Gelişmiş Arama
Ziyaret
9425
Güncellenme Tarihi: 2008/05/04
Soru Özeti
İslam Peygamberinin Kaç kızı var idi?
Soru
: İslam Peygamberinin (s.a.a) kızları sayısı hakkında tarihte farklı görüşler var olmaktadır; bazıları dört kızı var idi, bazıları sadece Hz. Zehra Onun Kızıdır demişlerdir. Lütfen tarihsel senetlerini zikir ederek bilgi veriniz.
Kısa Cevap
Araştırmacılar bu mesele hakkında ihtilafa sahiptirler. Alleme Cafer Murtaza Amuli bunlardan birisidir: “Es-Sahihu Mines – Sire” adlı kendi kitabından bu konuya değinmiş ve konuyla ilgili “peygamberlerin Kızları veya Üveyleri” adı altında müstakil bir kitap yazmıştır. Ona müracaat edebilirsiniz. Her halükarda kendisi şuna inanıyor: peygamberin (s.a.a.) sadece bir kızı var idi. o da hazreti Fatima’dir.
Ama ehli sünnetin tarihi kaynaklarında peygamber (s.a.a) için dört kız çocuk zikir edilmiştir. Şu dört kız şunlardan ibarettir: Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm ve Fatimetu’z-Zehra’dir. Hepsinin de hazreti Hatice’nin kızları olduğunu savunmuşlardır.
 
Ayrıntılı Cevap
Araştırmacılar bu mesele hakkında ihtilafa sahiptirler. Alleme Cafer Murtaza Amuli bunlardan birisidir: “Es-Sahihu Mines – Sire” adlı kendi kitabında bu konuya değinmiş ve konuyla ilgili “peygamberlerin (s.a.a) Kızları veya Üveyleri” adı altında müstakil bir kitap yazmıştır. Ona müracaat edebilirsiniz. O, bu meseleyi geniş ve bütün cihetleriyle ele alıp inceledikten sonra şu neticeyi alıyor: Geçmiş konulardan anlaşılıyor ki Osman’ın kendisiyle evlendiği Rukiye Peygamberin (s.a.a.) kızı değildir. O şöyle diyor: Eğer tarihsel rivayetler üzerinde dikkatli bir şekilde hüküm edersek (Peygamberin Hatice’den dört kız olduğu farzını kabulüne göre) onların küçüklükte dünyadan gittiğini ve hiç kimseyle evlenmediğini söylememiz gerekir. Eğer Osman Rukiye ve daha sonra Ümmü Gülsüm ile evlenmiş ise bunların peygamberin (s.a.a.) kızları değil belki Osman’ın hanımı olan bu bayanların, peygamberin biset’ten önce dünyaya gelmiş ve vefat etmiş kızlarıyla isim benzerliği vardır. Bu durum bir çoğunu hataya sürüklemiş veya bazılarının, Osman’ın iki hanımı peygamberin (s.a.a.) Rukiye ve Ümmi Gülsüm ismindeki kızlarıdır demelerine neden olmuştur. Osman’ın iki hanımı Peygamberin üvey kızları olmasından dolayı bu şüphenin tekit edilmesine neden olmuş de olabilirler. Zira Araplar arasında bir kimsenin üvey kızlarını söz konusu şahsın kızları olarak sayılması meşhur bir gelenektir.[1]   
Ama ehli sünnet kaynaklarında peygamber (s.a.a.) için dört kız zikir edilmiştir.[2][3] 
Kızların İsmi;
Peygamberin büyük kızının ismi Zeynep ve en küçüğünün ismi Fatime (a.s.) ve ortanca kızlarının ismi sırasıyla Rukiye ve ümmi Gülsümdür.[4] 
Kızların Annesi:
Ehli sünnetin tarihi kaynak kitapları Peygamberin (s.a.a.) tüm kızlarının annesi Hatice olduğunu zikrediyorlar.[5]
Peygamberin (s.a.a.) Kızlarının Kocaları:
Zeynep’in Kocası Ebul As’tir.[6] Rukiye’nin ilk kocası Utbe b. Ebu Lehep idi daha onunla zifafa girmeden boşuyor. Rukiye Utbe’den sonra Affan’ın oğlu Osman ile evlendiriliyor. Ümmi Külsümün Kocası Osman idi Rukiye’nin vefatından sonra Osman’la evlendiriliyor.[7]
Peygamberin Üvey Kızları:   
 
Arapça dilinde üvey anneye Rebibe denilmektedir. Rabibe bir önceki kocadan doğan kıza denilmektedir.
1-Dürreh Ebu Selemenin kızı,[8]
2-Ümmi Gülsüm Ebu Seleme’nin kızı,[9]
3-Habibe Abdullah b. Cahş’in kızı,[10]
4-Zeynep Abdullah (Ebi Seleme) kızı.  
 

[1] “benatu’n-Nebi em Rebaibuhu” “el-Lemesetu’l-Ehire” adı altında.
[2] 1891. Sorusundan iktibas edilmiş (sayt: 2319)
[3] Yusuf b. Abdullah b. Muhammed, ibni Ebu Bekir, “el-İstiab, baskı 1, 1412; Ahamet b. Ali, ibni Hacer, “el-İsabe”, baskı 1, Beyrut:darul-Kütbul İlmiye, 1415,  c. 4, s. 4, 1818,c. 8, s. 138.
[4] “İstiab”, 4/1818; “el-İsabe”, 8/138; Muhammed b. Sad bini Munii Haşemi, “et-Tabakatül-Kubra”, Beyrut: Derul-Kütubul – İlmiye, 1410, c. 8, s. 174.
[5]  “İstiab”, 4/1818; “et-Tabakatül-Kubra”, , c. 8, s. 174.
[6] Harudin ez-Zerkeli, “el-Alamu el-Vera”, c. 5, s. 176.
[7] “et-Tabakatül-Kubra”, , c. 8, s. 174
[8] “İstiab”, 4/1835; Takiyuddin Ahmet b.Ali elMekrizi, “İmtaul-Esmai”, baskı, 1, Beyrut: “darul-Kütübül İlmiye, 1420, c. 6, s. 110.
[9] “İstiab”, 4/1953.
[10] “El-Alam”, baskı 8, Berut:Darul – İlm lilmlayin, 1989, c. 3, s. 66.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar