Gelişmiş Arama
Ziyaret
10860
Güncellenme Tarihi: 2010/05/08
Soru Özeti
Şiilerin arasında Hz. Âdem’in (a.s) müminlerin önderi Ali’nin (a.s) elleriyle yaratıldığına dair bir inanç var mıdır?
Soru
Bir rivayette Hz. Ali’nin (a.s) Hz. Âdem’i kendi elleriyle yarattığı ve tüm insanların da buna inandığı belirtilmektedir. Lakin ben bu hadisin muteber olmadığını yeni öğrendim. Bundan dolayı neden halk böyle bir inanç taşımaktadır? Lütfen bu hadisi kimin naklettiğini belirtir misiniz? Bu hadisi nakleden şahıs güvenilir midir, değil midir?
Kısa Cevap

Eğer bir kimse Müminlerin Önderinin bağımsız olarak Hz. Âdem’i (a.s) yarattığına inanırsa, bu inanç Kur’an-ı Kerim’in aksi doğrultusundadır ve Rabbe şirk koşmak sayılır. Hz Âdem’in(a.s) Müminlerin Önderinin (a.s) maddi cismi tarafından yaratılması da mevcut gerçekler ile bağdaşmamaktadır; zira bu maddi cisim Hz. Âdem’den (a.s) sonra dünyaya gelmiş ve bu açıdan İmam Ali (a.s) Âdem’in (a.s) evlatlarından biri sayılmaktadır. Elbette yüce Allah bazen varlıkların yaratılmasını vasıtalar aracılığıyla gerçekleştirir ve öte taraftan masumların nurunun Hz. Âdem’in (a.s) yaratılmasından önce var olduğunu belirten bir takım hadisler mevcuttur. Bu hususlara binaen, Hz. Âdem’i (a.s) bu büyük şahsiyetlerin nuru tarafından yaratılması bir şirk inanç sayılmaz ve İslam’ın ilk usullerine ters addedilmez. Elbette böyle bir inanç Şii düşüncesinin zorunluluklarından değildir ve bu konu hakkında daha fazla bir inceleme yapılmalıdır.

Ayrıntılı Cevap

Kesin olan husus, Kur’an-ı Kerim’in bir ayeti esasınca yüce Allah’ın kendi elleriyle Hz. Âdem’i (a.s) yaratmış olduğu hususunun açıkça belirtilmesidir.[1] Bu Kur’an ayeti ve ayetteki mevcut muhteva tüm Şii düşünür ve müfessirlerin kabul ettiği ve hiçbir şek ve şüphenin bulunmadığı bir husustur. Öte taraftan rivayetler üzerinde yapılan kısa bir araştırma sonucunda sizin sorunuzdaki metin ile tam olarak bağdaşan bir hadise rastlanmadı. Eğer gelecekte böyle bir rivayete rastlarsak onun senedi hakkında düşüncelerimizi ifade ederiz. Siz de eğer belirttiğiniz rivayetin Arapça metninin bir bölümünü yanınızda bulunduruyorsanız, daha kâmil bir cevap verebilmemiz için onu bize gönderin. Bununla birlikte genel bir bakış açısıyla ve diğer ayet ve rivayetleri inceleyerek şöyle söylemeliyiz: Belirtilen öncüllere binaen, Hz. Âdem’in (a.s) topraktan cisminin imamların nuru tarafından yaratılması, halkın zihnine gelen tarz dışında vuku bulmuş olması imkân dâhilindedir ve bu işaret edilen ayet ile de bir çelişki arz etmez. Lütfen aşağıdaki öncüllere dikkat ediniz:

1. Şia ve birçok Ehlisünnet mensubunun inancına göre yüce Allah bir cisme sahip değildir. Dolayısıyla O’nun cüzleri olamaz ve O diğer varlıklar gibi tasavvur edilemez. Bu yüzden zahirde yüz[2], el[3], ayak[4], göz[5] ve kulak[6] gibi maddi cüzleri Allah için yansıtan ayetler, bilgi, kudret ve varlık gibi batini manalar ile tefsir ve tevil edilir. Bu yüzden âlemin yüce Allah’ın eliyle yaratılması, O’nun görülebilir bir ele sahip olduğu ve elleriyle Hz. Âdem’i (a.s) yarattığı manasına gelmez. Aksine bunun tefsiri, Allah’ın kudret elinin Hz. Âdem’i (a.s) yarattığıdır. 

