Gelişmiş Arama
Ziyaret
13179
Güncellenme Tarihi: 2010/09/07
Soru Özeti
Kur’an’daki mukataa harflerinin manası nedir?
Soru
Kur’an’daki mukataa harflerinin manası nedir? Peygamber ve Allah arasındaki insanın bulamadığı bir şifre midir? Hakeza bazıları eğer bunları yan yana koyduğumuz takdirde “sıratu Aliyyin hakkun nemsikuhu” cümlesinin ortaya çıkacağını söylemektedir, bu doğru mudur?
Kısa Cevap

Mukataa harfleri bazı surelerin başında gelen ve bağımsız bir manası olmayan harflerdir. Bu harflerin tefsirinde değişik görüşler ortaya atılmıştır. En doğru görüş, bu harflerin şifre olduğu ve de peygamber ve evliyaların onları bildiğidir. “Sıratu Aliyyin hakkun nemsikuhu” cümlesi ise bazı araştırmacıların sözü olup rivayetsel bir kaynağı yoktur.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an surelerinden 29 surenin başında Arap alfabesine ait bir veya birkaç harf mevcuttur. Bunlar toplam olarak 78 harf olup tekrarlar silindiğinde 14 harf kalmaktadır. Bu harflere “mukataa harfleri” veya “nuranî harfler” denmektedir. Mukataa harfleri hakkında değişik görüş ve düşünceler ileri sürülmüştür. Onların bazılarına işaret ediyoruz:

1- Arap ve Arap olmayan tüm edipleri hayrete düşüren ve bilginleri kendisi gibi bir eser getirmede aciz kılan bu semavî kitap taşıdığı azamet ve önemle birlikte (Arap) alfabe harfleri ve herkesin kullandığı kelimelerden teşkil olmuştur ve bu harfler de bu hususa işaret etmektedir.

2- Mukataa harfleri Kur’an’ın müteşâbihlerinden olup asla çözümlenmeyecektir. Mutlak meçhuller kategorisinden sayılıp insanların kendilerine yönelik bilgi elde etme yolu tamamıyla kapalıdır.

3- Bu harfler salt soyut harflerdir. Ses özelliği dışında hiçbir şifre, işaret ve manaları yoktur. Bu harflerin surelerin başına konulmasının hikmeti lafız ve sesler hududundan öteye geçmez. O dönemde Kur’an okunurken bu harflerin sesleri, Kur’an’a kulak vermeleri için dinleyicilerin dikkatlerinin toplanmasına neden olmaktaydı. Çünkü yoldan geçen Arapların kulağına Kur’an sesinin gitmemesi için düşmanlar sürekli gürültü çıkarmaktaydılar.

4- Bu harfler, surenin kelimelerinde söz konusu harflerin daha çok kullanıldığının göstergesidir ve bir mucizedir. Bedreddin Zerkeşi şöyle demektedir: Bu harflerin önemli sırlarından biri, her süredeki kelimelerinin çoğunun onun başında yer alan harf ile teşkil olmasıdır. Örneğin “kaf” harfi “kaf” ve “ha mim ayn sin kaf” ile başlayan ayetlerde 57 defa tekrar edilmiş ve bu suredeki diğer harflere oranla daha fazla kullanılmıştır. Elbette “Şems”, “Kıyamet” ve “Felak” sureleri istisnadır. Mısırlı bir bilgin bu görüş esasınca bilgisayar aracılığıyla girift işlemler yapmış ve bu harflerin söz konusu suredeki kelimelerde en çok kullanılan harfler olduğuna işaret ettiği ve bunun bir mucize olduğu neticesine ulaşmıştır.

5- Bu harfler yemin gayesiyle kullanılmıştır. Bu harfler ile yemin içmenin sebebi, tüm dillerde sözün esasının bu harflere dayanmasıdır.

