Gelişmiş Arama
Ziyaret
13127
Güncellenme Tarihi: 2012/05/10
Soru Özeti
Yabancı şirketlere yapılan yatırımların kazançının hükmü nedir?
Soru
Yakın zaman önce yabancı bir şirkete yatırım yaptım. Aylık olarak bana bir kar payı ödenecektir. Bu şirkete saadet zinciri (pramit sistemi) gibi kimseyi tanıtmam gerekmemektedir. Elde ettiğimin kar payının ve kazancın hükmünü öğrenmek istiyorum? Esasen gayrimüslimle alışveriş yapmanın bir sakıncası varmıdır?
Kısa Cevap
Yabancı şirketlerde yatırım yapmak eğer müslümanların izzetine, bağımsızlığına zarar vermiyor ve Müslümanların onlara bağlanmalarına ve derin bağlar kurmalarına yol açmıyorsa sakıncası yoktur. Bu bağlamda  Müslüman olmayan birinden faiz almak Taklit Mercilerin kahir çoğunluğunun fetvasına göre caizdir.
Ayrıntılı Cevap
 Yatırım yapmanın birçok çeşidi vardır ve her durumun kendine özgü şartları vardır. Örneğin ‘Mudarebe’ denilen yatırım çeşidinde siz paranızı veya malınızı elde edilen kardan belirli bir bölümü sizin olması şartıyla yatırım yapıyorsunuz. Bazense siz bir şirketin hisselerinin belirli bir bölümünü satın alıyorsunuz ve böylece bu şirketin belirli bir kısmının sahibi oluyorsunuz. Siz bu durumda diğer hisse sahipleriyle ortak olmuş bulunmaktasınız. Her çeşit yatırımın kendine özgü şartları ve kriterleri bulunmaktadır. ‘İlmi hal’e başvuruarak yatırım çeşidinize göre bu şartları ve kriterleri öğrenebilirsiniz.
Ama fakihlerin yabancı ülkelerle iktisadi bağlar kurulması hakkında görüşüne gelecek olursak:
Yatırım yapılan bu şirket ya Müslümanlara aittir yada gayrimüslimlere (kafirlere). Eğer gayrimüslimlere aitse ya Müslülmanların barış içinde olduğu bir ülkenindir. Yada Müslümanların ilişkisini kestiği ve hiçbir barış anlaşmasının olmadığı kafir ülkelerden biridir. Şuanda (Siyonist, işgalci) İsrail  bunun en bariz örneğidir.
Eğer şirket Müslüman ülkeye aitse anlaşmada faiz olmamalıdır. Daha açık bir tabirle sermayenizi böyle bir şirkete borç verip bunun karşılığında size para ödemesini veya sizin faydanıza bir iş yapmasını şart koşmamış olmanız gerekmektedir.[1]
Gayrimüslim ülkelere ait ve Müslümanlarla barış içindeyse aşağıdaki noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir:
  1. Fakihler zimmi karfirle ortaklık kurmayı ve ‘Mudarebe’ de bulunmayı mekruh bilmektedir. Özellikle Müslümanın kendisinin muamelede bulunmaması, parasını çalıştırması için kafire vermesi ve onun bu parayla ticaret yapması müekked bir mekruhdur.[2] Bir rivayette ibni ruab diyorki İmam Cafer Sadık(a.s)’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Müslüman’ın zimmi kafirle ortaklık kurması, ona sermaye vermesi, emanet bırakması ve yakın bağlar kurması yakışık almaz.[3] Emir’el-Müminin Ali (a.s)’dan nakledilen başka bir rivayette ise Hazret Müslümanın kendisinin fiilen bulunmadığı ticaret dışında Yahudilerle, Hristiyanlarlar ve Mecusilerle ortak iş yapmayı mekruh bilmişlerdir.[4] Bazı alimler bu hükmün hikmetini şöyle açıklamışlardır: Kafirler, İslam hukukuna uygun hareket etmeyebileceği ve alışverişlerinde faiz ve alkol alım satımı gibi haramlara bulaşma ihtimali bu muamelenin mekruh olma delilidir.
  2. Bu iktisadi ilişkiler sebebiyle Müslümanların izzeti ve istiklali zarar görmemelidir. Fakihler şu ayete dayanarak bu kriteri beyan etmişlerdir: “Allah Müminlerin aleyhine kafirlere asla bir yol (egemenlik) vermeyecektir.”[5] Bu ayeti kerime bizlere Allah Teala’nın hiçbir teşrii ve tekvini kanunu kafirlerin Müslümanlara egemenlik kurması yönünde karar kılmadığını göstermektedir.[6] Men edilen böylesi bir iktisadi ilişki şuna benzer: Sizin yatırım yaptığınız şirket dünyanın başka bir bölgesinde Müslümanlara emperyalist bir egemenlik kurmuş ve sizin paranız bu yönde harcanmakta veya bu şirketin çalışmaları Müslümanların bilimsel, sanayi ve iktisadi anlamda kafirlere bağımlılığını sağlamaktadır.
  3. Kafirlerle iktisadi ilişkiler geliştirmek Müslümanların ruhsal ve ahlaki anlamda onlara yönelmesini sağlayacak bağlar ve sıcak ilişkiler kurmasına yol açmamalıdır. Kuran’ı Kerim’de bir ayeti kerimede şöyle geçer: “Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez.”[7] Başka bir ayeti kerimede ise şöyle der: “Ey İman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız, olanları dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Hâlbuki onlar size gelen hakkı inkâr ettiler.”[8] Bu ayeti kerimeler bizlere gösteriyor kafirlerle iktisadi ilişkiler geliştirmek caiz olsada Müslümanların kendi aralarında olan bağlar ve sıcak ilişkileri onlarla geliştirmemeliyiz.
Elbette bu açıklamalar şu anlama gelmez Müslümanlar kafirlerle olan ilişkilerinde adab-ı muşareti ve iyi ahlakı bir tarafa bırakarak hareket etsinler. Zira iyi ahlaklı olmakla ile gönül vermek ve etkilenmek ayrı şeylerdir. Bu bağlamda ayeti kerimede şöyle geçer: “ Allah, sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez.”[9]
  1. İslam devleti tarafından yasaklanmış her türlü irtibat terk edilmelidir.
Müslümanlar için kafirlerle irtibat noktasında bazı kısıtılamalar söz konusu olsada fakihlerin kahir çoğunluğu kafirlerden faiz alınmasına izin vermiştir.[10] Elbette bu fakihler faiz alınmasına cevaz vermekte Müslümanın kafire faiz vermesini caiz bilmemektedir.
Müslümanlarla barış içinde olmayan ve İslami devletin irtibat kurmadığı[11] gayrimüslim ülkelere ait şirketler ise  ‘kafir-i harbi’ sınıfına girer ve fakihler bu şirketlerle her türlü iktisadi irtibatı haram bilmektedir.[12]
Yukarıda yapılan açıklamalar genel anlamda Müslüman ülke olsun gayrimüslim ülkeler olsun yatırımlarla ilgiliydi. Dakik ve net bir şekilde yapılan yatırımn helal oluşu veya haram oluşu hakkında görüş bildirilebilinmesi için bu şirketin iktisadi faaliyetleri ve taraflar arasında yapılan anlaşma belirtilmiş olmalıdır. Zira yapılan anlaşmaların çeşitleri hükmü etkilemektedir. Örneğin mudarebe’de yatırımcıya net kar belirlemesi yapılamaz. Elde edilen kazanç işletme ve yatırımcı arasında belirlenmiş olan ölçekte taksim edilmelidir. Ama kira anlaşmasında kira bedeli netleştirilir ve kiracının faydalanmasının tam olarak gerçekleşip gerçekleşmediğine bağlı değildir bu tutar.
Yapılan yatırımın türünün caiz olup olmamasının yanı sıra her ferdin mukallidi olduğu taklit mercii’nin görüşü milaktır. Zira fakihler arasında çeşitli yatırımlarda riayet edilmesi gerekli kriterlerde farklı görüşler mevcuttur. Bundan ötürü kesin ve net cevap için kendi yatırım çeşidinizi ve taklit mercinizi belirtmeniz gerekmektedir.
Yinede bu konuda Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin sorunuzun ikinci bölümüne ilişkin cevabı şu şekildedir: yabancılarlar, kafirle veya ehlikitapla ticaret yapmak haddi zatında (esasen) caizdir. Ama bu ticaret İslam düşmanlarına yardım gibi bir zarara yol açarsa caiz olmaz.  Fetva sitesi link
 

[1] Kendi taklit mercinizin ilm-i hal’ine müracaat ediniz.
[2] Tabatabayi yezdi, Seyit Muhammet Hüseyin, Urve’tul-Vuska, 268.s, muessese’tul-neş’il-İslamiye, 1420.k; Şehit Sani, er’Roze’tul-behiyyetu fi şerh’il-lume’tul-demeşgiyye, 4.c, 203.s, mektebe’tul-daveeri, 1410.k.
[3] Men la yehzur’ul-fakih, 3.c, 229.s
[4] Kuleyni, Ebu Cafer Muhammet bin Yakup, El’kafi, 5.c, 286.s, dar’ul-kutub’ul-İslamiye, 1407.k.
[5] Nisa/141, و لن یجعل الله للکافرین عل  المومنین سبیلا
[6] İmam Humeyni bu ayetten istifade ederek kafirlerin Müslümanlara her türlü egemenliğini red etmiştir. İmam Humeyni, kitab’ul-Bey, 543.s, muessese’tul-İsmailiyan, 1410.k.
[7] Maide/51, (يا ايها الذين آمنوا لاتتخذوا اليهود والنصارى اولياء بعضهم اولياء بعض فمن يتولهم منكم فانه منهم ان الله لايهدى القوم الظالمين.)
