Gelişmiş Arama
Ziyaret
20568
Güncellenme Tarihi: 2010/03/07
Soru Özeti
Allah-u Teala insanı hangi amaç için yarattı?
Soru
İnsan neden yaratıldı? Dünyaya gelmesi ve dünyadan göçmesi kendi elinde olmayan bu varlığın dünyadaki görevi nedir?
Kısa Cevap

a) Allah-u Teala’nın yaratıcılığı yaratmayı gerektiriyordu.

b) Yaratılış düzeni hikmetli ve bir hedef üzerinedir.

c) Kainatın ve diğer varlıkların yaratılmasının son hedefi insandı; çünkü her şey onun içindir ve en güzel yaratıcı tarafından en güzel surette yaratılmıştır.

d) Yaratılışın hedefi ne olursa olsun sonucu hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah’a değil insanın kendisine döner.

e) İnsanın yaratılışının asıl hedefi gerçek kemal ve saadete ulaşmak, yüce insani makamlara yetişmek ve melekut alemine ulaşmaktır. Bütün bunlar ise Allah’a olan bilinçli bir marifet ve ubudiyetle (kullukla) gerçekleşir.

Ayrıntılı Cevap

İster ilim, kudret, malikiyet, hâkimiyet gibi zata ait ve Allah’ın varlığının terkipsiz oluşunun gereği olan zatının kendisi olan sıfatlar, ister fiile mensup olan ve sıfat-ı fiili diye bilinen rububiyyet, razikiyyet, halikiyyet, irade ve rahmet gibi İlahi isim ve sıfatlar her biri subutiye sıfatlardır. Allah-u Teala onlarla kesintisiz feyiz vermektedir. Bu arada Onun yaratıcılık sıfatı daima ve kesintisiz olarak yaratmayı gerektirmektedir: ‘O her gün yeni bir iştedir.’[1]

 

Dikkat çeken başka bir nokta şudur: Allah-u Teala hikmet sahibidir; hikmet sahibi de boş ve anlamsız işler yapmayacağından yaratılış bir hedef üzerinedir. Bu düzen Allah’ın yüce sıfatları doğrultusunda kurulmuş ve onda en küçük bir eksiklik ve kusur yoktur. Âlemdeki bütün zerreler lisan-i halleriyle şöyle diyorlar:

 

Dairede bir nokta eksik veya fazla değildir.

Ben bu meseleyi açıkça görüyorum.

 

Kur’an ayetlerinin nassına göre varlıkların yaratıcısı onları boş ve batıl olsun diye yaratmadı. Aksine O’nun yaratmasının eksen ve esası hak temel üzerine kurulmuştur. Bu en güzel düzende en küçük parçalar bile yüce ve değerli maksatları gütmekte, hiç biri boş ve gereksiz değildir:

 

Bu perde bir ip boş değildir

Gerçi ipin ucu bize görünmemektedir.

 

Şu noktayı da göz ardı etmemek gerekir, kâinatın ve diğer varlıkların yaratılışının son hedefi insandır. Daha açık bir deyimle Allah, alemi Ademoğlu için yarattı. O, yaratılmışların en güzelidir, çünkü Allah en güzel yaratıcıdır. Varlık fabrikasından onun gibisi çıkmamıştır. Hadis-i kutsi’de şöyle buyuruyor: ‘Ey Ademoğlu, her şeyi senin için yarattım, seni de kendim için yarattım.’[2]

 

Şimdi asıl konuya geçelim. İnsanın yaratılmasından amaç ne olursa olsun sonucu insanın kendisine dönmektedir. Allah’ın ona ihtiyacı yoktur, Allah her şeyden ganidir; bütün varlıklar ve bu cümleden insan Allah’a muhtaçtır; Ey insanlar! Siz Allah'a muhtaçsınız ve Allahsa, odur müstağni ve hamde layık.[3]

 

‘Ve Musa demişti ki: Siz de nankörlük etseniz, yeryüzünde kim varsa hepsi de nankörlük etse şüphe yok ki Allah, müstağnidir ve gerçekten de hamda layıktır.’[4]

 

Hz. Ali (a.s), Hemmam diye meşhur olan hutbesinde şöyle buyuruyor: ‘Allah-u Subhan yaratılmışları yaratırken onların itaat ve kulluklarından müstağni, günah ve isyanlarından güvende idi; zira günahkarların günahı ona zarar vermez, itaat edenlerin itaati ona fayda sağlamaz.’[5] (emre itaat ve günahtan sakındırmak kulların kendisine fayda sağlamaktadır).

 

Kur’an-ı Kerim’de insanın yaratılış hedefi çeşitli şekillerde ele alınmıştır. Bunlar gerçekte bu hedefin bir boyutuna işaret etmektedir. Örneğin:

 

‘Ben, cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.’[6]

 

‘Hanginizin daha iyi davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratan O’dur.’[7]

 

Yani tekamüle ulaşmak için bu eğitimle karışık yapılan imtihandır.

 

‘Onlar, aykırılığa düşmekten bir türlü kurtulamazlar. Ancak Rabbinin merhamet ettiği kimseler müstesna ve zaten de bunun için halketmiştir onları.’ [8]

 

Görüldüğü üzere bu ayetler dikkatleri bir noktaya odaklamaktadır, o da insanın eğitim, hidayet ve tekamülü noktasıdır. Buradan da şu anlaşılmaktadır: İnsanın yaratılış hedefi kemal, saadet ve yüce insani değerlere ulaşmasıdır. Bunlar da Allah’a bilinçli bir kulluk, ubudiyyet ve marifetle gerçekleşebilir. Nitekim, ‘Allah’a kulluk, değerli bir cevherdir ki, batını rububiyyettir.’[9] Kim ona ulaşırsa Allah’ın dışındaki her şeye musallat olur.

 

Bir rivayette İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘İmam Hüseyin (a.s) ashabının yanına gelerek şöyle buyurdu: Yüce Allah kullarını kendisini tanısınlar diye yarattı. Onu tanıdıklarında Ona kulluk ederler, Ona kulluk ettiklerinde Ondan başkasına kulluk ihtiyacı hissetmezler.’[10]



[1] - Rahman/29

[2] - el-Menhec-ul Kaviy, c.5, s.516; İlm-ul Yakin, c.1, s.381.

[3] - Fatır/15

[4] - İbrahim/8

[5] - Nehcu’l Belağa (feyz), Hutbe-i Hemmam, s.11

[6] - Zariyat/56

[7] - Mülk/2

[8] - Hud/118-119

[9] - Misbah-uş Şeria Der Hakikat-ı Ubudiyyet.

[10] - Saduk, İlel-uş Şerayi’ (El-Mizan’dan naklen c.18, s.423).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresini 1000’den 50 yıl az olarak ilan etmiştir?
    12371 Tefsir 2019/10/21
    Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresi hakkında şöyle buyuruyor:«وَ لَقَدْ أَرْسَلْنا نُوحاً إِلى‏ قَوْمِهِ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلاَّ خَمْسِينَ عاماً فَأَخَذَهُمُ الطُّوفانُ وَ هُمْ ظالِمُونَ» “Andolsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı, sonunda haksızlık etmekte olan ...
  • Daha fazla ücret vererek taksitle araba satın almanın bir sakıncası var mıdır? Peşin olarak araba satın almak için kar ile borç almanın da bir sakıncası var mıdır?
    8181 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Borç şekliyle peşin fiyatından daha fazla bir fiyatla otomobil gibi bir malı satın almak ve satmak doğrudur. Ama sizin ikinci sorunuzdaki husus borç faizi olup haramdır. ...
  • İran İslam Cumhuriyetinin dışındaki Ülkelerde oy kollanmanın hükmü nedir?
    6912 Diğer Konular 2012/05/19
    Diğer ülkelerin seçimlerine iştirak etmek eğer Müslümanların maslahatına ters ise veya İslam düşmanlarının güçlenmesine neden oluyor ise caiz değildir. İslam ve Müslümanların maslaha­tını ardında getiriyor ve onların güçlenmesine neden oluyor ise seçimlere iştirak edip oy kol­lanmak uygundur. Bu durum dışında oy kollan­mak mubahtır. Mükellefin ihtiyarine bağlıdır. ...
  • Ojeli tırnakla cenabet guslü alınabilir mi?
    11546 Suyun Ulaşmasını Engelleyen Şeyler 2012/06/09
    Abdest ve guslün şartlarından biri suyun abdest ve gusül azalarına ulaşmasına engel olacak bir şeyin olmamasıdır.[1] Bu açıdan abdestle gusül arasında bir fark yoktur. Buna göre engel teşkil edecek şeyi gusülden önce gidermek gerekir. Giderildiğine emin olmadan gusül alınırsa o gusül batıldır.
  • erkek ve kızların gelecekteki evlilikleriyle ilişkin konuları onlara nasıl öğretebiliriz?
    7513 Pratik Ahlak 2011/04/13
    Çocuklar tarafından bağımsız ve yeni bir yaşam yuvasının kurulmasıyla ilişkin meseleler, duygusal, sosyal ve cinsel meseleler ile irtibatlı olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır, dolaysıyla bu bağlamda var olan meseleler iki bölümde ele alınmalı ve tahkik edilmelidir. Ailenin başarılı veya ta sorunlara kadar varan vücuda gelen ...
  • Bedenin hangi bölgelerine gusül vermek lazım ve hangi bölgelerine gusül vermek lazım değildir?
    3563 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/25
    Gusülde bedenin bütün dış yüzeyine gusül vermek gerekir. İğnenin ucu kadar yer yıkanmazsa gusül batıl olur. Elbette insanı vesveseye düşürecek şüphelere itina edilmemelidir. Lakin bedenin kulak içi, burun içi, ve ağız içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak caiz değildir. Aynı şekilde bedenin görünen veya görünmeyen yeri olduğu hakkında ...
  • Kur’an ayetleriyle mukayese ettiğimizde hadislerin itibar derecesi ne ölçüdedir?
    9299 Kur’anî İlimler 2009/06/06
    Kur’an-ı Kerim ve muteber hadislerin her ikisi dini kaynaklardan sayılırlar ve her ikisi de şer’i hüccettirler. Kur’an hakkında senet yönünden inceleme yapılmaz Çünkü Kur’an’ın tümünün Allah katından indiğinde ve aynı şekilde Peygamber (s.a.a) tarafından bize ulaştığında bir şüphe yoktur. Sadece Kur’an ayetleri ifade ettikleri mana bakımından ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    38335 Abdest Şekli 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ayet ve rivayetlere göre salih amellerin yok olmasına neden olan ameller hangileridir?
    12376 Pratik Ahlak 2012/02/04
    Ayet ve rivayetlerde, Allah’a iman, şirke düşmemek ve mürted olmamak amellerin kabul olunmasının ilk şartları olduğu, bunlar olmadan hiç bir salih amel kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Namazı terketmek, minnet ederek salih amel yapmak, başa gelen işlere razı olmamak vb. gibi amellerin yok olmasına neden olan şeyler -ayrıntılı cevap ...
  • Niçin Abdulmuttalib oğlunun adını Abduluzza koymuştur?
    23883 تاريخ بزرگان 2008/07/22
    Abdulmuttalibin oğlu Ebu leheb (Haşim oğlu Abdulmuttalib oğlu Abduluzza) künyesi Ebu utbe’dir, Peygamber (s.a.a) efendimizin amcası ve aynı zamanda onun en katı düşmanlarından biridir. Annesi Beni Huzae kabilesinden Lubna ve eşi Harb ibn-i Umeyye’nin kızı ve Ebu süfyanın kız kardeşi, Ümm-i cemil adıyla tanınan Arvi veya Avra’dır. ...

En Çok Okunanlar