Please Wait
11614
Ayet ve rivayetlerde, Allah’a iman, şirke düşmemek ve mürted olmamak amellerin kabul olunmasının ilk şartları olduğu, bunlar olmadan hiç bir salih amel kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Namazı terketmek, minnet ederek salih amel yapmak, başa gelen işlere razı olmamak vb. gibi amellerin yok olmasına neden olan şeyler -ayrıntılı cevap bölümünde değineceğimiz gibi- iman ve kalbi inancın zaafından kaynaklanmaktadır. Eğer imanı korumak için çaba harcarsak amellerimizde korunacaktır.
Ayet ve rivayetlerde, güzel ve salih amellerin yok olmasına neden olan günahlardan, Habt ve amellerin batıl olması şeklinde ifade edildiğinden cevaba geçmeden önce bu kelimenin lügat manasına bakacak, sonra Kur’an ve rivayetlerdeki örneklerine dönecek, ardından salih amelleri korumanın önemine değineceğiz.
Habt
Habt kelimesi, amelin yok olması ve etki etmemesi manasına gelmektedir. Sihahi’l-Lugatte şöyle yazar: ‘Ameli habt oldu demek sevabı yok oldu, demektir.’[1] Misbahu’l Münir’de de şöyle diyor: ‘Ameli habt oldu, yani ameli bozuldu, boşa gitti.’[2]
Kur’an’da ve rivayetlerde bazı çirkin amellerin salih amelleri yok edeceği belirtilmiştir. Aşağıda onlardan birkaçını örnek olarak getiriyoruz:
a) Kur’an’da Habt
Salih amellerin yok olmasına neden olan ameller demek olan Habt ve ondan türeyen kelimeler Kur’an’da 16 kere gelmiştir. Bazıları şunlardır:
1- Küfür ve Şirk
ı) ‘Kim imanı inkar ederse bütün işledikleri boşa gider ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardandır.’[3]
ıı) ‘Şirk koşanlar, kendi kafirliklerine tanıklar iken, Allah'a secde edilen yerleri imara hakları yoktur. Onlar, bütün yaptıkları boşa gidenlerdir ve onlar, ateşte süresiz olarak kalanlardır.’[4]
Bu iki ayette şirk ve küfürün, müşrik ve kafirlerin amellerini yokedeceği açıkca belirtilmiştir.
2- Nifak
‘İman edenler derler ki: Sizinle beraber olduklarına dair bütün kuvvetleriyle yemin edenler bunlar mı? İşte yaptıkları boşa çıktı, hüsrana uğrayan oluverdiler.’[5]
3- Allah’ın Ayetlerini ve Ahireti Yalanlayanlar
‘Ayetlerimizi ve ahirete ulaşmayı yalanlayanların bütün amelleri boşa çıkmıştır. Onlar yaptıklarından başka birşeyle mi cezalandırılacaklar?’[6]
b- Rivayetlerde Habt
I) Hastalık vb. gibi bir neden olmadan namazı terketmek
Ubeyd b. Zürare diyor ki: İmam Sadık’tan (a.s) ‘Kim imanı inkar ederse bütün işledikleri boşa gider.’[7] ayetinin tefsirini sorduğumda buyurdu ki: ‘İkrar ve itiraf ettiği ameli terkeden kimse kastedilmiştir.’ Ben ‘O ameli terketmenin ölçüsü nedir? Tümünü mü terketmesidir?’ diye sorduğumda şöyle buyurdular: ‘Örneğin mest olmadan veya nedensiz olarak, bilerek namazı terkeden kimse bunlardandır.’[8]
ıı) Usul-u Din’de Şüphe Etmek
İmam Sadık’ın (a.s) ashabından Mufazzal şöyle diyor: ‘İmam’ın (a.s) şöyle buyurduğunu duydum: Şüphesi veya zannı olupta onların üzerinde kalanın amelini Allah yok eder. Allah’ın hücceti açık hüccettir.’[9]
Meclisi (r.a) bu hadis hakkında şöyle buyuruyor: ‘Yakine ulaşma imkanı olanın usul-i din’de şüphe ya da zanda bulunması caiz değildir. ‘Allah’ın hücceti açıktır’ sözünden maksat ise, kim usul-i din hakkında delil peşinde olursa yakine ulaşır. Yakine ulaşınca da şüphe ve zannı kalmaz.’[10]
ııı) Kocasına ‘Senden hiç hayır görmedim!’ diyen kadın
Evlilikte kadının üzerine farz olmayan, evin temizliği, aşçılık, çocuk bakımı gibi bir çok zahmetli işi üstlenen ve Allah’ın bunların karşısında kendisine bir çok sevaplar verdiği kadın, bunları kocasına eziyet ve minnet ederek yaparsa yaptığı işlerin sevabı yok olur. Bir hadiste İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Kocasına, ‘Senden hiç hayır görmedim’ diyen kadının amelinin sevabı yok olur.’[11]
ıv) Hz. Ali’nin (a.s) Velayetini İnkar Etmek
Ebu Hamza diyor ki: ‘İmam Bakır’dan (a.s) ‘Kim imanı inkar ederse bütün işledikleri boşa gider ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardandır.’ ayetinin tefsirini sorduğumda şöyle buyurdu: ‘Bu ayetin batıni tefsiri, Emirü’l Müminin’in (a.s) velayetini inkar etmektir. Çünkü imandan maksat Hz. Ali’dir (a.s)’[12]
Yukarıda anlatılanlardan, habt’ın belli bir amele özgü olmadığı, bireysel, toplumsal, akidevi ve ahlaki olmak üzere bütün amellerle ilgili olduğu anlaşılmaktadır.
Habt kavramının karşısında Tekfir kavramı olmasından dolayı birazda ondan bahsetmek istiyoruz.
Salih ameller kötü amellerle yok olduğu gibi, kötü amellerde güzel amellerin vesilesiyle yok olurlar. Hatta güzel amele dönüşürler. Aşağıda buna birkaç örnek getiriyoruz:
1- Farz Namazları Yerine Getirmek
‘Gündüzün iki tarafında ve gecenin ilk saatlerinde namazı kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir.’[13]
2- Büyük Günahlardan Sakınmak
a- ‘Sakındırıldığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, kusurlarınızı örteriz...’[14]
b- ‘Küçük günahların dışında büyük günahlardan ve çirkin şeylerden sakınanlara gelince: Şüphe yok ki Rabbinin mağfireti pek geniştir.’[15]
İhbat ve Tekfir’in insan yaşamındaki eğitici rolü göz önüne alındığında salih amellerin korunmasına ayrıca önem vermek gerekir.
Kur’an ve rivayetlerde insanların amelleriyle ilgili vurgu yapılan konulardan bir diğeri, salih amellerin korunması için çaba göstermektir. Yoksa salih amellerimizin bize faydası olmayabilir.
Resul-i Ekrem (s.a.a) bir rivayette Tesbihat-ı Erbaa’nın fazileti hakkında şöyle buyuruyor: ‘Allah, müminin söylediği her zikir için cennette ona bir ağaç diker.’ Ashabtan biri ‘O zaman bizim cennette çok ağacımız var’ dediğinde ‘Evet’ diye buyurdu Allah Resulü: ‘Ama dikkat edin göndereceğiniz ateşle onları yakmayın.’ Sonra şu ayeti okudular: ‘Ey inananlar, Allah'a itaat edin ve Peygambere itaat edin ve amellerinizi boşa çıkarmayın.’[16]
[1] -el-Cevheri, İsmail b. Hammad, el-Sihah, c.3, s.1118, Daru’l İlm, Beyrut, 1990.
[2] -el-Feyyumi, Ahmed b. Muhammed, el-Misbahu’l Münir, s.118
[3] -Maide/5
[4] -Tövbe/17
[5] -Maide/53
[6] -A’raf/147
[7] -Maide/5
[8] -Kuleyni, Muhammed b. Yakup, el- Kafi, c.2, s.387, H.12, Daru’l-Kütübi’l-İslamiyye, Tahran, H.Ş.1365
[9] -a.g.e. c.2, s.400, H.8
[10] -Meclisi, Muhammed Bakır, Mir’atu’l-Ukul, c.11, s.186, Daru’l-Kütübi’l-İslamiyye, Tahran, HK.1404
[11] -Hür Amuli, Muhammed b. Hasan, Vesail-uş Şia, c.20, s.162, H.7, Müesseset-ü Alu’l-Beyt, Kum, HK.1409
[12] -Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c.35, s.369, H.14, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, HK.1404
[13] -Hud/114
[14] -Nisa/31
[15] -Necm/32
[16] -Muhammed/33; Saduk, Muhammed b. Ali, Emali, c.1, s.607, İntişarat-ı Kitaphane-i İslamiyye, Tahran, HŞ.1362.