Gelişmiş Arama
×

Hata

این پرسش وجود ندارد
Ziyaret
12038
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
Kıyamet esnasında berzahtakiler de vuku bulan olayları tecrübe edecek mi? Onlar bu esnada hangi durumda olacaktır?
Soru
Kıyamet esnasında berzahtakiler de vuku bulan olayları tecrübe edecek mi? Onlar bu esnada hangi durumda olacaktır?
Kısa Cevap

Evrende iki kere sura üfleneceği Kur’an’ın kesin buyruklarındandır. Birinci üfleme, dünya ömrünün tamamlandığı ve bu vesileyle yeryüzündeki canlı tüm varlıkların ortadan kalkacağı zamandır. Hayat üflemesi olarak meşhur olan sonraki üflemede ise tüm insanlar dirilecektir. Her iki üfleme de ansızın vuku bulacaktır. İki üfleme arasındaki süre de belli değildir. Bazı rivayetlerde bu süre kırk yıl olarak zikredilmiş ve bunun hangi ölçüye göre belirtildiği de malum değildir. Kıyamet birinci sura üfleme ile başlayacaktır. Kıyametten önce dünyada “iştıratu’s-saat” (kıyametin öncülleri) diye meşhur olan bazı olaylar gerçekleşecektir. Bazı Kur’an ayetleri kıyametin aniden geleceğini teyit etmektedir. İnsanlar günlük hayatlarını sürerken kıyamet gelecek ve onların tümünü kuşatacaktır. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.” Bir başka ayette de şöyle buyurmaktadır: “Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.” Bu ayetler, kıyametin dehşet verici hadiselerinin, birinci surun üflenmesiyle gerçekleşecek olan kıyametin başlaması ve canlıların ölmesinden sonra vuku bulacağı anlamına gelmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Konunun aydınlanması için dirilişin ve kıyamet sahnesinin tam olarak betimlenmesi gerekmektedir. Kur’an-ı Kerim’de kıyameti ve onunla ilgili hadiseleri betimleyen birçok ayet mevcuttur ve biz konunun devamında meseleyi irdelemek için onlara değineceğiz. Bu hedefle ilkönce berzah ve sura üfleme kavramlarının manalarına değinmek zaruret addetmektedir.

Berzah: İki şey arasındaki vasıta ve haile berzah denir.[1] Kur’an şöyle buyuruyor: [2]«بَیْنَهُما بَرْزَخٌ لا یَبْغِیانِ»İkisi arasında bir engel (berzah) vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler.” Başka bir ayette de şöyle buyuruyor:

 [3]«وَ مِنْ وَرائِهِمْ بَرْزَخٌ إِلى‏ یَوْمِ یُبْعَثُونَ» “Onların önlerinde, diriltilip kaldırılacakları güne kadar bir engel (berzah) vardır.”Ölüm sonrası âleme berzah denir; çünkü dünya hayatı ile ahiret arasında o bir vasıtadır. Kur’an ayetlerine binaen tüm insanlar ölümün tadacaklardır[4] ve ölüm ile berzah hayatı başlayacaktır. O halde tüm insanlar berzaha (dünya hayatı ile ahiret arasındaki âlem) gireceklerdir.[5]

Nefh-i Sur (Sura Üfürülmesi): “Nefh” üfürmek[6] ve “sur” da genellikle kafile veya ordunun hareketi veyahut onların durması için kullanılan boru veya içi boş boynuza[7] denir. Bu tabir aynı halde işin kolaylığını da göstermekte ve bir boruya üflenmesi suretiyle Yüce Allah’ın bir emirle rahat bir şekilde gök ve yer ehlinin canını alacağını (ölüm üfürüğü) ve hazır ol feryadına benzeyen bir emirle de herkesi dirilteceğini (hayat üfürüğü) yansıtmaktadır.[8]

Diriliş ve kıyametin tasviri iki şekilde düşünülebilir:

1. Birinci sura üflenmesinden ikinci sura üflenmesine dek olan evren

2. Birinci sura üflenmesinden sonraki evren

Birinci Sura Üflendikten Sonraki Evren

Evrende iki kere sura üfleneceği Kur’an’ın kesin buyruklarındandır.[9] Birinci üfleme, dünya ömrünün tamamlandığı ve bu vesileyle yeryüzündeki canlı tüm varlıkların ortadan kalkacağı zamandır.[10] Hayat üflemesi olarak meşhur olan sonraki üflemede ise tüm insanlar dirilecektir.[11] Her iki üfleme de ansızın vuku bulacaktır. İki üfleme arasındaki süre de belli değildir. Bazı rivayetlerde bu süre kırk yıl olarak zikredilmiş ve bunun hangi miyara göre ölçüleceği ise malum değildir.[12] Kıyamet birinci sura üfleme ile başlayacaktır.[13] Kıyametten önce dünyada “iştıratu’s-saat” (kıyametin öncülleri) denilen bazı olaylar gerçekleşecektir.

Kur’an’da Kıyametin Öncülleri

Kıyametten önce dünyada “iştıratu’s-saat” (kıyametin öncülleri) diye meşhur olan bazı olaylar gerçekleşecektir. Kur’an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır: “Onlar kıyametin kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey beklemiyorlar. Muhakkak onun alametleri gelmiştir (ama öğüt almıyorlar). Kıyamet kendilerine gelip çatınca öğüt almaları kendilerine ne fayda verecek?”[14] Allame Tabatabai bu ayetin tefsirinde şöyle demektedir: “Bazı müfessirler şöyle demiştir: Kıyametin alametleri gelmiştir diye buyrulmasından kasıt, son peygamber olan Hz. Muhammed’in gelmiş olması, onun zamanında bir alamet olan ayın yarılması ve diğeri de son semavî kitap olan Kur’an’ın inmesidir. Bu, ayeti irdeleme sonucunda ortaya çıkan manadır ve gözlemlediğiniz gibi hüccet tamamlama yönü bulunmakla birlikte, burhan hücceti de sayılmaktadır.”[15] Belirtilen ayete binaen bu yerinde bir tefsirdir; zira Yüce Allah “Muhakkak onun alametleri gelmiştir” diye buyuruyor. Kıyamet öncüllerini beyan eden birçok rivayet mevcuttur ve Kur’an’da zikredilen dehşet verici vakıa ve hadiseler onlardan sayılmamaktadır. Elbette bazı büyük şahsiyetler, Kur’an’daki değişik surelerde kıyamet hakkında zikredilen hadiseleri, kıyametin öncüllerinden saymışlardır.[16] Burada birkaç sorunun sorulması muhtemeldir:

1. Mezkûr hadiselerin kıyametin öncülleri olmasından maksat, bu hadislerin kıyametin kopmasından önce gerçekleşmesi midir? Daha açık bir tabirle, birinci sura üflenmesinden önce mi bu hadisler olacaktır? Eğer kıyametin öncüllerinden maksat, bu hadislerin kıyametin kopmasından önce vuku bulmasıysa, sorunla karşılaşırız; zira birincisi, Kur’an’da bu hadiselerin kıyamette ve birinci sura üflenmesinden sonra vuku bulacağını açıkça gösteren değişik karineler mevcuttur. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Sûra bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur. Gök de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz tutmuştur.”[17] Görüldüğü gibi yer ve dağların dağılması ve göğün yarılması birici sûra üflendikten sonra vuku bulacaktır. O halde Kur’an’da güneş ve yıldızların[18] birbirine girmesiyle ilgili hadiselerin tümünü veya yerin altüst olması[19] ve göğün darmadağın olmasıyla[20] ilintili diğer ayetleri birinci sura üfürüldükten sonraki olaylarla bağlantılı bilmek gerekir; zira bu hadislerin vuku bulması, Kur’an ve hadislere göre sadece bir defaya mahsustur. Tarihin başka bir merhalesinde bu hadiselerin yeniden tekrar edeceğine delalet eden hiçbir karine mevcut değildir. İkincisi, mezkûr hadiselerle ilgili birçok ayet “yevm” ve “iza” kelimsiyle başlamıştır ve bu da özel bir günü yani kıyamete işaret etmektedir.[21] Üçüncüsü, kıyametin öncülleriyle ilgili rivayetlerde, bu hadisler kıyametin mukaddimeleri sıfatıyla zikredilmemiştir.[22]

2. Yeryüzü halkı bu hadiseleri tecrübe edecek mi?

Bu esasla, eğer bu hadiseler birinci sura üflemeden sonra gerçekleşecekse, buna göre birinci sura üflemeyle insanlar ve tüm canlı varlıklar ortadan kalkacak ve bu dehşet verici hadiseler herkesin ölmesinden sonra dünyada vuku bulacaktır. Bazı Kur’an ayetleri[23] kıyametin aniden geleceğini teyit etmektedir. İnsanlar günlük hayatlarını sürerken kıyamet gelecek ve onların tümünü kuşatacaktır. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.”[24] Ve bir başka ayette de şöyle buyuruyor: Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.”[25] Bu ayetler, kıyametin dehşet verici hadiselerinin, birinci surun üflenmesiyle gerçekleşecek olan kıyametin başlaması ve canlıların ölmesinden sonra vuku bulacağı anlamına gelmektedir.

Soru: Bazı ayetlerde insanlar âdete bu hadisleri tecrübe ediyormuş gibi bir betimleme yapılmıştır. Hac suresinin ikinci ayeti şöyle buyuruyor: “Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirmekte olduğu çocuğundan geçer ve her hamile kadın da karnındaki çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş görürsün; hâlbuki onlar sarhoş değillerdir. Ne var ki Allah’ın azabı çok şiddetlidir.”

Cevap: Her ne kadar bir grup bu zelzeleyi birinci sura üflemeden önce bilmişse de[26], ama zikredilen karineler esasınsa, bu ayetin işaret edilecek başka bir manası vardır. Bu ayet (lakin Allah’ın azabı çetindir, cümlesindeki karine esasınca) kıyamet günündeki zelzeleye işaret etmektedir. Bu durumda yukarıdaki cümleler örnek boyutu kazanmaktadır. Bu anlamıyla şöyle denmek istenmektedir: Tüm hamile kadınların düşük yapacağı ve annelerin süt emen çocuklarını tümüyle unutacağı kadar sahne dehşetlidir.[27]

İkinci Sura Üflendikten Sonraki Evren

Tüm insanların dirilmesi bu sura üflemeden sonradır.[28] Onlar heyecan ve korku içinde tıpkı sürüngenler ve havada hızlı bir şekilde yayılan kelebekler gibi[29] süratle ilahi huzura çıkmaya yöneleceklerdir.[30] O âlemde hakikatler açığa çıkacak[31] ve tüm insanların hesaplarına bakıldıktan sonra herkes kendi ebedi yerine geçecektir.

Netice: Önceki konulardan ve Allah’ın ikinci sura üflendikten sonra dirilen berzahtakilerin hali hakkında bildirdiklerinden[32] hareketle, berzahtakilerin iki sura üfleme arasındaki hadiselerde bir rolü olmadığı neticesi alınabilir.

İlgili başlıklar:

1. 3891. Soru (Site: 4160) (Berzah Ve Berzah Hayatı).

2. 1150. Soru (Site: 1172) (Berzah Âlemindeki Ölülerin Hallerinden Haberdar Olmak).

3. 11396. Soru (Site: 11252) (Kıyamet Ve Hadiselerinden Korkmak).    



[1] Kareşi, Seyid Ali Ekber, Kamus-ı Kur’an, c. 1, s. 181, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1371.

[2] Rahman, 20.

[3] Muminun, 100.

[4] Ankebut, 57.

[5] Bu hususta 3891. Yanıtı (Site: 4160) okumanız faydalı olacaktır.

[6] Rağıb İsfahani, el-Müfredat Fi Ğeribi’l-Kur’an, s. 816, Daru’l-İlim, Demeşk, 1412.

[7] Mihyar, Rıza, Ferheng-i Ebcedi, s. 83.

[8] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 19, s. 535, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1376.

[9] Elbette bazıları bu sayıyı üç sura üfleme ve bazıları da dört sura üflemeye çıkarmıştır.

