Gelişmiş Arama
Ziyaret
5014
Güncellenme Tarihi: 2012/03/18
Soru Özeti
Abdullah’ın Abdulmüttalip tarafından kurban olarak adanması akıl ve mantıkla çelişmez mi?
Soru
Bismillahirrahmanirrahim; Benim için Abdullah’ın Abdülmuttalip tarafından kurban olarak adanması anlaşılması ve kabullenilmesi zor bir şey. Gerçekten bu aklın ve mantığın kabullenebileceği bir şey mi?
Kısa Cevap

Tarihi nakiller göz önüne alındığında önceki dinlerde ve ümmetlerde adak ve kurban ritüellerinin farklı ve çeşitli şekillerde gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bunlardan biride insanın kurban edilmesiydi. İslam dini bunu kaldırarak sadece hayvan kurban edilmesine izin verdi.

Aklın, fıtratın ve mantığın kabul ettiği desturları yerine getirmek gerçek imanın nişanesidir. Bunun yanında ilahi desturlara amel etmek kişisel bir tarzın taraftarlığını yapmak değil ki yadırgayalım. Örneğin Allah Teala’nın peygamberi İbrahim (a.s)’ı kendi evladını kurban etme desturuyla sınamasını o dönemin insanlarının yobaz ve bağnaz görüşleriyle denk görmek doğru olmayacaktır. Allah’tan uzaklaşan bu toplumlar evlatlarını put için kurban etmekte, açlık korkusundan ve kız erkek çocuklar arasında fark koyarak onları katletmekteydiler.  Hatta bazı müşrikler kız çocuklarını diri diri gömmekteydiler. Doğal olarak bu vahşete kurban ve adak gibi kutsal  değerlerin adını vermek yanlıştır.

Özet olarak Abdullah’ın Abdülmuttalip tarafından kurban olarak adanması zahiren akıl ve mantıkla çelişen bir olgudur. Ancak bu olayın ilham sonucu ortaya çıkmış ilahi bir sınama olma ihtimali göz ardı edilmemiş ve buna binaen yadırganmamıştır. Aksi taktirde İslam peygamberi Muhammed (s.a.a):«أَنَا ابْنُ الذَّبِيحَيْن‏» ‘Ben iki kurbanlığın oğluyum’ (İsmail ve Abdullah) diyerek iftihar etmezdi. Zira Abdülmttalip’in bu olaydaki tutumu da  bu görüşü onaylar niteliktedir. Çocuklarını diri diri gömen bir toplumda yeni doğmuş bir çocuğun yaşaması için yüz deve kurban etmek cahiliye vahşetine verilebilecek en doğru  cevap olmuştur.

Ayrıntılı Cevap

 ‘Kurban etme’ terim olarak dini bir merasime verilen addır. Ama sözlük anlamında ‘kurban’ Arapçada «قُرب» ‘kurb’ kökünden gelen yakınlaşma anlamında bir kelimedir.[1] Bu kelimenin anlamı bizlere kurban etmekle Allah yakınlaşma gayesi taşındığını göstermektedir. Başka bir tabirle ‘kurban etme’ belirli bir çerçevede İnsanın Allah Teala’ya yakınlaşma kastıyla fedakarlıkta ve bağışta bulunmasıdır.

Tarihi nakiller göz önüne alındığında önceki dinlerde ve ümmetlerde adak ve kurban ritüelleri farklı ve çeşitli şekillerde gerçekleştiriliyordu.[2] Örneğin Habil ve Kabil elde ettikleri mahsulü Allah Teala’ya yakınlaşma kastıyla kurban etmişlerdir.[3] Bu hadise Kuran’ı Kerimde şöyle geçer: “(Ey Muhammed!) Onlara, Adem'in iki oğlunun haberini hak olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti.”[4]

İslam öncesinde insanda kurban edilmekteydi.[5] İslam dini bunu kaldırarak kurban etme merasiminin aslını kabul edip sadece eti helal hayvanların kurban edilmesine izin verdi. Bu ameli Haç merasiminin bir parçası olarak Kurban bayramı günü amellerinden biri karar kıldı.

Şimdi gelelim Allah Resulü Muhammed Mustafa (s.a.a)’in dedesi hakkında nakledilen hadiseye: Bu kıssa Allah Resulünün babası olan Abdullah’ın Abdülmuttalip tarafından kurban edilmek için nezredilmesi olayı ve bu konuda İslam peygamberi Muhammed (s.a.a):«أَنَا ابْنُ الذَّبِيحَيْن‏»[6] ’Ben iki kurbanlığın oğluyum’ (İsmail ve Abdullah) hadisidir. Tarihçiler ve muhaddisler bu rivayeti küçük farklarla nakletmişlerdir.

Öncelikle Abdülmuttalib’in oğlu Abdullah’ı kurban olarak nezretmesi hakkında birkaç noktaya değinmekte fayda var:

  1. Abdülmuttalib’in davranışından anlaşılan İbrahim (a.s)’ın şeriatında bunun haram olmadığı yönündedir.[7] Bir diğer tabirle önceki şeriatlarda böyle bir nezrin haram olduğu veya caiz olmadığı yönünde bir veri bulunmamaktaydı.
  2. Zahiren bu eylem Abdülmuttalib’e hastı ve ona ilham olmuştu.[8]
  3. Abdülmuttalib Hz. İbrahim (a.s)’in dinine tabi iyi bir mümindi. Öyle bir imana ve teslimiyete yetişmişti ki heybeti ‘Ebrehe’yi korkuya düşürmüştü. Halkı üstün ahlaka davet etmekte ve aşağılık işlerden alı koymaktaydı. İbrahim (a.s)’ın arkasından dosdoğru giden birisinin böyle bir sınamaya tutulması tabii değil midir? Sahip olduğu azametli ruhun ve imanının aşikar olması için Allah böyle bir adakta bulunmasını ona ilham etmiştir. Diğer taraftan ise çocuklarını diri diri gömen bir toplumda yeni doğmuş bir çocuğun yaşaması için yüz deve kurban etmesi cahiliye vahşetine verilebilecek en doğru cevap olmuştur.[9]
  4. İmam Rıza (a.s) konuşmasında Allah Resulünün «أَنَا ابْنُ الذَّبِيحَيْن‏» ‘Ben iki kurbanlığın oğluyum’ sözünü açıklarken şöyle buyuruyor:”Abdülmuttalib kendi döneminde bazı adetleri topluma benimsetmiştir. İslam dini bu adetleri kabul etmiştir. Eğer Abdülmuttalib’in amelinin bir hücceti olmasaydı ve kendi evladı Abdullah’ı İbrahim (a.s)’ın İsmail (a.s)’ı adadığı gibi aynı iradeyle kurban adamasaydı asla İslam Peygamberi bu iki insana nispet vererek ’Ben iki kurbanlığın oğluyum’ diyerek iftihar etmezdi. Allah Teala İsmail (a.s)’ın kurban edilmesine hangi sebepten ötürü razı olmadıysa Abdullah’ın kurban edilmesine de aynı sebepten ötürü razı olmamıştır. Bu ilahi inayetin sebebi Hatem’ul-Enbiya Muhammed Mustafa (s.a.a)’in ve Masum İmamların bu soydan gelecek olmasıydı. Buna binaen kurban kesmek sünnet olup müminler arasında yaygınlaşmıştır…”[10]
  5. Aklın, fıtratın ve mantığın kabul ettiği desturları yerine getirmek gerçek imanın nişanesidir. Bunun yanında ilahi desturlara amel etmek kişisel bir tarzın taraftarlığını yapmak değil ki yadırgayalım. Örneğin İmran’ın eşi karnında taşıdığı çocuğu Allah’ın evinde hizmetçi olması için Beyt’ul mukaddese adıyor.[11] Veya Allah Teala’nın Peygamberi İbrahim (a.s)’ı evladı İsmail’i kurban etmesi için destur veriyor.[12] Bu ilahi sınamaları o dönemin insanlarının yobaz ve bağnaz görüşleriyle denk görmek doğru olmayacaktır. Allah’tan uzaklaşan bu insanlar evlatlarını put için kurban etmekte, açlık korkusundan ve kız erkek çocuklar arasında fark koyarak onları katletmekteydiler. Hatta bazı müşrikler kız çocuklarını diri diri gömmekteydiler. Doğal olarak bu vahşete kurban ve adak gibi kutsal  değerlerin adını vermek yanlıştır.
  6. Bazı nezir ve adakların zahiren akıl ve mantıkla çeliştiği öngörülebilir. Lakin gerekli dikkat gösterilecek olursa bu vakıalarda ilahi sınav ve ilhamlar sonucu özel bir destur ve imtihanın söz konusu olduğu netice olarak ta akıl ve mantıkla çelişen bir durumun ortaya çıkmadığı görülecektir. Doğal olarak bunu zulüm ve haksızlık olarak görmek yanıştır. Bilakis bu vakıaların toplumsal ve sosyolojik etki ve sonuçları göz önüne alındığında insanlık için hayır ve kerametin kapıları aralanmıştır.
  7. İnsanın evladını adamasının önceki semavi dinlerde var olan bir sünnet olduğunu kabul etsek dahi rahmet ve merhamet sahibi Allah Teala’nın toplumların bağışlanma ve affolunma vesilesi karar kıldığını kabul etmeliyiz. Aklı selim toplumsal bir hayır ve maslahat söz konusu olduğu zaman bunu muhakkak edecek sünneti de hayır olarak görmektedir. Örneğin kısasta hayat olduğu gibi ilahi desturların birçok belanın önünü aldığını akli selim kabul etmektedir.

 

 

 

[1] İbni menzur, Muhammed bin. Mekrem, Lisan’ul-arap, 1.c, 662.s, dar’ul-fikr lit-tabaeti ve en-neşri ve tevzih- dar sader, Beyrut, 3.bk, 1414.h.

[2] Kadyani, Abbas, ferhengi camii tarih İran, 1.c, 30.s, intişarat averan, tahran, 6.bk, 1387.ş.

[3] Kuleyni, el-Kafi, 8.c, 113.s, dar’ul-kutub’ul-İslamiye, tahran, 2.bk, 1362.ş; İbni Kesir demeşki, İsmail bin. emir, tefsir Kuran’ul-Azim, 3.c, 75.s, dar’ul kutub’ul-ilmiye, Beyrut, 1.bk, 1419.h.

[4] Maide/27.

[5] Ferahani, Hasan, Kurbani der edyan, fasıl name marifet, 51.sayı.

[6] Allah resulü (s.a.a) den nakledilen «انا ابن الذبیحین » ‘Ben iki kurbanlığın oğluyum’ hadisi hem ehli sünnet hem de Şia kaynaklarında nakledilmiştir. İlk kurbanlıktan kasıt Hz. İsmail (a.s) ikinci kurbanlıktan kasıt Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a)in babası Abdullah tır. Kaynaklar: Kummi, Ali bin. İbrahim, Tefsir Kummi, 2.c, 226.s, dar’ul-kitab, kum, 3.bk, 1404.h; Allame Meclisi, Bihar’ul-Envar, 36.c, 47.s, dar ihya-i et-tras el-arabi, Beyrut, 2.bk, 1403.h; Fahreddin Razi, Ebu Abdullah Muhammed ibn. Ömer, Mefatih’ul-Gayb, 26.c, 347.s, dar ihya-i et-tras el-arabi, Beyrut, 3.bk, 1420.h.

[7] Allame Meclisi, Hayat’ul-Gulub, 3.c, 73.s, neşri surur, kum, 6.bk, 1383.ş.

[8] Hayat’ul-Gulub, 3.c, 73.s.

[9] Yusuf Garevi, Muhammed Hadi, Muessetu  Tarih el-İslami, 1.c, 247-248.s, neşr mecmei endişei İslami, kum, 1.bk, 1417.h.

[10] Şeyh Saduk, El-Hisal, 1.c, 57.s, Camii Muderrisin, kum, 1.bk, 1362.ş.

[11] Ali-İmran/35: “Hani, İmran'ın karısı, "Rabbim! Karnımdaki çocuğu sırf sana hizmet etmek üzere adadım. Benden kabul et. Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin" demişti.”

[12] Saffat/101-102: “Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik. Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona, "Yavrum, ben rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?" dedi. O da, "Babacığım, emir olunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi.”

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • geçici nikahın aktı için kullanılan lafızlar nelerdir? Şartları ve Hükümleri nasıldır?
    7192 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/03
    Geçici nikâhın aktini okumak için birkaç şart gereklidir: Aktin sıgasını okumak; şöyle ki süreli akitte bayan ve erkek’in rızası tek başına yeterli değildir. Belki bunun yanı sıra akit için okunan has lafızların okunması şarttır. İhtiyati vacip gereğince aktin sıgası sahih Arapça ile ...
  • Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
    19582 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12760 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5215 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5962 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Yasin Suresi’nin altıncı ayetiyle İsra Suresi’nin on beşinci ayeti arasında bir uyuşmazlık mı var?
    10831 Tefsir 2008/08/12
    Bu iki ayet arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çünkü ikinci ayette (İsra Suresi, on beşinci ayet) bir peygamber göndermedikçe azap olmadığını söylüyor ancak birinci ayette (Yasin Suresi, altıncı ayet) “ataları uyarılmamış” diyor ve herhangi bir azaptan bahsetmiyor. ...
  • Sürmeyle abdest veya gusül alınabilir mi?
    38418 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Abdest ve gusül alırken bedende, suyun deri ve uzuvlarına ulaşmasına engel olacak herhangi bir şeyin olmaması gerekir. Buna göre sürme, gözün içine çekilirse abdest ve guslün doğruluğuna zarar vermez. Ama gözün etrafına veya kaşlara çekilirse bakılmalıdır, abdest veya gusül uzuvlarına suyun ulaşmasına engel midir, değil midir?
  • Kızla oğlanın doğru bir şekilde (günaha düşmeden) cinsel ilişkiye girmelerinin bir yolu var mı?
    51581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/11/10
    İslama göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Hekim olan Allah bu ikisini sükunet bulsun, duygusal, ruhsal ve cinsel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye birbirleri için yaratmıştır. İslam iki tarafında ihtiyaçlarının giderilmesi ve kadınla erkeğin her türlü ilişkisinin belli bir sınır ...
  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    11310 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...

En Çok Okunanlar