Gelişmiş Arama
Ziyaret
6964
Güncellenme Tarihi: 2010/11/09
Soru Özeti
Niçin insan (intihar ederek) hayatı kendinden selb edemiyor?
Soru
Niçin insan (intihar ederek) büyük bir nimet olan hayatı kendinden selb edemyor?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Eğer sorudan, niçin hayat nimetini kendinden selb etmek insan için caiz değildir maksat ise, cevabında şöyle denilmeli:

1-   Her insanın aklı ve fıtratı, dünya nimetlerinden her hangi birisinin yok edilmesinin kötü ve kınanacak bir şey olduğunu anlıyor. Bu konuyu, farklı yaşlarda ve farklı mezheplere sahip olan insanların tüm fertleri derk ediyor derecede açık ve nettir. Bu cihetledir ki, dünyada Allah’ın vergisi olan nimetleri korumak için, “Yaşam çevresi", "Hayvanları Koruma Dernekleri" ve… Gibi farklı isim ve unvanlar altında birçok kurum ve kuruluşlar var olmaktadır. Bunun yanı sıra, yer küresinde ve… Hayat cilvelerinin bekası için, Uluslar Arası birçok kurum ve kuruluşlar tesis edilmiştir. Söz konusu kurum ve kuruluşlar Allahın vergisi olan doğal nimetleri koruyabilmek ve kontrol edebilmek için farklı kanunlar koyuyorlar. İnsanın aklı ve fıtratı, ilahi nimetlerden küçücük bir nimetin faydasız duruma getirilmesini ve yok edilmesini kötü olduğunu ve bu doğrultuda olan eylemlerin caiz olmadığını anladığı halde, en büyük bir nimet olan hayatı kendinden selb etmeyi insan için nasıl caiz görebilsin?

Bu mukaddime ile insan kendi hayatını kedinden selb edebilir düşüncesinin, gerçekte, insani akıl ve insani fıtrattan saptığı ve bu düşüncenin bir tür hastalığa yakalandığı açıklığa kavuşmuş oldu. Tedavi edilmesi gerekir. Günümüz dünyasında bu tür hastalıkları tedavi etmek için birçok merkez tesis edilmiştir. Doktorlar psikolojinin çeşitli yöntemleriyle bu tür hastaları tedavi etme peşindedirler.

2-   Akıl, fıtrat ve realite temeline dayalı olan İslam dininin bütün öğretileri de, intiharı, hayatı kendinden selb etmeyi yasaklamış ve gayri meşruu saymıştır.

3-   İslam-i dünya görüşü ve Kur’an-i öğretiler esasınca, Allah’u Teâlâ varlık âleminin sahibidir.[1] Bu anlayış gereğince Allah’u Taala bu nimetleri, kendi saadet ve kemaline ulaşmak gayesiyle kendisinden yararlanmak için insanın mahiyetine vermiş. Öyleyse bu nimetleri faydasız hale getirmek ve onları kökten yok etmek, sahibinin rızasına terstir. Aklımız, emanet olarak bize teslim edilmiş olan işlerde, iş sahibinin rızasını gözetlememizi ve görüşlerine ters olan her hangi bir eylemde bulunmamızı hüküm diyor.

4-   Daha önemli olan nokta şudur: İslam dininde intihar etmenin yasaklanmasının hikmeti, sadece intihar edecek kimsenin bireysel hayatını korumak değil, bilakis İslam dini, vermiş olduğu bu hükümle, bütün beşeriyet camiasının hayatını tehlike ve yok olmaktan korumak istemiştir. Şöyle ki; İntihar gibi bir eylemi haram ve yasaklanarak, şahsın kendi görüşünce kendi hayatına sahip olduğu halde, intihar ederek kendi varlığını yok etmesi onun için caiz değilse, ona ayıt olamayan diğer insanların hayatını kendilerinden alıp onları yok etmesi hay hay caiz değildir. İntihar etme gibi eylemlerin haram kılınışı, bu tür hastalıkların toplum ve bu gibi efratların arasında yayılmasına karşı bir engeldir.

Her halükarda intihar teşebbüsünde bulunan kimseler, ruhi ve akli bakımdan inhirafa sapmış ve hastalığa duçar olmuş kimselerdir. Zorunlu olarak bu denli hastalığa duçar olur kendine acımayıp hayatına son vermek isteyen kimselerden, başkaları için acıyıp günahsız insanlara karşı merhametli olup öldürmemeleri beklenemez. Her ne kadar bazen bazı istisnalar olabiliyor ise de. Ama eğer kanun ve şeriatın kendisi, intiharı caiz bıraksaydı ve bu tip fertlere, kedinizi öldürebilirsiniz deseydi, gerçekte, kanun ve şeriatın kendisi bizatihi beşeriyetin yok edilmesine teşebbüs etmiş oluyordu.

Bu nedenledir ki; İslam dininde “intihar gibi bir eylem” büyük günahlardan sayılmış ve bu eyleme teşebbüs eden kimseler için çok zor azaplar öngörülmüştür.[2]



[1] "Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır". (Ali İmran 189).

[2] İmam Sadık (a) şöyle buyuruyor: “isteyerek kendini öldüren bir kimse, cehennemin ateşinde ebedi kalır”. ("men la yahduru'l-Fakih", c 4, s 95).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • geçici nikahın aktı için kullanılan lafızlar nelerdir? Şartları ve Hükümleri nasıldır?
    7192 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/03
    Geçici nikâhın aktini okumak için birkaç şart gereklidir: Aktin sıgasını okumak; şöyle ki süreli akitte bayan ve erkek’in rızası tek başına yeterli değildir. Belki bunun yanı sıra akit için okunan has lafızların okunması şarttır. İhtiyati vacip gereğince aktin sıgası sahih Arapça ile ...
  • Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
    19582 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12760 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5215 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5962 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Yasin Suresi’nin altıncı ayetiyle İsra Suresi’nin on beşinci ayeti arasında bir uyuşmazlık mı var?
    10831 Tefsir 2008/08/12
    Bu iki ayet arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çünkü ikinci ayette (İsra Suresi, on beşinci ayet) bir peygamber göndermedikçe azap olmadığını söylüyor ancak birinci ayette (Yasin Suresi, altıncı ayet) “ataları uyarılmamış” diyor ve herhangi bir azaptan bahsetmiyor. ...
  • Sürmeyle abdest veya gusül alınabilir mi?
    38418 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Abdest ve gusül alırken bedende, suyun deri ve uzuvlarına ulaşmasına engel olacak herhangi bir şeyin olmaması gerekir. Buna göre sürme, gözün içine çekilirse abdest ve guslün doğruluğuna zarar vermez. Ama gözün etrafına veya kaşlara çekilirse bakılmalıdır, abdest veya gusül uzuvlarına suyun ulaşmasına engel midir, değil midir?
  • Kızla oğlanın doğru bir şekilde (günaha düşmeden) cinsel ilişkiye girmelerinin bir yolu var mı?
    51581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/11/10
    İslama göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Hekim olan Allah bu ikisini sükunet bulsun, duygusal, ruhsal ve cinsel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye birbirleri için yaratmıştır. İslam iki tarafında ihtiyaçlarının giderilmesi ve kadınla erkeğin her türlü ilişkisinin belli bir sınır ...
  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    11310 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...

En Çok Okunanlar