Gelişmiş Arama
Ziyaret
6193
Güncellenme Tarihi: 2010/09/22
Soru Özeti
Yafuriye fırkasının menşei ve inançları nedir?
Soru
İmamları sadece “iyi ve takvalı alirmler” kabul eden “Yafuriye” (Abdullah b. Ebi Yafur’un takipçileri) adında bir fırka tarihte var mıdır? Eğer varsa bu inancı nereden almışlardır?
Kısa Cevap

Bu fırka hakkında tarihe fazla bir bilgi yansımamıştır. Tarihî kaynaklarda yer alan bilgiler şunlardır:

1. “Yafuriye” fırkası Muhammed b. Beşir’in takipçileri olup Musa b. Cafer’in (a.s) imametinde duraksamış ve sonraları onun da imametini de inkâr etmişlerdir. Bu grup Musa b. Cafer’den (a.s) sonraki imamların imametine inanların kâfir olduğuna inanmışlardır. Bunlar şerî farzlar arasında sadece namaz, oruç ve zekâtı kabul etmiş ve diğer buyrukları kabul etmemişlerdir. Mahremler ile evlenmeyi ve köleler ile cinsel ilişkiyi caiz bilmişlerdir.

2. Yafuriye, Sülayman el-Akta adında bir ferdin takipçileridir.

3. Onlar İmam Sadık’ın (a.s) yareni olup Musa b. Cafer’in (a.s) imametine inanmış ve onun en yakın ashap halkasını teşkil etmişlerdir. Abdullah b. Ebi Yafur da onlardan biridir. Kendisi bu cemaatin büyüğü olduğu için bu topluluğu onun adıyla anmışlardır.

4. Yafuriye İmamiye Şia’sından bir grup olup her türlü cehaletin imamların (a.s) varlığından uzak olduğuna inanmaktadır.

Netice itibariyle bu grup hakkında nakledilen konular çok perakende ve toparlanmayacak niteliktedir.

Ayrıntılı Cevap

Yafuriya fırkası hakkında tarihe fazla bir bilgi yansımamıştır. Sadece fırkalar, İslam mezhepleri ve Şiilik hakkında kaleme alınmış bazı tarihsel kaynaklar bu fırka hakkında ve “Yafuriye” başlığı altında çok az bir bilgi vermişlerdir. Bu bilgiler dağınık ve muhteva olarak birbirleriyle farklıdır; öyle ki onlara isnatta bulunarak bu fırkanın varlığı ve onun görüş ve inançları hakkında kesin bir düşünce ifade etmek imkânsızdır. Bu fırka hakkında ele geçen bilgiler şu şekilde sınıflandırılabilir:

1. Bir gruba göre Yafuriye’yi Muhammed b. Beşir’in takipçilerinden olan Şii bir fırkadır. Musa b. Cafer’in (a.s) imametinde ortaya çıkmış, Musa b. Cafer’in (a.s) imametinde duraksamış ve onun evladı Ali b. Musa (a.s) ve aynı şekilde kendisinden sonraki imamların imametini inkâr etmişlerdir. Onlar Musa b. Cafer’den sonraki imamların masumiyetini kabul etmemiş ve onların imametine inanan herkesi kâfir bilmiş ve kanını da helal görmüştür. Elbette bu fırka sonraları Musa b. Cafer’in de imametini inkâr etmiş, Muhammed b. Beşir’in imametini ve ondan sonra da oğlunun imametini kabul etmişlerdir. Bu topluluk Allah’ın sadece namaz, humus ve Ramazan ayı orucunu farz kıldığına ve zekat, hac ve diğer din buyrukları ve şeriat hükümlerinin yokluğuna ve yalan olduğuna inanmıştır. Onlar mahremler ile evliliği caiz bilmiş ve köleler ile cinsel ilişkiyi de sakıncasız saymışlardır.[1] Bazı kaynaklar da bu fırkayı “el-Beşiriye” yani Muhammed b. Beşir’in takipçileri olarak adlandırmışlardır.[2]

2. Bir başka grup onları İmamiye ve “Süleyman el-Akta”’nın ashabından saymıştır.[3]

3. Tarihçilerden bir başka grup şu kanıdadırlar: Yakubiye grubu İmam Cafer Sadık’ın (a.s) yaren ve ashaplarından ibaret olup kendisinden sonra Musa b. Cafer’in (a.s) imametine inanmışlardır.[4] Onlar arasında kendisine en yakın ve en samimi bir topluluk bulunmaktaydı. Abdullah b. Ebi Yafur, Aban b. Tağallub, Hişam b. Salim, Cemil b. Derrac ve Hişam b. Hakem bu gruptandı.[5] Belki de bu topluğun büyüğü Abdullah b. Yafur olması nedeniyle, sonraları bazıları bu grubu “Yafuriye” olarak adlandırmışlardır.

4. İmamiye Şia’sından bir grup olup her türlü cehaletin imamların (a.s) varlığından uzak olduğuna inanmaktadır.[6]

Görüldüğü gibi bu grup hakkında nakledilen konular çok perakende ve toparlanmayacak niteliktedir. Konuların aktarıldığı kaynakları muteber sayarak belirtilen özelliklerle böyle bir fırkanın var olduğunu farz edersek, onların hicri üçüncü asrın başında İslam ve Şiilik tarihinin kısa bir döneminde mevcudiyet gösterdiğini ve bugün bu gruptan bir eser kalmadığını ve inançlarının görülmediğini söylemek gerekir.         



[1] Ebi Cafer Muhammed b. Ali Tusi, Rical-i Keşi, s. 479, Tashih-ı Hiasan Mustafavî, Neşr-ı Danışgah-ı Meşhed, 1347 Şemsi.

[2] İbn. Muhammed Hasan b. Musa Nubahti, Fevku’l-Şia, s. 92-93, Neşr-ı Haydariye Necef İşrak, 1388 h.k.

[3] Meşkûr Muhammed Cevad, Tarih-i Şia ve Fırkahay-ı İslamî ta Karn-ı Çarom, s. 151, Neşr-ı İşrakî, Rical-i Keşi ve Makalatu’l-İslamiyyin’den nakledilmiştir.

[4] Öyleyse “el-Beşiriye” fırkasına isnat edilenler onların inançları değildir.

[5] İbn. Muhammed b. Musa Nubahti, Fırek-i Şia, s. 89.

[6] Ali b. İsmail Eşari, Makalatu’l-İslamiyyin, c. 1, s. 116, Kahire baskısı, 1369 h.k.  

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • cinsel sapıklık ve inhiraftan korkulmadığı taktirde evlilik bırkalabilinir mi?
    10114 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    Evlilik olgusu bütün milletler arasında süre gelmiş bir gelenektir. Ancak islam dini evliliğe ve aile yuvasının ve teşkilatının kurulmasına çok önem vermiştir. Ayet ve rivayetlerdeki bütünlükten evliliğin ne kadar önemli olduğu çok güzel bir şekilde anlaşılıyor. Allahu teala kuranı kerimde bekar olanları evlendirin, şeklinde emr ...
  • İmam Musa Kazım’ın (a.s) hayatı, evlatları ve torunlarını özetle benim için açıklar mısınız?
    21759 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Melekler Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bilmekteydiler?
    13280 Tefsir 2011/06/20
    Meleklerin Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bildiği hususunda bir takım ihtimaller beyan edilmiştir:1. Lavh-i Mahfuz kanalıyla Âdem’in zürriyetinin yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağı ve kan akıtacağı öğrenilmiştir. 2. İlahi haberler yoluyla öğrenilmiştir.3. Bu konu gerçekte meleklerin öngörüsüydü; çünkü onlar insanın bir takım tabii çelişkiler taşıyan toprak ...
  • Cennet ve cehennemde ölüm var mıdır?
    18303 Eski Kelam İlmi 2010/07/05
    Kur’an, rivayet ve aklî deliller, insanların cennete veya cehenneme gittiği zaman artık bir ölümün olmadığı hususunda müttefiktirler. Kur’an’ı Kerim bir taraftan kıyameti daimi gün (ebediyet günü) olarak adlandırmış ve öte taraftan da cennetlikleri daimiler (ebediler) sıfatıyla nitelemiştir. Rivayetlerde geldiği üzere cennetlik ve cehennemliklere şöyle ...
  • Yolculuktayım ve yolculuğumun müddeti belli değil. Lütfen seferî kılma ve tam kılma açısından namazımın durumunu belirtiniz.
    6948 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Cemaat namazı niyetinde namaz rekâtlarının sayısı belirtilmeli midir?
    6376 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Asıl yanıta değinmeden önce niyette iki önemli konunun dile getirildiği noktasını hatırlamak gerekir:1. Niyette söz gerekli midir?2. Niyette muteber olan şeyleri dile getirmenin lazım olmadığı açıklığa kavuştuktan sonra[1] hangi şeylerin niyette gerekli ve muteber olduğu konusu ortaya çıkmaktadır. ...
  • Hicr suresi 91. ayetteki bölenlerden Allah’ın kasti nedir?
    11333 Tefsir 2010/11/27
    Bu ayet-i şerifede yer alan “el-muktesimin” kavramı bölen ve bölücüler anlamındadır. Bu ayetin nüzul sebebinin ne olduğu ve kimler hakkında nazil olduğu hususunda ise tefsirlerde birkaç ihtimal beyan edilmiştir. 1. Hac aylarında yolculara Muhammed adındaki bir şahsın bir takım iddiaları olduğunu ve kesinlikle kendisinin sözlerini dinlememelerini ...
  • Üç Haslet hadisinin senedi sahih midir?
    7310 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/10/23
    Söz konusu hadisin bazı ravileri hakkında elde herhangi bir bilgi yoksa da birkaç sebepten dolayı ona istinat edilebilir:1-Hadis, çeşitli birinci grup rivayet kaynaklarında gelmiştir. Ve biliyoruz ki bir rivayet değişik kaynaklarda gelmişse ve büyük muhaddisler ona önem vermişlerse bu, onun itibarını ve muhaddislerin ...
  • Sigaranın orucu bozduğunu bilmeyen biri, sigara içerek tuttuğu oruçların kazasının yanı sıra keffarette vermeli midir?
    8350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    İmam Humeyni (r.a) ve diğer büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: (Oruç tutan kişi) Meseleyi bilmediğinden dolayı orucu bozan bir şey yapsa, eğer meseleyi öğrenme imkanı vardıysa farz ihtiyat gereği üzerine keffaret gelir. Eğer meseleyi öğrenme imkanı yoktuysa veya meselenin farkında değildiyse yahut filan şeyin orucu bozduğunu kesin olarak ...
  • Hz. Müslim kimdi?
    19268 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2010/12/22
    Akil’in oğlu olan Müslim üç imam (müminlerin önderi Ali, İmam Hasan, İmam Hüseyin (a.s) ) ile aynı asırda olup onları yakından görmüş, İmam Hüseyin’in (a.s) imameti zamanında imamının hedefleri için canını feda etmiş ve Übeydullah b. Ziyad emriyle şahadete ulaşmıştır. O bu zamanda İmam Hüseyin’in (a.s) ...

En Çok Okunanlar