Gelişmiş Arama
Ziyaret
9051
Güncellenme Tarihi: 2011/11/12
Soru Özeti
Geleneksel fıkıh nedir?
Soru
Geleneksel fıkıh nedir?
Kısa Cevap

Geleneksel fıkıh, Şia âlimlerinin, bin yılı aşkın kullandıkları yöntem esasınca, hatıralaşmış kendi kitaplarının yöntemiyle dini hükümleri elde edip içtihat etmektir. Hz. İmam Humeyni (r.a) bu yöntemi, hükümlerin araştırılıp incelenmesinde yöntemlerin en iyisi bilmiş ve şöyle demiştir: “Ben, fıkhı sünneti (geleneksel fıkıh) ve içtihadı cevahiriye inanıyorum ve buna muhalefet etmeyi caiz bilmiyorum. Bu yöntem esasınca yapılan içtihat sahihtir. Ama bu, İslam fıkhının dinamik olmadığının göstergesi değildir. Fıkhı sünnetinin hükümleri elde etme ekseni dört kaynak (Kur’an, Sünnet, İcma’ ve Akıl) temeli esasına göredir ve fakih, hükümleri elde etmede (İstinbat) bu dört kaynağın ötesine geçilmemeli ve başka şeylerden istifade edilmemelidir. Şia yöntemiyle geleneksel fıkıhta içtihadın kapısı daimi olarak müçtehitler ve fakihler için açıktır.

Ayrıntılı Cevap

Geleneksel fıkıh Şia âlimlerinin, bin yılı aşkın kullandıkları yöntem esasınca, hatıralaşmış kitaplarının yöntemiyle dini hükümleri elde edip içtihat etmektir. “Cevahiru’l-Kelam”, “Mesaliku’l-Efham”, “Keşfu’l-Lusam”, “et-Tezkire”, “Muntehe’l-Metalib”, “el-Mekasibu’l-Muharreme” ve İmam Humeyni (r.a)’nin kitapları buna örnek gösterilebilir. “Geleneksel fıkıh”, fıkh-i konuların sünneti alanından başkadır. İmam Humeyni (r.a) tarafından kullanıma giren “Fıkhı sünneti” veya “Fıkhı cevahiri” kelimesinden, geçmişte İmamların (a.s) temelini attığı ve İmamların (a.s) sahabelerinin de takip ettiği bir yöntem kastedilmektedir. Daha sonra Şia âlimleri, bu yöntem üzerinde düşünmüşler ve günlük konulara münasip bir şekilde onu genişletmeye çalışmışlardır. Bu yöntem, fıkh-i bahisler bölümündeki yeni sorulara cevap verme gücüne sahiptir ne var ki böyle bir yöntemi uygulayacak fakihin, bu konulara aşina olması ve bu yöntemi, yeni konulara uygulama kabiliyetine sahip olması gerekir.”[1]

Fıkhı sünneti, İmam Humeyni’nin (r.a), hükümlerin araştırılıp incelenmesinde yöntemlerin en iyisi olarak tanımladığı bir yöntemdir. Zira o şöyle buyurmuştur: “Ben, geleneksel fıkıh ve içtihadı cevahiriyeye inanıyorum ve buna muhalifet etmeyi caiz bilmiyorum. Bu yöntem esasınca yapılan içtihat sahihtir, ama bu, İslam fıkhının dinamik olmadığının göstergesi değildir. Zaman ve mekân, içtihatta belirleyici iki unsurdur. Geçmişte bir meselenin bir hükmü olabilir, ama ayni mesele bir sistemdeki siyasete, topluma ve iktisada hâkim olan ilişkiler nedeniyle yeni bir hüküm kazanabilir. Şöyle ki İktisadi, içtimai ve siyasi ilişkilerin dakik tanınmasıyla birlikte, birinci konuyla eski konunun farkının olmadığı gibi gözükse de yeni bir konudur ve kesinlikle yeni bir hükmü gerektirir. Fakih kendi zamanındaki meselelere vakıf olması gerekir.[2] Bu fıkıh, bir takım özellikler içerir ve biz bunlara kısa değineceğiz:

1. geleneksel fıkıhda hükümleri elde etme ekseni dört kaynak (Kur’an, Sünnet, İcma’ ve Akıl) temeli esasına göredir ve fakih, hükümleri elde etmede (İstinbat) bu dört kaynağın ötesine geçmemeli ve başka şeylerden istifade etmemelidir. Selefi Salih âlimlerinin yöntemi şöyledir: Kur’an, Allah’ın kelamı ve suduru kesin olan bir kitaptır ama Kur’an’ın delaletleri konusu bahsedilmelidir. Örneğin “Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer rics (pislik)tir” ayeti, içkinin haram oluşuna delalet ediyor mu etmiyor mu? “Rics” pislik ve çirkinlik anlamında mıdır? Veya “necis”in ıstılah-i anlamına da geliyor mu? Bu konular fakihler arasında bahsedilir. Bu bölümde Allah’ın Kelamı’nın neye delalet ettiği hakkında bahsedilmelidir.

Sünnet bölümünde rivayetin hem senet hem de delaleti gibi çeşitli yönleri bahsedilir. Bu ise, eksenini Şia’nın bilinen kaynaklarının oluşturduğu “Fıkhı sünneti”mizin önemli özelliklerinden birisidir.

2. Fıkhı sünneti de içtihat kapısı, Şia yöntemiyle fakih ve müçtehitlere her zaman açıktır; bazı İslami fırkaların aksine, zira onlar içtihadı özel bir gurupla sınırlı olduğuna inanıyorlar. Hz. İmam’ın, fıkhı sünnetiye tekit etmesinin sebebi budur.[3]



[1] Ayetullah Mehdi Hadevi’nin, “Peyami hevze” ile yaptığı musahebesi.

[2] İmam Humeyni, Sahifeyi Nur, c. 21, s. 98. Paygahi Havze Net’ten alıntı.

[3] Paygahı Havze Net’ten istifade edilmiştir.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kabirde soru ve sual nasıldır ve gayri Müslimler için hangi şekildedir?
    16030 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Berzah sözlükte iki şey arasında yer alan perde ve engel anlamındadır. Istılahta ise Yüce Allah’ın dünya ve ahiret arasında karar kıldığı ve ölümden sonra insanın ilk menzili olan âleme denmektedir. Berzah âleminden kastedilen, kabir âlemidir; bu âlemde insan kıyamete dek özel bir tür yaşam sürecektir. Burada kabirden kastedilen şey ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10174 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Zihinde gayrimeşru bir ameli canlandırmanın hükmü nedir?
    7417 Yeni Kelam İlmi 2011/11/21
    Günah ve gayrimeşru amel düşüncesi her ne kadar insan zihin, düşünce ve ruhunu kirletse ve birçok başarıyı engellese de haram amel işlemeye varmayana dek günah sayılmaz. Ama cünüp olmaya neden olursa, mastürbasyon türlerinden sayılır ve haram olur.[1]
  • İslam’ın telepati hakkındaki görüşü nedir?
    77765 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/03/15
    Telepati deyimi Yunanca bir deyim olup,uzaklık anlamında tele ve duygu anlamında patus sözcüklerinden oluşmuştur. Telepati kendi duygu organlarından yararlanmadan esrarengiz bir şekilde başkalarının hislerini bilmesi veya duymasını ifade eder. Telepati yanlıları şöyle diyorlar: Normal insanlar için bile yüzlerce kilometre uzakta bulunan dost ve akrabalarının ölümü zamanında tevehhüm ...
  • Bura b. Azip Kimdir? Ehl-i Beyt’in dostlarından mıdır? Hz. Ali’nin imamlığını kabul etmiş midir?
    7649 تاريخ بزرگان 2008/05/13
    Evs kabilesinden olan Bura b. Azip İslam Peygamberi’nin sadık dostlarındandır. Peygamber’in savaşlarının çoğunda Peygamber’in yanında savaşmıştır. O, 14 gazvede Peygamber’in emrinde savaştım, demiştir. Onun katıldığı ilk savaş Handek savaşıdır. Bedir savaşında ise yaşının küçük olduğu için birkaç arkadaşıyla birlikte yarı yoldan geriye döndürülmüştür. Hicri 24 ...
  • Erkek ölmüş olan kaynanasına gusül aldırabilir mi?
    7015 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Büyük fakih ve merciler kadın ve erkeğin gusül aldırması hakkında şöyle fetva vermişlerdir: Eğer erkek kadına ve kadın erkeğe[1] gusül aldırırsa gusül geçersizdir.[2] Ama kadın kocasına ve koca karısına gusül ...
  • Neden namaz, oruç ve hac gibi farzların eda edilmesinin somut eserleri bulunmamaktadır?
    7712 Pratik Ahlak 2011/10/30
    Namaz, oruç ve hac gibi tüm ibadetler birçok bireysel ve toplumsal esere sahiptir. Namazın en üstün eserlerinden biri, Allah’a yakınlaşmak ve kötülük ve haramlardan sakınmaktır. Oruç da birçok esere sahiptir. Bedensel sağlık, dertleşme hissinin icat edilmesi ve takvalı olmak bunlardandır. Hac da ruhanî ve manevî yolculuk sıfatıyla kendine has ...
  • Müstehcen filmlere bakmaktan nasıl tövbe edebiliriz?
    25199 Pratik Ahlak 2010/02/01
    Günah, kötü kokulu bir lağım kuyusu gibidir, insan ona ne kadar çok dalsa kokusunu o kadar az alır. Zira insanın koku alma duyusu iş yapamaz hale gelir ve daha fazla battığının farkında olmaz. Öte yandan, insanın bu ...
  • Mürmenliler (Murmen dinsel fırkası) ehli kitap mıdır?
    6137 Eski Kelam İlmi 2011/11/21
    1. Hıristiyanlığın birçok fırkası vardır ve Amerika’da bulunan çok meşhur bu fırkalardan birisi de Murmen adındaki gruptur. Bu grup, Jozef Smit adında bir ferdin önderliğinde 1820 yıllarında kurtarıcılık faaliyet ve tebliğine başladı. Jozef Smit, 1830 yılında yazdığı “Murmen” kitabında şöyle bir iddiada bulundu: Amerika kıtasını bulan Kıristof Kolom, Amerika’nın ...
  • Kur’an ve rivayetlerde Hz. Hızır hakkında ne gibi bilgiler var?
    30012 تاريخ بزرگان 2010/10/12
    Kur’an-ı Kerimde, Hz. Hızır’ın adı açıkca gelmemiş, ondan ‘...kullarımızdan bir kul...ki biz, katımızdan ona rahmet ihsan etmiştik ve katımızdan ilim belletmiştik.’[1] diye söz edilerek onun ubudiyetine ve sahip olduğu özel ilmi makama ...

En Çok Okunanlar