Gelişmiş Arama
Ziyaret
6637
Güncellenme Tarihi: 2011/04/13
Soru Özeti
İslama göre tapu alınarak sahipsiz arazilere malik olunabilir mi?
Soru
Günümüzdeki şartlarda bir şehirde sahipsiz kalan bir arazi için tapu alınarak ona sahip olunursa bunun şer’i açıdan hükmü nedir?
Kısa Cevap

Bir şehir veya köyün ikamet edilen yerlerinin arasında sahibi belli olmayan araziler olabilir. Bu arazilerin kesinlikle sahipleri vardır, ama kimler olduğu belli değildir. Dolayısıyla sahibi meçhul malların hükmündedirler. Bu yüzden başkaları (sahiplerinin dışında) kimse tapu çıkararak onlara sahip olamaz. Onlara sahip olabilmek için şer’i hakimden (veliyy-i fakih’ten) satın almalı veya tasarruf için (herhangi bir alma satma olmadan) ondan izin alınmalıdır.

Ayrıntılı Cevap

Hadisler ve muteber İslami kaynaklara göre topraklar bikaç kısıma ayrılır:

1- Sahibi belli olan topraklar. Böyle toprakların hükmü bellidir, yani her türlü alma, satma ve tasarruf sahibinin izni ve rızasıyla olmalıdır.

2- Asalaten ölü topraklar. Şimdiye kadar bayındırılmamış topraklardır. Bu kısım ‘enfal’den olup Masum İmam’ın (a.s) malıdır. Hz. İmam Humeyni bu kısım hakkında şöyle buyuruyor: ‘Asalaten ölü topraklar Masum İmam’ın (a.s) malıdır. Ancak gaybet döneminde kim onu bayındırlaştırsa, ister İslam ülkesinde olsun, ister küfür ülkesinde, ister Irak gibi haraç arazisinden olsun ister olmasın, bayındır eden kimse ister Müslüman olsun, ister kafir, ona sahip olur.’[1]

Hz. Ayetullah Mekarim Şirazi’de bu kısım hakkında şöyle buyuruyor: ‘Ölü topraklar kayıtla kimsenin mülkü olmaz. Onu bayındır etmesi gerekir. Yani ekin biçine hazır hale getirmelidir.’[2] Ancak bu alanda İslam cumhuriyetinin bir kanunu varsa ona uyulmalıdır.   

3- Sahip ya da sahiplerinin vazgeçtiği ve gözden çıkardığı veya başka yere göç ettiği için mülkünden çıkardığı veyahut doğal afetler ve belalardan dolayı yok olan, yine önceden bayındır edilen ama şimdi terkedildiğinden dolayı yeniden ölü toprağa dönüşen arazilere sonradan ölü durumuna düşen araziler denir. Bunlar ‘enfal’den olup Masum İmam’ın (a.s) malıdır.

Hz. İmam Humeyni şöyle buyuruyor: ‘Geçmişte yaşayıpta artık kendilerinden eser kalmayan milletlerin arazileri gibi sonradan ölü durumuna düşen arazilerin sahibi yoksa bunların hükmü asaleten ölü olan araziler gibidir.’[3]

Yine şöyle buyuruyor: ‘Sonradan ölü durumuna düşen arazilerin sahibinin olduğu bilinse ama meçhul olsa ve ona sahibi meçhul dense ihtayat gereği şer’i hakimin izniyle onda tasarruf etmeli, bayındır edilmeli ve onun sahibi de aranmalıdır. Sahibinin veya şer’i hakimin bulunmasından ümit kesilse satın alınmalı ve parası fakirlere verilmeli yahut kiralanıp kirası sadaka olarak verilmelidir.’[4]

Dolayısıyla bir şehir veya köyde ikamet edilen yerlerin arasında kalıpta sahibi belli olmayan araziler varsa bunlara sahibi meçhul araziler denir. Bu arazilerin sahipleri kesinlikle vardır, ama kim oldukları bilinmiyor.[5] Bu yüzden başkaları (sahiplerinin dışında), tapu çıkararak onlara sahip olamaz. Onlara sahip olabilmek için şer’i hakimden (veliyy-i fakih’ten) satın alınmalıdır.

Hz. Ayetullah Hamanei kendisinden sorulan ‘Sahibi bilinmeyen arazide bir ev yaptım. Onu içindeki evle birlikte müşterinin rızası ve bilgisi dahilinde satarsam, yani müşteri, arazi sahibinin meçhul olduğunu ve satıcının sadece evin sahibi olduğunu bilirse, orayı ona satmak caiz midir?’ soruya şöyle cevap verdiler: ‘Sahibi meçhul olan arsada yapılan ev şer’i hakimin izniyle yapılmışsa ev sahibi yalnızca evi satabilir. Arsayı satma hakkı yoktur.’[6]

Hatırlatmak gerekir ki, her türlü bayındır ve ihya etmek ölü toprakların sahibi olmaya neden olmaz. Bayındır etmek aşağıdaki şartlara sahip olursa mülkiyete neden olur:

a) Bayındır edilecek toprak daha önceden Müslümanın tasarrufunda olmamalıdır.

b) O toprak başkasının mülkü olmamalıdır.

c) Mukaddes Şari’(kanun koyucu) tarafından ibadet yeri olarak tayin edilen yerler olmamalıdır. Meş’ar, Mina, Arafat vs. gibi.

d) Masum İmamın (a.s) ayırdığı (ve bağışladığı) yerlerden olmamalıdır.

e) Başkası önceden onu kendisine maletmiş olmamalıdır.[7]



[1]- İmam Humeyni, Necat-ul İbad, Kitab-u İhya-i Mevat, Mesele:1, s.346

[2]- Tevzih-ul Mesail’in Şerhi (İmam Humeyni), c.2, s.921, Mesele:15.

[3]- İmam Humeyni, a.g.e. Kitab-u İhya-i Mevat, Mesele:2, s.346

[4]- İmam Humeyni, a.g.e. Kitab-u İhyai Mevat, Mesele:3, s.347

[5]- Kifayet-ul Ahkam, c.2, s.548: Dördüncüsü: Arazinin bilinen sahibi olmazsa, arazi bayındır ise o, sahibi meçhül maldır.

[6] - Ecvibet-ul İstiftaat (Farsça), s.344.

[7]- Şeyh Murteza Ensari, el-Mekasib, c.2, s.70-71.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kopya çekmek ve tez notuyla oynamanın hükmü nedir?
    3608 Yasa Ve Kanunlara Riayet Etmek 2019/12/09
    Kopya çekmek ve aynı sonucu doğuran eylemler haramdır. Buna bina tövbe etmeli ve Allah’tan bağışlanma dilemelisiniz. Ama eğer mesleğinizi yapacak gerekli bilimsel birikime sahipseniz bu alanda çalışmanızın da ve karşılında aldığınız paranın da sakıncası yoktur.Bu soruya Taklit Mercilerin vermiş olduğu cevaplar:[1]
  • Kendisi için zararlı olduğu takdirde hastanın oruç tutması farz mıdır?
    9019 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Taklit mercileri ve İslam âlimlerinin fetvalarına göre, oruç hastaya önemli bir zarar verirse kendisinin oruç tutması farz değildir.[1] Kur’an bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı ...
  • Maliki ve Hanefi mezhebinin ne yanlışlığı var?
    4447 شیعه و دیگر مذاهب 2018/12/08
    Her şeyden önce aydınlığa kavuşması gereken nokta sizin Şia’ya olan ilginiz sadece ilgi ve sevgiden ibaret mi yoksa kuvvetli delillere mi dayanmaktadır? Eğer sizin ilgi ve alakanız delil ve burhan üzere ise bunun doğal sonucu olarak diğer mezheplerin ve fırkaların eksiklikleri ve zayıflıkları aydınlığa kavuşmuş olacaktır. Şia’nın ...
  • Kime şehid demektedirler? Diğer İslamî ve gayri İslamî ülkelerin ölüleri şehid sayılır mı?
    6459 Tefsir 2011/08/17
    Şehid şahit ve hazır anlamında olup değişik derecelere sahiptir. Bu anlamıyla Allah, peygamberler, melekler, Allah yolunda öldürülenler ve tüm müminler şahadet derecelerindeki mertebeler dizisinde yer alırlar. Elbette mukaddes “şehid” sözcüğü ilahî dürtü olmaksızın ve sadece kendi ülkesini savunmak veya hatta istemeyerek ve hedefsizce öldürülen tüm şahıslar için ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7704 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Hangi ameller insanı güzel ve nuranî kılar?
    11371 Pratik Ahlak 2011/07/21
    İslam’ın bakışında güzellik zahirî güzellik ve batınî güzellik diye iki kısma ayrılır. Muteber ve mütevatir rivayetler açısından insanın batınî güzelliğini sağlayan bazı etkenler sabır, tahammül, vakar, sükûnet, takva ve sakınmadan ibarettir. Aynı şekilde rivayetlerde insan yüzünün nuraniyet ve güzelliğini sağlayan birçok amil zikredilmiştir. Abdest, az ...
  • Eğer işe acil ihtiyacımız varsa ve iş yerinde kendi isteğimiz ve normal olarak namaz kılma imkânımız yoksa ne yapmalıyız?
    3247 Varie 2019/02/18
    Namazın her ne şart altında olursa olsun eda edilmesi gerekir. İnsanın işe olan ihtiyacı vakaların büyük çoğunluğunda namazın eda edilmesini engelleyecek bir zaruret taşımamaktadır. Öyleyse insan namazını eda edecek kadar serbest olacağı bir fırsat yaratmak için bir düzenleme yapmalıdır. Bahsi geçen soruda fakihlerin fetvalarının delaleti işi bahane ...
  • Ehl-i Sünnetin Bilal hakkındaki görüşü nedir?
    6072 تاريخ بزرگان 2008/05/13
    O müşriklerin işkencelerine karşı direniş göstermiş, Peygamber’in müezzini ve savaşlarda Peygamber’le birlikte savaşmış Resulullah’tan sonra Medine’yi terketmiştir, Şam’a yerleşmiş ve orada da vefat etmiştir. Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre o Ebubekir tarafından azat edilmiştir. ...
  • Ağzı temizleyen maddelerin içinde genellikle az miktarda alkol bulunur. Bunun hükmü nedir?
    6314 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sarhoş edici[1] sıvılardan olup olmadığı belli olmayan alkoller temiz hükmündedirler. Onların karıştırıldığı sıvıların alınıp satılması ve kullanılmasının herhangi bir sakıncası yoktur.[2]
  • İslam devletinde medeni kurumların yeri nedir?
    7665 Düzenler 2010/12/04
    Toplumda halk kitleleriyle devlet arasındaki kuruluşlara medeni kurumlar denir. Köy ve şehirlerdeki kooperatifler, dernekler, spor kulüpleri ve birlikler (okul-aile birliği gibi) vb. medeni kurumlara örnek teşkil etmektedirler. Medeni kurumların varlığı halkçı düzenlerin temel özelliklerinden biridir. Bir işi ve mesleği olan herkes bu kurumlara üye olabilirler. Medeni kurumlar, toplumsal ...

En Çok Okunanlar