Gelişmiş Arama
Ziyaret
8322
Güncellenme Tarihi: 2010/12/18
Soru Özeti
Neden kıyamet, vahşet ve korku verici olaylarla birliktelik yaparak gerçekleşiyor?
Soru
Neden merhametli ve şefkatli olan Allah u Teâlâ kıyametin geçekleşmesini, bütün insanların hata iyi olan kimselerin korkmasına neden olacak vahşet verici olaylarla birlikte olmasını karar kılmış?
Kısa Cevap

Kıyamet sahnesi Allahın Kibriya ve heybetinin tecelli ve zuhur edeceği bir sahnedir. Kuranı kerimde kıyamet günüyle alakalı bazı olaylar zikir edilmiştir. Örneğin; dağlar sarsılacak ve yok olacak, insanlar kabirlerinden çıkacak, yer kendi hazinesinde bulundurduğu her şeyi dışarı verecek. İnsanın işlemiş olduğu tüm amelleri mücessemleşir ve insanın kendi gözleri önüne seriliyor, insanın tüm organları ve üzerinde amel işlemiş olduğu yerler onun için şehitlik yapmak için ayaklanıyor ve tüm gerçekleri açık bir şekilde dile getiriyorlar. Birçok korkunun kaynağı insanın bu dünyada işlemiş olduğu uygunsuz ve insana yakışmayan amellerin kendisidir. Ama bunların karşısında takva sahibi ve Salih amel işlemiş kimseler bu durumdan kaynaklanan korkudan güvence içindedirler.

Ayrıntılı Cevap

Kıyamet sahnesi Allahın Kibriya ve heybetinin tecelli bulma sahnesidir. Allah u Teâlâ kıyamet günüyle alakalı şöyle buyurmaktadır: ”Buluşma günü hakkında (insanları) uyarmak için, iradesiyle ilgili vahyi kullarından dilediğine, kendi indirir. O gün onlar ortaya çıkarlar. Onların hiçbir şeyi Allah’a gizli kalmaz. (ve denilecek:) bugün mülk (hükümranlık) kimindir? Tek olan, her şeyi kudret ve hâkimiyeti altında tutan Allah’ındır[1] Bu ayetlerde kıyametin niteliklerinden birkaç tanesi beyan edilmiştir. Bunların her birisi bir şekilde Allahın heybetliğine ve büyüklüğüne işaret etmektedir.

Birincisi: dağlar gibi maddesel engeller ortadan kaldırılacak ve kuranı kerimin değişiyle yer (ka'an sefsefa) şekline dönüşecektir. Yani dereler, tepeler ve dağlar yok olacak ve yer düpedüz olacaktır.[2]

İkincisi: bütün insanlar kabirlerinden kalkıp ve yerin üstüne çıkacaklar.

Üçüncüsü: herkesin iç dünyasında bulunan bütün gizlilikler ve sırlar ortaya çıkacak.[3] Yerde kendi içinde ne varsa hepsini dışarı atcak.[4]

Dördüncüsü: amel defterleri açılacak ve ihtiva ettikleri şeylerin hepsi aşikâr oluyor ortaya konulacaktır.[5]

Beşincisi: insan gitmeden önce kendisi için göndermiş olduğu ameller mücessemleşiyor ve onun karşısına çıkacaktır.[6]

Altıncısı: insanın ısrarla gizli kalmasını istediği şeyler açığa çıkıyor.[7]

Yedincisi: üzerinde amel işlenmiş olduğu yerler ve insanın bedendeki organları her şeyi açıklayarak ifşa ediyor ve hakikatleri söylüyorlar.[8] İnsanlar bütün varlıklarıyla o büyük sahneye çıkıyor ve hiçbir şey artık gizli kalmıyor.[9] Orada nasıl bir yaygara ve velvele gerçekleşeceğini (tahmin etmek ve) tasavvur edebilmek için bir anlıkta olsa bu dünyada böyleli (yukarıda zikir edilen niteliklere sahip) bir sahnenin gerçekleşeceğini düşünmek yeterlidir. Yani bu dünyada bir sahne gerçekleşiyor ve bu sahnede insanların içi ile dışı, zahirleri ile batınları, tek başına kaldıkları halvet esnasında yaptıkları ile toplum içinde oldukları zamanlarda yaptıkları her şey aynı duruma geliyor olmasını düşünün. Bu durumda toplum içinde nasıl bir yaygara ve velvele geçekleşeceğini kendiniz düşününüz? İnsanların arasındaki bağlar nasıl gevşiyor? (bunların hepsini nasıl gerçekleşeceğini bir az da olsa tahmin edebiliyoruz).

O günde gerçekleşecek birçok korku ve tedirginlerin kaynakları insanların işlemiş oldukları amel ve davranışların kendisidir. İnsan, bu dünyada yapmış olduğu uygunsuz ameller, çok işlemiş olduğu günahlar ve inhiraflar yüzünden içten bir korkuya ve dehşete müptela oluyor. Bu durum çok korkunç bir durumdur. Allah u Teâlâ insanların duçar olacağı bu durumu şöyle beyan etmektedir: " Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirmekte olduğu çocuğundan geçer ve her hamile kadın da karnındaki çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş görürsün; hâlbuki onlar sarhoş değillerdir. Ne var ki Allah’ın azabı çok şiddetlidir."[10] Yani insanlardan bir grup bir taraftan bu dünyada yaptıkları uygunsuz amel ve davranışlarına, diğer taraftan Allahın sonsuz kudretine baktığı zaman onun iç dünyasında korkunç ve dehşet verici bir durum kendisi için meydana geliyor. Elbette yukarıdaki grubun tam tersine takva sahibi ve sahlih amel işlemiş başka bir grupta, söz konusudur. Bu grup hakkında da Allah u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: " Her kim iyi amel getirirse, ona ondan daha hayırlısı vardır. Onlar o gün korkudan emindirler."[11] Hakeza iman ehli olup Salih amel işlemiş kimseler için de Allah u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "En büyük korku bile onları telaşlandırmaz ve melekler onlara, İşte bu, size vaad edilen (mutlu) gününüzdür” diyerek karşılarlar."[12]