6- Bu harfler ile sureler arasında bir ilişki vardır; zira benzer mukataa harfleriyle başlayan sureleri incelemeyle bu surelerin muhteva olarak birbirlerine benzediklerini görmekteyiz.[1]

7- Bu mukataa harflerinin bazıları özel bir alamet ve ilahî güzel isimlerden bir isme işarettir. Bazıları da Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a) adına yönelik şifre işaretidir. İlahî isimlerin her biri birkaç harften müteşekkildir ve her isimden bir harf seçilmiş ve ayrı bir halde bazı Kur’an surelerinin başında okunmaktadır. Cuveyriye, Süfyan es-Sevri’den şöyle aktarmıştır: Cafer b. Muhammed b. Ali b. Hüseyin’e ey Allah Resulü’nün oğlu Yüce Allah’ın kitabında “elif lam mim” vb. diye buyrulan kelimelerin manası nedir diye soruldu. İmam Sadık (a.s) bunun üzerine şöyle buyurmuştur: Bakara suresinin başında yer alan “elif lam mim”, “ben Allah’ım, sultanım” manasındadır. Ama Âli İmran suresinin başında yer alan “elim lam mim” ise “ben Allah’ım, mecidim” manasındadır ve…

8- Bu harfler en büyük ilahî ismin cüzleridir.

9- Bu harfler surelerin ayet sayısına işaret etmektedir.

10- Her suredeki mukataa harfleri, o surenin adıdır. Nitekim “Yasin”, “Taha” ve “Sâd” surelerinin her biri kendi mukataa harfleriyle adlandırılmışlardır.

11- Bu harfler İslam ümmetinin beka müddetine işaret etmektedir.

12- Bu harfler sureleri ayırmak içindir. Önceki surenin tamamlandığının ve yeni bir surenin başlamasının göstergesidir.

13- Bu harfler surelerin muhtevasının özeti ve kısa mesajıdır.

14- Bu harfler, Kur’an’dan bazı nüshalar taşıyan kişilerin adlarıyla ilgilidir. Örneğin Saad b. Ebi Vakkas’ın adına işaret etmektedir.[2]

15- Bu harfler kimsenin haberdar olmadığı Allah ve peygamber arasındaki bir takım şifrelerdir. Araştırmacıların benimsediği görüş budur.[3]

İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Elim lam mim” Allah ile sevgilisi Muhammed (s.a.a) arasındaki bir şifre ve işarettir. Allah, peygamberden başkasının haberdar olmamasını istediği için başkalarının gözünden uzak tutmak ve sadece dostuna açık ve belirgin kılmak gayesiyle onu harfler şeklinde dile getirmiştir.[4] Mukataa harflerinin tertiple yan yana konmasıyla değişik kelime ve tabirler meydana gelmektedir. Fikir ve düşünce ehli inanç ve eğilimleri esasınca bu harflerden istifade ederek alaka duydukları hususların falına bakmışlardır. Örneğin Bedreddin Zerkeşi şöyle demektedir: Bu harflerin terkibinden Nassu Hekimin katiin lehu sırrun (kararlı bilgenin sözü sırra sahiptir)” cümlesi oluşturulabilir. Feyz-i Kaşanî ise “sıratu aliyyin hakkun nemsikuhu” (Ali’nin yolu haktır, onu izliyoruz” cümlesini elde etmiştir[5] ve… Ama bu cümlelerin hiçbirinin rivayetsel kaynağı yoktur.



[1] El-Mizan, Şura suresi 6. ayetinin açıklaması.  

[2] Daha fazla bilgi için “Mukataa Harfleri” makalesi, sayt-ı Ferheng ve Maarif-ı Kur’anî adresine müracaat ediniz.

[3] Marifet, Hadi, Ulum-ı Kur’anî, s. 138.

[4] İbn. Tavus, Sadu’s-Suud, s. 217, çap-ı Necef.

[5] Tefsiru’s-Safi, c. 1, s. 91.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar