Gelişmiş Arama
Ziyaret
6651
Güncellenme Tarihi: 2009/10/22
Soru Özeti
Resul-u Ekrem (s.a.a)’in sabah namazının bir kere kaza olduğu doğru mudur?
Soru
Resul-u Ekrem (s.a.a)’in sabah namazının bir kere kaza olduğu meselesinin doğru olup olmadığını bilmek istiyorum.
Kısa Cevap

Bu mesele kelamda da bahsedilen fıkhi meselelerdendir. Bu konuda rivayetler de gelmiştir. Ama fakihlerin onun üzerinde ortak bir görüşleri yoktur. Bir grup başka deliller ve Peygamber (s.a.a)’in masumiyetiyle çeliştiği için böyle rivayetleri kabul etmezken, diğer bir grup senedin muteber oluşu ve rivayetlerin bazılarının metninde bu olayın Allah-u Teala’nın isteği ve bunun insanlar için bir rahmet olduğunu göz önüne alarak diyorlar ki, Böyle rivayetler Peygamber (s.a.a)’in masumiyetiyle çelişmemektedir.

Ayrıntılı Cevap

Bu mesele fıkhi konulardan olup kelamla da ilgili olduğundan burada genişçe ele almak mümkün değildir. Kısaca şöyle beyan edebiliriz:

Hem Sünni, hem de Şii kaynaklarda böyle bir olayın yaşandığına dair rivayetler vardır.[1] Onların bazılarının senedi muteberdir. Örneğin değerli hadis kitabı Usul-u Kafi’de İmam Sadık (a.s)’dan şöyle rivayet edilir:

Ravi diyor ki: ‘İmam Sadık (a.s)’ın şöyle buyurduğunu duydum: ‘Allah Resulu bir gün sabah namazı vakti uykuda kaldılar ve (gerçekte) Allah-u Tebarek ve Teala güneş doğuncaya kadar onu uyuttu. Bu iş Allah’ın insanlara olan rahmetinden dolayı idi ki, biri sabah namazında uyuya kalırsa ve başkaları onu bundan dolayı kınar ve ona ‘sen namazında takvalı değilsin’ derlerse Peygamber (s.a.a)’in bu işi bir örnek ve sünnettir. Eğer biri birine ‘sen sabah namazında uyukuya kaldın’ derse o da karşılığında der ki: ‘Peygamber (s.a.a)’de namaz vakti uykuya kaldı.’ Demek ki: Peygamber (s.a.a)’in bu işi örnek ve rahmet olmuştur. Allah bununla bu ümmete rahmet etmiştir (yani Peygamber (s.a.a)’in uyukuya kalışını hatırlatarak başkalarının kınamasından kurtulur).[2]

Bu ve benzeri muteber rivayetlerin karşısında onlarla muhalif olan başka delillerde var. Örneğin:

1-Peygamber (s.a.a) ve Masum İmamlar (a.s)’ın masum olduklarını gösteren rivayetler. Örneğin İmam Sadık (a.s), Hz Ali (a.s)’ın şöyle buyurduğunu nakleder: ‘Büyük ve küçük günahlarından korunmak, yanlış fetva vermemek, soruların cevabını doğru vermek ve dünyanın hiç bir işinde yanlışlık yapmamak, unutmamak ve batıla uymamak İmamın sıfatlarındandır.’[3]

 

2-İmam (a.s)’ın gözlerinin uyuduğu ama kalbinin uyumadığını ifade eden rivayetler.[4]

3-Alimlerin, Peygamberin masumluğunu ispatlamak için getirdikleri akli deliller. Örneğin: ‘Peygamber (s.a.a), insanların hidayeti için gönderildiğinden, amelleri öyle olmalı ki, insanlar Onu tereddütsüz kabullenmeliler. En küçük bir hata veya yanlışlık Peygamberi o yüce mertebesinden aşağı düşürür ve Peygamberin gönderildiği hedef gerçekleşmez. Bu yüzden Allah-u Teala kendisiyle insanların arasında öyle bir aracı gönderir ki insanların ondan uzaklaşmasına yol açacak hiçbir yanlışlık ve hata yapmaz. Eğer Allah birinin sorgusuz, sualsiz itaat edilmesini istiyorsa Onun bütün amel, davranış ve hareketleri örnek alınabilmeli ve kendisine tabi olunabilmelidir. Hata yapan biri böyle bir özellikten yoksundur.

4-Bütün alimlerin Peygamber (s.a.a)’in hata ve yanlışlık yapmadığına dair icma vardır.