[8] Mumtehine/1, (يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوّٖى وَعَدُوَّكُمْ اَوْلِيَاءَ تُلْقُونَ اِلَيْهِمْ بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءَكُمْ مِنَ الْحَقِّ)
[9] Mumtehine/8, (لاينهاكم الله عن الذين لم يقاتلوكم فى الدين ولم يخرجوكم من دياركم ان تبروهم و تقسطوا اليهم)  
[10] Daha fazla açıklama için: cevap:1048, link:1118; cevap:1275, link;1259; cevap:608, link:665.
[11] Muhammet abdurrahman, mucem’ul-mustelahat ve elfaz’ul-fıkhiyye, 1.c, 328.s.
[12] Mehdi mehrizi’nin fıkıh dergisinin 7/8 sayısında yazılan “Müslümanların kafirlerle iktisadi irtibatı” adlı makaleden faydalanılmıştır.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10888 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi hangi alanları kapsamına alır?
    9392 Politika Felsefesi 2011/04/11
    İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi onun temel görüşlerinden bir parça sayılır ve çeşitli alanlardaki düşünceleri ile ilişki içindedir. Çok yönlü bir şahsiyet olan İmam Humeyni'den irfan, fıkıh, felsefe, kelam ve siyaset alanlarında bir çok eser kalmıştır. O İslami düşünceye dayalı bir düzenin kurucusu ve lideri olduğu ...
  • Yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddeden ayetler hangileridir? Bu ayetler Allah’ın ruhunu insana üflemesi meselesiyle nasıl bir uyum sağlamaktadır?
    16190 Tefsir 2011/10/20
    Tevhid inancından, ister insan olsun ister başka şey, hiç bir şeyin Allah’a benzeme imkanının olmadığı manası çıkmaktadır. Kur’an’da birçok ayet yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddetmektedir. Örneğin:1- ‘Ve ona, bir tek eşit ve benzer yoktur.’2- ‘Ona hiçbir benzer yoktur’3- ‘Artık Allah'a eşit varlıklar tanımayın; şüphe yok ki Allah ...
  • İslamî olmayan devletlerin bankalarından borç almanın hükmü nedir?
    6785 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    “Borç almak devlet bankasından olsa dahi zatı itibariyle şerî otoritenin iznine bağlı değildir ve faizli olsa bile durum hükmü açısından doğrudur. Ancak faizli olması durumunda ister Müslüman’dan veya Müslüman olmayandan, ister İslam devletinden veya İslamî olmayan bir devletten alınmış olsun sorumluluk açısından haramdır. Harama bulaşmayı caiz ...
  • Bakire kızla geçici evlilik yapmanın hükmü nedir?
    13636 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Günümüzde ki taklit merciilerin çoğunluğu bakire kızın geçici veya daimi evliliğinde babanın izninin şart olduğunu söylüyorlar. Baba olmadığı zaman babanın babasından izin alması gereklidir. Eğer bakire olmazsa veya baba ve babanın babası olmazsa izine ...
  • Neden Kur’an sizler kadınlarınızı dövebilirsiniz diye buyurmaktadır?
    8943 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Kur’an’da tavsiye edilmiş üçüncü taktik (öğüt verme ve yataktan uzaklaştırmadan sonra) hakkında, ilk bakışta insan, istediği şekilde kadına davranması ve yumruk, tokat ve tekmeyle onu teslim alması için İslam’ın erkeğe imkan tanımak istediği sanısına kapılabilir. Oysaki durum asla bundan ibaret değildir. Kadınların isyan etmesi, vazife ve sorumluluklarına sırt çevirmede ...
  • İslam Peygamber’inin mektuplarını padişahlara kim ulaştırmaktaydı?
    3462 Tarih 2020/01/20
  • Habil ve Kabil kimle evlendiler?
    82846 Tefsir 2009/06/17
    Tarih ve hadis kaynaklarına göre bugünkü insan soyu ne Habil nede Kabil’in soyundandır. Bu günkü insanlar Hz. Adem’in diğer oğlu olan Şeys veya Hibetu’llah’ın soyundandır.Ancak, Hz. Adem’in çocuklarının evlenmesine gelince Müslüman bilginler bu konuda farklı görüşlere sahiptirler ve genelde şu iki görüşten birini ...
  • Kur’an’da kaç tane kelime vardır?
    15688 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Müslümanlar, İslamın başlangıcından bu yana semavi kitapları Kur’an’a her yönüyle büyük önem vermiş, onun bütün kelimelerini hatta Mekki ve Medeni olanları bile ayrı ayrı saymışlardır. Bu sayımdan elde edilen rakamlar şöyledir:Mekki kelimeler 45653, Medeni kelimeler 32154’tür. Buna göre Kur’an-ı Kerim’deki kelimlerin toplamı: 77807’dir.
  • Örfün geçerliliği ne ölçüdedir ve onu belirlemek kime aittir? Acaba örf değişebilir mi?
    7680 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Örfün lügatte iki manası vardır:a) Beğenilen işb) Marifet ve TanımaFakihler ...

En Çok Okunanlar