Gelişmiş Arama
Ziyaret
7980
Güncellenme Tarihi: 2012/03/14
Soru Özeti
Direkt olarak ‘Ey İmam Rıza! Bizim dileğimizi yerine getir!’ veya ‘Filan İmamın hatırına dileğimizi yerine getir!’ diyebilir miyiz?
Soru
Allah’ın selamı üzerinize olsun ve kolay gelsin. Tevessül hakkında yaptığınız açıklamanın ne manaya geldiğini gerçekten anlayamadım. Direkt olarak ‘Ey İmam Rıza! Bizim dileğimizi yerine getir.’ diyebilir miyiz? Veya direkt olarak Ehl-i Beyt’ten bir şey isteyebilir miyiz? Allah, ‘Yalnızca benden isteyin’ dediğine göre ‘İmam Rıza bana şifa ver, dileğimi yerine getir.’ dememiz doğru olur mu?
Kısa Cevap

1- Şüphesiz Allah’tan başka kimsenin direkt ve vasıtasız olarak hiç bir şeye gücü ve kudreti yetmez. Eğer bir kudret varsa da bu Allah’ın izni ve iradesiyledir.

2- Hacetlerimizin yerine gelmesini din önderlerinden ve büyüklerinden istememeliyiz, onları sadece vasıta etmeliyiz. Kimi zaman bir din büyüğünden bir dilekte bulunulduğu zaman bu, Allah’ın izni olmadan direkt olarak onun bu dileği yerine getireceği manasına gelmez. Böyle bir dilekte bulunan kimse onun vasıta olduğunu bilmektedir.

3- Allah’ın bazı kulları daha çok itaat ettiklerinden Allah katında daha çok hatırları vardır. Allah katında her hangi bir sebepten dolayı hatırı olmayan veya kendisini hatırı olandan daha düşük gören vb. kimselerin onları Allah katında vasıta etmelerinin veya onların hatırına Allah’tan bir şey istemelerinin sakıncası yoktur. 

Ayrıntılı Cevap

1- Şüphesiz Allah’tan başka kimsenin direkt ve vasıtasız olarak hiç bir şeye gücü ve kudreti yetmez. Eğer bir kudret varsa da bu Allah’ın izni ve iradesiyledir.

2- Hacetlerimizin yerine gelmesini din önderlerinden ve büyüklerinden istememeliyiz, onları sadece vasıta etmeliyiz. Kimi zaman bir din büyüğünden bir dilekte bulunulduğu zaman bu, Allah’ın izni olmadan direkt olarak onun bu dileği yerine getireceği manasına gelmez. Aksine böyle bir dilekte bulunan kimse onun vasıta olduğunu bilmektedir.

Meselenin daha iyi anlaşılması için Kur’an’dan bir örnek verip onu inceleyelim:

Allah Teala Kur’an’da şöyle buyuruyor: ‘(İsa’yı) İsrailoğullarına (Yakup’un oğullarına) peygamber olarak gönderdi, o da onlara dedi ki: Ben, Rabbinizden size delille geldim. Balçığı yoğurur, kuş şekline sokar, ona üflerim Allah'ın izniyle kuş olur. Anadan doğma körü ve alaca illetine tutulmuşu Allah'ın izniyle iyileştiririm ve Allah'ın izniyle ölüyü diriltirim, evlerinizde yediklerinizi, biriktirdiklerinizi size bildiririm. İnanmışsanız şüphe yok ki, bunlar size delildir.’[1]

Görüldüğü üzere ayet, Hz. İsa’nın Allah’ın izniyle köre ve alacalıya şifa verdiğini buyuruyor. Eğer biri Ona ‘Ey Allah’ın Peygamberi, benim hastama şifa ver.’ derse bu şirk mi olur? Ayet Hz. İsa’nın Allah’ın izniyle ölüleri dirilttiğini buyurmaktadır, eğer biri Ona ‘Ey Allah’ın Peygamberi, ölen yakınımı dirilt.’ derse bu şirk mi olur?

