Gelişmiş Arama
Ziyaret
14006
Güncellenme Tarihi: 2009/06/16
Soru Özeti
Kimler cennete girecek?
Soru
Kimler cennete girecek?
Kısa Cevap

Kur'an-ı Kerim'in çeşitli ayetlerini incelediğimizde cennetin Allah'ın kesin vaadi olduğu, muttakilerin, mü'minlerin, Allah ve Resulünün (s.a.a) emirne itaat edenlerin oraya gideceği anlaşılmaktadır. Böyle biri gerçek manada saadete ve kurtuluşa erenlerin sınıfında olacaktır.

Allah ve Resulünün (s.a.a) emirlerinden biri veliyy-i emre itaat, imamı tanımak ve Ehl-i Beyt (a.s)'ın hakkını eda etmektir. Şüphesiz kalpte, dilde ve amelde Allah'a, Peygambere ve Kur'an'a ve Peygamber’in, Ehl-i Beyt (a.s) hakkındaki onların velayetine inanmaya dair emrini bildiği halde buna inanmayan kimse gerçek mü'min değildir ve dolayısıyla Allah'ın lütuf ve vaadine de nail olmayacaktır. Zira Kur'an şöyle buyuruyor:

'İnanlar ve iyi işlerde bulunanlar için kıyılarından ırmaklar akan cennetler vardır' [i]

Gerçekte cennet veya cehennem dünyada kendisiyle yaşadığımız inanç ve amelin yansımasıdır. Kur'an'ın tabiriyle; 'İyilik ederseniz faydası kendinize, kötülükte bulunursanız zararı gene size.'

İmam’a ve Ehl-i Beyt'e (a.s) tabi olmak, Onları (a.s) sevmek iddiasında bulunmaktan öte bir şeydir. İmamsız ve biatsız ölmenin cahiliye ölümü olduğu gerçeği yalnızca Şianın söylediği bir şey değildir. Cennete girmenin şartının imamı tanımakta olmasının sırrı, imamın varlığının gerekliliği, saadete ulaşmak için imama duyulan ihtiyaç vb. gibi konularda yatmaktadır.

Kısacası birine hakikat ulaşmamışsa, o da hakikati aramakta ihmalkâr davranmamışsa yani mukassır değilse cehennemi hak etmez. Çünkü cehennem, hakkı ve hakikati bilmeyip ona ulaşamayanların değil günahkarların yeridir.



[i] -Buruc/11

Ayrıntılı Cevap

Cennet Allah'ın kesin vaadidir. [1] Ama bu vaat kimler içindir? Cennet ehline ait ayetleri incelediğimizde görüyoruz ki cennete girmenin şartı mü'min olmaktır:

 

'Allah inanan (mü'min) kadın ve erkeklere kıyılarından ırmaklar akan cennetler vaat etmiştir. ' [2]

Peki mü'min kimdir? Şehadeteyni yanlızca dilde söylemek imanın gerçekleşmesi ve mü'minler topluluğuna girmek için yeterli midir?

 

'Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokar.” [3]

Allah'a ve Resulüne itaat nasıl olur? Bu konuda ki ayetlere baktığımızda itaatin akait ve amelden meydana gelen iki alanda ve iki bölümden oluştuğunu görmekteyiz:

 

'İnananlar ve iyi işlerde bulunanlar için kıyılarından ırmaklar akan cennetler vardır' [4]

 

Öyleyse:

 

-Resule (s.a.a) itaat etmedikçe muti olmayız.

-Kalbi ve itikadı itaatin amelde de görülmesi gerekir

-Allah Resulünün (s.a.a) küçük bir emrine de inanmasak tam itaat edenlerden sayılmayız.

 

İman ve Salih Amelin Neticesi Nedir?

 

Kur'an'a göre bu ikisinin terkibinin neticesi takvadır. Takva sahipleri de cennet ehlidirler:

 

'Çekinenler için rableri katında kıyılarından ırmaklar akan cennetler vardır.' [5]

 

Buraya kadar söylediklerimizden şöyle bir sonuç çıkarabiliriz: Saadetli olmanın temeli takvalı olmaktır; takva ise Allah'ın ve Resulünün emirlerinin tümüne istisnasız boyun eğmektir.

 

Takvanın mertebe ve dereceleri vardır, onun en düşük mertebesi farzları yerine getirmek ve günahlardan sakınmaktır. Bu yüzden her şeyden önce farzları tam olarak yerine getirmemiz gerekir. Bu farzlardan biri Resulullah’tan sonra Onun (s.a.a) yerine geçecek gerçek halife ve imamları tanıyıp onlara itaat etmektir. [6] Kalpte ve dilde inancı olmayan, amelde de imamete itaat etmeyen kimse iman ehli değildir, salih ameli yoktur ve takvanın hiç bir mertebesine sahip değildir.

 

Nokta: Nisa suresinin 59. ayeti gereğince Veliyy-i Emir'e itaat etmek vaciptir ve ona itaat etmek Allah'a itaat etme haddindedir. Ancak iktidarı ele geçiren herkes veliyy-i emr olamaz, veliyy-i emrin masum olması gerekir. Eğer veliyy-i emr masum olmazsa Allah ve Resulünün emirlerinin aksine emirler verebilir. Bu durumda Allah'a itaat ve veliyy-i emre itaat şeklinde birbirine muhalif ve zıt iki şeyin bizden istenilmesi anlamına gelir ki bu da kesinlikle imkânsızdır.

 

İmamet inancının insan saadetindeki rolüne değindikten sonra şimdi de imamın toplumun ve bireyin saadetli olması, onların cennet ve cehennemle gitmesinde ne gibi etkisi vardır sorusuna cevap verelim: [7]

 

Hak İmama İnanmanın Kurtuluşa Varmadaki Rolü

 

 

a) Kurtuluş

 

 

Allah-u Teala başarılı insanların örneği olan Hz. İbrahim'i (a.s) şöyle anlatıyor:

 

'Ve şüphe yok ki İbrahim de Onun taraftarlarındandı elbet. Hani rabbine tertemiz bir yürekle gelmişti o.' [8]

 

Şüphesiz Hz. İbrahim (a.s) Hz. Nuh (a.s)'ın gerçek manada şiası ve takipçisiydi. Çünkü Allah'ın dergâhına geldiği zaman temiz bir yürek, sefa ve selametle doluydu. Hz. İbrahim (a.s)'ın duası da şuydu:

 

'Utandırma beni insanların dirilecekleri günde. O günde ki ne mal fayda verir, ne evlat. Ancak Allah'a, şirkten ve şüpheden arınmış bir gönülle gelen faydalanır' [9]

 

Kalb-i selim (şirkten ve şüpheden arınmış bir gönül) ibaresinden şunu anlıyoruz: Başarılı, kurtuluşa eren ve mesut kimse dinini öyle yaşar ki Allah'ın dergâhına gittiği zaman selim bir kalple gider.

 

Ne ilginçtir ki bir sonra ki ayette şu cümle gelmiştir: 'Ve cennet, o gün, çekinenlere yaklaştırılmıştır.'

 

Ayet demek istiyor ki, selim kalp takvanın neticesidir; takvalı olmanın mükâfatı da cennettir.

 

Sonuç olarak diyebiliriz ki: Saadet, kurtuluş ve mutluluk selim kalbe sahip olmak için gösterilecek çabada mana kazanır. Gerçek mutlu kimse selim kalbi olandır. Saadet, kalbin salim olmasına bağlıdır.

 

b) Saadetli Olmada İmamet İnancının Rolü

 

Aşağıda genel olarak imametin ve özel olarak Ehl-i Beyt’in imamet ve velayetine inanmanın ehl-i saadet olmadaki önemini ve etkisini açıklayan bazı delillere işaret edeceğiz:

Peygamber (s.a.a): Kim zamanının imamının tanımadan ölürse cahiliye ölümüyle ölmüştür.”

Bu hadis bazı kaynaklarda (örneğin Buhari’de şöyle geçer:

Kim boynunda biat olmadan ölürse cahiliye ölümüyle ölmüştür.”

