Gelişmiş Arama
Ziyaret
14718
Güncellenme Tarihi: 2011/05/21
Soru Özeti
Nisa suresinin 78 ve 79. ayetleri esasınca, kötülükler Allah’a mı yoksa insana mı isnat edilmektedir?
Soru
Nisa suresinin 78. ayetinde kötülük ve iyiliklerin hepsinin Allah’tan olduğu belirtilmiştir; oysaki sonraki ayette kötülüklerin insandan olduğu buyrulmuştur. Böyle bir durumda sorumluluk ne olacaktır?
Kısa Cevap

Bu ayetler birkaç surette açıklanabilir:

1. Allah her şeyi yaratmıştır, ama yaratılışın varlıksal kemalini engelleyen şeyler anlamındaki gerçek kötülük ve şer yokluktan başka bir şey değildir ve bundan dolayı yaratılacak bir kabiliyet de taşımamaktadır. Ama Allah’ın mahlûklarının birbirleriyle takışması nedeniyle bu kötülük meydana geldiği için kötülükler de Allah’a isnat edilebilir. Öte taraftan Allah kendi varlıksal kemalini hiçbir yerden esirgememektedir, lakin insanlar bazı yerlerde taşıdıkları ihtiyarla onu kabul etme kapasitesini kendilerinde yok etmektedirler. Dolayısıyla kötülük, bir mahlûkun ihmalkârlık yaptığı yerde hâsıl olmaktadır. O halde kötülükleri insanlara, iyilikleri ise Allah’a isnat etmek pekâlâ mümkündür.

2. Başka bir ifadeyle Allah bize amel etme gücü verdiğinden tüm filler Allah’a isnat edilir. Öte taraftan kötü seçimiyle Allah’ın yaratıkları arasında bozgunculuğun çıkmasına neden olan varlık insan olması de hasebiyle kötülükler ona aittir. Allah’ın lütfü, iyiliklerin nedeni olması hasebiyle de iyilikler O’na aittir.

3. Bir rivayette ilk ayetteki iyilik ve kötülüklerden maksadın, Allah’ın, kulların amelleriyle bir irtibatı olmaksızın kendilerine sunduğu şeyler ve ikinci ayette ise kulların amelleri neticesinde kendileri için hasıl olan kötülük ve iyilikler olduğu belirtilmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Böyle bir açık farklılıkla iki ayetin birbiri ardınca gelmesi, Kur’an’ın açıklamak istediği bir hususa işaret etmektedir. İki ayetin içeriğini incelemek ve dikkatten geçirmek suretiyle mezkûr soruya yönelik her biri ayrı bir cevap sayılabilecek birkaç hususa rastlamaktayız:

1. Kur’an ayetlerinden istifade edildiği üzere bizim kötülük veya iyilik olarak addettiğimiz şeyler de dahil olmak üzere her şeyi Allah yaratmıştır[1] ve yarattığı her şeyi de güzel ve iyi yaratmıştır.[2] O halde dünyada olan her şey Allah’a aittir ve her şeyin varlığı kendisi için hayırdır. Ama kötülükler yokluktan kaynaklanmaktadır ve Allah’ın yaratma fiili onlara taalluk etmemektedir. Elbette kötülük ve şerden maksat bir varlığın hedefine ve aşkınlaşmasına engel olan şeylerdir. Bundan dolayı tüm varlıklar Allah’ın yaratığı olması hasebiyle, varlıkların ameli ve ilişkileri neticesinde ortaya çıkan kötülük ve şerler de Allah’a isnat edilmektedir. Bu, ilk ayette değinilen konudur. Ama öte taraftan kötülük ve şer, Allah’ın bir mevcudun varlıksal kemalini kendisinden aldığı yerde çıkmaktadır. Allah da hiçbir zaman engin rahmeti nedeniyle hayır ve rahmet bahşetmekten geri durmamaktadır. Elbette bireylerde bunu kabul etme kapasitesi mevcut olmadığı zaman durum değişir. Çünkü bu kapasiteyi icat etmek veya yok etmek bizzat insanların elindedir. O halde burada hayırların Allah tarafından ve kötülüklerin ise ihmalkârlıklarıyla ilahi rahmeti kabul etmeyen kullar tarafından olduğu söylenebilir. Bu da ikinci ayetin manasıdır.[3]

2. Diğer bir bakışla ayet-i şerife şu hususa işaret olabilir: İyi veya kötü, güzel veya çirkin amel ve fiillerimiz de dâhil olmak üzere evrendeki tüm hadiseler bir açıdan Allah ile ilgilidir. Çünkü bize güç veren, ihtiyar ve irade özgürlüğü bahşeden O’dur. Ama aynı halde amellerimiz bize isnat edilmekte ve varlığımızdan türemektedir. Zira ameli belirleyen etken bizim irade ve ihtiyarımızdır. Bu yüzden biz amellerimiz karşısında sorumluyuz ve amellerimizi Allah’a isnat etmek belirtildiği gibi bizi sorumluluktan uzaklaştırmaz ve determinizm inancına yol açmaz. Bundan dolayı iyilik ve kötülükler Allah’tandır diye buyrulduğu yerde Allah’ın her şeye yönelik failliğine işaret edilmektedir. Kötülükler sizdendir diye buyrulduğu yerde de bizim failliğimize, irade ve ihtiyarımıza işaret edilmektedir.[4]

3. Ehli Beyte (a.s) ait rivayetlerde bu iki ayet için yapılan başka bir tefsire daha işaret edilmiştir.[5] Buna göre iyilik ve kötülükler Kur’an’da iki manaya sahiptir: Birinci manadaki iyilik ve kötülüklerin insanın ihtiyarî amelleriyle bir irtibatı yoktur. Bazı hastalıklar ve sağlık durumları bu kabildendir. İkinci manadaki iyilik ve kötülükler ise insanın amelleri neticesinde meydana gelmekte ve bu dünyada amellerin ceza ve ödülü olarak belirginleşmektedir. Bazı kuraklıklar ve nimetler bu kabildendir. Birinci ayetteki iyilik ve kötülükler birinci manada, ikinci ayetteki iyilik ve kötülükler de ikinci manadadır.

Daha fazla bilgi için bkz: İndeks: Şerlerin Allah’a İsnat Edilme Niteliği, 2992. Soru (Site: 3237).



[1] خلق کل شیء" Enam, 101.

[2] "احسن کل شیء خلقه" Secde, 7.

[3] Tabatabai, Seyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan Fi Tefsiri’l-Kur’an’dan yararlanılmıştır. Tercüme: Musevi Hemedani, Seyid Muhammed Bakır, c. 5, s. 10, Defter-i İntişarat-ı İslamî Camia-ı Müderrisin-ı Havza-ı İlmiye Kum, Kum, 1417.

[4] Mekarim, Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 4, s. 22’den yararlanılmıştır. Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tehran, 1374 ş.

[5] Kumî, Ali b. İbrahim, Tefsir-i Kumî, c. 1, s. 144, Müessese-i Daru’l-Kitab, Kum, 1404 k.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar