Gelişmiş Arama
Ziyaret
8361
Güncellenme Tarihi: 2011/11/12
Soru Özeti
Geleneksel fıkıh nedir?
Soru
Geleneksel fıkıh nedir?
Kısa Cevap

Geleneksel fıkıh, Şia âlimlerinin, bin yılı aşkın kullandıkları yöntem esasınca, hatıralaşmış kendi kitaplarının yöntemiyle dini hükümleri elde edip içtihat etmektir. Hz. İmam Humeyni (r.a) bu yöntemi, hükümlerin araştırılıp incelenmesinde yöntemlerin en iyisi bilmiş ve şöyle demiştir: “Ben, fıkhı sünneti (geleneksel fıkıh) ve içtihadı cevahiriye inanıyorum ve buna muhalefet etmeyi caiz bilmiyorum. Bu yöntem esasınca yapılan içtihat sahihtir. Ama bu, İslam fıkhının dinamik olmadığının göstergesi değildir. Fıkhı sünnetinin hükümleri elde etme ekseni dört kaynak (Kur’an, Sünnet, İcma’ ve Akıl) temeli esasına göredir ve fakih, hükümleri elde etmede (İstinbat) bu dört kaynağın ötesine geçilmemeli ve başka şeylerden istifade edilmemelidir. Şia yöntemiyle geleneksel fıkıhta içtihadın kapısı daimi olarak müçtehitler ve fakihler için açıktır.

Ayrıntılı Cevap

Geleneksel fıkıh Şia âlimlerinin, bin yılı aşkın kullandıkları yöntem esasınca, hatıralaşmış kitaplarının yöntemiyle dini hükümleri elde edip içtihat etmektir. “Cevahiru’l-Kelam”, “Mesaliku’l-Efham”, “Keşfu’l-Lusam”, “et-Tezkire”, “Muntehe’l-Metalib”, “el-Mekasibu’l-Muharreme” ve İmam Humeyni (r.a)’nin kitapları buna örnek gösterilebilir. “Geleneksel fıkıh”, fıkh-i konuların sünneti alanından başkadır. İmam Humeyni (r.a) tarafından kullanıma giren “Fıkhı sünneti” veya “Fıkhı cevahiri” kelimesinden, geçmişte İmamların (a.s) temelini attığı ve İmamların (a.s) sahabelerinin de takip ettiği bir yöntem kastedilmektedir. Daha sonra Şia âlimleri, bu yöntem üzerinde düşünmüşler ve günlük konulara münasip bir şekilde onu genişletmeye çalışmışlardır. Bu yöntem, fıkh-i bahisler bölümündeki yeni sorulara cevap verme gücüne sahiptir ne var ki böyle bir yöntemi uygulayacak fakihin, bu konulara aşina olması ve bu yöntemi, yeni konulara uygulama kabiliyetine sahip olması gerekir.”[1]

Fıkhı sünneti, İmam Humeyni’nin (r.a), hükümlerin araştırılıp incelenmesinde yöntemlerin en iyisi olarak tanımladığı bir yöntemdir. Zira o şöyle buyurmuştur: “Ben, geleneksel fıkıh ve içtihadı cevahiriyeye inanıyorum ve buna muhalifet etmeyi caiz bilmiyorum. Bu yöntem esasınca yapılan içtihat sahihtir, ama bu, İslam fıkhının dinamik olmadığının göstergesi değildir. Zaman ve mekân, içtihatta belirleyici iki unsurdur. Geçmişte bir meselenin bir hükmü olabilir, ama ayni mesele bir sistemdeki siyasete, topluma ve iktisada hâkim olan ilişkiler nedeniyle yeni bir hüküm kazanabilir. Şöyle ki İktisadi, içtimai ve siyasi ilişkilerin dakik tanınmasıyla birlikte, birinci konuyla eski konunun farkının olmadığı gibi gözükse de yeni bir konudur ve kesinlikle yeni bir hükmü gerektirir. Fakih kendi zamanındaki meselelere vakıf olması gerekir.[2] Bu fıkıh, bir takım özellikler içerir ve biz bunlara kısa değineceğiz:

1. geleneksel fıkıhda hükümleri elde etme ekseni dört kaynak (Kur’an, Sünnet, İcma’ ve Akıl) temeli esasına göredir ve fakih, hükümleri elde etmede (İstinbat) bu dört kaynağın ötesine geçmemeli ve başka şeylerden istifade etmemelidir. Selefi Salih âlimlerinin yöntemi şöyledir: Kur’an, Allah’ın kelamı ve suduru kesin olan bir kitaptır ama Kur’an’ın delaletleri konusu bahsedilmelidir. Örneğin “Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer rics (pislik)tir” ayeti, içkinin haram oluşuna delalet ediyor mu etmiyor mu? “Rics” pislik ve çirkinlik anlamında mıdır? Veya “necis”in ıstılah-i anlamına da geliyor mu? Bu konular fakihler arasında bahsedilir. Bu bölümde Allah’ın Kelamı’nın neye delalet ettiği hakkında bahsedilmelidir.

Sünnet bölümünde rivayetin hem senet hem de delaleti gibi çeşitli yönleri bahsedilir. Bu ise, eksenini Şia’nın bilinen kaynaklarının oluşturduğu “Fıkhı sünneti”mizin önemli özelliklerinden birisidir.

2. Fıkhı sünneti de içtihat kapısı, Şia yöntemiyle fakih ve müçtehitlere her zaman açıktır; bazı İslami fırkaların aksine, zira onlar içtihadı özel bir gurupla sınırlı olduğuna inanıyorlar. Hz. İmam’ın, fıkhı sünnetiye tekit etmesinin sebebi budur.[3]



[1] Ayetullah Mehdi Hadevi’nin, “Peyami hevze” ile yaptığı musahebesi.

[2] İmam Humeyni, Sahifeyi Nur, c. 21, s. 98. Paygahi Havze Net’ten alıntı.