2. Birçok yerde yüce Allah zahirde insanların eliyle gerçekleşen bazı işleri kendine isnat etmekte ve örnek sıfatıyla gemileri sizin hizmetinize veren O’dur[7] diye buyurmaktadır. Oysaki biz bu gemilerin zahirde bizzat insanların eliyle yapıldığını bilmekteyiz! Elbette insanların kudreti yüce Allah’ın kudretinin bir parçası olması hasebiyle, böyle bir isnat ve nispeti anlamak zor değildir. Başka bir ifadeyle, insan ve yaptığı tüm şeyler Allah’ın yaratığıdır.[8]

3. Bazı rivayetler esasınca, imamların nurunun yaratılması Hz. Adem’in (a.s) yaratılmasından öncedir. Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Adem su ve toprak arasındayken ben vardım.”[9] Bu rivayetin bir benzeri Müminlerin Önderinin (a.s) imametinin Adem’in (a.s) yaratılmasından önce oluşu hakkında da mevcuttur.[10] Bu konuyu değişik tabirlerle belirten başka rivayetler de mevcuttur.

4. Kuşkusuz Müminlerin Önderinin (a.s) kutsal varlığı, ilahi kudretin göstergelerinden biridir ve bu yüzden ona “Yedullah” veya Allah’ın eli denmiştir. İmam Ali (a.s) bir rivayette şöyle buyurmaktadır: “Ben Allah’ın gözü, eli, yanı ve ona ulaşma yoluyum.”[11]

Hz. Âdem’in (a.s) İmam Ali’nin (a.s) eliyle yaratıldığına dair bir inanç var ise, yukarıdaki hususları göz önünde bulundurarak bunun manası şudur: Allah, Âdem’in (a.s) toprak cismini kudretinin tecellilerinden birinin yoluyla, yani önceden yaratılmış Müminlerin Önderinin (a.s) nuru vasıtasıyla yaratmıştır. Hz. Ali’nin (a.s) maddi cisminin bağımsız olarak böyle bir şeyi gerçekleştirdiği söz konusu değildir. Bu inanç belirttiğiniz şekilde toplum arasında yaygın değildir, lakin böyle bir inanç var olsa bile yukarıda belirtilen hususlar esasınca İslam’da kabul edilmiş ilk usulleriyle çelişmez ve buna inanan kimseler müşrik ve kâfir sayılmazlar. Bununla birlikte, Hz. Adem’in (a.s) Müminlerin Önderinin (a.s) eliyle yaratıldığına inanmak Şii düşüncesinde inkar edilmesi imkansız konulardan sayılmaz ve bu hususta daha fazla araştırma ve incelemelerde bulunulabilir. Son olarak eğer sorunuzdaki mevcut hadisin Arapça metnini bize gönderirseniz memnun oluruz.  

 


[1] Sad Suresi, 75. ayet: “قالَ يا إِبْليسُ ما مَنَعَكَ أَنْ تَسْجُدَ لِما خَلَقْتُ بِيَدَيَّ أَسْتَكْبَرْتَ أَمْ كُنْتَ مِنَ الْعالين”.

[2]Kasas Suresi, 88. ayet: “كُلُّ شَيْ‏ءٍ هالِكٌ إِلاَّ وَجْهَه”.

[3] Maide Suresi, 64. ayet: “بَلْ يَداهُ مَبْسُوطَتان”; Feth Suresi, 10. ayet: “يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْديهِم”.

[4]Kalem Suresi, 42. Ayet: “يَوْمَ يُكْشَفُ عَنْ ساق”.

[5]Taha Suresi, 39. Ayet: “يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْديهِم”.

[6]A’li İmran Suresi, 181. ayet; Mücadele Suresi, 1. ayet: “لَقَدْ سَمِعَ اللَّهُ قَوْلَ الَّذين”.

[7]İbrahim Suresi, 32. ayet: “وَ سَخَّرَ لَكُمُ الْفُلْكَ”.

[8]SaffatSuresi, 96. ayet: “وَ اللَّهُ خَلَقَكُمْ وَ ما تَعْمَلُون”.

[9]İhsai, İbniebi Cumhur, Avaliyu’lLeali, c. 4, s. 121, hadis 200, İntişaratıSeyyidu’şŞuheda, Kum, 1405 h.k.

[10]a.g.e, s. 124, hadis 208 “كنت وصيا و آدم بين الماء و الطين”.

[11]Kuleyni, Muhammed bin Yakup, Kafi, c. 1, s. 145, hadis 8, Daru’lKutubu’l İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Başka âlemlerdeki varlıklarla irtibat kurmak mümkün müdür?
    28190 Eski Kelam İlmi 2010/05/06
    Başka âlemlerdeki varlıklarla irtibat kurulabileceği konusunda hiçbir şüphe yoktur. Ancak bunu alkol veya uyuşturucu maddeleri kullanarak yapmak mümkün değildir.Başka âlemlerle irtibat kurmak ve âlemdeki gizli sırlar hakkında bilgi edinmek için kullanılan vesileler, onların şeriata uygun olup olmadıkları ...
  • Ebu Said Hudri hakkında bilgi verir misiniz? Bu zat Ehl-i Beyt'in dostlarından mıdır? Hz. Ali'nin imametini kabul emiş midir?
    11243 تاريخ بزرگان 2008/05/13
    Ebu Said El-Hudri Peygamber’in yarenlerindendi ve bu zat bilgin bir kişi idi. Resulullah’tan birçok hadis ezberlemiş ve onları nakletmiştir.Ebu Said diyor ki Handek savaşında 13 yaşımda idim. Babam elimden tutup Resullah’ın huzuruna çıkardı ve “Ey Allah’ın Resulu! Bu oğlum ...
  • Genç ve evli bir bayan, evdeki durumun müsait olmayışından dolayı ramazan ayında sahura kalktığı halde gusül alamamıştır. Acaba bu bayanın vazifesi nedir?
    3546 Cenabet 2019/06/17
    Değerli okuyucumuz, evin kalabalık olması veya başkalarından utanmak geçerli bir mazeretler değildir. Böyle durumlarda gusletme imkanınız veya zamanınız yoksa teyemmüm etmelisiniz. Gusletmemiş ve teyemmüm almamışsanız ve sabah ezanına kadar cenabetli kalmışsanız orucunuz batıl olduğu gibi üzerinize kefarette gelir. Ama o zaman amelinizin doğru olduğunu düşünüyorduysanız kefaret gelmez.
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9364 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Sevgi ve muhabbetin önemi ve sınırları nedir?
    2958 Hadis 2020/01/19
  • Bir yaratıcısı olmaksızın baştan beri tanrı nasıl mevcuttur?
    11170 Eski Kelam İlmi 2012/08/21
    Tanrının baştan beri nasıl mevcut olduğu sorusu, gerçekte neden tanrı kendi başına ve zatıyla vardır ve her varlığın bir yaratıcısı ve meydana getiricisi bulunmaktadır, diye belirtilen sorunun başka bir ifadesidir. Gerçekte soru şudur: Tanrı nasıl meydana gelmiş ve kim O’nu yaratmıştır? Cevap için birkaç soruya dikkat etmeniz ...
  • Cehennem ehlinin yüzü nasıldır?
    12969 Eski Kelam İlmi 2012/07/21
    Kur’an’ı kerim ayetlerini inceleme neticesinde şöyle bir netice alınabilinir: Bir taraftan cehennemliklerin yüzü yanma neticesinde derisi kendi kabuğuna çekilir, dudakları parçalanır çok çirkin ve korkunç bir hale gelir şekilde müşahede ediliyor. Bir diğer taraftan ilahi azabın yenilenmesi ve tekrarlanması için Allah u Teâlâ karar kılmış ki beden ...
  • Allah anneden daha şefkatli ise nasıl insanı cehennem ateşinde yakabilmektedir?
    4465 دلایل عدل الهی 2018/11/17
    Dünyada gerçekleştirdiğimiz her eylemin mana âleminde bir hakikati vardır. Ahret hayatında karşılaşacağımız ceza ve mükâfatlar gerçekte bizlerin amelleri ve eylemlerinin o âlemde ki inikâsı ve ortaya çıkardığı sonucudur. Bilimsel bir ifadeyle ahret âleminde göreceğimiz ceza ve mükâfat dünya hayatında amellerimizin tecessümü(cisimleşmiş şekli)dür. İslam Peygamberinin eşi Ayşe’den şöyle ...
  • Kimler bir insanın mahremleridir; örneğin amcam benim çocuklarıma mahrem sayılır mı?
    9614 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Mahremiyet üç yolla oluşur: nesep, evlilik ve süt verme. Nesep yönünden insana mahrem olan şahıslar şunlardan ibarettir: Anne, baba ve büyükleri(büyük baba, ana anne gibi) Evlat ve küçükleri(torun, netice gibi) Erkek kardeş, kız kardeş ve küçükleri(yeğenler gibi) Amca, hala ve büyükleri(amca ve halanın anne ve babası gibi) Dayı, teyze ve büyükleri(dayı ...
  • “Zer Âlemi” Nedir?
    20845 Eski Kelam İlmi 2007/10/25
    “Zer” veya “Misak alemi” bu alemden önce olan bir dönem, aşama, sahne, yer veya alemden ibarettir. Allah Teala Hz. Âdem’in soyundan olan bütün soyları küçük zerreler halinde var etmiş ve o zerrelere ruh verdikten sonra onlardan kendisinin rablığı, peygamberlerin peygamberliği ve masum imamların velayetine inanacaklarına dair kesin ...

En Çok Okunanlar