Resulullah yine şöyle buyurdular:

“Ben kimin mevlasi isem Ali de onun mevlasıdır.”

Yine şöyle buyurdular:

“Ben kendimden sonra iki büyük emanet bırakıyorum, Allah’ın kitabi ve öz soyumdan olan Ehl-i Beytimi bu ikisine sarıldığınız sürece sapmazsınız.”

Bu hadislerin ümmetin ittifak ettiği hadislerden olduğu için onların senetlerini zikretmeğe gerek görmedik.

Yine buyurmuştur ki “Benim Ehl-i Beytim sizin aranızda Nuh’un gemisi gibidir kim o gemiye bindiyse kurtuldu ve kim de ondan geri kaldıysa helak oldu.”

İşte sağlam senetlerle ve hatta mutevatir olarak nakledilen bu hadisler insanın saadet ehli olması için Ehl-i Beyt’in velayetini kabul edip Hz. Ali’nin imametine inanmasına bağlı olduğunu açıkça göstermektedir.

 

 

Bureyde-i Eslemi (Ehl-i Sünnet onu sahabe olarak Kabul etmektedir) Resulullah'ın (s.a.a) “Bizi doğru yola hidayet et” ayetinde ki, doğru yoldan, kasıtın Muhammed ve Al-i Muhammed'in olduğunu buyurduğunu rivayet eder. [10]

 

Resulullah (s.a.a) buyuruyor: 'Kim sırat köprüsünden fırtına gibi geçmek ve sorgusuz cennete gitmek istiyorsa kesinlikle benim velimin velayetini, vasim ve halifem olan ailemden Ali b. Ebi Talib'in velayetini kabul etmelidir.Ve kim cehennem ateşine girmek istiyorsa onun velayetini terketsin, Rabbimin izzet ve celaline yemin olsun O, Allah'ın kapısıdır (ancak o kapıdan Allah'a gidilir) öyle bir kapı ki onun dışında Allah'a gidilmez. Şüphesiz O doğru yoldur. Allah kıyamet günü kullarından Onun velayeti hakkında soracaktır.' [11]

 

Daha fazla bilgi için bakınız:

 

-Cehennem ve Gayri Müslim, 1195. soru (site: 1498)

-Kasırlar ve Cehennemden Kurtuluş, 4436. soru, (site: 4926)



[1]   - 'Çekinenlere vaadadilen cennet şöyledir:…' Muhammed/15

[2]   -Tövbe/72

[3]   -Nisa/13

[4]   -Buruç/11

[5]   -Al-i İmran/15

[6]   - 'Ey inananlar! Allah'a, peygambere ve içinizden emredecek kudret ve liyakata sahip olanlara itaat edin. 'Nisa/59; 'De ki: Sizden tebliğime karşılık bir ücret istemiyorum, istediğim ancak yakınlarıma sevgidir.' Şura/23; ' Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır. ' el-Müstedrek Ala-s Sahiheyn, c.3, s.109

[7] -İnsanların imama olan ihtiyaçlarının sırrı daha geniş ele alınması gereken bir konudur. Şu anda böyle bir imkanımız olmadığından onu başka yazıda ele alacağız.

[8] -Saffat/83-84

[9]   -Şuara/87-89

[10]   -Seyyid Şahabuddin Şafi-i, Rişfetu-s Sadiy, s.25; Şeyh Süleyman Hanefi, Yenabi-ul Meveddet, s.114

