Gelişmiş Arama
Ziyaret
13084
Güncellenme Tarihi: 2009/11/16
Soru Özeti
Cehennem ehlinin yüzü nasıldır?
Soru
Cehennem ehlinin yüzü nasıldır?
Kısa Cevap

Kur’an’ı kerim ayetlerini inceleme neticesinde şöyle bir netice alınabilinir: Bir taraftan cehennemliklerin yüzü yanma neticesinde derisi kendi kabuğuna çekilir, dudakları parçalanır çok çirkin ve korkunç bir hale gelir şekilde müşahede ediliyor. Bir diğer taraftan ilahi azabın yenilenmesi ve tekrarlanması için Allah u Teâlâ karar kılmış ki beden ve yüzlerinin derisi sürekli onarılabilinir durumda olacaktır. Bu nedenle cehennemliklerin yüzü öyle bir niteliğe sahiptir ki arkadaşları ve tanıdıkları tarafından tanınıyor. Bu arkadaş ve tanıdıkları ister onlarla birlikte cehennemde olsunlar ister ebedi cennette girmiş olanlar olsunlar.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an ayetlerini dikkate aldığımızda cehennem ehlinin bazı özellikler ve niteliklere sahip olduğunu öğrenebiliriz. Yüzünün nasıl olduğu bağlamında dakik bilgiler veremezsek bile bu özelliklere dikkatle uzaktan durumlarının nasıl olduğu bağlamında bazı tahminlerde bulunabiliriz. Bu özelliklerden bazıları şöyledir:

  1. Cehennemliklerinin yüzleri olmak üzere tüm bedenleri cehennem ateşini tutuşturan ve alevlendiren odunlardır. Kur’an’ın bazı ayetlerince cehennem ateşinin ilk maddesi veya cehennem ateşinin odunları taşlar ve oranın sakini olan cehennem ehlinden oluşmaktadır.[1]
  2. Cehennem ehli ateşten biçilmiş giysilere sahiptirler ki bedenlerinin tamamını kapatmıştır. Bunun yanı sıra başları ve yüzlerinin üzerine eritilmiş çok sıcak olan maddeler dökülür.[2]  
  3. Cehennemliklerin ateşte yanan yüzleri ateşe uyum sağlamış dolayısıyla ateşten zarar görmez şeklinde bir anlayış zihinlere gelmemelidir. Zira Kur’an tabirince ateş yüzlerini sardıktan sonra onlar “kalih” olacaklardır.[3] Müfessirlerin çoğu “kalih” olmalarını şöyle tefsir etmişlerdir: Alevlerin yüzlerinde bırakmış olduğu eser neticesinde yüzlerindeki deriler kırışarak üst üste çekilmiş şeklindedir. Öyle ki dudakları bir birinden uzak ve açık şekilde kalmış durumdadır.[4]  Keza alınları, yanları ve sırtları yemiş oldukları haram (haram kazanç ve hakkı malında olup vermemiş) mal dolayısıyla dağlanacak ve eserleri çehreleri üzerinde bakı kalacaktır.[5]
  4. Bütün bunlara rağmen cehennemdekilerin fizyolojik bedeni dünyadaki beden gibi değildir ki bir sefer yanmakla yok olup bitsin. Bilakis asırlarca cehennemde kalsa ve bedenini parça parça edecek değişik cezalarla cezalandırılsa[6] bile bedenlerinin sahip olduğu asıl kalıp aradan yok olup onları ölüme götürmez.[7] Cehennemlikler içinde bulundukları bu çetin durumdan dolayı sıkıntıya gelirler. Bazen ölümü temenni ederler[8] ve bazen de dünyaya döndürülüp Salih amel işleyerek bu durumdan kurtulmak isterler ama onların bu isteklerine muvafakat yapılmayacaktır.

Bu bağlamda bedenlerinin derisi ve çehreleri Allahın kudretiyle onarılabilinir, dolayısıyla atış içinde yandığı halde azabının daimi olmasını sağlamak için[9] sürekli önceki haletine dönecektir. Eskilerde ciltlerin yeniden onarma konusunun anlaşılması zor olabilirdi ama günümüz dünyasında bilimin gelişmesiyle hasar görmüş olan ciltleri onarmak için keşfetmiş oldukları maddelerin ortaya çıkmasıyla kolaylaşmıştır. Zira Allahın gücü insanların gücünden daha sınırlı olduğunu kabul etmek mümin bir kimse için doğru olamaz.

  1. Bu nedenle cehennemliklerin çehresi arkadaşları ve tanıdıkları tarafından teşhis edilebilinir durumdadır. Öyle ki birbiriyle diyaloga geçebilirler.[10]    Cehennemliklerin zihniyetlerinde şerli bilinen bazı cennete gidip mutlu olan kimseleri kendi yanlarında bulamadığından dolayı hayrette kalırlar.[11] Hatta Kur’an’ın açık ifadesine göre cennetlikler de cehenneme bakarak eski arkadaşlarının oradaki durumunu müşahede eder[12] ve onlarla diyaloga geçebilirler.[13]  

Elbette rivayetler şunu açıklamaktadırlar ki suçlular işlemiş oldukları suça münasip bir çehre ile ahirete adımlarını atarlar. Büyüklük taslayanlar tahkir edilmiş bedenleri bir karınca gibi küçültülmüş haliyle haşır olunurlar.[14] Ayni rivayetlerde açık bir şekilde dile getirilmiştir ki onların bu durumu cennetlik veya cehennemlik bağlamında konumları belirleninceye kadar devam edecektir.[15] Bizim yapmış olduğumuz araştırma miktarınca cehennemliklilerin çehrelerinin nasıl olacağını açık bir şekilde açıklayan rivayetler bulunmamaktadır ama her halükarda bu durumu açık ve net bir şekilde açıklayan rivayetleri bulduğumuzda sizinle paylaşacağız.

Sonuç itibarıyla merhametli rabbimizden cehennemin azabından bizi muaf tutarak bizi ve sizi rahmetinin gölgesinde yerleştirmesini temenni ediyoruz.

 


[1]Yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının”, (Bakara, 24; Tahrim, 6; Ali İmran, 10).

[2]İşte iki hasım taraf ki, Rableri hakkında tartışmaya girmişlerdir. Bunlardan inkâr edenler için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülür” (Hac, 19).

[3]Telfehu vücuhehümün naru ve hüm fiha kalihun” yani “Ateş yüzlerini yalar ve onlar orada sırıtır kalırlar”, (Müminün, 104).

[4] MEKARIM-İ ŞİRAZİ, “Tefsir-i Nümüne”, Tahran: Daru’l – Kutubu’l – İslamiye, 1374, hicri şemsi, c. 14, s. 330.

[5]O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak ve, “İşte bu, kendiniz için biriktirip sakladığınız şeylerdir. Haydi tadın bakalım, biriktirip sakladıklarınızı!” denilecek”, (Tevbe, 35).

[6]Bu cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?”, (Muhammed, 15).

[7]İnkâr edenler için ise cehennem ateşi vardır. Öldürülmezler ki ölsünler. Kendilerinden cehennem azabı da hafifletilmez. İşte biz her nankörü böyle cezalandırırız”, (Fatır, 36).

[8] “(Görevli meleğe şöyle seslenirler:) “Ey Mâlik! Rabbin bizim işimizi bitirsin.” O da, “Siz hep böyle kalacaksınız” der”, (zuhruf, 77).

[9]Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri biz ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir”, (Nisa, 56).

[10]İşte böyle! Şüphesiz azgınlar için elbette kötü bir dönüş yeri, cehennem vardır. Onlar oraya girerler. Orası ne kötü bir yataktır, İşte (azap), onu tatsınlar: Bir kaynar su ve bir irin, O azaba benzer çeşit çeşit başka azaplar da vardır, Kendi aralarında şöyle derler:) “İşte sizinle beraber cehenneme tıkılacak bir grup. Onlara rahat ve huzur olmasın! Şüphesiz onlar cehenneme gireceklerdir. O grup da, “Hayır, size rahat ve huzur olmasın. Bu cehennemi bizim önümüze siz sürdünüz. Orası ne kötü durak yeridir!” der. Şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bunu bizim önümüze kim sürdüyse, cehennemde onun azabını bir kat daha artır. (Sad, 55-61).

[11]Yine şöyle derler: “Dünyada kendilerini kötü saydığımız adamları acaba neden göremiyoruz?”, (Sad, 62).

[12]İçlerinden biri der ki: “Benim bir arkadaşım vardı, Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin?” derdi, Konuşan o kimse, yanındakilere, “Bakar mısınız, hâli ne oldu?” der. Kendisi de bakar ve onu cehennemin ortasında görür”, (saffat, 51 – 55).

[13]Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?. Onlar şöyle derler: “Biz namaz kılanlardan değildik, Yoksula yedirmezdik, Batıla dalanlarla birlikte biz de dalardık, Ceza gününü de yalanlıyorduk, Nihayet ölüm bize gelip çattı”, (müdessir, 40 – 47).

[14] HUR AMULİ, Muhammed b. El- Hüseyin, “Vesailu’ş – Şia”, Kum: Müesesei Alulbeyt, 1409, kameri, c. 15, s. 378,  hadis no: 20795.

[15] Şeyh Saduk, “sevabu’l – Amal”, Kum: intişarat-i Şerif Rezi, 1364, hicri şemsi, c. 1, s. 280.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    16882 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...
  • Genetik düzeltmenin hükmü ve bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/11
    Genetik düzeltmeler yapmanın birçok çeşidi söz konusudur bu yüzden tabii olarak hükümleri de farklıdır.Ancak genel olarak söylemek gerekir ki genetik düzeltme karı kocanın (eşlerin) sperm ve yumurtalığı üzerinde yapılır ve maksat dünyaya gelecek çocuğun genler ve kalıtımla geçen hastalıklara karşı bağışıklık kazanması olursa ...
  • Niçin bizim mektepte imamlık makamı babadan oğla irsi olarak geçmektedir?
    8827 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    İmamet makamı masum olmak ve bol ilim gibi vasıflara sahip olan kişiye verilir. Bu vasıflara kimin sahip olduğunu yalnız Allah Teala bilir. Bu yüzden imamlar dünyaya gelmeden önce onların isimleri ve özellikleri Allah tarafından Peygambere bildirilmiştir. Ama imamlık veya peygamberlik makamının gereken liyakati taşıdığı için önceki peygamberin soyunda yer ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9935 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10122 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Ailenin duyarsılığından dolayı tutumadığım oruçları kaza etmek zorunda mıyım?
    5608 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/14
    Hz. Ayetullahi’l-uzma Sistaninin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Eğer itminanla orucun vacip olmadığına inanarak oruç tutmamışsa (kefaret yoktur ve) kaza yeterlidir.Hz. Ayetullahi’l-uzma Mekarım-i Şirazinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Namaz ve oruçları tedrici bir şekilde kaza ediniz. Kefaretin ile ilgili (niteliği hakkında) tevzihu’l-mesailimizdeki 1301-1402 numaralı meselelerdeki ...
  • Ağzı temizleyen maddelerin içinde genellikle az miktarda alkol bulunur. Bunun hükmü nedir?
    6519 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sarhoş edici[1] sıvılardan olup olmadığı belli olmayan alkoller temiz hükmündedirler. Onların karıştırıldığı sıvıların alınıp satılması ve kullanılmasının herhangi bir sakıncası yoktur.[2]
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27338 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7183 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Şia imamlarının Son Peygamber Hz. Muhammed dışında diğer peygamberlerden daha faziletli ve üstün oluşunun sebebi nedir?
    17757 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    Bizim dini öğretilerimizde geldiğine göre Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber, peygamberlik vasfı dışında imamlardan üstün değildir.Yine bazı hadislere göre ism-i azam 73 harften ibarettir ki önceki peygamberler bu harflerin hepsine vakıf değildiler. Örneğin Hz. İbrahim'e yalnız sekiz harf verilmiştir ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)'e 72 harf verilmiştir ...

En Çok Okunanlar