Gelişmiş Arama
Ziyaret
8562
Güncellenme Tarihi: 2011/05/21
Soru Özeti
Zamanın imamı (a.s) kimin eliyle şahadete erecektir ve ondan sonraki dönem ne kadar sürecektir?
Soru
Zamanın imamı(a.s) kimin eliyle şahadete erecektir ve ondan sonraki dönem ne kadar sürecektir?
Kısa Cevap

Zamanın imamının (a.s) ömrünün sonu hakkında iki grup rivayet mevcuttur. Birinci gruptaki rivayetler onun tabii bir ölümle, ikinci gruptaki rivayetler ise şahadet ile ömrünün noktalanacağını bildirmektedir. Ama onun katilinin kim olduğu noktasında elde kabul edilir bir rivayet ve delil mevcut değildir. Aynı şekilde zamanın imamının vefatından kıyamete dek süren zaman aralığını beyan eden muteber bir delile de rastlamadık. Elbette bu müddetin uzun olma ihtimali daha güçlüdür. Zamanın imamından (a.s) sonra ricatın gerçekleşeceği, bazı imamların dünya hayatına döneceği, devlet yönetecekleri ve bazı ölülerin de dirileceği Şia’nın kesin inançlarındandır.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an “her nefis ölümü tadacaktır”[1] diye buyurmaktadır. Tüm yaratıklar hakkında ilahi bir sünneti beyan eden bu ayet esasınca zamanın imamı da (a.s) dünya adaletini sağladıktan ve dünya devletini kurduktan sonra bu dünyadan göçecektir. Mehdi, tabii bir ölümle mi yoksa şahadet ile mi dünyadan göçecektir? Bir grup rivayetten istifade edildiği üzere İmam tabii bir ölümle dünyadan göçecektir? Aşağıdaki rivayetler bu kabildendir:

1. Ümmü Seleme Peygamberden (s.a.a) şöyle nakletmektedir:

Mehdi benim hanedanımdan ve Fatıma’nın evlatlarındandır. O, halk arasında Peygamberin sünnetiyle amel edecek, yedi yıl kalacak, sonra dünyadan göçecek ve Müslümanlar kendisinin namazını kılacaklardır.[2]

2. “Sonra onlara karşı size tekrar egemenlik verdik”[3] ayet-i şerifesinin tefsiri hakkında belirtilen bir rivayette İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: (Burada) İmam Hüseyin’in (a.s) ile yetmiş yareninin (ricat ederek) gelmesi kastedilmektedir. İki taraflı sarı miğferler takmış şahıslar halka Hüseyin’in döndüğünü ilan edecektir. Müminler onun hakkında hiçbir şek ve şüphe etmeyecek ve onun deccal ve şeytan olmadığını bileceklerdir. O, sizin aranızda hal ile hükmedecek hüccettir. Onun İmam Hüseyin (a.s) olduğuna yönelik Şiilerimizin gönüllerinde marifet pekişince, Hz. Mehdi vefat edecektir. Onu yıkayacak, kefenleyecek, tahnit edecek ve toprağa gömecek şahıs da Hüseyin olacaktır. İmam ve vasi dışında hiç kimse vasinin (kefen ve defin) işlerini üstlenemez.[4]

3. Bir başka rivayette de dünyaya ilk ricat edecek şahıs kimdir diye sorulan bir sorunun cevabında İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: Kıyam edecek Mehdi’nin ardından İmam Hüseyin (a.s) dönecektir … Hüseyin (a.s), kendisiyle birlikte şehid olmuş yarenleriyle birlikte gelecek ve tıpkı Musa b. İmran’a eşlik etmek için gönderildikleri gibi, yetmiş peygamber kendisine eşlik edecektir. Mehdi (a.s) yüzüğünü ona verecektir. O halde Hüseyin (a.s) Mehdi’nin (a.s) gusül, kefen ve tahnit işlerini üstlenecek ve kendisini toprağa gömecek kimsedir.[5]

Diğer bir grup rivayetten de onun şahadete ereceği anlaşılmaktadır:

1. İmam Hasan Mücteba’dan (a.s) şöyle nakledilmiştir: “Allah’a yemin olsun ki, bu işi (imamet) Ali ve Fatıma’nın on iki evladının ele alacağına ve hepimizin zehirleneceği veya öldürüleceğine dair Allah Resulü bizim ile ahitleşmiştir.”[6]

2. İmam Sadık (a.s) da bu konu hakkında şöyle buyurmaktadır: “Allah’a yemin olsun ki bizden öldürülmeyen ve şahadete ermeyen hiç kimse yoktur.”[7]

3. İmam Rıza’dan (a.s) da aynı tabir nakledilmiştir.[8]

Bu iki grup rivayeti göz önünde bulundurulduğunda İmam Mehdi’nin (a.s) vefatı hakkında açık ve kesin bir görüş dile getirmek zor görünmektedir. Ama şahadet ile ölüm arasındaki ilişki türü mutlak genel ve has olması; yani ölümün tabii ölme ve şahadeti kapsaması ve şahadetin de bir tür ölüm olması ve onun dışında olmaması hasebiyle, birinci grup rivayetler şahadet olarak yorumlanabilir ve görünüşteki çelişki giderilebilir. Çünkü birinci grup rivayetler ölüm hususunu bildirme sadedindedir, ölümün niteliğini bildirme sadedindedir değildir. Eğer İmam Mehdi’nin şahadete ereceği farzı kabul edilirse o zaman onun katili kimdir? İlzamu’n-Nasib kitabında bazı âlimlerden nakledilen bir takım tabirler esasınca İmamın katili şöyle tanıtılmıştır: “Mehdi’nin (yönetimdeki) yetmiş yılı sona erince ölüm kendisine yaklaşacaktır. “Beni Temim”’den “Saide” adında erkekler gibi sakalı olan bir kadın İmam yoldan geçerken bir ev üzerinden kendisine bir taş atacak ve onu öldürecektir. Mehdi vefat ettikten sonra İmam Hüseyin (a.s) onu toprağa gömme işini üstlenecektir.[9] Şehid Muhammed Sadık Sadr bu sözü değişik şekillerde eleştirmiş ve eksikliklerini dile getirmiştir.[10] Bu cümleden olmak üzere şöyle yazmıştır: Bu metin esasen konuyu (Mehdi’nin şahadeti) ispat edebilme kabiliyetinde değildir; zira rivayet masumlardan nakledilmemiştir, aksine tanımadığımız bazı âlimlerden nakledilmiştir. Hatta bu metin –göründüğü kadarıyla- bazı rivayetlerin içeriğine işaret etse de ne senedi ve ne de hangi imamdan nakledildiği belli olmayan mürsel bir rivayet dönüşmektedir. Buna ek olarak, belirtilen rivayetlerin senedi genellikle zayıf, içerikleri zihinden uzak ve hiçbir şeyi ispatlayamayacak türdendir.[11] Zamanın imamından (a.s) ve onun vesilesiyle dünya birleşik devletinin kurulmasından sonra ricat gerçekleşecektir. Ricat, zamanın imamının zuhurundan sonra bazı kimselerin ve bu cümleden olmak üzere imamların dirilmesi manasındadır. Rivayetlerde Hz. İsa gibi bazı peygamberlerin, İmam Hüseyin (a.s) gibi bazı imamların, Selman-ı Farsi, Mikdad, Cabir b. Abdullah Ensari, Malik Eşter ve Mufazzal gibi Peygamber-i Ekrem ve imamların bazı sahabelerinin ricat edeceği açıkça belirtilmiştir. Ricat inancı Şiilerin akidelerinden olup hakkında birçok rivayet zikredilmiştir. Hatta Allame Meclisi gibi bazıları bu rivayetlerin tevatür[12] düzeyinde olduğuna inanmaktadır.[13]



[1] Ali İmran, 185.

[2] Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 51, s. 104, h. 39.

[3] İsra, 6.

[4] Kuleyni, el-Kafi, c. 8, s. 250; aynı şekilde bkz: Biharu’l-Envar, c. 53, s. 94, h. 103.

[5] Biharu’l-Envar, c. 53, s. 103, h. 130.

[6] Biharu’l-Envar, c. 27, s. 217, h. 19.

[7] a.g.e., 209, h. 7.

[8] a.g.e., 214, h. 16.

[9] Yezdi, Hairi Ali, İlzamu’n-Nasib, Fi İsbati’lHücceti’l-Ğaib, c. 2, s. 167.

[10] Seyid Muhammed Sadık Sadr, Tarih-i Ma Ba’d-ı AzZuhur, s. 881-883.

[11] Ber Gerefte Az Mahname-ı Mevud, şımare. 83.

[12] Hadis ilminde rivayetler üç kısma ayrılmaktadır: A. Mütevatir Hadisler: Birçok grubun naklettiği ve bu rivayet masumun sözüdür diye bizde yakin uyandıran rivayetlere denir. B. Mustafiz Rivayetler: itibar ve değer olarak mütevatir hadislerin derecesinde olmayan, ama itibarı haber-i vahitten fazla olan rivayetlere denir. C. Haber-i Vahit: Az bir grubun naklettiği ve rivayet değeri açısından önceki iki kısımdan daha düşük olan rivayetlere denir.

[13] Biharu’l-Envar, c. 23, s. 359.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar