Gelişmiş Arama
Ziyaret
5630
Güncellenme Tarihi: 2011/05/21
Soru Özeti
İmamın (a.s) varlığının lütuf olması onun devlet ve hilafete ulaşmamasıyla nasıl bağdaşmaktadır?
Soru
Şiiler şöyle söylemektedir: İmamet zorunludur; çünkü imam Peygamberin halifesi olup İslam şeriatını muhafaza etmekte, Müslümanları doğru yola yöneltmekte ve hükümleri çoğalmaktan ve azalmaktan korumaktadır. İmam Allah tarafından belirlenmekte ve atanmaktadır, dünyanın ona ihtiyaç duyması nedeniyle böyle olması gerekmektedir ve bu yüzden imamın belirlenmesi ve atanmasının zorunludur… İmametin zorunlu olması onun ilahi lütuflardan olması nedeniyledir… Çünkü insanların rehber ve önderi olması durumunda bu önder zalimi zulüm etmekten alıkoyacak, onları hayırlı işlere yöneltecek, kötülükten sakındıracak, halkı ıslah ve kurtuluşa daha yakınlaşacak ve fesat daha uzak olacaktır. Bu da lütuftur. Onlara (Şiiler) şöyle söylenmektedir: Ali dışında sizin on iki imamınız liderlik, devlet ve hükümranlığa ulaşmamıştır, zalimi zulümden alıkoyacak, halkı hayra yöneltecek ve kötülük ile şerden uzaklaştıracak güçleri olmamıştır! O halde onlar hakkında asla tahakkuk etmeyen hayali iddialarda nasıl bulunuyorsunuz? Eğer düşünürseniz kendi inanç ve akidenize göre onlar imam değildir; çünkü sizin onlar hakkında iddia ettiğiniz lütuf kendilerinden hâsıl olmamıştır.
Kısa Cevap

Yüce Allah’ın hikmeti; peygamber gönderme ve insanların manevi tekâmülünü sağlama ile ilintili olan kendi hedefinin tahakkuk etmesi için peygamberlerin sonuncusu ve peygamberliği sonlandırıcı olan Peygamber-i Ekrem’den sonraki zaman için Peygamberin vazifelerini ondan sonra yerine getirmeleri gayesiyle bir takım imamlar belirlemeyi gerektirmektedir. Bu esas uyarınca Şia, imamın Allah tarafından belirlendiğine, Peygamberin (vahiy alma dışında) tüm makam ve vazifelerinin imamın yükümlülüğünde olduğuna ve zahiri devlet ve hilafetin de bu vazife ve hususlardan sayıldığına inanmaktadır. Bu esasla, devlet kendisinin elinden alınmış olsa bile masum imamın (a.s) varlığı lütuftur.

Ayrıntılı Cevap

Ehli Sünnet, imamın makamını dünyevi işlerin sorumluluk ve önderliği haddinde bilmekte ve onu sultan ve padişahlar kategorisinde görmektedir. Bu yüzden onların bakışında böyle bir imamın asıl rolü insanlara hükmetmek ve onların dünyevi işlerini halledip çözmektir. Bu iş de zahiri devlete ihtiyaç duymaktadır ve bu yüzden böyle bir imamın varlığı devleti ele geçirmeksizin lütuf sayılmamaktadır. Şia’nın bakışında ise Peygamberin vahiy alma dışındaki tüm iş ve makamları masum imamın yükümlülüğündedir. Nitekim Şia ve Ehli Sünnet Allah Resulü’nün Ali’ye (a.a) hitaben şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir: “Senin benim yanımdaki konumun Harun’un Musa’nın yanındaki konumu gibidir. Sadece bir farkla ki benden sonra başka bir peygamber gelmeyecektir.” Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) ilk imam ve sonraki imamlar da onun halifeleri sıfatıyla Peygamberin yerde kalmış tüm makamlarını üstlenmeleri gerekmektedir. Bu nedenden ötürü imam (günah, hata ve yanlıştan) masum olmalıdır. Masum insanın kim olduğunu belirlemek de insanların gücünü aştığı için imam Allah tarafından belirlenmekte ve atanmaktadır; her ne kadar Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a) vefatıyla vahyin ve Kur’an ayetlerinin inişi kesilse de dini korumak, insanların dinî önderliği, din hüküm ve buyruklarının açıklanması, Kur’an ayetlerinin tefsiri, dinsel şüphelerin giderilmesi, halkın eğitim ve öğretimi, en yüksek seviyede iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak, kritik hayati durumlarda halka (Müslümanlar) danışmanlık yapmak, yersiz ve dertlilere yer vermek, halka önderlik etmek, onlar arasında yargıda bulunmak ve devlet yönetmek gibi onun diğer hayati ve hassas görev ve yükümlülükleri yürürlükten kalkmamalıdır. Evet, imamın görevlerinden birisi devlet kurmak ve İslam toplumunun önderliğini üstlenmektir. Ama imamın varlık felsefesi bu değildir ve bunun imkânsızlaşmasıyla imamın varlık felsefesi yok olmaz. Bu anlamıyla Şia imameti dinin usullerinden saymakta ve onun varlığını Allah’ın lütfüyle zorunlu bilmektedir. Devlet, imametin sadece küçük dallarından biridir.[1] Bu hayati makam ve vazifeler nedeniyle imamın varlığı lütuftur ve zahirde devlet ve güç elinde olmasa ve hilafet makamı gasp edilmiş olsa bile halk ve toplum için birçok bereket taşımaktadır. Buna ek olarak halk arasında olan, onlarla yaşayan ve kendilerinin ilmî ve diğer sorunlarını bertaraf eden bir imamın, onların fazilete yönelmesinde, kötülük ve günahtan uzak durmasında etkili bir rolü olacaktır. İşte bu yakınlaştırıcı ve uzaklaştırıcı olmak lütuf manasındadır.[2] Çünkü imamlar (a.s) masumdur; ama diğer insanlar masum değildir; onlar nefsanî isteklerinin tesiri altında kalabilir, insaniyet sınırlarını aşabilir ve günaha bulaşabilirler. Dolayısıyla her zaman kendilerini sapmadan koruyacak birisine ihtiyaç duymaktadırlar.

Daha fazla bilgi için şu başlığa müracaat ediniz: İmametin Aklî Delilleri, 614. Soru (Site: 671).



[1] Mutahari, Mürteza, Mecmua-ı Asar, c. 4, s. 841-945, çap-ı nohom, Sadra, Tahran, 1386 ş.

[2] Hilli, Hasan b. Yusuf, el-Elfeyn, s. 202, çap-ı evvel, Mektebetü’l-Elfeyn, Kuveyt, 1405 h.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar