Gelişmiş Arama
Ziyaret
14638
Güncellenme Tarihi: 2009/06/16
Soru Özeti
Kimler cennete girecek?
Soru
Kimler cennete girecek?
Kısa Cevap

Kur'an-ı Kerim'in çeşitli ayetlerini incelediğimizde cennetin Allah'ın kesin vaadi olduğu, muttakilerin, mü'minlerin, Allah ve Resulünün (s.a.a) emirne itaat edenlerin oraya gideceği anlaşılmaktadır. Böyle biri gerçek manada saadete ve kurtuluşa erenlerin sınıfında olacaktır.

Allah ve Resulünün (s.a.a) emirlerinden biri veliyy-i emre itaat, imamı tanımak ve Ehl-i Beyt (a.s)'ın hakkını eda etmektir. Şüphesiz kalpte, dilde ve amelde Allah'a, Peygambere ve Kur'an'a ve Peygamber’in, Ehl-i Beyt (a.s) hakkındaki onların velayetine inanmaya dair emrini bildiği halde buna inanmayan kimse gerçek mü'min değildir ve dolayısıyla Allah'ın lütuf ve vaadine de nail olmayacaktır. Zira Kur'an şöyle buyuruyor:

'İnanlar ve iyi işlerde bulunanlar için kıyılarından ırmaklar akan cennetler vardır' [i]

Gerçekte cennet veya cehennem dünyada kendisiyle yaşadığımız inanç ve amelin yansımasıdır. Kur'an'ın tabiriyle; 'İyilik ederseniz faydası kendinize, kötülükte bulunursanız zararı gene size.'

İmam’a ve Ehl-i Beyt'e (a.s) tabi olmak, Onları (a.s) sevmek iddiasında bulunmaktan öte bir şeydir. İmamsız ve biatsız ölmenin cahiliye ölümü olduğu gerçeği yalnızca Şianın söylediği bir şey değildir. Cennete girmenin şartının imamı tanımakta olmasının sırrı, imamın varlığının gerekliliği, saadete ulaşmak için imama duyulan ihtiyaç vb. gibi konularda yatmaktadır.

Kısacası birine hakikat ulaşmamışsa, o da hakikati aramakta ihmalkâr davranmamışsa yani mukassır değilse cehennemi hak etmez. Çünkü cehennem, hakkı ve hakikati bilmeyip ona ulaşamayanların değil günahkarların yeridir.



[i] -Buruc/11

Ayrıntılı Cevap

Cennet Allah'ın kesin vaadidir. [1] Ama bu vaat kimler içindir? Cennet ehline ait ayetleri incelediğimizde görüyoruz ki cennete girmenin şartı mü'min olmaktır:

 

'Allah inanan (mü'min) kadın ve erkeklere kıyılarından ırmaklar akan cennetler vaat etmiştir. ' [2]

Peki mü'min kimdir? Şehadeteyni yanlızca dilde söylemek imanın gerçekleşmesi ve mü'minler topluluğuna girmek için yeterli midir?

 

'Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokar.” [3]

Allah'a ve Resulüne itaat nasıl olur? Bu konuda ki ayetlere baktığımızda itaatin akait ve amelden meydana gelen iki alanda ve iki bölümden oluştuğunu görmekteyiz:

 

'İnananlar ve iyi işlerde bulunanlar için kıyılarından ırmaklar akan cennetler vardır' [4]

 

Öyleyse:

 

-Resule (s.a.a) itaat etmedikçe muti olmayız.

-Kalbi ve itikadı itaatin amelde de görülmesi gerekir

-Allah Resulünün (s.a.a) küçük bir emrine de inanmasak tam itaat edenlerden sayılmayız.

 

İman ve Salih Amelin Neticesi Nedir?

 

Kur'an'a göre bu ikisinin terkibinin neticesi takvadır. Takva sahipleri de cennet ehlidirler:

 

'Çekinenler için rableri katında kıyılarından ırmaklar akan cennetler vardır.' [5]

 

Buraya kadar söylediklerimizden şöyle bir sonuç çıkarabiliriz: Saadetli olmanın temeli takvalı olmaktır; takva ise Allah'ın ve Resulünün emirlerinin tümüne istisnasız boyun eğmektir.

 

Takvanın mertebe ve dereceleri vardır, onun en düşük mertebesi farzları yerine getirmek ve günahlardan sakınmaktır. Bu yüzden her şeyden önce farzları tam olarak yerine getirmemiz gerekir. Bu farzlardan biri Resulullah’tan sonra Onun (s.a.a) yerine geçecek gerçek halife ve imamları tanıyıp onlara itaat etmektir. [6] Kalpte ve dilde inancı olmayan, amelde de imamete itaat etmeyen kimse iman ehli değildir, salih ameli yoktur ve takvanın hiç bir mertebesine sahip değildir.

 

Nokta: Nisa suresinin 59. ayeti gereğince Veliyy-i Emir'e itaat etmek vaciptir ve ona itaat etmek Allah'a itaat etme haddindedir. Ancak iktidarı ele geçiren herkes veliyy-i emr olamaz, veliyy-i emrin masum olması gerekir. Eğer veliyy-i emr masum olmazsa Allah ve Resulünün emirlerinin aksine emirler verebilir. Bu durumda Allah'a itaat ve veliyy-i emre itaat şeklinde birbirine muhalif ve zıt iki şeyin bizden istenilmesi anlamına gelir ki bu da kesinlikle imkânsızdır.

 

İmamet inancının insan saadetindeki rolüne değindikten sonra şimdi de imamın toplumun ve bireyin saadetli olması, onların cennet ve cehennemle gitmesinde ne gibi etkisi vardır sorusuna cevap verelim: [7]

 

Hak İmama İnanmanın Kurtuluşa Varmadaki Rolü

 

 

a) Kurtuluş

 

 

Allah-u Teala başarılı insanların örneği olan Hz. İbrahim'i (a.s) şöyle anlatıyor:

 

'Ve şüphe yok ki İbrahim de Onun taraftarlarındandı elbet. Hani rabbine tertemiz bir yürekle gelmişti o.' [8]

 

Şüphesiz Hz. İbrahim (a.s) Hz. Nuh (a.s)'ın gerçek manada şiası ve takipçisiydi. Çünkü Allah'ın dergâhına geldiği zaman temiz bir yürek, sefa ve selametle doluydu. Hz. İbrahim (a.s)'ın duası da şuydu:

 

'Utandırma beni insanların dirilecekleri günde. O günde ki ne mal fayda verir, ne evlat. Ancak Allah'a, şirkten ve şüpheden arınmış bir gönülle gelen faydalanır' [9]

 

Kalb-i selim (şirkten ve şüpheden arınmış bir gönül) ibaresinden şunu anlıyoruz: Başarılı, kurtuluşa eren ve mesut kimse dinini öyle yaşar ki Allah'ın dergâhına gittiği zaman selim bir kalple gider.

 

Ne ilginçtir ki bir sonra ki ayette şu cümle gelmiştir: 'Ve cennet, o gün, çekinenlere yaklaştırılmıştır.'

 

Ayet demek istiyor ki, selim kalp takvanın neticesidir; takvalı olmanın mükâfatı da cennettir.

 

Sonuç olarak diyebiliriz ki: Saadet, kurtuluş ve mutluluk selim kalbe sahip olmak için gösterilecek çabada mana kazanır. Gerçek mutlu kimse selim kalbi olandır. Saadet, kalbin salim olmasına bağlıdır.

 

b) Saadetli Olmada İmamet İnancının Rolü

 

Aşağıda genel olarak imametin ve özel olarak Ehl-i Beyt’in imamet ve velayetine inanmanın ehl-i saadet olmadaki önemini ve etkisini açıklayan bazı delillere işaret edeceğiz:

Peygamber (s.a.a): Kim zamanının imamının tanımadan ölürse cahiliye ölümüyle ölmüştür.”

Bu hadis bazı kaynaklarda (örneğin Buhari’de şöyle geçer:

Kim boynunda biat olmadan ölürse cahiliye ölümüyle ölmüştür.”

Resulullah yine şöyle buyurdular:

“Ben kimin mevlasi isem Ali de onun mevlasıdır.”

Yine şöyle buyurdular:

“Ben kendimden sonra iki büyük emanet bırakıyorum, Allah’ın kitabi ve öz soyumdan olan Ehl-i Beytimi bu ikisine sarıldığınız sürece sapmazsınız.”

Bu hadislerin ümmetin ittifak ettiği hadislerden olduğu için onların senetlerini zikretmeğe gerek görmedik.

Yine buyurmuştur ki “Benim Ehl-i Beytim sizin aranızda Nuh’un gemisi gibidir kim o gemiye bindiyse kurtuldu ve kim de ondan geri kaldıysa helak oldu.”

İşte sağlam senetlerle ve hatta mutevatir olarak nakledilen bu hadisler insanın saadet ehli olması için Ehl-i Beyt’in velayetini kabul edip Hz. Ali’nin imametine inanmasına bağlı olduğunu açıkça göstermektedir.

 

 

Bureyde-i Eslemi (Ehl-i Sünnet onu sahabe olarak Kabul etmektedir) Resulullah'ın (s.a.a) “Bizi doğru yola hidayet et” ayetinde ki, doğru yoldan, kasıtın Muhammed ve Al-i Muhammed'in olduğunu buyurduğunu rivayet eder. [10]

 

Resulullah (s.a.a) buyuruyor: 'Kim sırat köprüsünden fırtına gibi geçmek ve sorgusuz cennete gitmek istiyorsa kesinlikle benim velimin velayetini, vasim ve halifem olan ailemden Ali b. Ebi Talib'in velayetini kabul etmelidir.Ve kim cehennem ateşine girmek istiyorsa onun velayetini terketsin, Rabbimin izzet ve celaline yemin olsun O, Allah'ın kapısıdır (ancak o kapıdan Allah'a gidilir) öyle bir kapı ki onun dışında Allah'a gidilmez. Şüphesiz O doğru yoldur. Allah kıyamet günü kullarından Onun velayeti hakkında soracaktır.' [11]

 

Daha fazla bilgi için bakınız:

 

-Cehennem ve Gayri Müslim, 1195. soru (site: 1498)

-Kasırlar ve Cehennemden Kurtuluş, 4436. soru, (site: 4926)



[1]   - 'Çekinenlere vaadadilen cennet şöyledir:…' Muhammed/15

[2]   -Tövbe/72

[3]   -Nisa/13

[4]   -Buruç/11

[5]   -Al-i İmran/15

[6]   - 'Ey inananlar! Allah'a, peygambere ve içinizden emredecek kudret ve liyakata sahip olanlara itaat edin. 'Nisa/59; 'De ki: Sizden tebliğime karşılık bir ücret istemiyorum, istediğim ancak yakınlarıma sevgidir.' Şura/23; ' Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır. ' el-Müstedrek Ala-s Sahiheyn, c.3, s.109

[7] -İnsanların imama olan ihtiyaçlarının sırrı daha geniş ele alınması gereken bir konudur. Şu anda böyle bir imkanımız olmadığından onu başka yazıda ele alacağız.

[8] -Saffat/83-84

[9]   -Şuara/87-89

[10]   -Seyyid Şahabuddin Şafi-i, Rişfetu-s Sadiy, s.25; Şeyh Süleyman Hanefi, Yenabi-ul Meveddet, s.114

[11]   -Haskani, Şevahid-ul Tenzil, c.1, s.59 ve 90

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7765 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15910 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • Erkek altın saat kullanabilir mi?
    32339 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/27
    Boyna altın zincir asmak, altın yüzük takmak ve ele altın kaplama saat takmak gibi altınla süslenmek[1] erkeğe haramdır ve bunlarla namaz kılmak da namazı bozar.[2] Elbette altın saat ve altın zincir sadece ...
  • Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
    12865 Pratik Ahlak 2011/01/17
    Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir. ...
  • Melekler her yıl kadir gecesinde amel defterlerimizi İmam Mehdi’nin (a.s) huzuruna takdim ediyorlar mı? İmam (a.s) onları imzalıyor mu?
    12233 Tefsir 2011/07/28
    Muteber rivayetlere göre kulların bütün işleri Peygambere (s.a.a) ve Masum İmam’a (ilahi hüccete) nazil olmaktadır. Bu yüzden şu anda zamanın İmam’ı (a.f) yaşadığından kulların işlerinin takdiri ona sunulmaktadır. Soruların cevabına gelince:1- Geçmiş ümmetlerde kadir gecesi yoktu.
  • Muhammed b. Hanefiye’nin naklettiği rivayette zikredilen “hucze” kelimesinin anlamı nedir?
    7388 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Rivayette zikredilen “hucze” kelimesinden maksat, dünyada bizim ile Allah, Resulüllah (s.a.a.) ve imamlar (a.s.) arasında var olan sebeplerdir. Yani o sebeplere temessük etmek ve bağlamak anlamındadır. Söz konusu olan sebepler şunlardan ibarettir: din, ahlak ve güzel amellerdir. Eğer insanlar İslam dinini takip ederler, güzel ahlak ve Salih ameller işlerler onların ...
  • Akrabalık bağı olmayan eş'e verilen hibenin geri alınması caiz midir?
    8039 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/21
    Hibe lügat literatüründe bir kimseye herhangi bir şeyi karşılıksız olarak bağışlamak anlamındadır. Hibe kavramsal olarak da hibe eden kişi kendi mülkünden olan bir şeyi karşılıksız ve bedava başka birisinin mülküne sokmak (temlik ettirme) anlamındadır. Buna atiye ve nehle de deniliyor.Eğer kişi ...
  • Allah Teala’nın kimsenin bilmediği saklı ve müste'ser isimlerinden maksat nedir?
    24486 Teorik İrfan 2010/09/04
    Ehlibeyt (a.s) kaynaklı dua ve onlardan bizlere ulaşan hadislerden anlaşıldığı üzere Allah Teala, kendine seçtiği bazı özel isimlere sahiptir. Kimse bu isimlerden haberdar değildir. Bu isimler, Esma-i Müste'ser olarak meşhur olmuştur. Hadislerden anlaşıldığı üzere bu isimler İsmi Azam'ın gayb mertebelerindendir ve ilk İlahi isimin batın ve gayp yönüdürler. ...
  • Bir Avrupalı için, İslam’ı ve Şia’yı nasıl tanıtmak mümkündür?
    9039 Eski Kelam İlmi 2009/08/23
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Eğer tırnaktaki ojeyi temizleme imkânı yoksa vazife cebire abdesti almak mıdır yoksa teyemmüm mü?
    21026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Belirtilen soruyu büyük mercilerin bürolarından sorduk ve alınan yanıtları aşağıda açıklıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Sorudaki durumda cebire abdesti alması gerekir.Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpaygani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer abdest ve gusül yerine bir şey yapışmışsa ve bunu kaldırmak mümkün ...

En Çok Okunanlar