Gelişmiş Arama
Ziyaret
7309
Güncellenme Tarihi: 2011/07/26
Soru Özeti
Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
Soru
Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
Kısa Cevap

Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre tevki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Bu hadislerin Hz. Mehdi'den geldiğini bilmek için izlenen yol diğer hadislerin doğruluğunu belirlemekle ayınıdır. Aslında rical ve diraye ilimleri hadis ve rivayet kaynaklarında yer alan hadislerini sahih olanını teşhis etmek için oluşturulmuşlardır. Bu ilimle güvenilen hadisleri güvenilmeyen hadislerden ayırt etmek mümkündür.

Ayrıntılı Cevap

Al-Ayn kitabının yazdığına göre "tevki' bir şeyi eklemeye denir"[1] Ama bu sözcük terim olarak Hidayet İmamlarından bize ulaşan yazı ve mektuplara denir.

 Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre teki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Yazılı hadis; sahih, hasan, muvassak ve zaif çeşitlerinden olabilir.[2]

Buna göre, Hz. Mehdi (a.s)'dan bize ulaşan tevki'ler hadis kaynaklarında var olan yazılı rivayetlerdendirler. Bu hadislere güven sağlamanın yolu diğer hadisler e güvenmek için izlenen yolun aynısıdır.

Başka bir ifade ile tevki'ler de diğer rivayetler gibi rivayettirler. Bunların doğruluğunu ve sahih olduklarına nasıl güven sağlanır? Ne yolla uydurma oldukları bilinir?

Bu gibi soruların cevabını bilmek için şu noktaya dikkat etmek gerekir ki her rivayetin bir senedi vardır. Bu senette onu nakleden raviler zinciri yazılmıştır. Yani eğer bir kişi bir hadisi doğrudan Masum'dan duymuşsa, "ben İmam'dan böyle duydum" diye nakleder. Eğer o adam hadisi İmam'dan hadisi duyan bir raviden duymuşsa "ben falanca raviden ve O da Masum İmam'dan duymuştur" diye nakleder. Eğer aradaki vasıtalar çok ise yene bunu sırasıyla zikredeler ve sonunda Masum İmam'ın ismini zikrederlerdi. Bizim elimizde bulunan hadislerin çoğu bu türden yani müsned[3] hadislerdir. Bu da sorunun büyük ölçüde çözümlemektedir. Ama yine de şu soru ortaya çıkar ki senette yer alan ravilerin güvenilir ve doğru insanlar oldukları nasıl bilinir?

Bu sorunun çözümü için rical ilmi meydana gelmiştir. Bu ilim ciddi ve dakik olarak bu sorunu çözümünü üstlenmiştir. Bu ilimde ravilerin her birinin durumu ve güvenirliği incelenmiştir.

Bu ilimle ilgili olarak günümüze kadar Şia'da yazılan en kamil kitap Ayetullah Uzma Hoi'nin Mu'cem Rical'il-Hadis kitabıdır. Elbette bu ilimle ilgili ilk eserler ravilerle aynı asırda yaşayan veya ravilerin yaşadığı asra yakın olan bir dönemde yaşayan kişiler tarafında yazılmıştır. Bunlar Şeyh Tusi gibi meşhur alimlerdir ve bu kişilerin raviler hakkında bunların sözlerine güven hasıl olur.

Buna göre hadis kaynaklarında yer alan rivayetlere güvenmek için o hadis ve rivayetin senedine yeni raviler zincirinin kopuk olmamasına bakmamız gerekir. Eğer bu senetler kopuk olursa o zaman o hadisi senet açısından zayıf sayılır. Bu durumda özel bir takım şartlar dışında (örneğin o hadisi nakleden kişinin kendi kitabında sadece muteber hadislere yer verdiğini bilmemiz veya benzeri karinelerin olması dışında) o hadise güvenemeyiz. Ama o hadisin raviler zinciri masuma varıncaya kadar aralıksız ve kopuksuz olursa bu durumda o silsilede var olan ravilerin hepsi güvenilir kişi olup olmadıkları yönünden araştırılmalıdır. Eğer onların tümünün İmamiye şiası ve adil kişiler oldukları belli olursa bu hadise "sahih hadis" denir. Eğer o ravilerin hepsi yalan konuşmayan kişiler olur ama aralarında mezhebi şia olmayan kişi olursa o zaman o hadise muvassak (güvenilir) hadis denir.[4] Bu iki kısım hadise güvenmeliyiz. Çünkü bütün ravilerinin tanınmış ve güvenilir kişiler oldukları bellidir. Ama senet zincirinde eğer bir kişi bile sika (güvenilir) kişi olmazsa bu hadise zayif hadis denir ve ona güvenemeyiz. Elbette bu açıklama haber-i vahit hakkındadır, yani tevatür haddine ulaşmayan hadisler için geçerlidir ama hadis senet açısından tevatür haddine ulaşırsa yanı rivayetin senetleri yalan konuşma ihtimali mümkün olmayacak derecede çok olursa o zaman senetteki kişileri güvenilir olmak yönünden incelemeye ihtiyaç kalmaz.

Senetleri incelemek ve hadislerin sahih olup olmadıkları hakkında görüş belirtmek herkesin işi değildir. Sadece bu konuyla ilgili ilimlere vakıf olan, ­ gerekli aşamaları kat eden ve rical ilminde mütehassıs olan kişiler bu görevi üstlenirler.

Demek ki ya kendimiz rical ilminde görüş sahibi olmalıyız ya da mütehassıs olan birisine başvurmalıyız ancak bu yolla sahih olan hadisi diğer hadislerden ayırt etmek mümkündür.



[1] Halil b. Ahmed, al-Ayn, c. 3 s. 176

[2] bk Mamkani, Abdullah, Mikbasu'l-hidaye fi ilmid'diraye, c. 1 s. 383, Alu'l-bayt 1. baskı, H. 1411; Mueddeb, Seyyid Rıza, İlmu'l-hadis, Ahsenu'l-hadis yay.

[3] El-Madhal ila ilmi'rical ved'diraye Seyyid Muhammed Kazvini, s. 301 1. baskı, Veliyyiasr (a.s) Muessesei yay. Kum H. 1434

[4] ade s. 199

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Köpek ve domuzun necis oldukları hakkında bir hadis söyleyebilir misiniz?
    14791 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Köpek ve domuzun necaseti hakkında Masum İmamlardan (a.s) elimize çeşitli rivayetler ulaşmıştır. Bu rivayetlerin bazılarında necis sözcüğü açıkça gelmiş bazılarında ise gelmemiştir. Açıkça gelmeyenlerden de köpek ve domuzun necis olmaları gereklilik babından anlaşılmaktadır. Böyle rivayetlerde köpeğin artığı veya domuzun insanın elbisesine değmesi hakkında İmamdan (a.s) sorular ...
  • İmam Hasan Askeri (a.s)’ın biyografisini anlatır mısınız?
    3319 Sire 2020/01/20
  • İslam devletinde medeni kurumların yeri nedir?
    7745 Düzenler 2010/12/04
    Toplumda halk kitleleriyle devlet arasındaki kuruluşlara medeni kurumlar denir. Köy ve şehirlerdeki kooperatifler, dernekler, spor kulüpleri ve birlikler (okul-aile birliği gibi) vb. medeni kurumlara örnek teşkil etmektedirler. Medeni kurumların varlığı halkçı düzenlerin temel özelliklerinden biridir. Bir işi ve mesleği olan herkes bu kurumlara üye olabilirler. Medeni kurumlar, toplumsal ...
  • Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
    70786 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha ...
  • Kabirde soru ve sual nasıldır ve gayri Müslimler için hangi şekildedir?
    15342 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Berzah sözlükte iki şey arasında yer alan perde ve engel anlamındadır. Istılahta ise Yüce Allah’ın dünya ve ahiret arasında karar kıldığı ve ölümden sonra insanın ilk menzili olan âleme denmektedir. Berzah âleminden kastedilen, kabir âlemidir; bu âlemde insan kıyamete dek özel bir tür yaşam sürecektir. Burada kabirden kastedilen şey ...
  • Kredi kartlarıyla alışveriş yapılması ve bu kartların nakit paraya çevrilmesinin hükmü nedir?
    6089 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Sorunuzun cevabını Ayetullah Hamenei’nin kalemi şu şekilde cevaplamıştır: Hesapta olan ve alışveriş yaparken ödediğiniz miktarın bir sakıncası yoktur. Ama hesabınızda karşılığı olmadan size kredi hesabı olarak verilen miktar; eğer borç şeklindeyse ve ona faiz geliyorsa, borcun kendisi sahih ama fazlası faiz sayılmaktadır ve haramdır. ...
  • Nazardan korunmak nasıl mümkündür?
    11551 Tefsir 2011/05/09
    Nazar, nefsin oluşturduğu tesirlerindendir ve onun inkar etmeğe bir delil yoktur. Hatta bazı hadiseler nazarın varlığına delil sayılır. Merhum Şeyh Abbas Kummi, nazardan korunmanın yolları hakkında Kalem Suresi'inin 51. ayetini okumayı tavsiye etmiştir. Bu ayetin nüzul sebebine bakıldığında onun nazara karşı etkili olduğu ...
  • Neden esir düşmüş evli kadınlar hakkında Müslümanlara helal olduğuna dair ayet nazil olmuştur?
    6495 Gayri Müslimlerle İlişki 2019/01/22
    Kutsal islam şeriati evli kadınlarla evlilik yapmayı haram bilmektedir. Bu hükümden sadece savaşta esir düşmüş ve belirli şartlara haiz olanlar istisna edilmiştir. Allah teala kafirlerden esir düşmüş esir kadınlar batıl inançlarından beraat ettikten sonra ve rahimleri önceki eşlerinden arınmış ise nikah kıymayı helal etmiştir. Başka bir tabirle ...
  • Niçin ezan Arapça okunmaktadır?
    32652 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/08/23
    Ezanın Arapça okunmasının gerekliliğinin en önemli delili ezanın bir ibadet oluşudur. Bu ibadet Peygamber-i Ekrem’in sünneti gereği olduğu gibi korunmuştur. Her ibadetin şekli ve biçimi Allah Teala’nın belirlediği, emrettiği şekilde olmalıdır. Buna ek olarak bu ibadetin asırlar boyunca tahriften uzak kalması, bozulmaması ve ...
  • Bir Müslümanın, Amerika’daki mahkemelere bir dava için başvurması caiz midir?
    6726 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/11/01
    Ayetullah Uzma Hamenei (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Eğer kadının hakkını elde etmesi, gayri İslami mahkemelere başvurmasına bağlıysa, özellikle bu mahkemelere başvurmaması kadın için zorluk ve sıkıntıya sebep olacaksa; başvurmasında bir mani yoktur.”Hazreti Ayetullah-il Uzma Mekarim Şirazi (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Hakkını elde edecek başka bir yolu olmaz ve bu mahkemelere başvurmak ...

En Çok Okunanlar