Gelişmiş Arama
Ziyaret
9239
Güncellenme Tarihi: 2009/06/06
Soru Özeti
Kur’an ayetleriyle mukayese ettiğimizde hadislerin itibar derecesi ne ölçüdedir?
Soru
Kur’an ayetleriyle mukayese ettiğimizde sağlam hadislerin itibar dereceleri ne ölçüdedir?
Eğer örneğin yüz üzerinden bir numara vermeli olsak Kur’an’a nazaran hadislere ne numara verilir?
Kur’an’da açıkça beyan edilen ve beyan edilmeyen konular arasındaki fark nedir? Bu konular arasındaki önem farkını mı gösterir?
Kısa Cevap

Kur’an-ı Kerim ve muteber hadislerin her ikisi dini kaynaklardan sayılırlar ve her ikisi de şer’i hüccettirler. Kur’an hakkında senet yönünden inceleme yapılmaz Çünkü Kur’an’ın tümünün Allah katından indiğinde ve aynı şekilde Peygamber (s.a.a) tarafından bize ulaştığında bir şüphe yoktur. Sadece Kur’an ayetleri ifade ettikleri mana bakımından incelemeye tabi tutulur.

Ancak hadislere gelince hem senet yönünden hem de ifade ettikleri anlam yönünden incelenmeleri gerekir. Yani hem bunların masum tarafından söylendiği tespit edilmeli hem de taşıdıkları mana ve ifade ettikleri maksat açıklığa kavuşturulmalıdır.

Eğer bir söz doğrudan masumdan duyulsa veya onu masumun söylediği kesin olsa bu yönden o da Kur’an gibi sağlam sayılır. Buna göre onun anlamı belirlendikten sonra o anlam üzere şer’i hüküm belirlenir ve ona amel etmek gerekir. Ancak hadisin senedi kesinleşmezse elbette bu yönden Kur’an gibi muteber ve hüccet sayılmaz. Kur’an hadislerin sağlamlığını belirlemede bir kıstas sayılır.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an-ı Kerim ve muteber hadislerin her ikisi dini kaynaklardan sayılırlar ve her ikisi de şer’i hüccettirler. Kur’an hakkında senet yönünden inceleme yapılmaz Çünkü Kur’an’ın tümünün Allah katından indiğinde ve aynı şekilde Peygamber (s.a.a) tarafından bize ulaştığında bir şüphe yoktur. Sadece Kur’an ayetleri ifade ettikleri mana bakımından incelemeye tabi tutulur.

Ancak hadislere gelince hem senet yönünden hem de ifade ettikleri anlam yönünden incelenmeleri gerekir. Yani hem bunların masum tarafından söylendiği tespit edilmeli hem de taşıdıkları mana ve ifade ettikleri maksat açıklığa kavuşturulmalıdır.

Masumlara ulaşmanın mümkün olduğu dönemden 1200 yıla aşkın bir süre geçmektedir. Bu süre zarfında birçok sağlam hadisler kaybolmuş ve birçok hadis de uydurulmuştur. Buna göre hadislerin sağlamlığını ölçmek için elde olan en önemli kıstaslardan biri hadisleri Kur’an’la karşılaştırmaktır. Buna göre Kur’an’la çelişen hadisler geçersiz sayılır. Bu yöntem Bizzat Ehl-i Beyt imamları tarafında açıklanmıştır.[1]

Müslümanlar arasında sürekli hadis konusunda aşırılık ve ihmalkârlık diyebileceğimiz iki yanlış tavır söz konusu olmuştur. İslam’ın ilk dönemlerinde Hesbuna kitabullah” (Allah’ın kitabi bize yeter) sloganı bazı kimseler tarafından gündeme geldi ve bu tavır sonucu hadislerin tedvin edilmesi göz ardı edildi. Bunlar Kur’an var iken hadise ihtiyaç olmadığını savunan hadis hakkında bu ihmalkâr tavrın tezahürüydü.   Diğer yandan yıllar sonrası Ehl-i sünnet’te “hadis bize yeter” fikrinin canlanması sayılacak bir yanlış akım meydana geldi. Bunlar hatta Kur’an’ın hadisler neshedilebileceğine inanırken hadisin Kur’an’la neshedilebilmeyeceğine inandılar.”[2] Şia’da da Ehbariler Kur’an’ın zahirinin hüccet olduğunda şüphe ettiler. Bunlara göre Kur’an’ın zahirinde açıklanan bir konu hadis vasıtasıyla teyit edilmediği sürece anlaşılması bizim için imkansız olduğunu ve Kur’an’dan doğrudan yararlanmanın tefsir bi ray olduğunu ve haram olduğunu ileri sürdüler.

