Please Wait
8677
Eğer tuvaletin bulunduğu arsa tuvalet hizmetini karşılamak hedefiyle vakfedilmemişse, onu mescide eklemek mümkündür. Ama tuvalet hizmeti doğrultusunda kullanılmak üzere vakfedilmişse, onu mescide dönüştürmek olanaksızdır. Lakin orada namaz kılmanın bir sakıncası olmaz. Merhum Ayetullah Uzma Gülpaygani (r.a)’dan şöyle bir soru sorulmuştur: “Mescidin genişletilmesi neticesinde onun eski tuvaleti mescidin hayatına eklenmiş, şimdi yeri ortadan kalkmış, mahalline mozaik döşenmiş ve temizlenmiştir. Bazı müminler, eskiden tuvalet yeri olan bu yerde namaz kılma hususunda ihtiyat etmektedir. Lütfen bunun hükmünü beyan eder misiniz? Kendisi cevaben şöyle buyurmuştur: “Sorudaki varsayıma göre arsa özel bir hizmet için kullanılmak üzere tahsis edilmiştir ve böyle bir durumda onu mescidin bir bölümüne dönüştürmek tahsis edilen gayeyle çelişmesi hasebiyle caiz değildir ve orası mescit hükmünde değildir. Lakin orada namaz kılmanın bir sakıncası bulunmamaktadır.”[1] Eğer sadece alt kat tuvalet ve lavabo hizmeti için tahsis edilmişse, onun üst katı mescit yapılabilir veya orası mescide eklenebilir.[2] Aynı şekilde bir yer hüseyni sıfatıyla şerî doğru şekilde vakfedilmişse, mescide eklenemez ve mescit sıfatıyla ondan yararlanılamaz. Bu hususta sorulan bir soru üzerine yüce rehberlik makamı şöyle demiştir: “Eğer hüseyniye, hüseyniye olarak şerî doğru şekilde vakfedilmişse, onu mescide dönüştürmek ve aynı şekilde mescit sıfatıyla mescide eklemek caiz değildir.”[3] Bu esasla, hüseyniye veya tuvalet olarak kullanılıp şerî doğru şekilde vakfedilmeyen yerler mescide dönüştürülebilir. Ama bir arsa veya binanın nasıl mescit hükmünü kazandığı hakkında bunun iki şekilde olabileceğini belirtmek gerekir. Birincisi, vakıf sözüdür; örneğin mülk sahibinin ben bu mekân veya binayı mescit kıldım demesidir. İkincisi, mekânı mescit karar kılma niyetiyle iki rekât namaz kılması gibi bir amelde bulunması ve bu amelin ona delalet etmesi yeterlidir.[4]
[1] Mecmeu’l-Mesail (lil-Gülpaygani), c. 1, s. 157.
[2] Mecmeu’l-Mesail (lil-Gülpaygani), c. 1, s. 138, s. 45 “… Eğer mezkur arsayı mescit niyetiyle vakfetmemişlerse veya alt katın mescit olmasını niyet etmemişlerse ve sadece kadınlar bölümüne eklenmiş alt katın üstündeki katı mescide eklemişlerse, mescit olmayan alt katta kanalizasyon inşa etmek ve tuvalet yapmak caizdir….”
[3] Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 518.
[4] Tahrirü’l-Vesile, c. 2, s. 62; Hz. Ayetullah Uzma Behçet bu hususta şöyle demektedir: “Bir mekânı mescit karar kılmak için vakıf sözü söylemeye gerek yoktur, iki rekât namaz kılmak gibi buna delalet eden herhangi bir amelde bulunmak yeterlidir. (Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 502, mesele. 742, Mecmeu’l-Mesail (lil-Gülpaygani), c. 1, s. 139, s. 48” Mezkûr arsada mescit sıfatıyla namaz kılınırsa ve aynı şekilde arsayı mescit yapıp Müslümanlara verirlerse ve onlar mescit sıfatıyla onun etrafına duvar örerlerse, onun mescit olması uzak değildir.”