Please Wait
11831
Kuranı kerimin ayetleri iki bölümden oluşmaktadır: onlardan bir bölümü şeni nüzul’e sahiptir bir diğer bölüm ise şeni nüzul’e sahip değildir. Mebde, mead, ölümden sonraki alemin cüzi yatlarıyla alakalı ve … olan bir kısım ayetler gibi.
Şeni nüzulün kuranı kerimin ayetlerini tefsir etme noktasındaki yeri ve konumu hakkında birkaç görüş var olmaktadır:
a) Bazı Müslüman bilginleri ayetlerin şeni nüzulü tanımadan her çeşit tefsirin imkânsız olduğunu savunurlar.
b) Bir diğer grup ise ayetlerin nüzul sebebini araştırmak ve onları tanımak sadece tarihsel bir konu ve geçmişte gerçekleşen bir olayı keşif etmekten öteye geçecek bir duruma sahip değildir diyor. Dolayısıyla ne ilmi bir değeri vardır ne kuranın anlaşılmasında bir etkisi.
Ancak doğru olan görüş şudur ki; şeni nüzulün kuranın ayetlerini doğru tefsir etmekte büyük bir role sahip oldukları kesindir. Öyle ki nüzul sebebine dikkat etmeksizin kuranın birçok ayetlerinin anlaşılması çok zordur. Ancak bunun yanı sıra buna dikkat edilmesi gerekir ki, ayetlerin nüzul sebebi ayetlerin içeriğini ve anlamlarını hakkında nazil olduğu olaya haslaştırmıyor ve ayetlerin manasını nazil olduğu döneme ve hakkında nazil olmuş olaya münhasır kılmıyor.
Kuranın ayet ve süreleri iki kısımdır.
a) Onlardan bir kısmı her hangi bir olay gerçekleşmeden ve her hangi bir soru sorulmadan inmişlerdir. İnsanları tevhit anlayışına, mebde, mead, nübüvvet inancına, ahlaki yüksek ve insanın yaratılışına uyumlu olan yüce değerlere davet eden ve ölümden sonra berzah ve kıyamet âlemleri hakkında, iyi ve kötü kimselerin karşılaşacakları durumları anlatan ayetler veya ibret verici ve ders alınmasını hedefini güden daha önceki ümmetlerin başına gelenleri ve geçmiş peygamberlerin kendi ümmetleri tarafından karşılaştıkları durumu ve onların kendilerine gönderilen peygamberlere karşı takındıkları tavırlarından ötürü başlarına gelen akıbeti kıssalar şeklinde anlatan bu bölümden olan ayetlerden bazılardır.[1]
b) Bir diğer kısmı ise gerçekleşen bir olayın veya bir hadisenin ardından veya sorulan her hangi bir sorununun akıbetinde inmişlerdir. Müfessir ve ulumul-kuran bilginleri anlayışında gerçekleşen olay ve hadise veya sorulan soru gereğince ayetin bir kısmı, ayetin tamamı, birkaç ayet veya bir sürenin tamamı inmişse, ayetin inişine neden olan bu olaya, hadise ve soruya şeni nüzul (ayetin iniş sebebi) denilmektedir.[2] Şeni nüzulün kuran ayetlerinin anlaşılmasındaki yeri ve konumu noktasında birkaç görüş var olmaktadır:
1- Bazı Müslüman bilginler ayetlerin şeni nüzulü bilinmeden kuran ayetlerinin tefsir edilmesi kesinlikle mümkün değildir diyorlar. Vahidi şöyle diyor: ayetleri nüzul sebebinden haberdar olmak çok önem arz ediyor. Öyle ki, kuran ayetlerini doğru anlamak ayetlerin nüzul sebebinden haberdar olmaksızın imkânsızdır.[3] Celaluddin-i Suyuti de aynı sözü dikkate almaktadır.[4]
2- Bir diğer grup ise ayetlerin nüzul sebebini araştırmak ve onları tanımak sadece tarihsel bir konu ve geçmişte gerçekleşen bir olayı keşif etmekten öteye geçecek bir duruma sahip değildir diyor. Dolayısıyla nüzul sebebi hakkında bilgi edinmenin ilmi bir değeri olmadığı gibi kuranın anlaşılmasında da hiçbir konuma ve yere sahip değildir.[5]
3- Doğrusu ve hak olan görüş şudur ki bir taraftan kuran ayetlerini anlamakta ve tefsir etmekte nüzul sebebinin büyük bir konumu ve yeri vardır. Kuranın açıklama akışıyla ve yöntemiyle aşına olan herkes kuranın birçok ayetlerinin tefsiri ve açıklaması kuranın nazil olduğu zamana hâkim olan atmosferde var olan karinelere yetinerek yapıldığını görecektir. Bu nedenle bu tür ayetlerde var olan belirsizliklerinin kaldırılmasında ve manalarının anlaşılmasında bu ayetlerin nüzul sebebine, gereksinimlerine, içinde indiği şartlara, zamana, mekâna ve hakkında indikleri şahıslara dikkat etmek ve onlardan haberdar ve bilgi sahibi olmanın büyük bir etkisi ve konumu vardır. Allame Tabatabai şöyle yazıyor: “İslam’a davet olgusunun gerçekleştiği günlerde peygamberin (s.a.a.) kendisi için meydana gelen olaylar, İslami kanunlara ve İslami ahkâmlara duyulan zorunlu ihtiyaçlar birçok ayet ve birçok sürelerin inişine neden oldu. Bu nedenleri ve sebepleri bilmek ayetlerin anlamını, ayetlerdeki sırları ve ayetlerin manasını anlamakta büyük bir miktarda yardımcı oluyor”.[6] Diğer taraftan kuranın ayetlerinin sebebi nüzulü açıklayacak şeklinde gelen rivayetler eğer senet bakımından güçlü ve güvenilir olursa ayetlerin anlaşılmasında çok faydalı olacağı kesindir. Ancak bilinmeli ve dikkat edilmelidir ki, nüzul sebebi ayetlerin anlamını ve içeriğini haslaştırmıyor. Manasını hakkında nazil olmuş nesneye münhasır kılmıyor. Bilakis ayetin muhtevası ve manası evrensel ve bütünseldir.
[1] SAİDİ RUŞEN, Muhammed Bakır, “esbab ya zeminehayı nüzul ayat-i kuran”, intişarati yemin, 1376. S. 18.
[2] RECEBİ, Mahmut, “reviş tefsiri kuran”, pejohişgah-i havza ve danışgah, 1385, s. 119.
[3] SAİDİ RUŞEN, Muhammed Bakır, “esbab ya zeminehayı nüzul ayat-i kuran”, intişarati yemin, 1376. S. 24. , alıntı: “esbabi nüzul”, vahidi, s. 4.
[4] a. g. e. alıntı: “el-itkan” c. s. 61.
[5] a. g. e. s. 20.
[6] a. g. e. alıntı: “kuran der İslam”, s. 123 ve 176.