hal-i Seyit Ali Kazi Tabatabai”, Kum: müesesei Ferhengi Taha, s. 32. 

[5] Mutahhari, “Şerhi Manzume”, s. 239. 

[6] Bedi-i, Muhammed, “İhyageri irfan: pejohişi der zendegi ve mezhep Muhyiddin ibni Arabi”, müesesei ferhengi ve intişarati pazine,

[7] Cevadi Amuli “Avayi Tevhit, Şerhi Nemeyi İmam Humeyn bı Gurbaçov”, s. 78. 

[8] A.g.e.

[9] A.g.e., Mukadime-i Kitap.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İkinci iş yapma hakkında fetva var mıdır? Veya ikinci işten elde edilen mal, dünyaya düşkünlük sayılır mı?
    6377 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    İslam açısından iş sahibi veya ikinci bir işe sahip olmanın hiçbir sakıncası yoktur. İslam dini açısından beğenilmeyen, kınanan şey dünyaya düşkünlük, ona bağlanmak, maneviyat ve ahiretten uzaklaşmaktır ki bunlar bir işe sahibi olanlarda da görülebilir. Bir işi ve az bir geliri olanların içinde de dünayaya daha fazla ...
  • Eğer meseleyi bilmemeden ötürü ölüyü tahnit etmeksizin toprağa gömerlerse ne yapılmalıdır?
    7445 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Gusül aldırıldıktan sonra ölüyü tahnit etmek farzdır; yani ölünün alnı, el avuçları, diz kapakları ve ayaklarının büyük parmaklarının ucuna kâfur sürülmelidir.[1] Ama defin işleminden sonra ölünün tahnit edilmediğinin farkına varılırsa, beden kabirde kokmamış ve dağılmamışsa, kabrin açılıp kabirde tahnit işleminin yapılması fazdır ve onun ...
  • Namaz dinin direği ise neden fürû-u din’den sayılmıştır?
    9745 Eski Kelam İlmi 2010/10/12
    Usul-u din, insanın akıl ve idrakıyla kabul ederek İslam’a girdiği inançlar topluluğuna denir. İslam’agirildikten sonra insanın üzerine bir takım bireysel ve toplumsal vazifeler farz olur ki, onlardan biri namazdır. Namaz, ahkamın içinde çok önemli ...
  • İslam’ın intihar hakkındaki hükmü nedir?
    9073 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/17
    Kesinlikle her insanın hayatında dünyayı gözünde karanlık ve boş kılan rahatsızlıklar ve yenilgiler meydana gelmektedir. Bu durumda insanlar iki türlüdür: Bir grup bu sorunlar yumağından başı dik çıkmakta, tüm zorluklara göğüs germekte ve Allah’a tevekkül ederek yeniden yapılanmaya başlamaktadır. Bunun karşısında yer alan diğer grup ise eğilmekte, inzivaya çekilmekte ...
  • İslam dininin büyük ve görkemli evler hakkındaki görüşü nedir? Nasıl insanları ev yaparken ölçülü olmaya davet edebiliriz?
    2804 Hadis 2020/01/19
  • Neden biz Şiiler Hamd suresinden sonra “elhamdülillahi rabbi’l-âlemin diye söylemekteyiz?
    8783 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bizim ile Ehli Sünnet arasında bir takım şekilsel ihtilaflar mevcuttur. Ehli Sünnet mensuplarının el bağlayarak namaz kılması, onların abdest alma şekli ve bunun Şia ile farklılığı, fıkıh konularındaki bazı şekilsel ihtilaf noktaları olarak adlandırılabilir. Bu ihtilafların nedeni, bu sitedeki diğer sorularda detaylıca işlenen daha genel konulara dönmektedir. (1523, 248 ...
  • Gıybeti dinleyen gıybet edenin günahına ortak mıdır?
    3852 Gıybet, Hakaret Ve Gözetleme 2020/01/20
  • Acaba “aşura gününde insan kedisi için dua yapmamalıdır” şeklindeki iddia doğru mudur?
    6103 Pratik Ahlak 2012/09/15
    Dua kulun fakirane bir şekilde hak Teâlâ’yla irtibat kurup dünyevi ve uhrevi ihtiyacını gidermek için dilekte bulunmaktır. Her durumda kendine ve başkalarına dua yapmak beğenilmekte ve oldukça fazla fazileti ve sevabı vardır. Aşura gününde kedin için dua yapmanın hiçbir işkâlı yoktur. Bilakis aşura gününde yapılması ...
  • Hz. İsa’nın evlenmemesinin özel bir nedeni mi vardı?
    26719 Eski Kelam İlmi 2012/05/30
    Hz. İsa’nın evlenmesi konusunda dini öğretilerde işaret edilen bazı meselelere bakıldığında ilk anda Hz. İsa’nın evliliğe karşı olduğu düşüncesini doğurmaktadır. Ancak Kur’an ve rivayetlerin önemle yaptıkları tavsiyeler göz önüne alındığında ve Hz. İsa’nın (a.s) yaşamı incelediğinde Onun evliliğe karşı olmadığı görülecektir. Onun evlenmemesinin nedeni kendi özel yaşamının ...
  • Cabir b. Efleh kimdir?
    5567 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Cabir b. Efleh-i İsmailî beş ve altıncı asırdaki İspanyalı gökbilimcilerinden olup “Kitabu’l-Hayat Fi Islahi’l-Mucesta” kitabının yazarıdır. O, muhtemelen Sivil’de (İşbiliye) dünyaya gelmiştir; zira bazı yazarlar ve özellikle de Cabir’in oğluyla tanışık olduğunu belirten Musa b.Meymun (529-600) ve Betruci onu İşbilî olarak adlandırmışlardır. Bazen Cabir b. Efleh’in adı başka şahıslar ...

En Çok Okunanlar