Please Wait
23988
Hadislerde belirli bir vakitte uyanmak için Kehf suresinin son iki ayetinin okunması tavsiye edilmiştir.[1] Kehf suresini okumaya yönelik İslam’ın ısrarının nedeni nedir diye sorduğunuz sorunun yanıtı bağlamında ise şöyle söylemek gerekir: Buyruklardaki ısrar ve tekit ya farz hüküm ya da müstehap hüküm şeklinde belirtilmiştir. Oysaki bu tavsiyenin müstehap oluşu bile yeteri kadar belli değildir; öyle ki birçok Kur’an müfessiri hiç bu meseleye girmemiştir. Diğer bir grup ise belirtilen surenin faziletlerini beyan ederken sadece bunu zikretmekle yetinmiştir. Uyku saatinde yastığına hangi saatte uyanmak istediğini söylersen uyanırsın, diye söylediğiniz söze gelince; bu sözün doğru olduğunu varsaysak bile şu noktaya dikkat etmeniz iyi olurdu: Bir şeyin ispatı dışındakilerin reddini mi gerektirir?! Başka bir ifadeyle, eğer İslam Kehf suresinin son ayetleri belirli bir vakitte kalkmak için etkilidir diye buyurmuşsa, bu başka bir şey etkili değildir ve bu etkide bulunmaz anlamına gelmez. Binaenaleyh bu hususta başka etkenler de etkili olabilir. Artı, insan bu yol ve vesileden istifade ederek Allah’a teveccüh etmekte, Kur’an okumakta ve bunun kendisinin de birçok etkisi bulunmaktadır. Çok açık olduğu üzere eğer uykudan uyanmanın iki farklı yolu varsa, Allah ile ünsiyet kuran ve O’na teveccüh eden yol öncelikli olur. Son olarak şu noktaya dikkat etmek faydasız değildir: Hadislerde muhtelif sure ve ayetlerin okunması bağlamında gösterilen önem ve belirtilen etkiler düşünmeksizin ve amel etmeksizin sadece okuyarak olağanüstü bir şekilde bu etkilerin ortaya çıkacağı anlamında değildir. Mesela manalarını hiç anlamaksızın Beraat ve Enfal surelerinin lafızlarını okuyan kimse yabancı nifaktan uzaklaşacak ve gerçek Şiilerin saffında yer alacaktır! Bunlar gerçekte surenin muhtevası ve onun birey ve toplum terbiyesindeki yapıcı etkisine işarettir. Elbette manasını anlamaksızın ve amel etmeye koyulmaksızın bu mümkün değildir. Dolayısıyla ancak muhtevalarını anlamak ve hayatta uygulamak şartıyla okunmaları olağanüstü bir etki yaratır. Kur’an ve nurani ayetlerine bir efsun gibi bakanlar gerçekte bu terbiye edici ve insan yetiştirici kitabın ruhuna yabancıdırlar.[2]
[1] İbn. Abbas’tan nakledildiği üzere bir şahıs Allah Resulü’ne şöyle der: “Ben gecenin belirli bir saatinde kalkmak istiyorum ama uyku bana galebe çalıyor. Allah Resulü de şöyle buyurur: Gecenin hangi saatinde kalkmak istiyorsan uyumaya başladığında şunu oku: “De ki: Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa ve bir o kadar da ilave etsek (denizlere deniz katsak); Rabbimin sözleri tükenmeden önce denizler tükenirdi. De ki: “Ben de ancak sizin gibi bir insanım. (Ne var ki) bana, ‘Sizin ilâh’ınız ancak bir tek ilâhtır” diye vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın.” Kehf, 109-110. Tefsir-i Ruhu’l-Beyan, c. 5, s. 316; el-Camiu’l-Ahkamu’l-Kur’an, c. 11, s. 72.
[2] Tefsir-i Numune, Nasır Mekarim Şirazi, c. 11, s. 42, c. 10, s. 267, c. 8, s. 255 ve 325, c. 5, s. 222’den iktibas edilmiştir.