Oysa Peygamber (s.a.a) buyurmuştur ki: “Ben sizin aranızda iki ağır emanet bırakıyorum. Allah’ın kitabını ve öz soyumdan olan Ehl-i Beyt’imi bunlara sarıldığınız sürece sapmazsınız…”[3]

Yani hem Kur’an hem de masumların sözleri Müslümanlar için hüccettir ve bu ikisi dini tanımanın kaynağı ve saadet yoludurlar buna göre her ikisine de sarılmak gerekir. Fakat bazı konuların Kur’an’da özet şekilde işaret edilmiş olması ve bunun açıklamasının Peygamber ve Ehl-i Beyt imamlarının hadislerinde yer almış olması mümkündür veya bir konunun genel anlamda açıklanmış olması ve hadislerde onun tahsis ve istisnasının beyan edilmiş olması mümkündür. İşte bu görevi, Kur’an Peygamber’in (s.a.a) üzerine koymuştur. Kur’an şöyle buyurur: “Biz Kur’an’ı sana indirdik ki sen onu insanlara açıklayasın.”[4]

Bu görev yüce Peygamber’den gelen hadisler gereğince Peygamber’den sonra Ehl-i Beyt imamlarına aittir.[5] Onlar Kur’an’ın gerçek tefsiri sunarak halkın din konusundaki ihtilaflarını gidermekle görevlidirler.[6]

Kur’an-ı Kerim ve hadislerden istifade etmekte önemli olan nokta şu ki bu iki kaynaktan yararlanmanın büyük bir uzmanlığı gerektirdiğidir. Ancak böyle bir tahassüsle Kur’an’ın mensuh ayetleri nasıhlerinden mutlak ayetleri mukayyet ayetlerden muhkem ayetleri müteşabihlerden ayırt edilebilir. Yine ayet veya hadiste yer alan hüküm ile ilgili genelleme yapılıp yapılmayacağını tespit etmek için gerekli olan şartların olup olmadığını belirlemek gerekir. Bunun gibi onlarca konuya vakıf olmak gerekir Bu konular Kur’an, hadis, fıkıh ve usul-i fıkıh gibi ilimlerde ortaya konmuştur.

Ama Kur’an’da açıkça beyan edilen konuların diğer konulara oranla daha bir önemli olduğuna gelince şöyle demek gerekir: Hayır, bir konunun açıkça Kur’an’da yer alması onun öneminin fazla olduğunu göstermesi genel bir kaide sayılmaz. Elbette şunu iddia etmek mümkündür ki insanların yapmaları veya sakınmaları gereken emirler ve yasaklar ve insanların sosyal ilişkileriyle ilgili olan konular Kur’an’da genelde açıkça beyan edilmiştir. Ancak bunlardan daha önemli bazı konular var ki örneğin Allah’ın zatı ve sıfatları ve fiilleri hakkındaki konular veya ahiret hayatı, cennet ve cehennemle ilgili konular veya madde ötesi melek ve cinlerle ilgili konular - önemli olmalarına rağmen üstü kapalı şekilde işaret edilmiş ve detaylarına inilmemiştir.

İmam Ca’fer Sadık (a.s)’dan şöyle nakledilmiştir: Allah’ın kitabı dört kısımdır: ifadeler, işaretler , ince konular ve hakikatlerdir. İfadeler, halkın geneli ve işaretler özel sınıflar ve ince konular evliyalar ve hakikatler peygamberler içindir.[7]

Yine İmam başka bir yerde şöyle demiştir: Kur’an’ın bir zahiri bir de batını vardır. Zahiri hükümlerdir ve batını ilimlerdir. Zahiri güzel ve çekicidir ve batını derindir.”[8]

Buna göre şöyle demek gerekir. Kur’an’ın önemli ve öz konuları sedef içindeki inciler örneği ayetlerin açık ifadelerinin içinde yer alan bir takım gerçeklerdir ve bunları elde etmek için daha fazla bir çaba sarfetmek gerekir.

Son olarak şuna da işaret edelim: Bazen bir takım konuların üstü örtülü şekilde Kur’an’da yer alışı ve açıkça beyan edilmemiş olması bazı maslahatlardan dolayıdır. Buna örnek olarak Hz. Ali’nın isminin Kur’an’da yer almayışını zikredebiliriz.

Daha fazla bilgi için Bk. aşağıdaki dizinler:

1-       İmamların (a.s)’ın isimlerinin Kur’an’da yer almayışı Soru: 200

2-       Hz. Ali’nin imametinin Kur’an ile ispatı. Soru: 324.



[1] Hur Amili, Vesailu’ş-Şia, c. 11 s. 330 H. 1

[2] Ebu’l-Hasan Aş’ari Makaltu’l-İslamiyyin c. s. 251

[3] Muttaki Hindi, Kenzu’l-Ummal c. 1 s. 44

[4] Nahl: 44

[5] Hadis-i Sakaleyn ve Hadis-i Sefine gibi.

[6] Bkz. Hadevi Tehrani, Mehdi Teemmülat der Usul-i Fıkh, Kitab-i Evvel defter-i şişum, s. 75-80

[7] Feyz Kaşani Es-Safi fi tefsir-i Kur’an, Mukaddime böl.

[8] Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 92 s. 17

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10888 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi hangi alanları kapsamına alır?
    9392 Politika Felsefesi 2011/04/11
    İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi onun temel görüşlerinden bir parça sayılır ve çeşitli alanlardaki düşünceleri ile ilişki içindedir. Çok yönlü bir şahsiyet olan İmam Humeyni'den irfan, fıkıh, felsefe, kelam ve siyaset alanlarında bir çok eser kalmıştır. O İslami düşünceye dayalı bir düzenin kurucusu ve lideri olduğu ...
  • Yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddeden ayetler hangileridir? Bu ayetler Allah’ın ruhunu insana üflemesi meselesiyle nasıl bir uyum sağlamaktadır?
    16190 Tefsir 2011/10/20
    Tevhid inancından, ister insan olsun ister başka şey, hiç bir şeyin Allah’a benzeme imkanının olmadığı manası çıkmaktadır. Kur’an’da birçok ayet yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddetmektedir. Örneğin:1- ‘Ve ona, bir tek eşit ve benzer yoktur.’2- ‘Ona hiçbir benzer yoktur’3- ‘Artık Allah'a eşit varlıklar tanımayın; şüphe yok ki Allah ...
  • İslamî olmayan devletlerin bankalarından borç almanın hükmü nedir?
    6785 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    “Borç almak devlet bankasından olsa dahi zatı itibariyle şerî otoritenin iznine bağlı değildir ve faizli olsa bile durum hükmü açısından doğrudur. Ancak faizli olması durumunda ister Müslüman’dan veya Müslüman olmayandan, ister İslam devletinden veya İslamî olmayan bir devletten alınmış olsun sorumluluk açısından haramdır. Harama bulaşmayı caiz ...
  • Bakire kızla geçici evlilik yapmanın hükmü nedir?
    13636 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Günümüzde ki taklit merciilerin çoğunluğu bakire kızın geçici veya daimi evliliğinde babanın izninin şart olduğunu söylüyorlar. Baba olmadığı zaman babanın babasından izin alması gereklidir. Eğer bakire olmazsa veya baba ve babanın babası olmazsa izine ...
  • Neden Kur’an sizler kadınlarınızı dövebilirsiniz diye buyurmaktadır?
    8943 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Kur’an’da tavsiye edilmiş üçüncü taktik (öğüt verme ve yataktan uzaklaştırmadan sonra) hakkında, ilk bakışta insan, istediği şekilde kadına davranması ve yumruk, tokat ve tekmeyle onu teslim alması için İslam’ın erkeğe imkan tanımak istediği sanısına kapılabilir. Oysaki durum asla bundan ibaret değildir. Kadınların isyan etmesi, vazife ve sorumluluklarına sırt çevirmede ...
  • İslam Peygamber’inin mektuplarını padişahlara kim ulaştırmaktaydı?
    3462 Tarih 2020/01/20
  • Habil ve Kabil kimle evlendiler?
    82846 Tefsir 2009/06/17
    Tarih ve hadis kaynaklarına göre bugünkü insan soyu ne Habil nede Kabil’in soyundandır. Bu günkü insanlar Hz. Adem’in diğer oğlu olan Şeys veya Hibetu’llah’ın soyundandır.Ancak, Hz. Adem’in çocuklarının evlenmesine gelince Müslüman bilginler bu konuda farklı görüşlere sahiptirler ve genelde şu iki görüşten birini ...
  • Kur’an’da kaç tane kelime vardır?
    15688 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Müslümanlar, İslamın başlangıcından bu yana semavi kitapları Kur’an’a her yönüyle büyük önem vermiş, onun bütün kelimelerini hatta Mekki ve Medeni olanları bile ayrı ayrı saymışlardır. Bu sayımdan elde edilen rakamlar şöyledir:Mekki kelimeler 45653, Medeni kelimeler 32154’tür. Buna göre Kur’an-ı Kerim’deki kelimlerin toplamı: 77807’dir.
  • Örfün geçerliliği ne ölçüdedir ve onu belirlemek kime aittir? Acaba örf değişebilir mi?
    7680 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Örfün lügatte iki manası vardır:a) Beğenilen işb) Marifet ve TanımaFakihler ...

En Çok Okunanlar