Gelişmiş Arama
Ziyaret
23182
Güncellenme Tarihi: 2014/05/18
Soru Özeti
İtret kelimesinin manası nedir? Ehlibeyt’in bakışında Sakaleyn hadisindeki manası nedir?
Soru
İtret kelimesinin manası nedir? Ehlibeyt’in bakışında Sakaleyn hadisindeki manası nedir?
Kısa Cevap
İtret sözlükte yakın akrabalar ve zürriyet anlamına gelir. Ama Şia’nın bakışında rivayetlere binaen Allah Resulü'nün (s.a.a) Sakaleyn hadisindeki itretten kastettiği, müminlerin önderi Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) zürriyetinden biri diğerinin ardınca gelen ve en sonuncusu Hz. İmam Mehdi (a.c.f) olan kimselerdir.
 
Ayrıntılı Cevap
İtret sözlükte yakın ve özel akrabalar ve zürriyet anlamına gelir.[1] Nitekim sözlük bilginleri şöyle demiştir: Şahsın itreti, özel akrabalarıdır.[2] Bundan dolayı itretin sözlük anlamı uzak da olsa mutlak akrabalar değil ehlibeyt, evlat ve zürriyettir. Bazıları da şöyle demiştir: İtret erkeğin evladı ve onun soyundan gelen zürriyetidir.[3] Bu da yakın ve özel akrabaların açık bir mihengidir. Elbette bilinmelidir ki sözlük bilginlerinin itretin anlamı hakkında kendi kitaplarında belirttikleri, hakikat ve mecazı kapsayan lafızların kullanışıdır ve bunlar ile gerçek manalar elde edilemez.[4] Sözlük bilginleri itret kavramı hakkında sözlük manasına ek olarak Hz. Peygamberin (s.a.a) itretinin mihengini belirleme noktasında açık ifadelerde bulunmuşlardır. Örneğin Zübeydi “Tacu’l-Arusta” şöyle demektedir: Meşhur olduğu ve bilindiği üzere Allah Resulü'nün (s.a.a) itreti, onun ehlibeytidir. Onlar zekat ve farz sadakanın kendilerine haram olduğu kimselerdir. Onlar kendileri için humusun belirlendiği zevil kurbadır. Bu humus Enfal süresinde[5] belirtilmiştir.[6] İbn. Arabi şöyle demektedir: Hz. Peygamberin (s.a.a) itreti Hz. Fatıma Betül’ün (s.a) evlatlarıdır.[7] Ebu Said’den şöyle nakledilmiştir: Allah Resulü'nün (s.a.a) itreti Abdul-Muttalip ve onun evlatlarıdır.[8] Aynı şekilde şöyle söylenmiştir: Onun itreti, kendisine en yakın bireyler olan ehlibeytidir ve onlar Hz. Peygamberin (s.a.a) evlatları, Ali (a.s) ve onun evlatlarıdır.[9] İbn. Ebil-Hadid, “o halde sizi nasıl şaşkınlık vadisine götürmekteler? Siz nasıl şaşkın olmuş ve yolu kaybetmişsiniz? Oysaki sizin aranızda Peygamberinizin (s.a.a)  itreti mevcuttur!”[10]  Müminlerin önderi Hz. Ali’nin bu sözlerinin açıklamasında şöyle demektedir: Allah Resulü'nün (s.a.a) itretinden kastedilen, onun en yakın ehli ve neslidir. Kastedilen, uzak da olsa Hz. Peygamberin (s.a.a) akrabalarıdır diye bir sözün söylenmesi doğru değildir. Ebubekir’in sakife günü veya ondan sonra söylediği “Biz Allah Resulü'nün (s.a.a) itretiyiz ve Allah Resulünden (s.a.a) ayrılmış yumurtanın kabuğu gibiyiz”[11] sözünü sadece mecazi olarak anlamak gerekir; çünkü onlar uzak şehir ve bölgelerde yaşayan topluluk ve çeşitli kabilelere nazaran onun itreti sayılmaktaydılar; bu hakikat ve gerçeklik anlamında değildi. Adnani’nin Kahtaniye karşı övünerek ve iftihar ederek şöyle dediğini görmüyor musun: Ben Allah Resulünün (s.a.a) amcaoğluyum![12] O, ben Hz. Peygamberin (s.a.a) gerçek ve hakiki amcası oğluyum demek istememekte ve sadece bağı çok uzak olan Kahtaniye karşı ben Hz. Peygamberin (s.a.a) amcası oğlu gibiyim diye söylemek istemektedir. Dolayısıyla amca oğlu kelimesini mecazi olarak kullanmış ve dile getirmiştir. Allah Resulü (s.a.a) itretinin kim olduğunu bizzat açıklamıştır. Hz. Peygamber (s.a.a)  ben size iki emanet bırakıyorum diye buyurduğunda benim itretim ehlibeytimdir diye buyurmuştur. Başka bir zamanda da kendisinin ehlibeytinin kim olduğunu açıklamış ve abasını onların üzerine atmıştır. “İnnema yuridullahu li yuzhibe ankumur ricse ehlel beyt” ayeti nazil olduğunda Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle dua etmiştir: Ey Allah’ım bunlar benim ehlibeytimdir, onlardan her türlü kiri gider.[13] 
Müminlerin önderi Hz. Ali’de (a.s) sizin içinizde Peygamberinizin itreti bulunmaktadır, diye buyurduğu hutbesinde kendisini ve iki evladını kastetmiştir. Gerçekte asıl olan kendisidir ve iki evladı ona tabidir. Onların Hz. Ali (a.s) karşısındaki konumu parlayan yıldızların tüm dünyayı aydınlatan güneş ışınına karşı konumudur.[14] Özetle, Şia’nın bakışında rivayetlere binaen, Allah Resulü'nün (s.a.a) itretinden kastettiği şey müminlerin önderi Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) zürriyetinden biri diğeri ardınca gelen ve en sonuncusu Hz. İmam Mehdi (a.c.f) olan kimselerdir.[15]
 

[1] Cezri, İbn. Esir, Mübarek b. Muhammed, en-Nihaye fi garibi’l-Hadisi ve’l-Eser, c. 3, s. 177, müessese-i matbuatiyi İsmailiyan, Kum, çapı evvel, 1367 h.ş; Tureyhi, Fahru’d-Din, Mecmeu’l-Bahreyn, Tahkik: Hüseyni, Seyyid Ahmed, c. 3, s. 395, Kitapfuruşiyi Murtezevi, Tahran, çapı sevvum
 1375 h.ş. 
[2] en-Nihaye fi garibi’l-Hadisi ve’l-Eser, c. 3, s. 177.
[3] Mecmeu’l-Bahreyn, Tahkik: Hüseyni, Seyyid Ahmed, c. 3, s. 395; Vasıti zübeydi, Muhibbu’d-Din Seyyid Muhammed Murtaza, Tacu’l-Arus min Cevahiru’l-Gamus, Muhakkık ve Musahhih: Şiri, Ali, c. 7, s.186, Daru’l-Fikri littabae ve el-Neşr ve’t-Tovzi’i, Beyrut, çapı evvel, 1404 h.k.
[4] Hüseyni Tahrani, Seyyid Muhammed Hüseyin, İmam Şinasi, c. 13, s. 419, Neşri Allame Tabatabai, Meşhed, çapı sevvum, 1426 h.k.
[5] Enfal Suresi, 41. ayet.
[6] Tacu’l-Arus min Cevahiru’l-Gamus, c. 7, s.186
[7] a.g.e
[8] a.g.e
[9] a.g.e
[10] Şerif er-Rezi, Muhammed b. Hüseyin, Nehcü’l-Belağa, Muhakkık: Salih Subhi, s. 119 – 120, Hicret, Kum, çapı evvel, 1414 h.k.
[11] «نَحْنُ عِتْرَةُ رَسُولِ اللهِ صلى الله علیه و آله وَ بَیْضَتُهُ الّتِى فُقِأَتْ عَنْه».
[12]  أنَا ابْنُ‏عَمّ رَسُولِ اللهِ صلى الله علیه و آله
[13] «اللّهُمّ هَؤُلَاءِ أهْلُ‏بَیْتِى فَأذْهِبِ الرّجْسَ عَنْهُمْ!».
[14] İbn. Ebil-Hadid, Abdul-Hamid b. Hibetullah, şerhi Nehcü’l-Belağa, muhakkık ve musahhih: İbrahim, Muhammed Ebul-Fazl, c. 6, s. 375 – 376, Mektebetu Ayetullah Mer’aşi Necefi, Kum, çapı evvel, 1404 h.k.
[15] Bkz: "Ehlibeyet", Soru: 829; "İmamet ve İmamlara İnanmanın Delilleri", Soru: 321; "İmametin Peygamberin Nesline Özgü Oluşu", Soru: 2969.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar