Gelişmiş Arama
Ziyaret
11770
Güncellenme Tarihi: 2009/09/22
Soru Özeti
Her yarım saatte tuvalet ihtiyacı olan ve tekerlekli sandalyeyle amellerini yapmak zorunda olan hastanın temettü haccındaki vazifesi nedir?
Soru
Kocam temettü haccına gitmeyi çok istiyor. Ama onun prostat hastalığı olduğundan her yarım saatte bir tuvalet ihtiyacı var; öte yandan tekerlekli sandalyeyle amellerini yapmak zorundadır. Acaba bu durum ona amellerini yerine getirmekte sorun çıkarmaz mı?
Kısa Cevap

Haccın şartlarından birisi beden gücünün yerinde olmasıdır. Yani, hacca gitmek ve amelleri çok zorluk ve meşakkat olmadan yerine getirmek için yeterli güce sahip olmak gerekmektedir. Hac kocanız için zor ve meşakkati olur ve bu  dayanılmaz bir hal alırsa aslında hac ona farz değildir. Ancak bu hastalığa yakalanmadan önce hac üzerine farz olmuşsa ve onu yerine getirmemişse şu anda da hac üzerinde farzdır bu durumda mutlaka hacca gitmesi gerekir. Eğer kendisi gidemezse iyileşeceğine ümidi yoksa bir başkasını naip olarak göndermelidir.

 

Eşinizin sahip olduğu sorunlar (yani her yarım saatte bir tuvalet ihtiyacının olması, tekerlekli sandalyeyle amellerini yerine getirmek zorunda kalması) hac amellerini yerine getirmeğe engel sayılmaz bir takım hazırlıklar ve önlemler alarak haccını kendisi yerine getirmesi mümkündür. Dolayısıyla hacca gitmeye engel teşkil etmezler.

Ayrıntılı Cevap

Haccın farz olma şartlarından birisi insanın bedensel gücünün yerinde olmasıdır; yani aşırı zorluk ve meşakket olmadan hacca gitmek ve amelleri yerine getirebilmek için bedeni gücün yerinde olması gerekir. İmam Humeyni (r.a) bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Haccın farz olmasında bedensel imkan, yolun açık ve zamanın yeterli olması şarttır. Buna göre hacca gitme gücü olmayan veya kendisi için çok zorluk olacak hastaya hac farz değildir. Yolu kapalı olan ya da hacca yetişecek kadar zamanı olmayan kimseye de hac farz değildir.’[1]

 

Dolayısıyla eğer hac eşiniz için çok zorluk ve meşakkat doğuracak ve bu tahammül edilmeyecek derecede ise hac ona farz değildir. Ama böyle bir hastalığa yakalanmadan önce hac üzerine gelmiş ve ihmalkarlık edip yerine getirmemiş ise hac onun üzerinde vardır ve onu mutlaka yerine getirmesi gerekir. Hz İmam Humeyni (r.a) bu konuda da şöyle diyor:

 

‘İmkanı olduğu halde hac amelini yerine getirmezse hac onun üzerindedir ve sonradan hacca gitmesi gerekir.’[2]

 

Hac ve umre ammellerinin içinde yanlızca tavaf ve tavaf namazını taharetle yerine getirmek şarttır. Hac ve umrenin diğer amelleri yani ihram, sa’y, taksir, Arafat, Meş’ar ve Mina’da vukuf, cemerelerin remyi ve kurbanın taharete ihtiyacı yoktur. Sa’y ve tavaf tekerlekli sandalyeyle yapılabilir. Eşinizin sahip olduğu sorunlar (yani her yarım saatte bir tuvalet ihtiyacının olması, tekerlekli sandalyeyle amellerini yerine getirmek zorunda kalması) gerekli imkanlar sağlandığı takdirde tahammül edilmeyecek müşküller değillerdir. Dolayısıyla hacca gitmeye engel teşkil etmezler. Eşiniz Allah’a tevekkül ederek ve bir kişinin refakatinde hac ve umre amellerini yerine getirebilir. İnşallah bu açıdan her hangi bir sorunla karşılaşmayacaktır. Hatta taharet şartı olan tavaf ve tavaf namazını kendisi yerine getiremezse onlar için bir naip tutabilir ve diğer amelleri kendisi yerine getirebilir. İmam Humeyni (r.a)’ın bu meseledeki fetvası da şöyledir: ‘İmkanı olanın kendisinin hacca gitmesi gerekir. Hasta veya yaşlının -ileride açıklanacağı üzere- dışında başkasının haccı onun için geçerli değildir.’[3]

 

Bu meselede sözü edilen hasta ve yaşlılar hac ve umre amellerini yerine getirmeleri mümkün olmayan veya kendileri için tahammül edilmeyecek kadar çok meşakkatli olan ve iyileşme ümidi olamayan kimselerdir. Ancak bu durumda naip tutabilirler.



