Gelişmiş Arama
Ziyaret
7558
Güncellenme Tarihi: 2007/08/23
Soru Özeti
Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
Soru
Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
Kısa Cevap

Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya sıralanış kendi arasında bir düzeni zorunlu kılsa da bu öğeler arasındaki mantıki bağın, etki ve tepkinin anlaşılmasına yardımcı olmamıştır. İslam’ın sistematik düşüncesi önceki cevaplarda değinilen kaynaklardan yararlanarak bu gibi sorulara cevap vermek için bir çaba sayılır.

Ayrıntılı Cevap

İslam son mursel din olarak kıyamete kadar insanlara doğru yolu göstermek için gelmiştir.[1] Son din oluşu zaten onun mürsel dinlerin en kamili olmasını gerektirir. Böylece Allah katında bulunan nefsulemri dinden vahiy aracılığıyla açıklanması gereken her şeyi içerir.[2]

Diğer yandan bu din özel bir mekan ve zamanda inmiştir. Belli bir takım muhatapları hedef almıştır. Bu yüzden bazen onda bulunan dini unsurlar, özel durumlar ve şartlar dikkate alınarak ortaya konmuştur. Bu konu özellikler masumların sünnetlerinde ve özellikler davranışlarında dikkate alınmalıdır. Buna göre İslamı öğretiler, evrensel ve şartlarla ilintili unsurların toplamı sayılır. Bu unsurlar Peygamber’in bi’setinden İmam Zaman Hz. Mehdi’nin büyük gayebetine kadar açıklanmışlardır.

Şimdiye kadar din bilginleri bu geniş ve değerli hazine ve birikimle karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Yanı karşılaştıkları her hangi bir sorunun cevabını bu kaynağa müracaatla elde etmeğe çalışmışlardır. Bu yöntemde genelde evrensel unsurların aralarındaki ilişki ve bu unsurlarla şartlara ilintili unsurların arasındaki ilişki dikkate alınmamıştır. Dinden algılanan her şey değişmez ve sabit bir ilke olarak görülmüştür; sadece bir karine olduğunda bir unsurun belli döneme mahsus bir hüküm olduğu kabul edilmiştir. Genelde bir hükmün temelini teşkil eden ilkeler incelenmemiştir. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya sıralanış kendi arasında bir düzeni zorunlu kılsa da bu öğeler arasındaki mantıki bağın, etki ve tepkinin anlaşılmasına yardımcı olmamıştır.

Diğer yandan geçici ve şartlarla ilintili unsurların varoluş zeminleri de incelenmemiş eğer bir karine gereği bir unsurun değişken ve şartlara indeksli olduğu anlaşılmış olsa da kolayca kenarından geçilmiş ve onu meydana getiren şartlar ve zemineler hakkında gereken inceleme yapılmamıştır.

Bu gibi amiller İslam’ın iktisadi, sosyal, siyasi vb. düzenlerini kavrayıp sunmamızda başarısız olmamıza sonuçta İslam’ın siyasi, iktisadi felsefesi veya İslam’ın siyasi ve iktisadi mektebi gibi konuları açıklamakta sıkıntı çekmemize sebep olmuştur.

Diğer yandan zaman ve mekan unsurlarının dini unsurlar üzerindeki etkileri ve şartların bu unsurlardaki fonksiyonu da incelenmemiştir. Böylece şartlarla ilintili unsurların sabit unsurlarla ilişkisi açıklanmamıştır. İslam’ın sistematik düşüncesi önceki cevaplarda değinilen kaynaklardan yararlanarak bu gibi sorulara cevap vermek için bir çaba sayılır.

Daha fazla bilgi için kaynaklar:

1. Mehdi Hadevi Tahrani, Velayet ve Diyanet, Hikmet Ocağı Kültür Merkezi, Kum,2. Baskı,2001

2. Mehdi Hadevi Tahrani, İçtihadın Kelami İlkeleri, Hikmet Ocağı Kültür Merkezi, Kum,1.Baskı, 1997

3. Mehdi Hadevi Tahrani, İslam’ın Ekonomik Ekol ve Düzenleri Hikmet Ocağı Kültür Merkezi, Kum,1.Baskı, 1998.



[1] Şehit Mutahhari şöyle diyor: Müslüman olan bir kişinin Peygamber’den sonra başka bir peygamberin gelceğini düşünmesi mümkün değildir. Çünkü böyle bir düşünce son Peygamberin peygamberiliğine inanmakla çelişir. Bkz. Şehit Mutahhari, Hatemiyyet, s. 12.

[2] Bir Hadiste İmam Ca’fer Sadik (a.s) şöyle buyurur: Hz. Muhammed’in helali kıyamete kadar helaldır, haramı da kıyamete kadar harmdır. Bkz. Kuleyni, el-Kafi c. s. 58.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hz. İsa Ve Suyun Üzerinde Yürüme
    13286 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Peygamberleri tanımanın yollarından birisi mucizedir. Mucize ıstılah olarak öğretilecek ve öğrenilecek türden olmayan ve insanların yapmaya güç yetiremeyeceği olağanüstü işlere denir.[1] Hz. İsa (a.s) bazı mucizelere sahipti. Ölüleri diriltmek, doğuştan kör olanlara şifa vermek ve hastaları iyileştirmek bu mucizelerin bazılarıdır. Kur’an’da şöyle buyrulmaktadır: “…
  • Zina zade hakkında rivayet edilen hadisler hangileridir?
    8914 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Zina sonucu doğan çocuğun (zina zade) İslam nazarında Peygamber Efendimiz (s.a.a) ve masum İmamlarımızın (a.s.) rivayetlerinde beyan edilmiş, özel hükümleri vardır. O, hadislerden bazılarının adresleri şunlardır:1-   Zina zadenin mirası: “Vesailuş-Şia”, c.26, ...
  • Cenabet guslü alınmazsa namaz ve orucun kazasını yerine getirmek farz olur mu?
    11948 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/30
    Bu konuda kendi taklit merciinizin fetvasına göre amel etmelisiniz. Büyük taklit merciilerinin ‘Yıllarca cenabetli olarak namaz kıldım, oruç tuttum. Ama cenabetlinin gusül alması gerektiğini bilmiyordum. Bu durumda görevim nedir?’ sorusuna verdikleri cevaplar şöyledir:Ayetullah Humeyni, Behcet, Tebrizi, Hamanei, Mekarim, Vahid:
  • Ahzap suresinin 37. ayetinin nüzul sebebi nedir?
    28705 تاريخ بزرگان 2011/04/13
    Ahzap suresinin 37. ayeti Peygamber’le (s.a.a) Cahş’ın kızı Zeynep’in evliliği hakkında olup şöyle buyuruyor: ‘An o zamanı ki Allah'ın, kendisine nimet verdiği ve senin de nimetler verdiğin kişiye ‘eşini bırakma ve çekin Allah'tan’ diyordun.’Zeyd bin. Harise azad edilmiş bir köle olup, Peygamber (s.a.a) onu kendisine ...
  • Ehl-i Sünnetin abdest alma şekli dikkate alındığında abdest ayetindeki 'ila' kelimesi ne manaya gelmektedir?
    9549 Sire 2009/04/08
    Abdestayetinde ki 'ila' kelimesi için demek gerekir ki, ayet yıkamanın şekliyle ilgili değildir, yalnızca yıkamanın haddi ve miktarı beyan edilmektedir ve 'ila' ğayet (son sınır) manasını taşımaktadır. Ama bu ğayet (son sınır) magsul'ün (yıkanılan yerin) ğayet'ini belirtmektedir, guslün (yıkamanın) değil. Birine 'ellerini yıka' dendiğinde ...
  • Meni sıvısı kemiğin imik sıvısının üretimi ve bedenin diğer işleri için faydalıdır. Böyleyken evlenirsem bu sıvı heder olmaz mı ve bunu korumam gerekmez mi?
    27622 Pratik Ahlak 2010/09/22
    Yanıtın açıklığa kavuşması için ilkönce mastürbasyon günahının bazı manevî ve cismanî zararlarını hatırlatıyoruz:1- Manevî Zararlar1-1- Mastürbasyon günahı insanın Allah’tan uzaklaşmasına neden olur; öyle ki diriliş gününde Yüce Allah bu günahı işleyenlere ne bakacak ve ne de ...
  • Mevcudat nasıl Allahu Teâlâ nın ayet ve nişaneleridir?
    7057 Teorik İrfan 2011/08/20
    Mevcudat hem zati olarak hem de sıfat yönüyle Allahu Teâlâ'nın vücudunun nişaneleridir.  Bu konunun açıklaması şu şekildedir: Mevcudat zat ve mahiyet açısından mümkünü'l-vücutturlar. Vücut bulabilmeleri için vacipu'l- vücut olan Allaha muhtaçtırlar. İşte bu yüzden onların vücutları ve varoluşları vacipu'l-vücut olan Allahın varlığına delildir. Dahası Hikmet-i Mütealiye göre mümkünü'l- vücut ...
  • Acaba Nebiyi ekrem (s.a.a) ezanda kendi nübüvvetine ve hazreti Ali’nin (a.s.) velayetine şehadet veriyor muydu? Neden zamanımızın imametine şehadet vermiyoruz?
    8512 Fıkıh Tarihi 2015/05/20
    Rivayetler esasınca şu müsellemdir ki İslam Peygamberi (s.a.a.) ezanda kendi nübüvvetine şehadet veriyordu. Zira nebiyi ekrem (s.a.a.) diğer insanlar gibi şer’i hükümlere ve tekliflere amel etmeye mükellef olmadığını ispatlayan has bir delil var olmadığı sürece mükellefti. Ezan bağlamında müstesna kılındığına dair hiçbir delilimiz yok iken mükellef olduğuna ...
  • Allahın sıfatları hakkında bilgi sahibi olduğumuz halde neden günah işliyoruz?
    9927 Pratik Ahlak 2010/11/09
    Allah amellerinizden haberdar ve Onun kadir ve hekim olduğunu bilmek insanı itaat yapmaya sürüklemez. Şeytan Allahın sıfatlarını biliyordu, ama Onun emrine sırt çevirdi.İlahi sıfatlar hakkındaki ilim, itikat ve iman ile birlikte olunca, insanı amele sevk eder. Ama heva ve ...
  • Neden İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da kendi imametinden söz etmemiş ve sadece hilafetini gasp ettiklerinden şikâyet etmiştir?
    9862 تاريخ بزرگان 2012/05/16
    İmam Ali’nin kendini savunması, kabiliyetlerini, liyakatini ve üstünlüklerini dile getirmesi gerçekte imamet makamını savunmak ve tanıtmaktır; zira eğer halk bundan haberdar olmazsa çok ağır bir hüsrana uğrayacaktır (nitekim bu vakıa maalesef İslam tarihinde gerçekleşti). Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) şartların gerektirdiği durumlarda kendi rehberlik ve imamet ...

En Çok Okunanlar