Böyle bir istek ne şirktir ne de tevhidle çelişir.

 3- Allah’ın bazı kulları daha çok itaat ettiklerinden Allah katında daha çok hatırları vardır. Allah katında her hangi bir sebepten dolayı[2] hatırı olmayan veya kendisini hatırı olandan daha düşük gören vb. kimselerin onları Allah katında vasıta etmelerinin veya onların hatırına Allah’tan bir şey istemelerinin sakıncası yoktur. Allah Teala Kur’an’da şöyle buyuruyor:

‘(Yakup’un Oğulları) dediler ki: Ey babamız! (Allah'tan) suçlarımızın affını dile! Çünkü biz gerçekten hataya düşenlerden olduk.' (Ya'kub:) ‘Sizin için yakında Rabbimden af dileyeceğim. Çünkü O bağışlayandır, esirgeyendir.’ dedi.’[3]

Yakup’un oğulları Allah’ın bağışlayıcı olduğunu halde bildikleri halde direkt olarak ondan bir şey istememiş, babalarını vasıta etmişlerdir. Acaba bu şirk midir? Acaba tevhidle çelişir mi?

Yine Kur’an Benî İsrail’in şöyle dediğini nakleder:

‘Hani demiştiniz ki: Ya Musa, biz bir türlü yemeğe katlanamayız. Rabbinden bizim için yerin yetiştirdiği şeylerden vermesini iste. Yerden sebze, kabak, sarımsak, mercimek, soğan yetiştirsin.’[4]

Benî İsrail, peygamberlerini kendileriyle Allah arasında vasıta ettikleri ve direkt olarak Allah’tan istekte bulunmadıklarından dolayı asla kınanmamışlardır.

Allah’ın: ‘Övgü yalnızca Allah’a aittir’ diye buyurmasına gelince evet şüphesiz böyledir, ancak bunun konumuzla ilgisi yoktur. Zira dua ve af dilemek övgü manasına gelmemektedir.

Ayrıca Allah Teala Kur’an’ın hiç bir yerinde ‘benden isteyin’ diye buyurmamıştır. Hatta Kur’an’da ‘Bana dua edin’ diye buyurduğu zaman bile her şeyden önce bunun muhterem ve hatırı olan birisini vesile edip vasıta kılmamızla aykırılığı yoktur. Böyle bir şey aynı zamanda o muhterem zatları yüceltmektir. Evet, Allah’la vasıtasız olarak irtibat kurabiliyorsanız kimse size bunu yapmayın demiyor.  

 