[1] - İmam Humeyni, Menasik-i Hac, s.38, Mesele: 41

[2] -a.g.e. Mesele: 42

[3] -a.g.e. Mesele: 43

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir insanın mürtet olmasının hükmü şeriat hâkiminin hükmüne gerek duyar mı?
    8763 Kâfir 2012/03/12
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarından soruldu ve alınan cevapları aşağıda aktarıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun): Mürtetlik şeriat hâkiminin hükmüne gerek duymaz. Eğer dinin gereklerinden birini inkâr etmek peygamberliği veya aziz İslam Peygamberini inkâr etmeyle veyahut şeriata bir noksanlıkta bulunmayla sonuçlanırsa, ...
  • Kuranı kerimde ayetlerin ve konuların tekrarlanması kuran ayetlerinin insicamsızlığına delil değil midir?
    12671 Fasahat & Balaghat 2015/05/04
    Kuranda zikir edilen kıssalardan güdülen hedef, insanların rüştü ve tekâmülüdür. Hedef insanların can ve ruhlarında aydınlığı ve nurlandırmayı icat etmektir. Dik kafalı nefisleri kontrol ve zalimliğe, zulme ve inhirafa karşı koymaktır. Kurandaki konuların dağınıklığının delili kuranın, asaleti muhtevaya ve ibret verici konulara vermesi, insanı ve toplumu yapılandırmaya ...
  • Hz. Peygamber, Ebu Leheb’e ile sıla-i rahimde bulunuyor muydu?
    15366 Masumların Siresi 2012/02/18
    Sıla-i rahim, akrabalar ile irtibatı sağlayan amele denir. Bunun İslam açısından önemi, kâfir akrabalar ile dahi irtibatın kesilmesinin yasaklanmış olması derecesindedir. Elbette kâfir akrabalar inatçı olur ve İslam’a darbe vurma niyeti taşırsa, İslam onlara sıla-i rahimde bulunmayı yasaklamıştır. Bu yüzden Tebbet suresi, Ebu Lehep ve eşi hakkında nazil olmuş ...
  • Niçin Saffat suresinde Muhlesin kelimesi ism-i meful şeklinde kullanılmıştır? Bu kelimenin ism-i meful kipi ism-i fail kipinden daha üstün bir anlamı ifade ediyor mu? Bundan Allah’ın, sadece bizzat kendisinin ihlâslı kıldığı kimseleri mi helak etmeyeceği anlaşılır?
    10746 Tefsir 2009/06/06
    Saffat suresindeki ayetlerin akışı geçmiş ümmetlerin başlarından geçen olaylarla ilgilidir. Bu ayetler Allah’ın onların çoğunu -yalnız Allah ihlaslı kıldığı az bir grup hariç- şirklerinden dolayı azap ettiğini açıklamaktadır.Muhlesler sadece peygamberleri içermiyor. Peygamberler olmayan pak insanları da kapsamına alır. Çünkü bizzat bu ...
  • Neden-Sonuç Konusunda Mutezile İle Şia’nın Bakışı Arasındaki Fark
    7761 Eski Kelam İlmi 2011/04/21
    Allame Tabatabai insanların filleri ve Yüce Allah ile olan irtibatı konusunda Mutezile mensuplarının görüşüne işaret etmiştir. Onlara göre insan muhayyerdir. Bundan ötürü insan fiillerinin öznesi sadece kendidir ve başka bir ilk neden yoktur. Bu grup, insan fillerinin öznesini Allah bilmemiz durumunda bunun cebri gerektireceğini düşünmüştür. Allame ...
  • İnsanın saadet ve kamalı neye bağlıdır?
    8158 Pratik Ahlak 2010/03/09
    Bu soruya cevap verebilmek için şu iki soruyu cevaplandırmamız gerekir:1) Saadet nedir? Kemalden ayrı bir şey midir? 2) İnsan nasıl bir varlıktır? Acaba sırf maddi bir varlık mı yoksa böyle değil mi?
  • Kur’an’daki yedi göğün manası nedir?
    39561 Tefsir 2010/09/22
    Gök ve galaksiler hakkında bilimsel açıdan müphemlikler olması nedeniyle Kur’an’daki yedi göğün manası hakkında kesin bir görüş ileri sürülemez. Sadece ihtimal ve sanı düzeyinde birkaç teori dile getirilebilir. Ama Kur’an’ın hedefinin insanlığın manevî ve terbiye eksenli hidayeti olduğu noktasından gafil olmamalıyız. Kur’an’ın yedi gök ve yer ...
  • Humus yılının sonunda kalan harcama kalemleri humusunun hesap şekli nasıldır?
    6841 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Yüce rehberlik makamı bu husustaki bir sorunun cevabında şöyle buyurmuştur: “Pirinç, yağ vb. günlük kullanılan ihtiyaçlardan artı kalan ve humus yılının başına kadar duran her şeyin humusu vardır.”[1] Humus bizzat kalemlere düşer; mesela humus yılının başında beş kilogram pirinç ...
  • Üç Haslet hadisinin senedi sahih midir?
    7321 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/10/23
    Söz konusu hadisin bazı ravileri hakkında elde herhangi bir bilgi yoksa da birkaç sebepten dolayı ona istinat edilebilir:1-Hadis, çeşitli birinci grup rivayet kaynaklarında gelmiştir. Ve biliyoruz ki bir rivayet değişik kaynaklarda gelmişse ve büyük muhaddisler ona önem vermişlerse bu, onun itibarını ve muhaddislerin ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    7882 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...

En Çok Okunanlar