Gelişmiş Arama
Ziyaret
6280
Güncellenme Tarihi: 2011/07/28
Soru Özeti
Kur’an’ın benzerini getirdiğini iddia edenler hakkında kim hakemlik yapabilir?
Soru
Birisi Kur’an’ın benzerini getridiğini iddia ederse kim bu iddaya tarafsız olarak hakemlik edebilir? Kim bir sözün Kur’an’da ki ayetlere benzediğine karar verbilir? Kimin böyle bir yeterliliği var?
Kısa Cevap

Her alanın hakemlik yapan ve görüş belirten uzmanları vardır. Kur’an gibi bir kitap, hatta onun surelerine benzer bir sure getirdiğini iddia eden kimse(ler) hakkında hakemlik yapmak ve böyle bir  iddiayı incelemek, Kur’an’ın edebiyat, maani-beyan, bedi’ vs. alanlarında uzmanlığı olan kimselerin işidir. Kur’an, İslam Peygamberinin ebedi mucizesidir. Daha ilk nazil olduğu sıralarda herkese meydan okumuş ve kendi benzerini veya on surenin, hatta bir surenin benzerini getirmeye davet etmiştir. Şimdiye kadarda kimse böyle bir şey yapamamıştır. Zaten Kur’an’ın mucize olmasının nedeni insanların onun gibi bir kitap getirmekten aciz olmalarıdır.

Ayrıntılı Cevap

Her alanda hakemlik yapmak o alanın uzmanlarına aittir. Kur’an’ın benzeri olduğu iddia edilen bir kitap veya söz hakkında hakemlik yapılmak isteniyorsa bunun birkaç kuralı vardır:

a- Bu iş insaflı ve tarafsız kişiler tarafından yapılmalıdır.

b- Hakemler, hakemlik yapacakları alanda uzman olmalıdırlar. Kur’an, fesahat, belağat, beyan üslubu, düzenleme, kelimeler arasındaki uyum, gaybi haberler, başlarda ve sonlarda çelişiğin olmaması, ilmi mucize, hakiki maarife sahip olmak, doğru kanunlar vb. gibi çeşitli ilmi alanlarda mükemmelik, eşsizlik ve kendine özgü daha birçok özelliği olan bir kitap olduğundan hakemlikte bütün bu yönlerden olmalıdır. Hakem yahut hakemler bu alanlarda uzman ve görüş sahibi olmalılar. Öyleyse bir kitap ya da sözün Kur’an’a rakip olma kastı varsa bu alanlarda Kur’an’la boy ölçüşmelidir.

İslam Peygamberinin ebedi mucizesi Kur’an’dır. Kur’an’ın mucizeleri çeşitli yönlerden ve her zaman bakidir. Kur’an, dost düşman herkese meydan okumuş, onları mücadeleye davet etmiş ve ilahi olmasından şüphe edenlerden onun benzeri bir kitap veya on sure hatta bir sure getirmelerini istemiştir.[1] Ama şimdiye kadar kimse böyle bir şey yapamamış, Kur’an’daki surelerden birini bile getirememiştir. Kur’an’ın mucize olmasının nedeni de budur.[2] Tarih boyunca onu değerden düşürmek isteyen çok kimseler olmuştur; birçok zahmet ve sıkıntılarla çeşitli sözleri yan yana getirmiş ve onlara isimler vermişlerdir. Ama hemen ardından Arap edebiyatçıları ve alimleri tarafından bunların yanlışlıkları ortaya konmuş ve iddialarının ne kadar zayıf olduğunu göstermişlerdir.

Tarih boyunca Kur’an hakkında kendi uzmanlık alanına giren mucizesi için hakemlik yapanlar olmuştur. Bu uzmanların kimisi dostlardır, kimisi de Kur’ana karşı tarafsız olanlardır. Çoğu zamanda bu hakemlik Kur’an’a düşman olup onunla mücadele etmek isteyenler tarafından yapılmıştır. Kur’an’la ve İslamla düşmanlığı olan ve onları yıkmak isteyen kimselerin Kur’an’ın azametini itiraf etmeleri tarafsızların itirafından daha büyük itiraftır. Çünkü ‘Fazilet, düşmanların şehadet verdiği fazilettir’ diye meşhur bir söz vardır. Zira, Kur’an’ı yıkmak isteyen kimse onun azametine itiraf ediyorsa tarafsız kimselerde kesinlikle bu itirafı yaparlar.

Kur’an’ın nazil olmaya başladığı ilk yıllarda İslamın ve Peygamber’in (s.a.a) birinci derecede azılı düşmanı birçok fasih Arap, Kur’an’ın azameti ve yüceliği hakkında önemli itiraflarda bulunmuşlardır. Aşağıda onlardan birkaçını örnek olarak getiriyoruz:

1- Arapların önde gelen tanınmış isimlerinden ve İslamın düşmanlarından olan Velid b. Muğire Kur’an’ın ayetlerini dinledikten sonra şöyle diyordu: ‘Andolsun Allah’a bu adamın söyledikleri ne şiirdir, ne sihir, ne de boş şeyler. Onun sözü kesinlike Allah sözüdür.’[3]

2- Kureyş’in ileri gelenlerinden, Arabın zeki insanlarından ve Peygamber’in (s.a.a) açık düşmanlarından olan Nazr b. Haris b. Kelde ise Kureyşlilere şöyle diyordu: ‘Büyük bir olay olmuştur. Muhammed getireceğini getirmiştir. Onun sihirbaz olduğunu söylediniz, andolsun Allah’a hayır! Ona kahin dediniz, andolsun Allah’a hayır! Ona şair dediniz, andolsun Allah’a hayır! Ona deli dediniz, andolsun Allah’a hayır! O ne kahinler ve sihirbazlar gibi konuşuyor, ne de getirdiği şeyler şiir vezinlerindendir. Çok iyi düşünün ki büyük bir olay gerçekleşmiştir. Onun yanından sade bir şekilde geçmeyin.’[4]  

3- ed-Dürr-ül Mansur’da İbn-i Ebi Şeybe, Abd b. Hamid, Ebu Ya’la, Hakim, İbn-i Merdeviye, Ebu Naim, Beyhaki ve İbn-i Asakir’in, Cabir b. Abdullah’tan şöyle rivayet ettiklerini yazar: Kureyşliler birgün toplanarak kendi aralarında şöyle konuşuyorlardı: ‘Araştırın ve bakın sihir, kehanet ve şiiri en iyi bileniniz kimdir; gitsin içimize tefrika sokan, düzenimizi bozan ve dinimizi kötüleyen bu adamla konuşsun. Bakalım nasıl bir cevap alacak?’ Dediler ki: ‘Utbe b. Rabia’dan daha bilgin birisini tanımıyoruz.’ Utbe’ye dönerek dediler ki: ‘Ey Ebu Velid! Kalk ve Onun yanına git.’ Utbe, Peygamberin yanına gitti ve şöyle dedi: ‘Andolsun Allah’a kavmimizde senden daha uğursuz kimse yoktur. Sen bizim toplumumuzu dağıttın, düzenimiz bozdun, dinimize saldırıp onu ayıpladın, bizi Arapların içinde rezil ettin; Araplar ‘Kureyş’ten bir sihirbaz ve kahin çıkmıştır’ demeye başladılar. Andolsun Allah’a ansızın elimize silah alıp birbirimizin canına düşmekten başka çaremiz kalmadı. İhtiyacın varsa söyle senin için aramızda o kadar çok para toplayalım ki Kureyş’in en zengini ve bir numaralı adamı sen ol; şehvetin arttıysa söyle on tanede olsa Kureyş’ten hangi kadını istesen verelim.’ Allah Resulü (s.a.a) ‘Sözün bitti mi?’ diye sordu, o da ‘Evet, sözüm bitti’ dedi. Peygamberimiz bunun üzerine Fussilet suresinin 1. ayetinden başlayarak ‘Yüz çevirirlerse artık de ki: Sizi, Âd ve Semud'un uğradıkları helak edici azaba benzer bir azapla korkutmadayım.’ ayetine kadar okudu. Buraya gelince Utbe ‘Yeter’ dedi, ‘Bundan başka sözün var mı?’ Peygamberimiz ‘Hayır’ dedi. Utbe Kureyşlilerin yanına döndü. Ondan neler olduğunu sorduklarında dedi ki: ‘Andolsun Allah’a Ondan öyle sözler işittim ki onları şimdiye kadar kimseden işitmemiştim. Andolsun Allah’a onlar ne şiirdi, ne sihir, ne de kehanet. Ve andolsun Allah’a ondan duyduğum sözler yakında büyük bir dalgayı arkasından getirecektir.’[5]

4- Bazı tarafsızların Kur’an’ın azametini itiraf etmeleri

a) Ebuzer’in Enis adında bir kardeşi vardı. Cahiliyet döneminde Arapların on iki ünlü şairiyle yarışma yaptı ve hepsine galip geldi. Mekke’ye yaptığı bir seferde Peygamberle görüştü. Döndükten sonra Ebuzer’e şöyle dedi: ‘Mekke’de bir adam peygamberlik iddiasında bulunuyordu. Halk ona şair, kahin veya sihirbaz diyordu. Oysa ben kahinlerin anormal sözlerini duydum, şiirlerin veznini de çok iyi aklımdadır, asla ona benzemediklerini gördüm. Andolsun Allah’a halk yalan söylüyor, O doğru söylüyor.’[6]

Bunlar, fesahat ve belağatta uzman olan kimselerin itiraflarının bir kısmıydı. Unutmayalım ki, bunca zaman zarfında bir kitap veya sözün Kur’an’a en küçük bir benzerliği olsaydı düşmanların ve tarafsızların gözünden kaçmazdı. Günümüzde de bazı odaklar Kur’an’a darbe vurmak istemekte ve galiba Kur’an ayetlerine benzer ayetler getirmek amacı güdmekteler. Ancak bunlar alakası olmayan ve gerçek dışı şeyler olup işin uzmanlarınca dikkate alınmamaktadır.



[1] -Bakara/23, Yunus/38, Hud/13...

[2] -Kur’an’ın mucize oluşu hakkında daha fazla bilgi için bkz: Soru:69 (Site:310), Soru:70 (Site:311)

[3] -el-Mizan (Farsça çevirisi), c.20, s.144

[4] -Ulum-i Kur’ani, s.353.

[5] -el-Mizan (Farsça çevirisi), c.17, s.563

[6] -Sahih-i Müslim, c.12, s.253 (eş-Şamile yazılım programı); onlardan bir diğeri Tufeyl b. Amr Dusi’dir.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar