Gelişmiş Arama
Ziyaret
6160
Güncellenme Tarihi: 2012/04/16
Soru Özeti
Guslün felsefesi nedir?
Soru
Merhaba, kolay gelsin. Lütfen guslün felsefesini açıklar mısınız?
Kısa Cevap

Cenabet guslünün felsefesi, nefsin cenabetten temizlenmesi ve arındırılması ve de bedenden pislik ve kiri gidermektir; zira cenabet tüm bedenden çıkar. Bu yüzden insanın tüm bedeni temizlemesi farz olur. Bilginlerin araştırmalarına göre, insan bedeninde tüm beden faaliyetlerini kontrol eden iki bitkisel sinir sistemi mevcuttur. Bazen bedende bu dengeyi bozan birtakım akımlar gerçekleşir. Bu akımlardan birisi “orgazm” yani cinsel zevkin zirveye çıkmasıdır. Bu genellikle meninin çıkmasıyla eşzamanlıdır. Öte taraftan sempatik sinirleri harekete geçirebilen ve yitirilen dengeyi sağlayabilen şeyin suyun beden ile temas kurması olduğu da ispatlanmış bir konudur. Elbette guslün faydası bununla sınırlı değildir. Buna ek olarak gusül almak, bir tür ibadet ve tapınma da sayılır ve bunun ahlakî etkileri inkâr edilemez. Bu yüzden eğer beden niyetsiz olarak ve Allah’a yakınlaşma ve O’nun emrine itaat kasti güdülmeksizin yıkanırsa, bu doğru gusül sayılmaz.

Ayrıntılı Cevap

Cenabet ve Cuma guslünü de içine alacak şekilde guslün felsefesi hakkında İmam Rıza’dan (a.s) bir hadis nakledilmiştir. Bu rivayette aktarıcı şöyle bir soru sorar: İnsan kendi helaliyle yakınlık kurmaktadır ve helal de kirlenmeye neden olmaz; o halde cenabet guslünün nedeni nedir? İmam (a.s) şöyle cevap verir: Cenabet guslünün felsefesi, nefsin cenabetten temizlenmesi ve arındırılması ve de bedenden pislik ve kiri gidermektir; zira cenabet tüm bedenden çıkar. Bu yüzden insanın tüm bedeni temizlemesi farz olur. İdrar ve dışkı hükmünün hafifliğinin nedeni, bu ikisinin cenabetten daha çok vuku bulmasındadır; bu yüzden kutsal şeriat sahibi çok vuku bulması, meşakkat barındırması ve irade ve şehvetsiz olması nedeniyle, abdest hükmüyle yetinmiştir. Meni ise ancak zevk istemiyle çıkmaktadır; bu yüzden onun için guslü farz kılmıştır. Ramazan bayramı, Kurban bayramı, Cuma ve diğer gusüllerin nedeni ise bu vesileyle kulun Rabbini yüceltmesi, Yüce Allah’a yönelmesi ve O’nun dergâhında günahlarının bağışlanmasını istemesidir. Artı, bu bayramlar inananlar için meşhur bayramlardır ve bu zamanlarda onlar bir araya gelip Allah’ı anarlar. Bu yüzden, bu vesileyle müminlerin bu günleri yüceltmesi, diğer günlerden üstün tutması ve Cuma gününde gusül aldıklarında bir sonraki Cumaya kadar manevi olarak temiz kalmaları için, gusül bu zamanlarda şeri olarak dinileştirilmiştir.[1] İnsandan meninin çıkmasının durumsal bir davranış (idrar ve dışkı gibi) olmadığı hatırlatılmalıdır; çünkü guslün etkisi tüm bedende aşikâr olmakta ve bedenin tüm hücreleri onun çıkmasından sonra özel bir gevşeklik haline bürünmektedir. Bu da onun tüm beden azalarına etki ettiğinin delilidir. Bilginlerin araştırmalarına göre, insan bedeninde tüm beden faaliyetlerini kontrol eden iki bitkisel sinir sistemi mevcuttur. Sempatik sinirler ve parasempatik diye anılan bu iki sinir sistemi, tüm insan bedeninde ve tüm dâhili ve harici organların etrafında yayılmış bulunmaktadır. Sempatik sinirlerin vazifesi, bedenin değişik organlarını harekete geçirmektir ve parasempatik sinirlerin vazifesi ise onların faaliyetlerini yavaşlatmaktır. Bazen bedende bu dengeyi bozan birtakım akımlar gerçekleşir. Bu akımlardan birisi “orgazm” yani cinsel zevkin zirveye çıkmasıdır. Bu genellikle meninin çıkmasıyla eşzamanlıdır. Bu esnada parasempatik sinir sistemi (frenleyen sinirler), sempatik sinir siteminin (hareketlendirici sinirler) önüne geçer ve denge olumsuz bir şekilde bozulur. Öte taraftan sempatik sinirleri harekete geçirebilen ve yitirilen dengeyi sağlayabilen şeyin suyun beden ile temas kurması olduğu da ispatlanmış bir konudur. Orgazmın etkisi tüm beden azaları üzerinde hissedilir bir şekilde göründüğünden ve bu iki grup sinir sisteminin dengesi tüm bedende bozulduğundan cinsel ilişkiden veya meninin çıkmasından sonra tüm bedenin suyla yıkanması emredilmiş ve suyun hayat bahşedici etkisi sayesinde tüm bedende bu iki sinir sistemi arasında tam bir dengenin sağlanması hedeflenmiştir. Elbette guslün faydası bununla sınırlı değildir. Buna ek olarak gusül almak, bir tür ibadet ve tapınma da sayılır ve bunun ahlakî etkileri inkâr edilemez. Bu yüzden eğer beden niyetsiz olarak ve Allah’a yakınlaşma ve O’nun emrine itaat kasti güdülmeksizin yıkanırsa, bu doğru gusül sayılmaz. Gerçekte meninin çıkması veya cinsel ilişki esnasında hem ruh ve hem beden etkilenmektedir. Ruh, maddi şehvetlere ve cisim ise gevşeklik ve hareketsizliğe doğru eğrilmektedir. Cenabet guslü ise hem cismin yıkanması ve hem de yakınlık kastinin gerçekleşmesi nedeniyle ruhun arındırılmasıdır. Ortak bir anda hem cisim ve hem ruh üzerine ikili bir etki bırakır. Böylece ruhu Allah ve maneviyata ve cismi de temizlik, sevinç ve faaliyete doğru yönlendirir.

Fıkıh Hükümlerinin Felsefe Ve Hikmeti, 8593 (Site: 9135).

 


[1] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharü’l-Envar, c. 6, s. 95, Müessese-i el-Vefa, Beyrut, 1409 k.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmam tarafından namazın teşehhüdüne bir harf eklendiği durumda tabi olanların hükmü nedir?
    6219 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/18
    Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    5324 وحدت و تعدد ولی فقیه 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Hazreti Şuayip’in biyografisi; doğumu ve ölümü ne zamandı?
    4976 تاريخ بزرگان 2019/11/24
    İsmi Kuran’ı Kerim’de on defa geçmiş olan bir peygamberdir Şuayip (a.s).[1] Arap toplumuna gönderilmiş ve Arapça konuşan bir peygamberdi.[2] Hz. Hud ve Hz. Salih (a.s)’dan sonra dünyaya gelmiştir. Hz. Musa (a.s)’in annesiyle aynı asrın insanıydı. Doğum tarihi ile ilgili tarihsel bir veri bulunamamıştır.
  • Kehf suresinin Muhtevası ve okumasının fazileti nedir?
    53595 Tefsir 2012/04/19
    Kehf suresi kuranı kerimin diğer sureleri gibi faziletlere ve birçok nitelik ve özelliklere haizdir. Bu yücelik ve faziletler peygamberden (s.a.a.) ve İmamlardan (a.s.) nakledilen birçok rivayetlerde beyan edilmiştir. Peygamberden (s.a.a.) nakledilen bir rivayette şöyle denilmektedir: Bu sure nazil olduğunda yetmiş bin melek onunla birlikte imiştir. Her kim ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    11137 حج و عمره 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    4648 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • İnsanın bilgisi nispî midir yoksa mutlak mıdır?
    6407 Yeni Kelam İlmi 2011/08/17
    Göründüğü kadarıyla nispî bilgi ve mutlak bilgi hakkında hissî ve tecrübî örnekler ile aklî örnekler arasına fark koymamız gerekmektedir; zira hissî ve tecrübî örneklerde bilgimizin nispî ve sadece özel hususların tecrübe edilmiş olması mümkündür. Bazı hususlarda his ve tecrübenin hata yapması muhtemeldir. Ama aklî hususlar böyle değildir; zira aklî ...
  • tevessül sapıklığa neden oluyor mu? Tevessülün doğru ve meşru olması hakkında her hangi bir delil var mıdır?
    6859 Eski Kelam İlmi 2010/12/18
    Tevessül insanın sapıklığına neden olmamakla kalmıyor. Bilakis insanı daha da Allaha yakınlaştırmak için bir vesile ve yoldur aynı zamanda. Tevessülün meşru ve doğru olduğunun asıl delili, örneğin İmam Rızayı (a.s.) vesile kılarak alınan şifalar değildir. Ama akli ve nakli delillerle tevessülün meşru ve doğru olduğu ispatlandıktan sonra ...
  • Şia, Ömer b. Hattab’ın eşcinsel olduğuna mı inanmaktadır?
    13236 شیعه و خلفا 2013/12/19
    Şia’nın raşit halifeler ve özellikle Ömer b. Hattab’a yönelik bakışı, imamların (a.s) bakışıdır. Şia’nın muteber hadis kitaplarının hiçbirinde Ömer b. Hattab’ın eşcinsel oluşu hakkında bir rivayet nakledilmemiştir. Şia’ya atfedilen bu tür sözlerin çoğu temelsizdir, esassızdır ve Şia âlimlerinin inancı değildir. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    8396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...

En Çok Okunanlar