Gelişmiş Arama
Ziyaret
11936
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
Kıyamet esnasında berzahtakiler de vuku bulan olayları tecrübe edecek mi? Onlar bu esnada hangi durumda olacaktır?
Soru
Kıyamet esnasında berzahtakiler de vuku bulan olayları tecrübe edecek mi? Onlar bu esnada hangi durumda olacaktır?
Kısa Cevap

Evrende iki kere sura üfleneceği Kur’an’ın kesin buyruklarındandır. Birinci üfleme, dünya ömrünün tamamlandığı ve bu vesileyle yeryüzündeki canlı tüm varlıkların ortadan kalkacağı zamandır. Hayat üflemesi olarak meşhur olan sonraki üflemede ise tüm insanlar dirilecektir. Her iki üfleme de ansızın vuku bulacaktır. İki üfleme arasındaki süre de belli değildir. Bazı rivayetlerde bu süre kırk yıl olarak zikredilmiş ve bunun hangi ölçüye göre belirtildiği de malum değildir. Kıyamet birinci sura üfleme ile başlayacaktır. Kıyametten önce dünyada “iştıratu’s-saat” (kıyametin öncülleri) diye meşhur olan bazı olaylar gerçekleşecektir. Bazı Kur’an ayetleri kıyametin aniden geleceğini teyit etmektedir. İnsanlar günlük hayatlarını sürerken kıyamet gelecek ve onların tümünü kuşatacaktır. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.” Bir başka ayette de şöyle buyurmaktadır: “Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.” Bu ayetler, kıyametin dehşet verici hadiselerinin, birinci surun üflenmesiyle gerçekleşecek olan kıyametin başlaması ve canlıların ölmesinden sonra vuku bulacağı anlamına gelmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Konunun aydınlanması için dirilişin ve kıyamet sahnesinin tam olarak betimlenmesi gerekmektedir. Kur’an-ı Kerim’de kıyameti ve onunla ilgili hadiseleri betimleyen birçok ayet mevcuttur ve biz konunun devamında meseleyi irdelemek için onlara değineceğiz. Bu hedefle ilkönce berzah ve sura üfleme kavramlarının manalarına değinmek zaruret addetmektedir.

Berzah: İki şey arasındaki vasıta ve haile berzah denir.[1] Kur’an şöyle buyuruyor: [2]«بَیْنَهُما بَرْزَخٌ لا یَبْغِیانِ»İkisi arasında bir engel (berzah) vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler.” Başka bir ayette de şöyle buyuruyor:

 [3]«وَ مِنْ وَرائِهِمْ بَرْزَخٌ إِلى‏ یَوْمِ یُبْعَثُونَ» “Onların önlerinde, diriltilip kaldırılacakları güne kadar bir engel (berzah) vardır.”Ölüm sonrası âleme berzah denir; çünkü dünya hayatı ile ahiret arasında o bir vasıtadır. Kur’an ayetlerine binaen tüm insanlar ölümün tadacaklardır[4] ve ölüm ile berzah hayatı başlayacaktır. O halde tüm insanlar berzaha (dünya hayatı ile ahiret arasındaki âlem) gireceklerdir.[5]

Nefh-i Sur (Sura Üfürülmesi): “Nefh” üfürmek[6] ve “sur” da genellikle kafile veya ordunun hareketi veyahut onların durması için kullanılan boru veya içi boş boynuza[7] denir. Bu tabir aynı halde işin kolaylığını da göstermekte ve bir boruya üflenmesi suretiyle Yüce Allah’ın bir emirle rahat bir şekilde gök ve yer ehlinin canını alacağını (ölüm üfürüğü) ve hazır ol feryadına benzeyen bir emirle de herkesi dirilteceğini (hayat üfürüğü) yansıtmaktadır.[8]

Diriliş ve kıyametin tasviri iki şekilde düşünülebilir:

1. Birinci sura üflenmesinden ikinci sura üflenmesine dek olan evren

2. Birinci sura üflenmesinden sonraki evren

Birinci Sura Üflendikten Sonraki Evren

Evrende iki kere sura üfleneceği Kur’an’ın kesin buyruklarındandır.[9] Birinci üfleme, dünya ömrünün tamamlandığı ve bu vesileyle yeryüzündeki canlı tüm varlıkların ortadan kalkacağı zamandır.[10] Hayat üflemesi olarak meşhur olan sonraki üflemede ise tüm insanlar dirilecektir.[11] Her iki üfleme de ansızın vuku bulacaktır. İki üfleme arasındaki süre de belli değildir. Bazı rivayetlerde bu süre kırk yıl olarak zikredilmiş ve bunun hangi miyara göre ölçüleceği ise malum değildir.[12] Kıyamet birinci sura üfleme ile başlayacaktır.[13] Kıyametten önce dünyada “iştıratu’s-saat” (kıyametin öncülleri) denilen bazı olaylar gerçekleşecektir.

Kur’an’da Kıyametin Öncülleri

Kıyametten önce dünyada “iştıratu’s-saat” (kıyametin öncülleri) diye meşhur olan bazı olaylar gerçekleşecektir. Kur’an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır: “Onlar kıyametin kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey beklemiyorlar. Muhakkak onun alametleri gelmiştir (ama öğüt almıyorlar). Kıyamet kendilerine gelip çatınca öğüt almaları kendilerine ne fayda verecek?”[14] Allame Tabatabai bu ayetin tefsirinde şöyle demektedir: “Bazı müfessirler şöyle demiştir: Kıyametin alametleri gelmiştir diye buyrulmasından kasıt, son peygamber olan Hz. Muhammed’in gelmiş olması, onun zamanında bir alamet olan ayın yarılması ve diğeri de son semavî kitap olan Kur’an’ın inmesidir. Bu, ayeti irdeleme sonucunda ortaya çıkan manadır ve gözlemlediğiniz gibi hüccet tamamlama yönü bulunmakla birlikte, burhan hücceti de sayılmaktadır.”[15] Belirtilen ayete binaen bu yerinde bir tefsirdir; zira Yüce Allah “Muhakkak onun alametleri gelmiştir” diye buyuruyor. Kıyamet öncüllerini beyan eden birçok rivayet mevcuttur ve Kur’an’da zikredilen dehşet verici vakıa ve hadiseler onlardan sayılmamaktadır. Elbette bazı büyük şahsiyetler, Kur’an’daki değişik surelerde kıyamet hakkında zikredilen hadiseleri, kıyametin öncüllerinden saymışlardır.[16] Burada birkaç sorunun sorulması muhtemeldir:

1. Mezkûr hadiselerin kıyametin öncülleri olmasından maksat, bu hadislerin kıyametin kopmasından önce gerçekleşmesi midir? Daha açık bir tabirle, birinci sura üflenmesinden önce mi bu hadisler olacaktır? Eğer kıyametin öncüllerinden maksat, bu hadislerin kıyametin kopmasından önce vuku bulmasıysa, sorunla karşılaşırız; zira birincisi, Kur’an’da bu hadiselerin kıyamette ve birinci sura üflenmesinden sonra vuku bulacağını açıkça gösteren değişik karineler mevcuttur. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Sûra bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur. Gök de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz tutmuştur.”[17] Görüldüğü gibi yer ve dağların dağılması ve göğün yarılması birici sûra üflendikten sonra vuku bulacaktır. O halde Kur’an’da güneş ve yıldızların[18] birbirine girmesiyle ilgili hadiselerin tümünü veya yerin altüst olması[19] ve göğün darmadağın olmasıyla[20] ilintili diğer ayetleri birinci sura üfürüldükten sonraki olaylarla bağlantılı bilmek gerekir; zira bu hadislerin vuku bulması, Kur’an ve hadislere göre sadece bir defaya mahsustur. Tarihin başka bir merhalesinde bu hadiselerin yeniden tekrar edeceğine delalet eden hiçbir karine mevcut değildir. İkincisi, mezkûr hadiselerle ilgili birçok ayet “yevm” ve “iza” kelimsiyle başlamıştır ve bu da özel bir günü yani kıyamete işaret etmektedir.[21] Üçüncüsü, kıyametin öncülleriyle ilgili rivayetlerde, bu hadisler kıyametin mukaddimeleri sıfatıyla zikredilmemiştir.[22]