[10] Zümer, 68, "وَ نُفِخَ فِی الصُّورِ فَصَعِقَ مَنْ فِی السَّماواتِ وَ مَنْ فِی الْأَرْضِ إِلَّا مَنْ شاءَ اللَّه‏..."

[11] Yasin, 51, " وَ نُفِخَ فِی الصُّورِ فَإِذا هُمْ مِنَ الْأَجْداثِ إِلى‏ رَبِّهِمْ یَنْسِلُون‏"..

[12] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 19, s. 540 – 542.

[13] Bu hususta Kur’an şöyle buyuruyor: “Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur.” (Hakka, 13, 14 ve 15).

[14] Muhammed, 18.

[15] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsirü’l-Mizan, Musevi Hemedani, c. 18, s. 357, Defter-i İntişarat-ı Camia-i Müderrisin, Kum, 1376.

[16] Cevadi, Amuli, Abdullah, Mead Der Kur’an (Tefsir-i Mevzu-i Kur’an-ı Kerim, c. 4) Bahş-i Heştom, Nişanehay-ı Kıyamet, s. 275, Merkez-i Neşr-i İsra, mKum, 1380, Ayetullah Misbah Yezdi’nin “Amuzeş-i Akaid” kitabından da istifade edildiği üzere kendisi bu hadiseleri birinci sura üflendikten sonra bilmektedir.

[17] Hakka, 13- 16.

[18] Tekvir, 1 – 2.

[19] İbrahim, 48; Zilzal, 1; Vakıa, 4; Kehf, 47; Nahl, 88; Tekvir, 2; Kehf 8.

[20] Enbiya, 104; Tur, 9 – 10; Rahman 37; Hakka, 16; Müzemmil, 18; Mürselat, 9; Nebe, 19; İnşikak, 1; İnfitar, 1.

[21] یَوْمَ یَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ أَخِیه (Abese, 34); یوم ترجف الارض و الجبال و کانت الجبال کثیباً مهیلاً (Müzemmil, 14); یوم تمور السماء موراً و تسیر الجبال سیراً (Tur, 9 – 10); یَوْمَ تَرَوْنَها تَذْهَلُ کُلُّ مُرْضِعَةٍ عَمَّا أَرْضَعَتْ (Hac, 2); وَ إِذَا السَّماءُ فُرِجَت (Mürselat, 9); إِذَا الشَّمْسُ کُوِّرَت (Tekvir, 1)…

[22] Cevadi, Amuli, Maad Der Kur’an, s. 227 – 228; Kumi Meşhedi, Muhammed b. Muhammed Rıza, Kenzu’l-Dekaik Ve Behru’l-Ğeraib, c. 12, s. 230, Sazman-ı Çap Ve İntişarat-ı Vezaret-i İrşad, Tahran, 1368. Kıyametin alametlerini geniş bir şekilde açıklayan en detaylı rivayet, İbn. Abbas’ın aziz İslam Peygamberinden (s.a.a) naklettiği bir hadistir. Bu hadiste birçok husus ve bu cümleden olmak üzere kıyametin öncülleri sayılmıştır. Taşıdığı tüm detaylara rağmen bu hadiste göğün yarılması ve dağların dağılması gibi ve de bazı büyük şahsiyetlerin vaktin şartları diye adlandırdıkları diğer alametler mevcut değildir.  

[23] Rivayetler bu konuyu teyit etmektedir. Bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyuruyor: “İki şahıs alış veriş yapmak için kumaş açar ve daha kumaşı toplamamışken kıyamet kopar. …” Biharu’l-Envar, c. 6, s. 320.

[24] Yasin, 49.

[25] Zuhruf, 66.

[26] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsirü’l-Mizan, Musevi Hemedani, c. 1, s. 479.

[27] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 14, s. 8.

[28] Kehf, 45; Nahl, 77; Kamer, 50.

[29] Karia, 4; Kamer, 7.

[30] Yasin, 51; Nebe, 18.

[31] İbrahim, 21; Hakka, 18.

[32] “Kıyametin kopacağı gün suçlular, (dünyada) bir andan fazla kalmadıklarına yemin ederler. Onlar (dünyada haktan) işte böyle döndürülüyorlardı.” (Rum, 55).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10888 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi hangi alanları kapsamına alır?
    9392 Politika Felsefesi 2011/04/11
    İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi onun temel görüşlerinden bir parça sayılır ve çeşitli alanlardaki düşünceleri ile ilişki içindedir. Çok yönlü bir şahsiyet olan İmam Humeyni'den irfan, fıkıh, felsefe, kelam ve siyaset alanlarında bir çok eser kalmıştır. O İslami düşünceye dayalı bir düzenin kurucusu ve lideri olduğu ...
  • Yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddeden ayetler hangileridir? Bu ayetler Allah’ın ruhunu insana üflemesi meselesiyle nasıl bir uyum sağlamaktadır?
    16190 Tefsir 2011/10/20
    Tevhid inancından, ister insan olsun ister başka şey, hiç bir şeyin Allah’a benzeme imkanının olmadığı manası çıkmaktadır. Kur’an’da birçok ayet yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddetmektedir. Örneğin:1- ‘Ve ona, bir tek eşit ve benzer yoktur.’2- ‘Ona hiçbir benzer yoktur’3- ‘Artık Allah'a eşit varlıklar tanımayın; şüphe yok ki Allah ...
  • İslamî olmayan devletlerin bankalarından borç almanın hükmü nedir?
    6785 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    “Borç almak devlet bankasından olsa dahi zatı itibariyle şerî otoritenin iznine bağlı değildir ve faizli olsa bile durum hükmü açısından doğrudur. Ancak faizli olması durumunda ister Müslüman’dan veya Müslüman olmayandan, ister İslam devletinden veya İslamî olmayan bir devletten alınmış olsun sorumluluk açısından haramdır. Harama bulaşmayı caiz ...
  • Bakire kızla geçici evlilik yapmanın hükmü nedir?
    13636 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Günümüzde ki taklit merciilerin çoğunluğu bakire kızın geçici veya daimi evliliğinde babanın izninin şart olduğunu söylüyorlar. Baba olmadığı zaman babanın babasından izin alması gereklidir. Eğer bakire olmazsa veya baba ve babanın babası olmazsa izine ...
  • Neden Kur’an sizler kadınlarınızı dövebilirsiniz diye buyurmaktadır?
    8943 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Kur’an’da tavsiye edilmiş üçüncü taktik (öğüt verme ve yataktan uzaklaştırmadan sonra) hakkında, ilk bakışta insan, istediği şekilde kadına davranması ve yumruk, tokat ve tekmeyle onu teslim alması için İslam’ın erkeğe imkan tanımak istediği sanısına kapılabilir. Oysaki durum asla bundan ibaret değildir. Kadınların isyan etmesi, vazife ve sorumluluklarına sırt çevirmede ...
  • İslam Peygamber’inin mektuplarını padişahlara kim ulaştırmaktaydı?
    3462 Tarih 2020/01/20
  • Habil ve Kabil kimle evlendiler?
    82846 Tefsir 2009/06/17
    Tarih ve hadis kaynaklarına göre bugünkü insan soyu ne Habil nede Kabil’in soyundandır. Bu günkü insanlar Hz. Adem’in diğer oğlu olan Şeys veya Hibetu’llah’ın soyundandır.Ancak, Hz. Adem’in çocuklarının evlenmesine gelince Müslüman bilginler bu konuda farklı görüşlere sahiptirler ve genelde şu iki görüşten birini ...
  • Kur’an’da kaç tane kelime vardır?
    15688 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Müslümanlar, İslamın başlangıcından bu yana semavi kitapları Kur’an’a her yönüyle büyük önem vermiş, onun bütün kelimelerini hatta Mekki ve Medeni olanları bile ayrı ayrı saymışlardır. Bu sayımdan elde edilen rakamlar şöyledir:Mekki kelimeler 45653, Medeni kelimeler 32154’tür. Buna göre Kur’an-ı Kerim’deki kelimlerin toplamı: 77807’dir.
  • Örfün geçerliliği ne ölçüdedir ve onu belirlemek kime aittir? Acaba örf değişebilir mi?
    7680 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Örfün lügatte iki manası vardır:a) Beğenilen işb) Marifet ve TanımaFakihler ...

En Çok Okunanlar