[3] Paygahı Havze Net’ten istifade edilmiştir.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Hz. Ali’nin (a.s) kaç tane çocuğu vardı? Çocukların ve annelerinin isimleri nedir?
    126269 Masumların Siresi 2011/04/13
    Şeyh Müfid, İrşad adlı eserinde Hz. Ali’nin (a.s) erkek ve kız olmak üzere on yedi çocuğunun olduğunu yazmıştır. O şöyle diyor: ‘Bir kısım Şii alimler diyorlar ki, Fatıma, Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra Peygamberin Muhsin adını verdiği çocuğuna düşük yaptı. Onlara göre İmamın (a.s) on sekiz evladı vardı.’
  • Hac amellerini müstehap gusül ile yapmak caiz midir?
    5643 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/17
    Başta hatırlatılmalıdır ki; namaz için yeterli olan her temizlik (abdest, teyemmüm, müstehap gusül, …), temizlik ile yapılması gereken hac amelleri için de yeterlidir. Bundan dolayı ilkönce birkaç noktayı belirtmek gerekmektedir:1. Farz gusül ile namaz veya abdest gerektiren hac amelleri gibi fiiller yerine getirilebilir mi?2. Müstehap gusüller bu ...
  • Ehlisünnet kardeşlerin hilafetin konumunu siyasal ve imametin konumunu ise dinsel bildikleri ve hidayet imamlarının imameti ile bir sorunları olmadığı hususuna nasıl cevap verilmelidir?
    6153 Eski Kelam İlmi 2012/06/16
    Her ne kadar Ehlisünnet siyasal rehberlik için Ebu Bekir ve diğer halifelere başvurmuşlarsa da ve onlardan bir grup İmam Ali’yi (a.s) ilmi ve manevi rehberliğe layık görmüşseler de Şia açısından imamet ve hilafet arasında bir ayrışmaya gitmek doğru bir düşünce olamaz. Şia, imameti özel bir kavram sayar ...
  • Rivayetlere göre gayrimüslimlere karşı davranışımız nasıl olmalıdır?
    11693 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/10/12
    İslam, insan fıtratına uygun sevgi dolu bir din olup bütün insanlığın hidayet ve saadeti için gelmiştir. Din seçmek isteğe bağlı olduğu için her zaman bütün islam toplumlarında az çok gayrimüslim bulunur. İster İslam toplumunda ve İslam devletinin himayesinde yaşayanlar olsun (ehl-i zimme), ister gayr-i İslami ...
  • Bir metnin tercümesini başkalarına devredebilir miyiz ve organizasyon hakkı sıfatıyla iş sahibinden daha fazla bir iş ücreti alabilir miyiz?
    4754 Varie 2013/12/09
    Eğer iş sahibi sizden sadece metnin tercüme edilmesini istemişse, kimin tercüme edeceğini şart koşmamışsa, siz de tercüme etmesi için üçüncü bir şahsa metni verip pazarlama ve organizasyon hakkını alırsanız bunun bir sakıncası olmaz. Ama iş sahibi ilgili işi sizin yapmanızı istemişse, başkalarına devredemezsiniz. Bu sadece iş sahibinin ...
  • Neden Kuran ayetleri nüzul tertibi esasına göre toplanmadı?
    12452 Kur’anî İlimler 2012/04/04
    Peygamber(s.a.a)’den Kuran’ın nüzul tertibi esasına göre toplanmasına dair bir destur bizlere ulaşmamıştır. Kuran’ın toplanması birkaç merhalede gerçekleşmiştir. İmam Ali (a.s) Kuran’ı, nüzul tertibi esasına göre topladı ama sonuçta halifelerin topladığı genellik kazanmış ve Ehlibeyt (a.s) da şimdiki Kuran’ı tam anlamıyla teyit etmişlerdir. ...
  • Şefaatin kıyametteki yeri ve önemi nedir?
    8879 Eski Kelam İlmi 2009/06/17
    Şefaat, zayıf birini güçlendirmek, takviye etmek demektir. Şefi' (şefaat edici) ise ihtiyacı olana yardım eden ve onu mutedil bir duruma getirip ihtiyacını gideren kimsedir. Kıyamette şefaat etmek Allah'a mahsustur. Elbette Yüce Allah bazılarına da başkalarına şefaat etmeleri için izin vermiştir. Bu konu hakkında gelen birçok rivayetten kıyamette şefi'lerin çok olacağı ...
  • Neden biz Şii’yiz ve başka bir mezhebe inanmıyoruz?
    6907 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    Genel bir sınıflandırmayla din ilahî (vahyanî) ve beşerî diye iki kısma ayrılmaktadır. Din birey ve toplumu yönetmek ve de vahiy ve akıl aracılığıyla insanları yetiştirmek için onlara sunulan inançlar, ahlakiyat, kanunlar ve yasalar mecmuasıdır. İslam sözlükte teslim olmak ve onaylamak anlamındadır. Şia ise takipçi manasındadır. Şiilik ...
  • Hz. Mehdi ile irtibat ve ilişki mümkün mü?
    12009 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/20
    Birbirini tanımayan iki kişi arasında ilişkinin kurulması mümkün değildir İlişkinin meydana gelmesi için en azından iki taraftan birinin diğerini tanıması ve sonuçta ona bağlılık duyması onun mehabetini kalbinde oluşturması ile başlayabilir ve sonra karşılıklı bağ ve dostluk oluşmasına yol açabilir.
  • Kur’an meclislerinde veya namaz esnasında Kur’an okunurken susmak mı yoksa okumaya eşlik etmek mi daha iyidir?
    11660 Ahlak 2011/04/11
    Kur’an okumanın adaplarından birisi, manasını anlamada dikkat ve özen göstermek için Kur’an ayetlerine kulak vermektir. Ayetin zahiri bu hükmün genel ve kuşatıcı olduğunu yansıtmaktadır. Ama değişik rivayetler ve âlimlerin görüş birliğinden anlaşıldığı üzere bu hüküm genel anlamda müstehap bir hükümdür. Kur’an’ın okunduğu her yer ve durumda ...

En Çok Okunanlar