Buna binaen bütün bu korku, telaşlanma ve tedirginler insanın yapmış olduğu amellerin kendisinden kaynaklanmaktadır. Aslında kıyametteki insanın korkusu suçlu kimsenin adil bir mahkemede cezai kanunları icra eden kazıların eline düşmüş kimsenin korkusuna benziyor. Ama suçu olamayan bir kimse adaletin karşısında çok rahat ve onu tedirgin edecek hiçbir durum söz konusu olmayacaktıt. İnsan mümin, takva sahibi ve bu dünyada salih amel işlemiş olursa ne ölüm esnasında korkuyor, ne kabrin ilk gecesinde tedirgin oluyor ve ne de kıyamet esnasında telaşlanarak korkulara kapılıyor. İmam Hasandan (a.s.) sordular: "ölüm nedir ki onun hakkında bilgileri yoktur? "Müminlerin karşılaştıkları en büyük sevinçtir"[13] dedi. Ne güzel söylemiş şair:

Yıkılmış bu dünyadan gedeceğin güne ne mutlu

Canın rahatlığını isterim canandan bu isteği

Ona doğru yükseklerde zerreciklerin hareketi

Aydınlatıcı güneşin yanına varıncaya kadar.[14]

Hakeza imam Sadık şöyle buyurdular: "kıyamet takva sahibi olan kimseler için zifaf ve gerdektir".[15]

Konuyla alakalı daha fazla bilgi edinmek için bkz.

1-   Nemaye: haf-i evliyai ilahi, şumare: 108 (sayt:965).

2-   Nemaye: Allah, ters ya mehabet, şumare: 64 (sayt: 305.

buyurdur.



[1] Mümin, 15-16.

[2] "Fe yezerha ka'an sefsefa" (taha 106).

[3] "Yevme tubla serairu" (Tarık 9).

[4]ذ Ve ahreceti'l-ardu askalaha", (zilzal 2).

[5] "İza's-suhufu nuşiret", (tekvir 10).

[6] "Yevme yenzuru'l-meru ma kaddemet yedahu", (Nebe, 40).

[7] "Bel beda lehu ma kanu yuhfune min kablu", (Enam, 28).

[8] "Yevme tuheddisu ahbaraha", (zilzal, 4).

[9] "Ve berezu lillahi cemia", (İbrahim, 21).

[10] "Yevme terevneha tezhelu kulu murdiatin amma ardeet ve tedeu kullu zati hamlin hamleha ve tara'n-nase sukara ve ma hum sukara velakin azabellahi aedidun", (Hac, 2).

[11] "Men cae bil haseneti fe lehu hayrum minhu, ve hum min fezai-yevmeizin aminûn" (neml 89).

[12] La yahzunuhum el-fezeu el-ekberu ve tetelakkahum el-melaiketu, haza yevmukumu'l-lezi kontum tuadûn.

[13]  Azemu sururin yeridu ala'l-müminin, ("biharu'l-envar" c. 6, s. 153).

[14] Hurrem an ruz kı-zı-in menzil bı revem

Rahet can telebem ez pey canan bı revem

Ber havayı leb o zerre sıfat rads konan

Ta leb çeşme hurşid dırahşan bı revem

[15] "el-kıyametu arsu'l-müminin", (age. c. 7, s. 176).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • geçici nikahın aktı için kullanılan lafızlar nelerdir? Şartları ve Hükümleri nasıldır?
    7192 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/03
    Geçici nikâhın aktini okumak için birkaç şart gereklidir: Aktin sıgasını okumak; şöyle ki süreli akitte bayan ve erkek’in rızası tek başına yeterli değildir. Belki bunun yanı sıra akit için okunan has lafızların okunması şarttır. İhtiyati vacip gereğince aktin sıgası sahih Arapça ile ...
  • Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
    19582 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12760 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5215 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5962 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Yasin Suresi’nin altıncı ayetiyle İsra Suresi’nin on beşinci ayeti arasında bir uyuşmazlık mı var?
    10831 Tefsir 2008/08/12
    Bu iki ayet arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çünkü ikinci ayette (İsra Suresi, on beşinci ayet) bir peygamber göndermedikçe azap olmadığını söylüyor ancak birinci ayette (Yasin Suresi, altıncı ayet) “ataları uyarılmamış” diyor ve herhangi bir azaptan bahsetmiyor. ...
  • Sürmeyle abdest veya gusül alınabilir mi?
    38418 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Abdest ve gusül alırken bedende, suyun deri ve uzuvlarına ulaşmasına engel olacak herhangi bir şeyin olmaması gerekir. Buna göre sürme, gözün içine çekilirse abdest ve guslün doğruluğuna zarar vermez. Ama gözün etrafına veya kaşlara çekilirse bakılmalıdır, abdest veya gusül uzuvlarına suyun ulaşmasına engel midir, değil midir?
  • Kızla oğlanın doğru bir şekilde (günaha düşmeden) cinsel ilişkiye girmelerinin bir yolu var mı?
    51581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/11/10
    İslama göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Hekim olan Allah bu ikisini sükunet bulsun, duygusal, ruhsal ve cinsel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye birbirleri için yaratmıştır. İslam iki tarafında ihtiyaçlarının giderilmesi ve kadınla erkeğin her türlü ilişkisinin belli bir sınır ...
  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    11310 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...

En Çok Okunanlar