Gelişmiş Arama
Ziyaret
7773
Güncellenme Tarihi: 2013/08/26
Soru Özeti
Tevatürün iddia edildiği veya sahih senetlerle nakledilen hadislerin metnininin gulat ve müfevvizeler tarafından uydurulma ihtimali var mıdır?
Soru
Sn. Kediver bir yerde, ‘Hidayet İmamlarının (a.s) insanüstü faziletleri hakkında gelen rivayetlerin tevatür haddinde olduğu iddiaları geçerli değildir, zira ravilerin bazı yerlerde yalan üzerine birleşmeleri muhtemeldir.’ diye yazmaktadır. Buna göre tevatür veya sahih senetlerle nakledildiği iddia edilen hadislerin metninin gulat ve mufevvize tarafından uydurulma ihtimali var mıdır?
Kısa Cevap

1. Gulat ve müfevvizeler çeşitli dönemlerde alimlerin bazı rivayetlerinde değişiklik yapıp hadis uydurmuş olsalarda, hadis kitaplarında yapılan eleme sonucunda bugün rivayetler mecmuası olarak elimize ulaşanlar takriben temiz mecmualardır. Kaldı ki guluvun ölçüsü elimizde olduğu için, guluvcu hadisleri (sahihde olsalar) diğerlerinden ayırmak zor bir iş değildir.

 

2. İlk dönem alimlerin bazı kimseleri guluv diye niteledikleri şeylere itimat olmaz, zira bu ithamdan Ehl-i Beyt’in (a.s) en büyük öğrencileride nasiplerini almışlardır.

 

3. Mütevatir hadisin tarif ve şartları dikkate alındığında, onların uydurulma ihtimali imkansızdır. Tevatür iddiasıyla gerçek tevatür arasında fark vardır.

 

4. Ehl-i Beyt’in (a.s) vasıfları hakkındaki birçok hadis ve ziyaretler (Camiay-ı Kebire gibi) guluv ve tefviz konusunda çok katı olan kimseler tarafından rivayet edilmiştir. Öyleyse Ehl-i Beyt’in (a.s) insanüstü faziletleri sırf rivayet ve ziyaretlerde gelmiş diye hemen, onları guluvcular uydurmuş, demiyelim.

 

Ayrıntılı Cevap

Asıl soru şudur: Gulat ve müfevvize gibi gruplar, tevatür veya sahih senetlerle uydurma rivayetlerini Şii kitaplarına sokabilmiş midirler? Eğer bunu yapabilmişlerse rivayet kitapları ve mecmuaları bu düşüncelerden ne kadar etkilenmiştir?

 

Her şeyden önce kimlere gulat ve müfevvize denildiğini, insanların guluv ve tefviz diye nitelenmesindeki değişik görüşlerin neler olduğunu bilmek gerekir. Daha sonra mütevatir hadisin ne manaya geldiğini, günümüzde rivayet mecmualarının uydurma hadislerden ne kadar temizlendiği konusunun bir değerlendirilmesi yapılmalıdır.

 

Gulat, Masum İmamlar hakkında (a.s) saçma sözler söyleyen, Onları (a.s) Allah’lık seviyesine çıkaran veya Allah’ın Onlarda hulul ettiğine inanan Şii fırkalarındandır.[1]  

 

Müfevvize: Tarih boyunca, Ehl-i Sünnetteki Mutezili gibi çeşitli gruplara müfevvize denmiştir. Merhum Allame Mamakani, ‘Mikyas-ul Hidaye’de müfevvize için dokuz mana saymıştır. Ancak onlardan yedisinin manası sahih ve yalnızca ikisi için bozuk müfevvize hükmü verilebilir.[2] O iki mana şunlardır: 1- Allah’ın Resul-i Ekrem’i (s.a.a) yarattıktan sonra alemin işini O’na (s.a.a) daha sonrada Hz. Ali ve diğer İmamlara (a.s) havale ettiğine inanma, 2- Mubahçılığa, yani kulların önünde herhangi bir engel olmadığına ve istedikleri her ameli yapabileceklerine inanma.

 

Ancak iş bu kadarda kolay değildir; Şii tarihi boyuncada guluv ve tefvize inanan kimselerin olduğu konusunda çeşitli görüşler vardır. Öyleki çağdaşlar, eskilerin bazı kimselere guluvcu ve tefvizci demeleri konusunda çok dikkat edilmesini gerektiğini söylemekteler. Merhum Mamakani şöyle diyor: ‘Bir çok kişi, gulat olmamasına rağmen onlara gulat denmiştir. Öyleyse bu konuda çok dikkatli olmak ve araştırma yapmak gerekir.’[3] Yine şöyle diyor: ‘Birine tefviz ithamı verildi diye onu itibardan düşürmek doğru değildir, zira o tefvizin sahih kısmına inanmış olabilir.’[4]

 

Merhum Hairi, ‘Müntah-al Mekal’de şöyle diyor: ‘Eskilerin çoğu, özellikle Kum’luların ve İbn-i Gazairi’nin ölçüleri değişik olduğundan Masumların (a.s) hakkında bu ölçüden çıkanlara gulat diyorlardı. Örneğin, Peygamberin (s.a.a) sehvi (yanılgıyı) ve kasıtsız hatası olduğunu kabul etmeyenleri gulat sayıyorlardı (ki belkide günümüzde kimse Peygamberin (s.a.a) sehvine inanmamaktadır). Aksine onlar için tefvize inanmaktalar...’[5]

 

Şeyh Müfid’in söylediğine göre, Merhum Şeyh Saduk, Peygamberde (s.a.a) sehvin olmadığına inanların gulat olduğunu söylüyordu.[6] Bu açıdan bakıldığında belkide çoğumuz gulatız! Örneğin, Şeyh’in ve Keşşi’nin güvenirliğini teyit ettikleri ve çok yücelttikleri[7] Davud b. Kesir-ur Rakkiy’e gulat diyenler vardı. İbn-i Ğazairi şöyle diyor: ‘Onun bozuk bir görüşü vardır, yani gulattandır.’[8] Veya Necaşi’nin hakkında ‘o, şeyhlerin büyüklerinden ve sıkadır’ dediği Muhammed b. İsa b. Ubeyd’i, kendisine guluv ithamında bulunulduğu için İbn-i Babeveyh Kummi, Nevadir-ul Hikme adlı rical kitabında onu getirmemiş ve rivayetlerini kabul etmemiştir.[9] Merhum Tusteri diyor ki: Kumlular, Muhammed b. Urme’nin gali olduğunu duyduklarında onu öldürmek istemişlerdi, ama onun akşamdan sabaha kadar ibadet ettiğini görünce bu düşüncelerinden vazgeçtiler.[10]   

 

Demek ki, guluv veya tefviz inancına sahip oldukları söylenen kimselerin bu töhmetten beri oldukları söylenebilir. Eğer sadece guluv veya tefviz töhmetinden dolayı onları dışlarsak, o zaman ilmi çalışmadan yoksun ve gerçek dışı bir iş yapmış, dolayısıyla ravilerin sayılarını azaltmış olacağız. Sonuçta da Şiinin birçok mirası yokolacak ve bir kenara bırakılacaktır.

 

Mütevatir haber: Mütevatir haber, ravileri her tabakada öyle bir haddeler ki, normalde bir yalan üzerinde anlaşmaları imkansız olan ve verdikleri haberin doğruluğuna dair ilim elde edilen habere denir.[11] Mütevatir hadis için birçok şart zikredilmiştir. Abdulhadi el-Fazli’inin dediği gibi ona dayanarak diyebiliriz ki: ‘Mütevatir haberi duyanın elde ettiği ilime zaruri ilim (düşünmeden elde edilen bilgi) denir, nazari (düşünerek elde edilen bilgi) değil.’[12] Öyleyse mütevatir hadisin bütün şartlarını taşıyan hadisleri gulat ve müfevvizelere nasıl nispet verebiliriz? Mütevatir hadisin bütün şartları göz önüne alındığında yalan üzerine anlaşmanın imkansız olduğu görülecektir. Evet, mütevatir hadisten maksat manevi mütevatir olsa o zaman bir yönü olabilir, ama 1937. sorudaki hadislerin elenmesi hakkındaki konulara dikkat edilirse görülecektir ki bizim bütün rivayet mecmualarımızda, önce Masum İmamların (a.s) kendileri tarafından, sonra Ehl-i Beyt’in (a.s) ilminin öğrenci ve mühaddsileri[13] tarafından defalarca elenmiştir. Merhum Saduk, guluv konusunda o kadar katı idi ki, daha öncede söylendiği gibi Peygamberin (s.a.a) sehvini inkar edenleri bile guluvculardan sayarken, nasıl olur guluvcuların rivayetlerinin sadece bizim kitaplarımıza girdiği iddia edilebilir veya Kum’luların Merhum Berki’yi (Kafi’den önce yazılan ‘Mahasin’ adlı kitabı vardır) sadece zayıflardan naklettiği için Kum’dan çıkarıyorlar,[14] ama aynı Kum’lular Ehl-i Beyt’in (a.s) faziletleriyle dolu Ziyaret-i Camiay-ı Kebire’yi nasıl nakledebiliyorlar? Bu ziyareti bazı habersizler guluvculara nispet veriyorlar. Marhum Saduk’un naklettiği bu ziyaret, Masum İmamların (a.s) faziletleri kemalleri ve sıfatlarıyla doludur.[15]           

 

Öyleyse,

 

1) Kendilerine guluv töhmeti vurulan Ehl-i Beyt’in (a.s) birçok ihlaslı öğrencisini, sırf böyle bir töhmet vuruldu diye onlara gulat veya müfevvize diyemeyiz ve rivayetlerini bu grupların rivayetlerinden sayamayız.

 

2) Böyle uydurmalar mütevatir hadislerde (lafzi) asla yoktur.

 

3) Rivayet kitaplarımız Masum İmamlar (a.s) ve öğrencileri tarafından defalarca uydurmacılardan ve yalan rivayetlerinden temizlenmiştir. Evet, alimlerin ve müçtehitlerin henüz tam olarak güvenmediği rivayetler vardır, ancak bu, uydurmacıların hadislerinin rivayet kitaplarımızda çok olduğu manasına gelmez. Kısacası guluv için ölçü elde olduğu sürece guluv hadislerini (sahihte olsalar) guluv olmayanlardan ayırmak zor bir iş değildir.

 

Şimdiye kadar söylenenler, şu soruya göreydi: Tevatür iddiası olunan veya sahih senetlerle nakledilen hadislerin metninde gulat ve müfevvizeler tarafından uydurulma ihtimali var mıdır? Ama Sn. Kediver’in sözü galiba başka bir noktaya işaret etmektedir; o da şudur: Hidayet İmamlarının (a.s) insanüstü faziletleri hakkındaki rivayetlerin tevatür iddiaları geçerli değildir, zira gulat ve müfevvizelerın hileleri gözönüne alındığında ravilerin yalan üzerine anlaşabilme ihtimali vardır. Ve böyle bir ihtimal tevatürün oluşmasına engeldir. Çünkü tevatürün şartlarından biri ravilerin yalan üzerinde anlaşma yapmamalarıdır. Şimdiye kadar söylenenler gözönüne alındığında bununda cevabı bilinecektir. Zira birincisi, gulat ve müfevvizelerin doğru manaları göre alınırsa onların sayısı oldukça azalmaktadır. İkincisi, rivayet metinlerinin çeşitli şekillerde temizlendiği gözönüne alındığında, tevatür haddinde hadis uydurabilecek çoklukta gulat ve müfevvizelerin olma ihtimali neredeyse imkansız ve gayrı makuldur. Ve öylesine zayıftırki akıl ve mantık ona itina etmemektedir. Ravilerin yalan üzerine anlaşma ihtimali akla yatkın olursa tevatüre engel olur, yoksa asılsız ve temelsiz ihtimaller üzerine olduğu zaman değil.


 

[1] -Muhammed Cevad Meşkur, Ferheng-i Fırak-ı İslami, s.344.

[2] -Mamakani, Telhis-u Mikyas-il Hidaye, s.149-151.

[3] -a.g.e, s.152

[4] -a.g.e, s.152

[5] -Munteh-al Mekal, c.1, s.77, Mikyas-ur Ruvat (Seyfi Mazenderani), s.238.

[6] -Şeyh Müfid, Tashih-il İtikadat, s.135, Dar-ul Müfid baskısı, Beyrut.

[7] -Keşşi, Rical, s.402; Rical, Tusi, s.336.

[8] - Gazairi, Rical, c.1, s.58.

[9] - Necaşi, Rical, s.245, Muhammed b. Ahmed Yahya’nın Yaşamı, Davudi baskısı.

[10] -Kamus-ur Rical, c.1, s.66, 68.

[11] -Muhammed Yusuf Hariri, Ferheng-i Istılahat-ı Hadis, s.114.

[12] -Şeyh Abdulhadi el-Fazlı, Usul-ul Hadis, s.71-77

[13] -Kuleyni, Saduk, vb. muhaddisler.

[14] -Üstad Cafer Subhani, Kulliyatun Fi İlm-ir Rical, s.275

[15] -Telhis-u Mikyas-il Hidaye, Üstad Gaffari’nin dipnotları, s.154.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar