Gelişmiş Arama
Ziyaret
6710
Güncellenme Tarihi: 2011/07/26
Soru Özeti
Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
Soru
Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
Kısa Cevap

Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre tevki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Bu hadislerin Hz. Mehdi'den geldiğini bilmek için izlenen yol diğer hadislerin doğruluğunu belirlemekle ayınıdır. Aslında rical ve diraye ilimleri hadis ve rivayet kaynaklarında yer alan hadislerini sahih olanını teşhis etmek için oluşturulmuşlardır. Bu ilimle güvenilen hadisleri güvenilmeyen hadislerden ayırt etmek mümkündür.

Ayrıntılı Cevap

Al-Ayn kitabının yazdığına göre "tevki' bir şeyi eklemeye denir"[1] Ama bu sözcük terim olarak Hidayet İmamlarından bize ulaşan yazı ve mektuplara denir.

 Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre teki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Yazılı hadis; sahih, hasan, muvassak ve zaif çeşitlerinden olabilir.[2]

Buna göre, Hz. Mehdi (a.s)'dan bize ulaşan tevki'ler hadis kaynaklarında var olan yazılı rivayetlerdendirler. Bu hadislere güven sağlamanın yolu diğer hadisler e güvenmek için izlenen yolun aynısıdır.

Başka bir ifade ile tevki'ler de diğer rivayetler gibi rivayettirler. Bunların doğruluğunu ve sahih olduklarına nasıl güven sağlanır? Ne yolla uydurma oldukları bilinir?

Bu gibi soruların cevabını bilmek için şu noktaya dikkat etmek gerekir ki her rivayetin bir senedi vardır. Bu senette onu nakleden raviler zinciri yazılmıştır. Yani eğer bir kişi bir hadisi doğrudan Masum'dan duymuşsa, "ben İmam'dan böyle duydum" diye nakleder. Eğer o adam hadisi İmam'dan hadisi duyan bir raviden duymuşsa "ben falanca raviden ve O da Masum İmam'dan duymuştur" diye nakleder. Eğer aradaki vasıtalar çok ise yene bunu sırasıyla zikredeler ve sonunda Masum İmam'ın ismini zikrederlerdi. Bizim elimizde bulunan hadislerin çoğu bu türden yani müsned[3] hadislerdir. Bu da sorunun büyük ölçüde çözümlemektedir. Ama yine de şu soru ortaya çıkar ki senette yer alan ravilerin güvenilir ve doğru insanlar oldukları nasıl bilinir?

Bu sorunun çözümü için rical ilmi meydana gelmiştir. Bu ilim ciddi ve dakik olarak bu sorunu çözümünü üstlenmiştir. Bu ilimde ravilerin her birinin durumu ve güvenirliği incelenmiştir.

Bu ilimle ilgili olarak günümüze kadar Şia'da yazılan en kamil kitap Ayetullah Uzma Hoi'nin Mu'cem Rical'il-Hadis kitabıdır. Elbette bu ilimle ilgili ilk eserler ravilerle aynı asırda yaşayan veya ravilerin yaşadığı asra yakın olan bir dönemde yaşayan kişiler tarafında yazılmıştır. Bunlar Şeyh Tusi gibi meşhur alimlerdir ve bu kişilerin raviler hakkında bunların sözlerine güven hasıl olur.

Buna göre hadis kaynaklarında yer alan rivayetlere güvenmek için o hadis ve rivayetin senedine yeni raviler zincirinin kopuk olmamasına bakmamız gerekir. Eğer bu senetler kopuk olursa o zaman o hadisi senet açısından zayıf sayılır. Bu durumda özel bir takım şartlar dışında (örneğin o hadisi nakleden kişinin kendi kitabında sadece muteber hadislere yer verdiğini bilmemiz veya benzeri karinelerin olması dışında) o hadise güvenemeyiz. Ama o hadisin raviler zinciri masuma varıncaya kadar aralıksız ve kopuksuz olursa bu durumda o silsilede var olan ravilerin hepsi güvenilir kişi olup olmadıkları yönünden araştırılmalıdır. Eğer onların tümünün İmamiye şiası ve adil kişiler oldukları belli olursa bu hadise "sahih hadis" denir. Eğer o ravilerin hepsi yalan konuşmayan kişiler olur ama aralarında mezhebi şia olmayan kişi olursa o zaman o hadise muvassak (güvenilir) hadis denir.[4] Bu iki kısım hadise güvenmeliyiz. Çünkü bütün ravilerinin tanınmış ve güvenilir kişiler oldukları bellidir. Ama senet zincirinde eğer bir kişi bile sika (güvenilir) kişi olmazsa bu hadise zayif hadis denir ve ona güvenemeyiz. Elbette bu açıklama haber-i vahit hakkındadır, yani tevatür haddine ulaşmayan hadisler için geçerlidir ama hadis senet açısından tevatür haddine ulaşırsa yanı rivayetin senetleri yalan konuşma ihtimali mümkün olmayacak derecede çok olursa o zaman senetteki kişileri güvenilir olmak yönünden incelemeye ihtiyaç kalmaz.

Senetleri incelemek ve hadislerin sahih olup olmadıkları hakkında görüş belirtmek herkesin işi değildir. Sadece bu konuyla ilgili ilimlere vakıf olan, ­ gerekli aşamaları kat eden ve rical ilminde mütehassıs olan kişiler bu görevi üstlenirler.

Demek ki ya kendimiz rical ilminde görüş sahibi olmalıyız ya da mütehassıs olan birisine başvurmalıyız ancak bu yolla sahih olan hadisi diğer hadislerden ayırt etmek mümkündür.



[1] Halil b. Ahmed, al-Ayn, c. 3 s. 176

[2] bk Mamkani, Abdullah, Mikbasu'l-hidaye fi ilmid'diraye, c. 1 s. 383, Alu'l-bayt 1. baskı, H. 1411; Mueddeb, Seyyid Rıza, İlmu'l-hadis, Ahsenu'l-hadis yay.

[3] El-Madhal ila ilmi'rical ved'diraye Seyyid Muhammed Kazvini, s. 301 1. baskı, Veliyyiasr (a.s) Muessesei yay. Kum H. 1434

[4] ade s. 199

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Namahremden suni saç ve suni tırnağı gizletmek vacip midir?
    7277 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/19
    İmam Humeyni hazretleri (kuddise sırıhu) ve diğer değerli merciler şöyle buyurmuşlardır: Kadınlar suni saçları ve gizli (kalması gereken) ziynetleri (bilezik ve gerdanlıklar gibi) de namaz dışında kapatmaları gerekir.[1] Namaz esnasında ise suni olan saçları, ...
  • Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
    18411 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır. ...
  • Dünyayı sevmekten kurtulmanın yolu nedir?
    15353 Pratik Ahlak 2010/08/08
    Dünya “edna”nın müennesi olup (ahret hayatı karşısında) daha aşağı ve daha değersiz şey anlamındaki “deni” ve “denaet”ten veya (ahret hayatı karşısında) daha yakın anlamındaki “denev”den türemiştir. Kur’an ve rivayetlerin açıklamasında dünya yerilen dünya ve övülen dünya diye iki kısma ayrılır. Dünyadan söz eden ve insanları onun ...
  • Raf’ı hadisi nedir?
    8156 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Raf’ı hadisi İslam Peygamberinden (a) rivayet edilen iki hadisin unvanıdır. Birinci hadis, İslam dininde bazı özel durumlarda teklif ve onun gerekliliklerinin ilga edildiğini veya bazı amellerin vaz'i yada teklifi sonuçlarının kaldırıldığını içerir. İkinci hadis, teklif veya bazı hükümlerin, belirli kişileri kapsamadığını ifade eder.
  • İmam Hasan’ın (a.s) yaşantısı, faziletleri, menkıbeleri, sulh ve şahadeti tarihçesini kısaca açıklayınız.
    9232 Tarih 2011/06/20
     İmam Ali b. Ebu Talip’in (a.s) oğlu İmam Hasan (a.s), mübarek Ramazan ayının 15. gecesinde hicretin üçüncü yılında Medine’de dünyaya gözlerini açtı. 37 yaşındayken ona İmam Ali’nin halifesi ve (a.s) varisi olarak biat edildi. İmamet dönemi altı ay üç gün sürdü. Ondan sonra oluşan bazı özel etken ve şartlardan dolayı ...
  • Bazen mezarları namaz kılan kimsenin kıble yönüne düşen imamların kabri yanında namaz kılmak doğru mudur?
    10156 Tefsir 2010/11/27
    Özellikle söz konusu ayetin zahiri, kabirlerin yanında mescit yapmaya izin vermektedir ve böyle bir mescidin Ashab-ı Kehf’in kabirleri civarında yapılmış olduğu da tefsirlerden anlaşılmaktadır. Elbette zahiri manaları itibariyle bu mekânlarda mescit yapmayı yasaklayan bir takım rivayetler de mevcuttur.  Ama bu ayeti göz önünde bulundurmayla ve bu ...
  • Hindistan ve Osmanlı İslamının teorik mukayesesi.
    7410 Fıkıh Tarihi 2010/12/04
    Osmanlı İslamıyla Hind İslamını değerlendirip mukayese etmek için bu iki ülkeye nüfuz eden ve hakim olan mezhebi bilmek gerekir. Osmanlıya (hicri 7. asırdan 10. asıra kadar) hakim olan fıkhi mezhep Ehl-i Sünnetin dört mezhebinden biri olan Hanefi mezhebidir. Ancak onlar itikatta Eş’ari mezhebine mensuptular. Hanefi ...
  • neden İslam'ı kabul etmeliyiz.
    26094 Yeni Kelam İlmi 2011/01/31
    Allah tarafından insanı hidayet edip onu ebedi mutluluğuna ve kemaline kavuştumak için gönderilen dinlerin en kâmili ve en kapsamlısı İslam dinindir. İslam dinini kabul etmemizi gerektiren nedenler aşağıdaki kanıtlar ve delillerdir.1-   İslam dinin kapsamlılığı;
  • Rivayetlere göre gayrimüslimlere karşı davranışımız nasıl olmalıdır?
    11709 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/10/12
    İslam, insan fıtratına uygun sevgi dolu bir din olup bütün insanlığın hidayet ve saadeti için gelmiştir. Din seçmek isteğe bağlı olduğu için her zaman bütün islam toplumlarında az çok gayrimüslim bulunur. İster İslam toplumunda ve İslam devletinin himayesinde yaşayanlar olsun (ehl-i zimme), ister gayr-i İslami ...
  • Utanmanın kökü nedir?
    12855 Teorik Ahlak 2010/09/22
    Utanmak “çekingenlik” anlamındadır. Çekingenlik ise olağanüstü “kendine bakma” ve başkalarıyla karşılaşmaktan korkmaktır. Çekingenlik hayâ ile eşdeğer değildir. Hayâ kendini kontrol etme gücü olup iradî ve değerli bir fiildir. Ayet ve rivayetlerde ondan olumlu bir şekilde söz edilmiştir. Çekingenlik ise tamamıyla gayri tabii, hoş olmayan ve insanın ...

En Çok Okunanlar