Gelişmiş Arama
Ziyaret
13270
Güncellenme Tarihi: 2009/11/16
Soru Özeti
Cehennem ehlinin yüzü nasıldır?
Soru
Cehennem ehlinin yüzü nasıldır?
Kısa Cevap

Kur’an’ı kerim ayetlerini inceleme neticesinde şöyle bir netice alınabilinir: Bir taraftan cehennemliklerin yüzü yanma neticesinde derisi kendi kabuğuna çekilir, dudakları parçalanır çok çirkin ve korkunç bir hale gelir şekilde müşahede ediliyor. Bir diğer taraftan ilahi azabın yenilenmesi ve tekrarlanması için Allah u Teâlâ karar kılmış ki beden ve yüzlerinin derisi sürekli onarılabilinir durumda olacaktır. Bu nedenle cehennemliklerin yüzü öyle bir niteliğe sahiptir ki arkadaşları ve tanıdıkları tarafından tanınıyor. Bu arkadaş ve tanıdıkları ister onlarla birlikte cehennemde olsunlar ister ebedi cennette girmiş olanlar olsunlar.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an ayetlerini dikkate aldığımızda cehennem ehlinin bazı özellikler ve niteliklere sahip olduğunu öğrenebiliriz. Yüzünün nasıl olduğu bağlamında dakik bilgiler veremezsek bile bu özelliklere dikkatle uzaktan durumlarının nasıl olduğu bağlamında bazı tahminlerde bulunabiliriz. Bu özelliklerden bazıları şöyledir:

  1. Cehennemliklerinin yüzleri olmak üzere tüm bedenleri cehennem ateşini tutuşturan ve alevlendiren odunlardır. Kur’an’ın bazı ayetlerince cehennem ateşinin ilk maddesi veya cehennem ateşinin odunları taşlar ve oranın sakini olan cehennem ehlinden oluşmaktadır.[1]
  2. Cehennem ehli ateşten biçilmiş giysilere sahiptirler ki bedenlerinin tamamını kapatmıştır. Bunun yanı sıra başları ve yüzlerinin üzerine eritilmiş çok sıcak olan maddeler dökülür.[2]  
  3. Cehennemliklerin ateşte yanan yüzleri ateşe uyum sağlamış dolayısıyla ateşten zarar görmez şeklinde bir anlayış zihinlere gelmemelidir. Zira Kur’an tabirince ateş yüzlerini sardıktan sonra onlar “kalih” olacaklardır.[3] Müfessirlerin çoğu “kalih” olmalarını şöyle tefsir etmişlerdir: Alevlerin yüzlerinde bırakmış olduğu eser neticesinde yüzlerindeki deriler kırışarak üst üste çekilmiş şeklindedir. Öyle ki dudakları bir birinden uzak ve açık şekilde kalmış durumdadır.[4]  Keza alınları, yanları ve sırtları yemiş oldukları haram (haram kazanç ve hakkı malında olup vermemiş) mal dolayısıyla dağlanacak ve eserleri çehreleri üzerinde bakı kalacaktır.[5]
  4. Bütün bunlara rağmen cehennemdekilerin fizyolojik bedeni dünyadaki beden gibi değildir ki bir sefer yanmakla yok olup bitsin. Bilakis asırlarca cehennemde kalsa ve bedenini parça parça edecek değişik cezalarla cezalandırılsa[6] bile bedenlerinin sahip olduğu asıl kalıp aradan yok olup onları ölüme götürmez.[7] Cehennemlikler içinde bulundukları bu çetin durumdan dolayı sıkıntıya gelirler. Bazen ölümü temenni ederler[8] ve bazen de dünyaya döndürülüp Salih amel işleyerek bu durumdan kurtulmak isterler ama onların bu isteklerine muvafakat yapılmayacaktır.

Bu bağlamda bedenlerinin derisi ve çehreleri Allahın kudretiyle onarılabilinir, dolayısıyla atış içinde yandığı halde azabının daimi olmasını sağlamak için[9] sürekli önceki haletine dönecektir. Eskilerde ciltlerin yeniden onarma konusunun anlaşılması zor olabilirdi ama günümüz dünyasında bilimin gelişmesiyle hasar görmüş olan ciltleri onarmak için keşfetmiş oldukları maddelerin ortaya çıkmasıyla kolaylaşmıştır. Zira Allahın gücü insanların gücünden daha sınırlı olduğunu kabul etmek mümin bir kimse için doğru olamaz.

  1. Bu nedenle cehennemliklerin çehresi arkadaşları ve tanıdıkları tarafından teşhis edilebilinir durumdadır. Öyle ki birbiriyle diyaloga geçebilirler.[10]    Cehennemliklerin zihniyetlerinde şerli bilinen bazı cennete gidip mutlu olan kimseleri kendi yanlarında bulamadığından dolayı hayrette kalırlar.[11] Hatta Kur’an’ın açık ifadesine göre cennetlikler de cehenneme bakarak eski arkadaşlarının oradaki durumunu müşahede eder[12] ve onlarla diyaloga geçebilirler.[13]  

Elbette rivayetler şunu açıklamaktadırlar ki suçlular işlemiş oldukları suça münasip bir çehre ile ahirete adımlarını atarlar. Büyüklük taslayanlar tahkir edilmiş bedenleri bir karınca gibi küçültülmüş haliyle haşır olunurlar.[14] Ayni rivayetlerde açık bir şekilde dile getirilmiştir ki onların bu durumu cennetlik veya cehennemlik bağlamında konumları belirleninceye kadar devam edecektir.[15] Bizim yapmış olduğumuz araştırma miktarınca cehennemliklilerin çehrelerinin nasıl olacağını açık bir şekilde açıklayan rivayetler bulunmamaktadır ama her halükarda bu durumu açık ve net bir şekilde açıklayan rivayetleri bulduğumuzda sizinle paylaşacağız.

Sonuç itibarıyla merhametli rabbimizden cehennemin azabından bizi muaf tutarak bizi ve sizi rahmetinin gölgesinde yerleştirmesini temenni ediyoruz.

 


[1]Yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının”, (Bakara, 24; Tahrim, 6; Ali İmran, 10).

[2]İşte iki hasım taraf ki, Rableri hakkında tartışmaya girmişlerdir. Bunlardan inkâr edenler için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülür” (Hac, 19).

[3]Telfehu vücuhehümün naru ve hüm fiha kalihun” yani “Ateş yüzlerini yalar ve onlar orada sırıtır kalırlar”, (Müminün, 104).

[4] MEKARIM-İ ŞİRAZİ, “Tefsir-i Nümüne”, Tahran: Daru’l – Kutubu’l – İslamiye, 1374, hicri şemsi, c. 14, s. 330.

[5]O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak ve, “İşte bu, kendiniz için biriktirip sakladığınız şeylerdir. Haydi tadın bakalım, biriktirip sakladıklarınızı!” denilecek”, (Tevbe, 35).

[6]Bu cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?”, (Muhammed, 15).

[7]İnkâr edenler için ise cehennem ateşi vardır. Öldürülmezler ki ölsünler. Kendilerinden cehennem azabı da hafifletilmez. İşte biz her nankörü böyle cezalandırırız”, (Fatır, 36).

[8] “(Görevli meleğe şöyle seslenirler:) “Ey Mâlik! Rabbin bizim işimizi bitirsin.” O da, “Siz hep böyle kalacaksınız” der”, (zuhruf, 77).

[9]Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri biz ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir”, (Nisa, 56).

[10]İşte böyle! Şüphesiz azgınlar için elbette kötü bir dönüş yeri, cehennem vardır. Onlar oraya girerler. Orası ne kötü bir yataktır, İşte (azap), onu tatsınlar: Bir kaynar su ve bir irin, O azaba benzer çeşit çeşit başka azaplar da vardır, Kendi aralarında şöyle derler:) “İşte sizinle beraber cehenneme tıkılacak bir grup. Onlara rahat ve huzur olmasın! Şüphesiz onlar cehenneme gireceklerdir. O grup da, “Hayır, size rahat ve huzur olmasın. Bu cehennemi bizim önümüze siz sürdünüz. Orası ne kötü durak yeridir!” der. Şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bunu bizim önümüze kim sürdüyse, cehennemde onun azabını bir kat daha artır. (Sad, 55-61).

[11]Yine şöyle derler: “Dünyada kendilerini kötü saydığımız adamları acaba neden göremiyoruz?”, (Sad, 62).

[12]İçlerinden biri der ki: “Benim bir arkadaşım vardı, Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin?” derdi, Konuşan o kimse, yanındakilere, “Bakar mısınız, hâli ne oldu?” der. Kendisi de bakar ve onu cehennemin ortasında görür”, (saffat, 51 – 55).

[13]Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?. Onlar şöyle derler: “Biz namaz kılanlardan değildik, Yoksula yedirmezdik, Batıla dalanlarla birlikte biz de dalardık, Ceza gününü de yalanlıyorduk, Nihayet ölüm bize gelip çattı”, (müdessir, 40 – 47).

[14] HUR AMULİ, Muhammed b. El- Hüseyin, “Vesailu’ş – Şia”, Kum: Müesesei Alulbeyt, 1409, kameri, c. 15, s. 378,  hadis no: 20795.

[15] Şeyh Saduk, “sevabu’l – Amal”, Kum: intişarat-i Şerif Rezi, 1364, hicri şemsi, c. 1, s. 280.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Istakoz, deniz kabukları ve ahtapot yemek haram mıdır?
    59266 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/09
     Istakoz[1] ve deniz kabuklarını yemek haramdır. Dini kaynaklar uyarınca helal ve haram olan hayvanların birbirlerinden ayırt edilmesi için bir takım genel kurallar açıklanmıştır. Bu kurallar deniz ve kara hayvanları hakkında birbirinden farklıdır. Kuşların da kendilerine özgü hükümleri vardır…
  • Bir şahıstan veya bankalardan aldığımız borca ve her ay taksitini ödediğimiz paraya humus düşer mi?
    5865 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Dikkatinizi buna benzer bir soruya İmam Humeyni (r.a) ve Ayetullah Hamaney tarafından verilen cevaba çekiyoruz: 868. Soru: Birkaç yıl önce bir bankadan borç aldım ve onu bir yıllığına banka hesabıma aktardım. Bu borçtan faydalanamadım ve her ay ...
  • Kız ve oğlan elçilik ve nişanlılık aşamasından sonra ve nikahtan önceki ilişkileri nasıl olmalıdır?
    12259 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Hikmet sahibi Allah kadın ve erkeği birbiri için yaratmıştır. İslam’a göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar; zira birbirlerine sükunet vermekte, cinsel, ruhsal ve duygusal ihtiyaçlarını gidermekteler. İslam, her iki tarafında ...
  • Hz. Ali'nin (a.s) dilenciye yüzüğünü vermesi haliyle, ayağından ok çekildiğinde bunu fark etmemesi hali arasında bir çelişki yok mudur?
    15833 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2009/04/18
    Sorunuza şu şekilde cevap verebiliriz: 1- İnsan, ilahi rızaya uygun ameller yaparak kemale erişebilme gücüne sahiptir. Yani insan-ı kâmil makamına ulaşarak bütün mükemmellikleri kendisinde toplayabilir. 2- İnsan-ı kâmil makamına ulaşmak demek, bu makama ulaşanların çeşitli halleri olmayacağı anlamına gelmez. Bize ve birçok Müslüman'a göre İmam Ali (a.s), Müslümanlar için mükemmel bir örnektir ve ...
  • Cude’nin Hz. Hasan’dan (a.s) olma bir evladı var mıydı?
    19559 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Cude, Eş’as b. Kays Kindi’nin kızıdır. Eşas, İslam’ın ilk yıllarındaki meşhur şahıslardan olup o dönemin tehlikeli münafıklarından sayılmaktaydı. Belazeri’nin yazdığına göre Cude babasının hilesiyle İmam Hasan Mücteba (a.s) ile evlenmiştir.[1] Bir rivayette İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Eşas, Müminlerin ...
  • Sehl bin Sa’d Saidi kimdi?
    9033 تاريخ بزرگان 2011/04/13
    Sehl bin Sa’d Ensari Saidi, Resul-i Ekrem’in (s.a.a) tanınmış sahabelerinden olup Peygamberimiz vefat ettiği zaman 15 yaşındaydı. Onun asıl adı ‘Hazn’ idi, ama Peygamber (s.a.a) adını ‘Sehl’ diye değişti. Künyesi ‘Ebu’l Abbas’ idi. Uzun bir ömür sürdü. Medine’de ölen son sahabe olduğu söylenmektedir. Kimisi hicri 88 yılında, kimisi ...
  • Kuranı kerimde, kalpteki itminan ile iman ilişkisi nasıl konu edilmiş?
    12615 Tefsir 2010/12/18
    Lügatte imanın anlamı şöyle beyan edilmiştir: yalanlamanın karşıtı olup tasdik etmektir. Istılahta ise anlamı şöyledir. Dille ikrar ve itiraf etmektir, kalpte bir kararlılık ve sözleşmedir, organlarda da ameldir. "İtminan" ve tümenine ise lügatte kararsızlık ve ıstırabın ardından gerçekleşen (kalpsel veya zihinsel) rahatlık ve huzurdur.
  • Peygamberin (s.a.a.) Teşkil Etmiş Olduğu Hükümetin, Allah’ı Arayan Fıtrat ile İrtibatı nedir?
    8033 کلیات 2012/10/24
    Bize göre Resul-i Ekrem’in (s.a.a.) teşkil etmiş olduğu hükümet ilahi bir emir idi. Ama bu emri iktiza eden nokta, bu hükümetin insan yaşamının tüm alanlarında tesir etmesidir. İmam Bakırdan (a.s.) “…velayete davet edildiği kadar hiç bir şeye davet edilmedi”[i] şeklinde nakledilen tabir buna yöneliktir. ...
  • “Vebtelül yetama hatta iza beleğun nikahe” şeklinde olan ayetin anlamı nedir?
    8041 Tefsir 2012/05/12
    Allah u Teâlâ bu ayeti kerimede yetimlerden sorumlu olan kimselere düstur veriyor ki yetimlerin mallarına karşı dikkatli olmalarını istiyor. Yani onların sermayesini korusunlar, sorumlulukları döneminde buluğ ve rüşt çağına erinceye kadar onları denemeye tabi tutsunlar. Sorumlular, sorumluluklarının altında olan yetimlerin buluğ ve rüşt çağına erdiklerini fark ettiklerinde ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    20774 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...

En Çok Okunanlar