[1] -Al-i İmran/49

[2] -İşledikleri günahlar veya tevazu vb. sebeplerden dolayı

[3] -Yusuf/97-98

[4] -Bakara/61

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ehl-i Sünnetin Bilal hakkındaki görüşü nedir?
    5848 تاريخ بزرگان 2008/05/13
    O müşriklerin işkencelerine karşı direniş göstermiş, Peygamber’in müezzini ve savaşlarda Peygamber’le birlikte savaşmış Resulullah’tan sonra Medine’yi terketmiştir, Şam’a yerleşmiş ve orada da vefat etmiştir. Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre o Ebubekir tarafından azat edilmiştir. ...
  • Keramet (Değerlilik ve onurluluk) nedir? Onurluluk nasıl kazanılır? Değerli ve onurlu insanların Allah katındaki makamı nedir?
    17191 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    Keramet (onurlu olmak) aşağılık ve alçaklıktan uzak olmak ve her türlü zillet ve aşağılıktan uzak olan temiz ve değerli ruha kerim (onurlu) insan denir. Kerim (onurlu) sözcüğünün karşıtı seciyesiz anlamında leim’dir. Onurluluk ve saygınlığın zirvesine varmak için insanın takvayla donanması gerekir. Takva kişinin ...
  • Günlük birçok meşguliyetle birlikte nasıl ibadet yapılabilir?
    10700 Yeni Kelam İlmi 2010/07/05
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Mukaddes şeriat açısından, bankalar yahut borç veren kurumların kredilerinden yararlanmanın hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/07/05
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah tabii kanunların kuşatıcılığı altında mıdır?
    6287 Eski Kelam İlmi 2012/03/12
    Yüce Allah tüm tabiat kanunlarını koyandır ve zaten kendi iradesi dışında hiçbir öznenin kuşatıcılığı altında değildir. O’nun işleri yapmadaki iradesi sebepler kanalından geçer. Yanı sıra alt âlemlerdeki bir kaidenin daha üstün bir güç vasıtasıyla ihlal edilmesi özel bir ilahi kaidedir ve bu imkan dâhilinde olan ve mucize ...
  • İslam ve imanın şartları nelerdir?
    11195 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/07/17
    İslamın ve imanın dereceleri vardır. Şehadetyni yani ‘Eşhedü en la ilahe illallah’ ve ‘Eşhedü enne Muhammeden Resulullah’ı söyleyen herkes Müslümandır ve bu İslamın ilk derecesidir. Dolayısıyla kendisinin ve çocuklarının bedeninin pak olması, Müslüman kadınla evlenmesi, Müslümanlarla yaptığı ticaretin doğru oluşu, mal, can ve ırzının haram ve özel ...
  • Daru’l-harp ne demektir ve nerelere Daru’l-harp denir?
    5740 Cihat 2020/02/12
     Öncelikle konunun ihtilaflı bir konu olduğunu belirterek başlamak yerinde olacaktır. Zira söz konusu kavramların ilk dönem İslam uleması tarafından  incelendiği zaman diliminde İslam toprakları bir bütün olarak yönetilmekte ve Müslümanlar bu topraklarda yaşamaktaydı. Ülkeler arasında günümüzde olan anlaşmalarda söz konusu değildi. Bu anekdot ışığında ilk dönem yapılan ...
  • Peygamber'den sonraki dönem için Şia'nın görüşü nedir?
    10466 Eski Kelam İlmi 2011/02/14
    Şia inanıyor ki:1-Hilafet Allah'ın tayini ile gerçekleşen bir görevdir. Peygamber (s.a.a) defalarca Allah'ın emriyle Hz. Ali a.s)'ı Müslümanlara kendi halifesi olarak tanıtmışlardır.2. Peygamber'in halifeleri on iki kişidirler. Onların ilki Hz. Ali (a.s)'dır ve sonu Hz. Mehdi b. Hasan Al-Askari'dir.3. Hz. Ali (a.s) Allah ve Peygamber (s.a.a) ...
  • Bir kimsenin keramet sergilemesi onun hak oluşu manasına gelir mi?
    5913 Pratik İrfan 2012/05/03
    İrfanda yaygın olan konulardan birisi, keramet ve olağanüstü işler yapma meselesidir. İrfan ve seyr-i sülûk yolunda keramet, mükaşefe ve olağan dışı işlerin meydana gelmesi, insanın bunlar ile mağrur olacağı ve bu hususları çok önemseyeceği hususlar değildir. Bunlar yüce Allah’ı şuhudi olarak tanımanın ilk ve çok düşük basamaklarıdır. ...
  • Selamun Aleyküm. “Emmen Yucibu’l-Muztar” duası nerede zikredilmiştir?
    28058 Pratik Ahlak 2012/08/12
    “Emmen yucibu el-muztarre iza duahu ve yekşifu’s-su” cümlesi Kur’an’da Neml suresinin 62. ayetinde zikredilmiştir: Yahut kendisine dua ettiği zaman zorda kalmışa cevap veren ve başa gelen kötülüğü kaldıran, sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile birlikte başka ilâh mı var!? Ne kadar az düşünüyorsunuz! Her ne kadar yüce ...

En Çok Okunanlar