2. Yeryüzü halkı bu hadiseleri tecrübe edecek mi?

Bu esasla, eğer bu hadiseler birinci sura üflemeden sonra gerçekleşecekse, buna göre birinci sura üflemeyle insanlar ve tüm canlı varlıklar ortadan kalkacak ve bu dehşet verici hadiseler herkesin ölmesinden sonra dünyada vuku bulacaktır. Bazı Kur’an ayetleri[23] kıyametin aniden geleceğini teyit etmektedir. İnsanlar günlük hayatlarını sürerken kıyamet gelecek ve onların tümünü kuşatacaktır. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.”[24] Ve bir başka ayette de şöyle buyuruyor: Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.”[25] Bu ayetler, kıyametin dehşet verici hadiselerinin, birinci surun üflenmesiyle gerçekleşecek olan kıyametin başlaması ve canlıların ölmesinden sonra vuku bulacağı anlamına gelmektedir.

Soru: Bazı ayetlerde insanlar âdete bu hadisleri tecrübe ediyormuş gibi bir betimleme yapılmıştır. Hac suresinin ikinci ayeti şöyle buyuruyor: “Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirmekte olduğu çocuğundan geçer ve her hamile kadın da karnındaki çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş görürsün; hâlbuki onlar sarhoş değillerdir. Ne var ki Allah’ın azabı çok şiddetlidir.”

Cevap: Her ne kadar bir grup bu zelzeleyi birinci sura üflemeden önce bilmişse de[26], ama zikredilen karineler esasınsa, bu ayetin işaret edilecek başka bir manası vardır. Bu ayet (lakin Allah’ın azabı çetindir, cümlesindeki karine esasınca) kıyamet günündeki zelzeleye işaret etmektedir. Bu durumda yukarıdaki cümleler örnek boyutu kazanmaktadır. Bu anlamıyla şöyle denmek istenmektedir: Tüm hamile kadınların düşük yapacağı ve annelerin süt emen çocuklarını tümüyle unutacağı kadar sahne dehşetlidir.[27]

İkinci Sura Üflendikten Sonraki Evren

Tüm insanların dirilmesi bu sura üflemeden sonradır.[28] Onlar heyecan ve korku içinde tıpkı sürüngenler ve havada hızlı bir şekilde yayılan kelebekler gibi[29] süratle ilahi huzura çıkmaya yöneleceklerdir.[30] O âlemde hakikatler açığa çıkacak[31] ve tüm insanların hesaplarına bakıldıktan sonra herkes kendi ebedi yerine geçecektir.

Netice: Önceki konulardan ve Allah’ın ikinci sura üflendikten sonra dirilen berzahtakilerin hali hakkında bildirdiklerinden[32] hareketle, berzahtakilerin iki sura üfleme arasındaki hadiselerde bir rolü olmadığı neticesi alınabilir.

İlgili başlıklar:

1. 3891. Soru (Site: 4160) (Berzah Ve Berzah Hayatı).

2. 1150. Soru (Site: 1172) (Berzah Âlemindeki Ölülerin Hallerinden Haberdar Olmak).

3. 11396. Soru (Site: 11252) (Kıyamet Ve Hadiselerinden Korkmak).    



[1] Kareşi, Seyid Ali Ekber, Kamus-ı Kur’an, c. 1, s. 181, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1371.

[2] Rahman, 20.