Bundan dolayı fakihler bu rivayetler konusunda ikiye ayrılırlar:

a) Bazı fakihler Peygamber (s.a.a)’in namazının kazaya kaldığını söyleyen rivayetlerin sened yönünden kesin olmadığı, ravilerin hata yapmış olabileceği veya ravilerin uydurması olacağı veya takiyye olacağı veya başka kesin delillerle muhalif olduğu için kabul etmemekteler. Cevahir’in yazarı (r.a),[5] Hadaik’in yazarı (r.a),[6] Şeyh Ensari (r.a)[7] vs. bunlardandır.

Merhum Mirza Cevad Ağa Meliki Tebrizi (r.a)[8] ve Merhum Ayetullah Seyyid Muhsin Hekim (r.a)[9] bu rivayetin reddinde diyorlar ki: Peygamber (s.a.a)’in ashabına buyurduğu ‘…Şeytanın yurdunda uykuya kaldınız’[10] rivayetinden anlaşılıyor ki, Kur’an ayeti[11] ve başka kesin delillere göre Şeytan, Peygamberden uzaktır ve Onu (s.a.a) gafil etme veya uykusuna etki etme gücüne sahip değildir. Bu yüzden rivayetteki, Şeytani telkinlerden dolayı uykuda kaldı, ibaresi bu rivayetin sahih olmadığının delilidir.

b) Diğer bazı fakihler bu rivayetleri kabul etmiş ve onu diğer delillerin muhalifi olmadığı ve Peygamber (s.a.a)’in masum oluşu ile çelişmediği görüşündeler. Örneğin Şeyh Saduk (r.a) bu rivayetlerin birini açıklarken onları şiddetle savunmakta,[12] Şeytani yanıltması ile başka durumlar arasında fark koymaktadır. Şeyh Mufid (r.a), Şeyh Saduk (r.a)’ın aksine Peygamberin gaflet dalması ve uykuda kalması arasında bir farka inanıyor. Şeyh Mufid (r.a) peygamberin dalgınlığını reddiyor ve sözlerinden Peygamberin uykuya kalmasını kabul ettiği anlaşılıyor.[13] Şehid-i Evvel’de bu rivayetlerden birini zikrederken diyor ki: “Bu rivayetlerin masumlukla muhalefeti iddiasıyla onları kabul etmeyen bir fakihi tanımıyoruz.”[14] Şeyh Bahai (r.a) diyor ki: ‘Bizim alimler bu rivayetleri kabul ettiler.’ Ve bu gösteriyor ki, Peygamber (s.a.a)’in uykusuyla dalgınlığı arasında fark koymuş ve ona göre fetva vermişlerdir. Merhum Meclisi’de bu rivayetleri kabul etmiştir.[15]

Günümüzde ki alimlerden bildiğimiz kadarıyla Ayetullah Behçet bu rivayetleri masumlukla muhalif bulmuyor.[16]

Son olarak hatırlatmak gerekir ki, yukarıda açıklananlar ışığında böyle bir şeyin gerçekleştiğine kesin olarak inanmamak gerekir, zira rivayetlerin geçerli olmamak ihtimali de vardır; Peygamber’in makamı hakkında daha fazla dikkat etmeli ve temkinli olmalı ve ihtiyat edilmelidir.



[1] -Sahih-i Müslim, c.2, s.138; Sünen-i Ebi Davud, c.1, s.107

[2] -Usul-u Kafi, c.3, s.295

[3] -Bihar-ul Envar, c.17, s.109

[4]-el- Kafi, c.1, s.388

[5] -İnsaf şudur ki, ayet ve hadislere göre böyle bir şey Onlar (a.s) için düşünülemez. Nebi’nin (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’inin (a.s) bütün kötülük ve günahlardan pak oldukları, kusur ve ayıplardan münezzeh oldukları, söz ve amelde sürçme ve zilletten masum oldukları, kemalin en üst mertebelerine ulaştıkları ve bütün hal ve amellerde kendilerinin dışındakilerden üstün oldukları nakledilmiştir. Uykudaki halleri uyanık halleri gibidir. Uyku Onlarda (a.s) idrak ve marifet yönünden bir şeyi değiştirmez, uykuda ihtilam olmazlar, Şeytanın ordusu Onlara zarar vermez… Önden gördükleri gibi arkadan da görürler. Gölgeleri yoktur, idrar ve gaitleri görülmemiştir. Yer onu örtmeye ve yutmaya emrolundu. Zamanın başlangıcından bitimine kadar her şeyi biliyorlar. Onlar insanlara şahid tutuldular. Gece ve gündüz melekleri Nebi (s.a.a)’le birlikte sabah namazına şehadet ederler. Melekler bütün namazlarda İmamlar (a.s)ın yanına gelirler; hergün, her saat ve her namazda Onlarla namaz kılmak için haber verirler. Onlar kendilerine haber veren, kendilerini doğrulayan Ruhul Kudüs’le teyit edilmişlerdir. Onlarda hadesin iki türüde görülmez. Boş şeylerle uğraşmaz, uyumaz, gafil olmazlar. Ruhul Kudüs’le arşın altından yerin altına kadar olan her şeyi bilirler ve dünyanın doğusunda ve batısında olanları görürler. Ve nakledildiği gibi bunların dışında Allah’tan başka kimsenin bilmediğini bilirler. Allah’tan başka kimse onları hakkıyla tanımaz, Allah’ıda onlardan başka kimse hakkıyla tanımaz. Onlar (a.s) namaz vakitlerinde ve gecenin sonlarında iki ayağı yerin yedinci katında, kanatları doğu ve batıyı aşan, gafiller uyansınlar diye gece şafak söktükten sonra yaptıkları tesbihlerinin sonu olan ‘Rahman olan rabbimizden başka ilah yoktur’ diyen ve meleklerden olan gök horozunun tesbih sesini duymak için feryat eden horozlardan daha az değildirler. Onlar bundan çok çok daha üstündürler. Evet eğer onların mükellefiyetlerinin farklı oldukları ispatlanırsa, uykuya kalma konusu bir yere bağlanabilirdi. (Cevahir-ul Kelam Fi Şerh-i Şerayi-ul İslam, c.13, s.73-76)

[6]-Alimlerin ittifak ettikleri gibi, Onun (s.a.a) yanlışlık yapmasının caiz olmadığının gereği bu ve benzeri hadislerin reddetmek veya onların takiyye olduğunu söylemektir. Buna Sünnilerin Katade ve bir grup sahabeden naklettikleri mezkur hadiste işaret etmektedir. Çünkü iki hüküm arasındaki red ve çelişkide gizli değildir. (el-Hadaik-un Nazire, c.6, s.273)

[7] -Şeyh Ensari, Resail-i Fıkhiye’nin 323. sayfasında, Cevahir’in yazarı Cevahir’in c.13, s.76’da bu ihtimale işaret etmiş ve onu kabul etmişlerdir.

[8] -Şeyh Cevad Tebrizi, el-Envar-ul İlahiyye-Risaletun Fi Lobs-is Sevad, s.54

[9] -Müstemsek-ul Urvet-ul Vuska, c.5, s.138

[10] -Tehzip, c.2, s.265

[11] -Nahl/100

[12] -Men La Yahduruh-ul Fakih, c.1, s.359

[13] -Risaletun Adem-i Sehv-in Nebi, s.28

[14] -Zikr-iş Şia Fi Ahkam-iş Şeria, c.2, s.423

[15] -Diyorum ki: Nebi (s.a.a)’in uykusu aynı şekildedir. Yani namazın kazaya kalması Sünni ve Şianın rivayet ettiği bir şeydir. Bu dalgınlık türünden değildir. Bu yüzden çok az kimsenin dışında dalgınlığa inanan yoktur… (Mir’at-ul Ukul Fi Şerh-i Ahbar-i Al-ir Resul c.15, s.65)

[16] -Behcet-ul Fakih, s.150

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kur’an, beşeriyetin bütün sorunlarını halletmiş midir?
    6677 Yeni Kelam İlmi 2011/04/28
    Biz Müslümanlar Kur’an’ın, beşeriyetin her türlü sorununu halledebilen kapsamlı bir kitap olduğuna inanıyoruz. Ama bu sözün manası ‘bütün meseleleri hatta fizik, kimya vs. meseleleri de Kur’an halleder’ demek değildir.Kur’an-ı Kerim bütün insanların hidayet kitabıdır ve bundan da başka bir işi yoktur. Doğal olarak yalnızca bu ...
  • “Abdullah b. Cafer”in kabri Medine’de mi yoksa Dımışk’ta mıdır?
    7525 تاريخ بزرگان 2012/03/10
    Hz. Zeynep (s.a)’in eşi Abdullah b. Cafer’in kabrinin yeri konusunda iki görüş vardır: 1. Medine’de ve Baki mezarlığındadır. 2. Şam’da ve Babu’s Sağir mezarlığındadır. Muteber tarih kaynaklarını ve bu konuda tarihçilerin ortaya koyduğu sözlerini dikkate alarak birinci söz, yani onun kabrinin Baki mezarlığında olması daha ...
  • İnsanların cennet ve cehennemde yaşları ne kadar olacaktır?
    8702 Tefsir 2012/02/22
    İnsanların yaşlarına göre bedende görülen değişiklikler bu dünyaya ait olan konulardandır. Ama ahirette özellikle cennette böyle şeyler söz konusu değildir. Yani öteki dünyada çocuk, orta yaş, yaşlı olmak diye bir şey yoktur. Hatta ahiretin maddi olduğuna inansak bile bugün bizim düşündüğümüz şekliyle yaş meselesi cennetlikler için olmayacaktır. ...
  • Bir kimse, Allah rızası için bir iş yapmaya niyet eder ve niyet ettiği işi yerine getirir getirmez halis niyeti aradan giderse, acaba böyleli bir amelin Allah nezdinde sevabı var mıdır?
    12346 Pratik Ahlak 2011/11/12
    İslam kültüründe amellerin kabul edilmesi için, amelin iyi olmasının (hüsnü fiili) yanında, halisane bir niyetin de (hüsnü faili) olması şart koşulmuştur. Buna izafeten, yalnızca amellerin halisane yapılması yeterli değildir. Amellerin kabulünün bir diğer şartı da, niyetteki ihlâsın devamlılığıdır. Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: “Kim kendisiyle birlikte bir iyilik getirirse, ona on ...
  • Kuran’ı Kerim’e göre yöneticiler ve işverenlerin topluma karşı ne görevleri vardır?
    3680 رفتار اجتماعی در حکومت اسلامی 2020/01/20
  • İlahi marifette ilerlemek ve Hz. Mehdi’nin ilgisini kazanmak için ne yapmamız gerekir?
    5990 Pratik Ahlak 2010/06/20
    Size muvaffakiyet diliyoruz, Ehl-i Beyt Mektebiyle onurlanmanız bizi sevindirdi, istediğiniz konular hakkında bilgi edinmeniz için bu sitede önceden cevaplandırılmış bazı soruları cevaplarıyla birlikte size gönderiyoruz.İlgili Sorular:
  • Filistin İsrail’in asıl yeri değil midir?
    11838 tarihi Yerler 2012/08/21
    Yahudiler ve Siyonistler Filistin’in ilk sakinleri değildi. Bilakis onlar bu bölgeye gelmeden uzun bir zaman önce Filistin’de kalanlar vardı. M.Ö. 3500 yılında Sami kavimleri Hicazın merkezinden Filistin gibi bölgelere göç etmiş idi. Kenan Arapları gibi kavimler de Filistin’i kendilerine yurt edinmiş idi. Filistin’i yurt edinen ilk sakinler ...
  • Ehl-i Sünnet ve Şia arasında, Hz. Mehdi (a.f.) hakkında farklılık var mıdır?
    27387 Eski Kelam İlmi 2009/05/17
    Mehdilik inancı ve Hz. Mehdi (a.f.)’nin zuhur edeceği düşüncesi, İslamî inançlardan biri olarak kabul edilir. Bu inancın Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in müjdelemesi sonucu bütün İslamî fırkalar ve mezhepler arasında önemli bir yeri vardır. Ehl-i sünnete göre bu inanç temel inançlar arasında yer almamasına rağmen ama bunun temeli sağlam inançlarda olduğunda da ...
  • Ayakların üstünü mesetme konusunu hadisler ile ispatlayınız?
    8198 بیشتر بدانیم 2012/07/21
    “Vesailu’ş - Ş,a” gibi Şia’nın Muteber Kitaplarında İmamlardan (a.s.) nakledilmiş olan hadislere baktığımızda abdest alınırken başın ön kısmının ve ayakların üstünün Mes edilmesinin vacip olduğunu görürüz. Keza hadislerden istifade ediliyor ki ayaklar Mes edilirken sağ ve sol sırasını dikkate alarak ayakların parmaklarından başlayarak ayaklarda var olan çıkıntıya ...
  • Cansız varlıklar ve bitkiler Allah’ı nasıl tespih ederler?
    11213 بندگی و تسبیح 2012/07/24
    İnsanların âlemdeki varlıklara yönelik ilmi çok az ve naçizdir. Varlıkların yüce Allah’ı nasıl tespih ettikleri meselesi de henüz beşerin niteliğini kavramadığı konulardan biridir. Değişik ayet ve rivayetlerde varlığın tüm cüzlerinin yüce Allah’ı tespih ettiği beyan edilmiştir. Varlığın cüzlerinin tespih şekli hakkında müfessirler arasında iki görüş vardır:

En Çok Okunanlar