Gelişmiş Arama
Ziyaret
6206
Güncellenme Tarihi: 2010/09/22
Soru Özeti
Yafuriye fırkasının menşei ve inançları nedir?
Soru
İmamları sadece “iyi ve takvalı alirmler” kabul eden “Yafuriye” (Abdullah b. Ebi Yafur’un takipçileri) adında bir fırka tarihte var mıdır? Eğer varsa bu inancı nereden almışlardır?
Kısa Cevap

Bu fırka hakkında tarihe fazla bir bilgi yansımamıştır. Tarihî kaynaklarda yer alan bilgiler şunlardır:

1. “Yafuriye” fırkası Muhammed b. Beşir’in takipçileri olup Musa b. Cafer’in (a.s) imametinde duraksamış ve sonraları onun da imametini de inkâr etmişlerdir. Bu grup Musa b. Cafer’den (a.s) sonraki imamların imametine inanların kâfir olduğuna inanmışlardır. Bunlar şerî farzlar arasında sadece namaz, oruç ve zekâtı kabul etmiş ve diğer buyrukları kabul etmemişlerdir. Mahremler ile evlenmeyi ve köleler ile cinsel ilişkiyi caiz bilmişlerdir.

2. Yafuriye, Sülayman el-Akta adında bir ferdin takipçileridir.

3. Onlar İmam Sadık’ın (a.s) yareni olup Musa b. Cafer’in (a.s) imametine inanmış ve onun en yakın ashap halkasını teşkil etmişlerdir. Abdullah b. Ebi Yafur da onlardan biridir. Kendisi bu cemaatin büyüğü olduğu için bu topluluğu onun adıyla anmışlardır.

4. Yafuriye İmamiye Şia’sından bir grup olup her türlü cehaletin imamların (a.s) varlığından uzak olduğuna inanmaktadır.

Netice itibariyle bu grup hakkında nakledilen konular çok perakende ve toparlanmayacak niteliktedir.

Ayrıntılı Cevap

Yafuriya fırkası hakkında tarihe fazla bir bilgi yansımamıştır. Sadece fırkalar, İslam mezhepleri ve Şiilik hakkında kaleme alınmış bazı tarihsel kaynaklar bu fırka hakkında ve “Yafuriye” başlığı altında çok az bir bilgi vermişlerdir. Bu bilgiler dağınık ve muhteva olarak birbirleriyle farklıdır; öyle ki onlara isnatta bulunarak bu fırkanın varlığı ve onun görüş ve inançları hakkında kesin bir düşünce ifade etmek imkânsızdır. Bu fırka hakkında ele geçen bilgiler şu şekilde sınıflandırılabilir:

1. Bir gruba göre Yafuriye’yi Muhammed b. Beşir’in takipçilerinden olan Şii bir fırkadır. Musa b. Cafer’in (a.s) imametinde ortaya çıkmış, Musa b. Cafer’in (a.s) imametinde duraksamış ve onun evladı Ali b. Musa (a.s) ve aynı şekilde kendisinden sonraki imamların imametini inkâr etmişlerdir. Onlar Musa b. Cafer’den sonraki imamların masumiyetini kabul etmemiş ve onların imametine inanan herkesi kâfir bilmiş ve kanını da helal görmüştür. Elbette bu fırka sonraları Musa b. Cafer’in de imametini inkâr etmiş, Muhammed b. Beşir’in imametini ve ondan sonra da oğlunun imametini kabul etmişlerdir. Bu topluluk Allah’ın sadece namaz, humus ve Ramazan ayı orucunu farz kıldığına ve zekat, hac ve diğer din buyrukları ve şeriat hükümlerinin yokluğuna ve yalan olduğuna inanmıştır. Onlar mahremler ile evliliği caiz bilmiş ve köleler ile cinsel ilişkiyi de sakıncasız saymışlardır.[1] Bazı kaynaklar da bu fırkayı “el-Beşiriye” yani Muhammed b. Beşir’in takipçileri olarak adlandırmışlardır.[2]

2. Bir başka grup onları İmamiye ve “Süleyman el-Akta”’nın ashabından saymıştır.[3]

3. Tarihçilerden bir başka grup şu kanıdadırlar: Yakubiye grubu İmam Cafer Sadık’ın (a.s) yaren ve ashaplarından ibaret olup kendisinden sonra Musa b. Cafer’in (a.s) imametine inanmışlardır.[4] Onlar arasında kendisine en yakın ve en samimi bir topluluk bulunmaktaydı. Abdullah b. Ebi Yafur, Aban b. Tağallub, Hişam b. Salim, Cemil b. Derrac ve Hişam b. Hakem bu gruptandı.[5] Belki de bu topluğun büyüğü Abdullah b. Yafur olması nedeniyle, sonraları bazıları bu grubu “Yafuriye” olarak adlandırmışlardır.

4. İmamiye Şia’sından bir grup olup her türlü cehaletin imamların (a.s) varlığından uzak olduğuna inanmaktadır.[6]

Görüldüğü gibi bu grup hakkında nakledilen konular çok perakende ve toparlanmayacak niteliktedir. Konuların aktarıldığı kaynakları muteber sayarak belirtilen özelliklerle böyle bir fırkanın var olduğunu farz edersek, onların hicri üçüncü asrın başında İslam ve Şiilik tarihinin kısa bir döneminde mevcudiyet gösterdiğini ve bugün bu gruptan bir eser kalmadığını ve inançlarının görülmediğini söylemek gerekir.         



[1] Ebi Cafer Muhammed b. Ali Tusi, Rical-i Keşi, s. 479, Tashih-ı Hiasan Mustafavî, Neşr-ı Danışgah-ı Meşhed, 1347 Şemsi.

[2] İbn. Muhammed Hasan b. Musa Nubahti, Fevku’l-Şia, s. 92-93, Neşr-ı Haydariye Necef İşrak, 1388 h.k.

[3] Meşkûr Muhammed Cevad, Tarih-i Şia ve Fırkahay-ı İslamî ta Karn-ı Çarom, s. 151, Neşr-ı İşrakî, Rical-i Keşi ve Makalatu’l-İslamiyyin’den nakledilmiştir.

[4] Öyleyse “el-Beşiriye” fırkasına isnat edilenler onların inançları değildir.

[5] İbn. Muhammed b. Musa Nubahti, Fırek-i Şia, s. 89.

[6] Ali b. İsmail Eşari, Makalatu’l-İslamiyyin, c. 1, s. 116, Kahire baskısı, 1369 h.k.  

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kur'an-i Kerim "Açık kitap nazil ettik. Bu ayetteki açık kelimesinden maksat nedir?
    9490 Tefsir 2011/07/23
    Açık (mübin) Kur'an'ın bir sıfatıdır. Kur'an'ı bu şekilde vasıflandırmakla onu halka daha fazla tanıtmayı hedef almaktadır. Onun diğer semavi olan ve olmayan kitaplara olan üstünlüğünü açıklıyor. Çünkü hiçbir kitabın emir ve programları Kur'an gibi açık değildir.Kur'an'da sürekli çeşitli ayetlerde bu Kur'an'ı nazil ettiğini açıklaması hidayet nimetini insanlara hatırlatmak içindir.
  • Hz. Zehra’nın (s.a) şahsiyeti hangi yönlere sahiptir?
    10849 Masumların Siresi 2010/07/06
    Sadece irdeleme ve derin düşünme aracılığıyla engin boyutlarına ulaşmanın mümkün olduğu Hz. Zehra’nın (a.s) yüce şahsiyetinin yönleri çok geniş ve engindir. O yüce şahsiyetin manevî ve ilahî, ilim ve marifet, siyasal ve toplumsal mücadele yönleri hakkında okumak ve araştırmak bize hedefimize ulaşmada yardımcı olacaktır. Kadınların efendisinin muhtelif ...
  • Âlimler ve müçtehitlerin Savefi Şahları hakkında ki genel görüşleri nedir?
    7289 تاريخ بزرگان 2009/04/08
    Her şeyden önce bilmek gerekir ki âlim ve müçtehitler şöyle bir genel kaideye inanırlar: Dini tebliğ edip yaymak için çaba harcamak lazımdır ve onun temellerinin sağlamlaştırmak için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmamalıdır. Ancak bu ortak hedefe ulaşmak için metot konusunda görüş ayrılığı olabilir.İmam ...
  • “A’lem, fe’l a’lem”in anlamı nedir?
    8345 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/06
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ölüm meleği her diri varlığın canını almaktadır mı?
    20487 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    Hadislerin genel ifadesinden anlaşılan şu ki ölüm meleği (Azrail) canları alan ilahi araçların başındadır ve her canlı varlığın canını almaktadır.Ancak önemli olan şunu bilmektir ki, bütün canlıların canını alan Allah'tır. Onun uyguladığı sünnet gereği bu iş belli araçlar vasıtasıyla gerçekleşir. Bu vasıta meleku'l-mevt ...
  • Aerobik egzersizinin hükmü nedir?
    6555 Müzik Eşliğinde Spor Hareketleri 2012/05/15
    Ayetullah el-Uzma Hamanei: Genel olarak günah ortamlarına uygun olan eğlendirici bir müzik olur veya şehveti tahrik eder yahut haram bir işe neden olur veyahut fesada yol açarsa caiz değildir. Ayetullah el-Uzma Sistani: Ritmi eğlence ve oynamaya neden olursa bilerek dinlenmemelidir. Ayetullah el-Uzma Safi ...
  • Neden Allah cennetin çoğunu maddi hususlar ile nitelemiştir?
    7469 بهشت و جهنم 2012/05/27
    Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem hem maddi özellikler ve hem de ruhani ve manevi özellikler ile betimlenmiştir. Maddi nimetler ile nitelemek, birçok insanın manevi ve ruhani nitelemeler aracılığıyla bilgi edinmesinin zor ve hatta imkânsız olması nedeniyledir. Zira insanların zihni daha çok maddi konulara alışıktır ve bu nedenden ...
  • İmam Mehdi (a.s)’ın kısa biyografisini sunabilir misiniz?
    3313 امام مهدی عج 2020/01/20
  • Karz-ul hasene ev kredisi hesabına humus gelir mi?
    7618 Tasarruf Humusu 2011/04/13
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarına gönderildi ve şimdiye kadar elimize geçen cevaplar şunlardır:Hz. Ayetullah el-Uzma Hamanaei: Söz konusu meblağın gelirinizden olan miktarına humus gelir, humus yılı başında onun beşte birini vermelisiniz.  Hz. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi: Humusunu vermemişseniz, geri kalana humus gelir. ...
  • Zengin olan kimselerin sahip oldukları servet kendilerin göstermiş oldukları çabanın karşılığı mıdır yoksa Allah’ın kendilerine vermiş olduğu lütuf müdür?
    11480 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Rızık ve azık veya servet genel anlamda Allah tarafından bağışlanan genel bir lütuftur. Ancak Allah’ın genel anlamda olan bu lütuf ile servet elde etmek için çaba harcamak ve uğraş göstermek arasında her hangi tezat söz konusu değildir. Ama Allah u Teâlâ’nın, iman eden kulları ilişkin has ...

En Çok Okunanlar