[3] Muminun, 100.

[4] Ankebut, 57.

[5] Bu hususta 3891. Yanıtı (Site: 4160) okumanız faydalı olacaktır.

[6] Rağıb İsfahani, el-Müfredat Fi Ğeribi’l-Kur’an, s. 816, Daru’l-İlim, Demeşk, 1412.

[7] Mihyar, Rıza, Ferheng-i Ebcedi, s. 83.

[8] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 19, s. 535, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1376.

[9] Elbette bazıları bu sayıyı üç sura üfleme ve bazıları da dört sura üflemeye çıkarmıştır.

[10] Zümer, 68, "وَ نُفِخَ فِی الصُّورِ فَصَعِقَ مَنْ فِی السَّماواتِ وَ مَنْ فِی الْأَرْضِ إِلَّا مَنْ شاءَ اللَّه‏..."

[11] Yasin, 51, " وَ نُفِخَ فِی الصُّورِ فَإِذا هُمْ مِنَ الْأَجْداثِ إِلى‏ رَبِّهِمْ یَنْسِلُون‏"..

[12] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 19, s. 540 – 542.

[13] Bu hususta Kur’an şöyle buyuruyor: “Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur.” (Hakka, 13, 14 ve 15).

[14] Muhammed, 18.

[15] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsirü’l-Mizan, Musevi Hemedani, c. 18, s. 357, Defter-i İntişarat-ı Camia-i Müderrisin, Kum, 1376.

[16] Cevadi, Amuli, Abdullah, Mead Der Kur’an (Tefsir-i Mevzu-i Kur’an-ı Kerim, c. 4) Bahş-i Heştom, Nişanehay-ı Kıyamet, s. 275, Merkez-i Neşr-i İsra, mKum, 1380, Ayetullah Misbah Yezdi’nin “Amuzeş-i Akaid” kitabından da istifade edildiği üzere kendisi bu hadiseleri birinci sura üflendikten sonra bilmektedir.

[17] Hakka, 13- 16.

[18] Tekvir, 1 – 2.

[19] İbrahim, 48; Zilzal, 1; Vakıa, 4; Kehf, 47; Nahl, 88; Tekvir, 2; Kehf 8.

[20] Enbiya, 104; Tur, 9 – 10; Rahman 37; Hakka, 16; Müzemmil, 18; Mürselat, 9; Nebe, 19; İnşikak, 1; İnfitar, 1.

[21] یَوْمَ یَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ أَخِیه (Abese, 34); یوم ترجف الارض و الجبال و کانت الجبال کثیباً مهیلاً (Müzemmil, 14); یوم تمور السماء موراً و تسیر الجبال سیراً (Tur, 9 – 10); یَوْمَ تَرَوْنَها تَذْهَلُ کُلُّ مُرْضِعَةٍ عَمَّا أَرْضَعَتْ (Hac, 2); وَ إِذَا السَّماءُ فُرِجَت (Mürselat, 9); إِذَا الشَّمْسُ کُوِّرَت (Tekvir, 1)…

[22] Cevadi, Amuli, Maad Der Kur’an, s. 227 – 228; Kumi Meşhedi, Muhammed b. Muhammed Rıza, Kenzu’l-Dekaik Ve Behru’l-Ğeraib, c. 12, s. 230, Sazman-ı Çap Ve İntişarat-ı Vezaret-i İrşad, Tahran, 1368. Kıyametin alametlerini geniş bir şekilde açıklayan en detaylı rivayet, İbn. Abbas’ın aziz İslam Peygamberinden (s.a.a) naklettiği bir hadistir. Bu hadiste birçok husus ve bu cümleden olmak üzere kıyametin öncülleri sayılmıştır. Taşıdığı tüm detaylara rağmen bu hadiste göğün yarılması ve dağların dağılması gibi ve de bazı büyük şahsiyetlerin vaktin şartları diye adlandırdıkları diğer alametler mevcut değildir.  

[23] Rivayetler bu konuyu teyit etmektedir. Bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyuruyor: “İki şahıs alış veriş yapmak için kumaş açar ve daha kumaşı toplamamışken kıyamet kopar. …” Biharu’l-Envar, c. 6, s. 320.

[24] Yasin, 49.

[25] Zuhruf, 66.

[26] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsirü’l-Mizan, Musevi Hemedani, c. 1, s. 479.

[27] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 14, s. 8.

[28] Kehf, 45; Nahl, 77; Kamer, 50.

[29] Karia, 4; Kamer, 7.

[30] Yasin, 51; Nebe, 18.

[31] İbrahim, 21; Hakka, 18.

[32] “Kıyametin kopacağı gün suçlular, (dünyada) bir andan fazla kalmadıklarına yemin ederler. Onlar (dünyada haktan) işte böyle döndürülüyorlardı.” (Rum, 55).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17221 Pratik İrfan 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • Hz. Muhammed (s.a.a) Nerede Toprağa Verilmiştir?
    8777 تاريخ بزرگان 2011/10/23
    İslam Peygamberi, Ebrehe’nin askerleriyle[1] Allah’ın evine hücum ettiği yılda doğmuş ve kırk yaşındayken Hira mağarasında ibadetle meşgulken Allah tarafından peygamberliğe seçilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.a) çağrısını ilkönce gizli olarak başlatmış ve Allah’ın emriyle açık çağrısına da yakınlarından başlamıştır.[2] Hz. Peygamberin ...
  • Astıma müptela olan oruçlu bir şahsın sprey kullanmasının hükmü nedir?
    7095 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Mercilerin çoğu, ilaç yerine istifade edilen iğne ve serum gibi şeylerin kullanımını caiz bilmektedir. Elbette belirtilen hususların yemek yerine istifade edildiği yerde onlardan sakınmak gerekir.[1] Aynı şekilde nefes darlığı için kullanılan sprey eğer ilacı sadece akciğere aktarırsa, orucu bozmaz.
  • Gönüllerine göre eş bulamayan, evlilik zamanı gelmiş kızların duası hangisidir?
    18099 Pratik Ahlak 2012/07/21
    Saygıdeğer okuyucumuz; Sizin nazarınızdaki dua Şeyh Abbas Kummi’nin “Mefatihu’l Cinan” kitabında zikredilmiştir ve o dua şöyledir: Şeyh ve Seyyid, Mufazzal bin Ömer’den şöyle rivayet etmektedir: Bir gün İmam Cefer-i Sadık’ı (a.s) Cafer-i Tayyar namazını kılarken gördüm ve namazı kıldıktan sonra ellerini kaldırarak nefesi ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8247 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13833 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12435 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...
  • Abdest ve teyemmümün felsefesi nedir?
    10117 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/12
    Banyo yapıldığı zaman ortaya çıkan şey dış temizliktir. Dış temizliğin yanı sıra, manevi temizlikte namazın şartlarındandır. Bu da ancak abdest ve gusülle gerçekleşir. Su kullanma imkanı yoksa, manevi ve batıni taharet için, abdest ve guslün yerine teyemmüm alınır. Ama bu, teyemmümün dış temizliğe faydası olmadığı ...
  • Biz bütün âlemde Müslüman ya da Şia olmayan insanları görmekteyiz...
    10641 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    İslam dinine inanmayan insanlar iki grupturlar:Diğer bir ibaretle İslam dinine iman etmeyen insanlar iki gruptur:1- Terim olarak cahil-i mukassir ve inatçi kâfir olan grup. Yani İslam onlara ulaşmış ve onun hak olduğunu anlamışlar ama inat ve isyancılıkları yüzünden hakkı kabul etmemişlerdir. Bu grup, azabı ve ...
  • Niçin insan (intihar ederek) hayatı kendinden selb edemiyor?
    7274 Ahlak 2010/11/09
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar