Gelişmiş Arama
Ziyaret
17812
Güncellenme Tarihi: 2010/01/16
Soru Özeti
Şeytan ne zaman ve kaç defa feryat etmiştir?
Soru
Şeytan ne zaman ve kaç defa çığlık atmış ve feryat etmiştir?
Kısa Cevap

Bu soruya cevap vermeden önce soruyu yönelten beyefendiye, şeytanın, insanın saadete, kemale ve Allah’ın rızasına ulaşmasındaki en büyük yeminli düşmanı olduğunu ve onunla mücadele etme yollarını öğrenmenin önemli olduğuna dikkat edilmesinin gerekliliğini hatırlatmak isteriz.

“Şeytan” “Şerli” anlamına gelmektedir ve İblise şerrinden dolayı şeytan denmektedir. İnsanların en büyük ve en belirgin düşmanı olan Şeytan gizlide insanların kalplerine verdiği vesveseler sayesinde onları kendi yoluna çağırmaktadır. Şeytanın açık düşmanlığından dolayı Allah-u Teâlâ insanlara şöyle buyurmaktadır: “Eğer Şeytan tarafından sana bir vesvese gelirse Allah’a sığın”.

Buradan, Şeytanın amacına ulaşmasını engelleyen her şeyin, onun rahatsız olmasına ve feryat etmesine sebep olduğunu söyleyebiliriz.

İmam Cafer Sadık (a.s.) şöyle buyurmaktadır: “İblis dört olay yüzünden dört defa feryat etmiştir: Allah-u Teâlâ’nın lanetine uğradığı gün, yeryüzüne indirildiği gün, Hz. Muhammed (s.a.a.)’in peygamberliğe seçildiği gün ve Fatiha Suresinin nazil olduğu gün.”

Ayrıntılı Cevap

Yukarıdaki soruya cevap vermeden önce bazı noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir:

1-) Şeytan kelimesi “Ştn” kökünden gelmektedir ve “Şatin” pis ve alçak anlamına gelmektedir. Şeytan; insan, cin veya diğer canlılardan asi ve itaatten kaçan varlıklara denmektedir. Aynı şekilde haktan uzak şerli ruha da denmektedir. Aslında bunların hepsi ortak bir yönde birleşmektedir.[1]

2-) Allah-u Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Hani biz meleklere (ve cinlere): Âdem'e secde edin, demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, zaten o kâfirlerden idi.”[2]

Bu ayete göre, İblis cinlerdendir ve ibadetinin çok olmasından dolayı meleklerin içinde ibadet etmekteydi. Ama ayet ve rivayetlerin zahir ve batınından onun gerçekten iman etmediği anlaşılmaktadır: “zaten o kâfirlerden idi”[3]; çünkü gerçek ibadet bizim kendi meylimize göre değil Allah’ın istediğine göre amel etmektir. İblis, Allah’a secde etmeye razıydı ama Hz. Âdem (a.s.)’e secde etmeye razı değildi ve bu onun tekebbürlü ve kendini beğenme ruhuna sahip olmasından kaynaklanmaktadır ve bu sıfat onun bedbaht ve helak olmasına sebep olmuştur. İblis, ibadet etmekteydi ama ilahi emirler karşısında kulluk ve ibadet ruhuna sahip değildi. Meleklerin başarılı ve Şeytanın ise yenik ve lanetlenmesine sebep olan bu büyük imtihanda İblisin üç temel sapıklığa bulaştığı görülmektedir:

—Amelde sapıklık; Allah’ın emrine itaatsizlik ve bu onun fasık olmasına neden olmuştur.[4]

—Ahlaki sapıklık; cennetten kovularak cehennemlik olmasına neden olan tekebbür sıfatıdır.[5]

—İnanç sapıklığı; (zaten o kâfirlerden idi)[6] Allah’ın ilahi adaletini inkâr etti.[7]

3-) İnsanların en büyük ve en açık düşmanı olan Şeytan gizlide insanların kalplerine verdiği vesveseler sayesinde onları kendi yoluna çağırmaktadır[8] ve insanların kötü amellerini onlara güzel göstermektedir.[9]

 

4-) Şeytan; ayet, rivayet ve diğer semavi kitaplarda geçen haberlerde insanın, aldatıcı ve saptırıcı en büyük düşmanı olarak tanıtılmıştır. Kur’an-ı Kerim insanlara şöyle tavsiyede bulunmaktadır: “Ey Âdemoğulları! Şeytan, ana-babanızı, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. Çünkü o ve yandaşları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz şeytanları, inanmayanların dostları kıldık.”[10]

Başka bir ayette ise şöyle buyrulmaktadır: “Kim Rahmân'ı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz”.[11] Hatta Şeytanın kendisi insanları saptıracağına dair Allah’a yemin etmiştir.[12]

Bu yüzden ve Şeytanın açık düşmanlığını dikkate aldığımızda, Allah-u Teâlâ insana şöyle tavsiyede bulunmaktadır: “Eğer şeytanın fitlemesi seni dürterse hemen Allah'a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir”.[13]

 

5-) Şeytanın bu özelliklerini söyledikten sonra şöyle bir soru zihinlere gelebilir: Allah-u Teâlâ’nın Şeytanı yaratma felsefesi nedir?

Bu sorunun cevabında, öncelikle Allah-u Teâlâ Şeytanı, Şeytan olarak yaratmamıştır. Çünkü Şeytan yıllarca meleklerle beraber temiz fıtrat üzerineydi ve özgür olduktan sonra isyan ederek bu bulunduğu konumu kötü yönde kullanmıştır.

Sonra yaratılış düzeni açısından şeytanın varlığı, hak yolu takip etmek isteyen imanlı kimseler için zararlı değildir. Tam tersine onların ilerlemesi için bir vesiledir. Yani insan güçlü bir düşmanın karşısında yer almadığı sürece kendi gücünü ve yeteneklerini kullanamaz.[14]

Kur’an-ı Kerim Şeytanı, ümmetlerin imtihan edilme vesilesi olarak tanıtmaktadır ve Şeytan vermiş olduğu vesveselerle hak ve hak ehli için ortamı bozmakta ve onların imtihan olmalarına vesile olmaktadır: “(Allah, şeytanın böyle yapmasına müsaade eder ki) kalplerinde hastalık olanlar ve kalpleri katılaşanlar için, şeytanın kattığı şeyi bir deneme (vesilesi) yapsın. Zalimler, gerçekten (haktan) oldukça uzak bir ayrılık içindedirler”.[15]

Yukarda söylediklerimizin toplamından şöyle bir sonuç çıkartabiliriz; Şeytanın amacına ulaşmasını engelleyen her şeyin, onun rahatsız olmasına ve feryat etmesine sebep olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü hadis ve rivayetlerde iblisin dört yerde feryat ettiği geçmektedir:

—Hz. Âdem (a.s.)’e secde etmediği, büyüklendiği ve haset ettiği için Allah-u Teâlâ’nın lanetine uğradığı gün.

—İlahi emre uymadığı için Allah’ın dergâhından kovularak yeryüzüne indirildiği gün.

—Hz. Muhammed (s.a.a.)’in Allah-u Teâlâ tarafından insanların hidayeti için son peygamber olarak peygamberliğe seçildiği gün.

—Fatiha Suresinin Peygamber (s.a.a.)’in kalbine indirildiği gün.[16]

Çünkü bu dört husus insanların hidayet ve ilerlemesindeki en önemli olaylar olabilir.



[1] Numune Tefsiri, c: 1, s: 191–192.

[2] Bakara Sûresi, 34. ayet.

[3] Aynı ayet.

[4] “Rabbinin emrinden dışarı çıktı.”, Kehf Suresi, 50. ayet.

[5] “Bak, büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!”, Zümer Suresi, 72. ayet.

[6] Bakara Suresi, 34. ayet.

[7] Kıraati, Muhsin, Nur tefsiri, c: 1, s: 103–104.

[8] “O gizlice vesvese verenin şerrinden”, Nas Suresi, 4. ayet.

[9] “Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş.”, eml Suresi, 24. ayet.

[10] A’raf Suresi, 27. ayet.

[11] Zuhruf Suresi, 36. ayet.

[12] Sa’d Suresi, 82 ve 83. ayet.

[13] A’raf suresi, 200. ayet.

[14] A’raf suresi, 193 ve 194. ayet.

[15] Hac Suresi, 53. ayet.

[16] Bihar-ul Envar, c: 11, s: 145; İmam Sadık (a.s.) şöyle buyurmaktadır: “İblis dört olay üzünden dört defa feryat etmiştir: Allah-u Teâlâ’nın lanetine uğradığı gün, yeryüzüne indirildiği gün, Hz. Muhammed (s.a.a.)’in peygamberliğe seçildiği gün ve Fatiha Suresinin nazil olduğu gün.”

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8366 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • basiret gözüyle Allah-ı görmek, kalp ile Allah-ı müşahede etmekle aynı mıdır?
    13739 Pratik İrfan 2010/12/18
    Hazreti Ali'nin (a.s.) kelamında söz konusu olan basiret gözü ile Allah-ı müşahede etme meselsi kelam ilmince Allah-ı görme meselesiyle ilgili bir konudur. Bu konuyla ilgili hak ve doğru olan görüşe göre kalbi rüyet ve tecelliden farklı olan gözsel rüyet hak Teâlâ hakkında imkânsızdır. Ama Allah ile buluşmak ...
  • Ahlâkla ahlâk ilminin farkı nedir?
    10642 Teorik Ahlak 2012/02/04
    Ahlâk kelimesi, Hulk kelimesinin çoğulu olup -ister iyi olsun ister kötü- huy, yapı, karakter ve alışkanlık demektir. Ahlâk ilminin alim ve filozofları, ahlâk için çeşitli tarifler yapmışlardır. Bütün bu tariflerden yola çıkarak ahlâkı şöyle tarif edebiliriz: ‘Ahlâk, insan nefsindeki keyfiyet olup, insanın ona ...
  • Allah, taklit üzere Müslüman olmayı kabul eder mi?
    7867 Eski Kelam İlmi 2009/08/25
    Ahirette inancımız hakkında sorulan soruya “Atalarımızı taklit edip onları körü körüne takip ettik” demekten başka bir cevabımız yoksa bu cevap geçerli olmaz. Çünkü böyle bir durum insanın fıtrat ve yaratışına da aykırıdır. İnanç, ilim ve yakin üzerine olmalıdır. Elbette bu ilim ve yakini insan bir bilenin ...
  • Sol elin işaret parmağına yüzük takmanın hükmü nedir?
    7937 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Altından olan süs eşyalarını takmak ve altın yüzük kullanmak sadece erkekler için haramdır ve onunla kılınan namaz geçersizdir.[1] Ama kadınların altın yüzük takmasının veya erkeklerin altın olmayan yüzük kullanmasının hiçbir sakıncası yoktur. Bir bayan altın veya altın olmayan bir ...
  • Vaizlerin Sultanı Şirazi kimdir?
    3630 تاريخ بزرگان 2019/06/22
    Yirminci yüzyılın tanınmış meşhur Alim şahsiyetlerinden biriside Vaizlerin Sultanı Merhum Seyit Muhammet Şirazi (1314/1391.k) dir. Minberde, vaiz vermede, hitabette vede münazarada üstad ve yetenekli bir şahsiyettir. ‘Peşaver geçeleri’ adlı eser kendisinin ehlisünnet ulemasından bazı alimlerle peşaver şehrinde yapmış olduğu münazaraların metinleştirilmiş şeklidir. O dönemden günümüze bu eser ...
  • İnsan utangaçlıktan nasıl kurtulabilir?
    58986 Pratik Ahlak 2010/12/05
    Utangaçlığın olumsuz ve istenmeyen sonuçları olup, insanın yaşamda başarılı olmasına engel olmaktadır. İnsan, bu ruhsal özelliktende diğer kötü özellikler gibi kurtulabilir ve onun tedavisi mümkündür. Çocukları sohbetlere katmak ve onları topluma girmeye teşvik etmek çocukların bu hastalığa yakalanmasını önleyen çözümlerdendir.Telkinde bulunmak, kendine ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    14909 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...
  • İslamla Hıristiyanlığın maneviyatları arasındaki farklılıklar nedir?
    10208 Yeni Kelam İlmi 2010/07/17
    Her dinin maneviyatının değer ve itibarı, o dinin kendisinin değer ve itibarıyla direkt olarak ilgilidir. Hıristiyanların kendi itiraflarına görede onların dini akla yatkın olmayan öğretilerle doludur. Dolayısıyla bu gibi kaynaklardan gelen menaviyatta doğal olarak bir sürü yanlışlıklarla dolu olacaktır. İslamın maneviyatıyla Hıristiyanlığın maneviyatı arasındaki temel fark işte buradadır; ...
  • Bismillahirrahamanirrahim’in Kuran ayetlerinden olup olmadığı hakkındaki görşler nelerdir? olAraf suresinin Genel anlamı ve okumasının fazileti nedir?
    6004 Tefsir 2012/04/07
    Bismillahirrahamanirrahim’in Kuran suresinin ayeti olup olmadığı bağlamında Müslümanlar arasında ihtilaf var olmaktadır. İmamiye (Şia),[1] şafi’iye,[2] Mekke ve Küfe karileri ve fakihleri[3] anlayışında hamd ve diğer surelerdeki bismillah surelerin bir ayeti saılmaktadır. Ama Medine, Basra ve Şam fakihleri ve ...

En Çok Okunanlar