[11]   -Haskani, Şevahid-ul Tenzil, c.1, s.59 ve 90

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zekât düşen bir mala humus da taalluk eder mi? Nelere zekât düşer? Zekât ve humus arasındaki fark nedir?
    12693 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/12
    Zekât düşen şeylerin, zekâtı verildikten sonra yıllık harcamalardan geriye fazlası kalmışsa bunların humusu verilmelidir.[1] Dokuz şeye zekât düşer: 1. Buğday, 2. Arpa, 3. Hurma, 4. Kuru üzüm, 5. Altın, 6. Gümüş,[2] 7. Deve, 8. İnek, 9. Koyun. Bu dokuz ...
  • Ramazan ayında göreve çıkan kimselerin orucunun hükmü nedir?
    8722 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/23
    Böyleli kimselerin namazı kasır şeklinde olmalı ve bu kimseler oruçlarını bozmalı ve ramazan ayından sonra oruçlarını kaza etmeliler. Nezir yaparak yolculuk esnasında ramazan ayının orucu tutulamaz. Öğleden önce ikamet edilen yere veya on gün kalınacak yere varılırsa eğer yolculuk esnasında orucu bozacak her hangi bir iş yapılmamışsa ...
  • Akıl din ile neden çelişir?
    11491 Yeni Kelam İlmi 2010/07/24
    Akıl, insanların içsel hücceti olup kemal yolunda kendilerine rehberlik eder. Şeriat (din) ise kirlilik girdabından insanları kurtarmak ve onları insanî kemal ve saadete sevk etmek için dışsal bir hüccettir. Buna göre zahir ve batın hüccetlerin birbiriyle çatışır olması mümkün değildir. Akıl bir fenomen ve her fenomen ...
  • Eğer Hz. Peygamber (s.a.a) cuma günü doğmuşsa, neden biz pazartesi günü oruç tutuyoruz?
    7582 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    1. İslam Peygamberinin (s.a.a) yaşam tarihindeki en ihtilaflı meselelerden biri, o yüce şahsiyetin doğum tarihi hakkında bulunan ihtilaftır. Eğer bir kimse bu husustaki tüm görüşleri toplamak isterse yirmi görüşe ulaşır. Hz. Peygamberin (s.a.a) yaşamını yazanların çoğu, onun Fil yılında, miladi 570 yılında doğduğu görüşündedir; zira Hz. Peygamberin (s.a.a) miladi ...
  • bazı vacip ve müstahaplara önem verilmesi namazın yerine geçebilir mi?
    5417 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Cevaba geçmeden önce bir noktayı açıklamamız lazım, oda şudur: İslami hüküm ve yasalarda, her ne kadar maslahat ve mefsede konusunu göz önünde tutulmuş ise de, insanın aklı bu hükümlerin tüm fayda ve zararlarını tek başına derk edebilmesi olanaksızdır. Bu bağlamda kesinlikle Allahın vahyine ve masumların sözlerine tabi ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18333 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Allah'ın doğru yolu olan sıratı müstakimden insanları saptıran amil nedir? Bu sapıtma insanın kendi elinde midir yoksa onun ihtiyarı dışında mıdır?
    16211 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/01/31
    doğru yoldan sapıtmanın amillerini tanıyabilmek için ilkin "sırat" ve "müstakim" kavramlarının tanınması gerekiyor. "Sırat"ın lügatteki anlamı geniş ve aydın olan ana yol ve ana caddedir. "Müstakim" "k. v. m" kökünden gelmektedir. Eğri ve bükük olamayan şey anlamındadır. Bu nedenle "doğru yol" anlamında olan "sıratı ...
  • Ben bir miktar çeyizimi kendi maaşımla hazırlayabilir miyim? Kocam, buna muhaliftir ve tüm çeyizi ailen hazırlamalıdır ve ben razı değilim demektedir! Ben onun görüşünün aksine davranabilir miyim?
    5578 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaşınızın tasarruf hakkı kendi elinizdedir ve eşinizin rızası şart değildir.Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaş size aittir ve her türlü tasarruf sizin için caizdir.Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Herkesin kendi malında tasarruf ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6413 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...
  • Kediyi çevreyle ilgili olarak başıboş kalmasın ve zarar görmesin diye kısırlaştırmanın hükmü nedir?
    6103 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/05
    Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu: Hayvanın eziyet çekmesine neden olursa caiz değildir. Hz. Ayetullah Mekarim Şirazi’nin Bürosu: Bu iş gerekliyse sakıncası yoktur.Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin Cevabı: Bu iş, hayvana eziyet ...

En Çok Okunanlar