Gelişmiş Arama
Ziyaret
11652
Güncellenme Tarihi: 2009/06/01
Soru Özeti
Musa (a.s.) Kısasının Kuranda Tekrar Edilmesinin hikmeti nedir?
Soru
Neden hazreti Musa’nın (a.s.) ismi, diğer nebilerin (a.s.) isminden daha fazla kur’anı kerimde zikir edilmiştir?
Kısa Cevap
Hazreti Musa’nın (a.s.) kur’anı kerimde tekrar edilmesinin hikmeti için hatırlatmalıyız; evvelen; Anlamsız ve lağviyete (boş) neden olacak kâmilen bir tekrar söz konusu değildir. Belki her surede, o surede zikir edilenin muhteva ve içeriğe uygun olan kıssanın kısmına işaret edilmiştir. Saniyen; kuranı kerimde hazreti Musa’nın (a.s.) hayatının diğer nebilere oranla daha fazla zikir edilmesinin hikmeti, şayet İsrail oğullarının sahip oldukları olumsuz özellik ve niteliklerdir. İsrail oğullarının taşıdıkları olumsuz nitelikler şunlardır: inatçılık, düşmanlık, materyalistlik, (hissiyatlık) zahiricilik. Elbette bu özellikler peygamber dönemindeki kâfirlerin ve günümüz dünyasındaki toplumların da taşıdıkları ve sahip oldukları özellikleridir. Kur’an’ı kerim İsrail oğullarının kıssasını zikir etmiş, ta ki günümüzdeki insanlar onlardan ibret alsın ve onların müptela oldukları musibetlere duçar ve müptela olmasınlar. Başka bir beyanla; şöyle denilmesi mümkündür; kur’an’ı kerimin tekrar tekrar hazreti Musa’nın ve İsrail oğullarının tarihine ve yaşantılarına bu denli teveccüh edilmesinin illeti, söz konusu kavmin düşüp kalkmaları, yenilgi, galibiyetleri ve yaşamlarındaki dönemin, Müslümanların hayatıyla benzerliği oldukça fazla olmasıdır.
 
Ayrıntılı Cevap
Hazreti Musa’nın yaşamı, kur’anı kerimde diğer peygamberlerden daha fazla zikir edilmiş ve yaklaşık otuz surede, belki daha fazla surede yüz defadan daha fazla hazreti Musa, Firavun ve İsrail oğullarına işaret edilmiştir. Eğer her surenin ayetlerini ayrı ayrı incelersek bu tekrarın anlamsız ve lagiv olmadığını, belki her surede, söz konusu surenin içeriği ve muhtevasına uygun bir şahit, delil ve bir örnek bazında getirmiş olduğunu göreceğiz. Bunun yanı sıra mısır ülkesi deha geniş ve insanları daha fazla ilerici medeniyete sahip ve firavun aykırı asi idi. Bu nedenle hazreti Musa’nın kıyamı çok önem arz ediyor ve ibret verici çok dersler içeriyor.[1]
Başka bir beyanla şöyle açıklanması mümkündür: kur’anı kerim ağır ve derin öğretilerini kolaylaştırmak için kıssa ve misellerden istifade etmiş ve gerçek kıssaları seçerek en iyi bir yöntemle öğrenme ve ibret alma hedefi doğrultusunda  beyan etmiş. Daha fazla dersler ve ibretler içeren kıssayı tekrar etmiş. Bu bakımdan hazreti Musa’nın kıssaları (a.s.) daha fazla tekrar edilmiştir.
Burada ibret verici birkaç kısmına işaret edeceğiz.
  1. Hazreti Musa (a.s.) ve Firavun:
Bu ikisi bir birinin karşısında bir birine ters komunda idiler. Birisi saf hak, diğeri saf batıl idi. Musa (a.s.) “ilahi kelime” makamına sahip idi ama firavun küfrün son noktasında yer almış idi. Öyle ki “ena rebbukumul ala= bensizin en yüce rabbinizim” diyordu. Oysaki başka peygamberlerin dönemlerindeki kâfirler böyle bir iddiada bulunmamışlardı. Ama nihayet olarak hazreti Musa (a.s.) ona galip geldi ki bunun tekrarı müminler için sabır kaynağı kafirler için ibret verici.
  1. İsrail oğulları
Düşmanlık, inatçılık, materyalistlik ve hissiyatçılık İsrail oğullarının haslet ve özelliklerindendir. Bu hasletler nebiyi ekremin (s.a.a.) döneminde (s.a.a.) ve günümüz toplumlarda da vardı ve var olmakta. Kuranı kerim onların kıssalarını tekrar etmiş ki insanlar ibret alsınlar ve böyleli bedbahtlığa duçar olmasınlar.  Şöyle denilmesi mümkün: kuranda hazreti Musa’nın (a.s.) ve İsrail oğullarının yaşamına mükerrer teveccüh edilmesi onların yaşamındaki düşüşler, kalkmalar, yenilmeler ve galibiyetleri ve onların yaşantılarının büyük bir kısmının Müslümanların yaşamların benzerliğin var olmasıdır. Örneğin: bedir savaşı Talut (a.s.) ile birlikte olanların alın yazısına çok benziyor. Tarihi verilere göre her iki ordunun asker sayısı aynı idi. Hem peygamberle birlikte savaşan erlerin sayısı 313 kişiydi hem Talutla birlikte savaşan erlerin sayısı 313 kişiydi. Her ikisi de, sayısı çok olan müşriklerin karşısında savaşmışlar ve nihayet her ikisi de savaşı kazanmışlar.[2] Kur’anı kerim Talut’un kıssasına ve onunla birlikte olanların kıssasına işaret ediyor ki bu azıcık toplumun, sayısı çok olan müşrik ve kâfir olan toplum karşısında göstermiş oldukları direniş ve sabırlarını övüyor ki Müslümanlar için örnek teşkil etsin.
Birçok rivayette masum imamlar (a.s.) bu benzerliğe işaret etmişlerdir. Rivayetlerin birisinde ümmeti muhatap alarak şöyle deniliyor: “siz de İsrail oğulları gibisiniz. Onların işlerini yapacaksınız”.[3]
  1. Samirri Meselesi:
Altından tosunun yapılması, münafık olan Samiri tarafından yapıldı. İsrail oğulları tarafından tapıldı ve hazreti Musa’nın vasisi olan Harun’a (a.s.) itina ememişlerdi. Müslümanların uyarılması ve uyanıp münafıkların oyununa gelmemeleri için bu kıssa kur’an’ın dört suresinde tekrar edilmiştir.[4]
Netice şu ki; ders ve ibret verici şekilde olan olayların çoğunu hazreti Musa ve kavminde bulunabiliniyor. Zira İsrail oğulları çok asi, isyancı ve dolayısıyla ibret ve ders verici olayların çoğu bu toplumun hayatında mevcuttur. Allah u Teâlâ kur’an’ın farklı yerlerinde bu toplumun tarihine değinmiş hayatlarını anlatıyor. Buna binaen kuranın kıssalarının her bir bölümüne dikkatle her bir kısmın kendisine has hikmet ve felsefesi var ve tekrar edilmesi boş ve anlamsız değildir.
 

[1] Mekarim Şirazi, Nasır, “Kıssahayi Kuran”, baskı, 5, Tahran: darul kutubil İslamiye, 1385.
[2] Merkezu es-sekafetu ve el-meariful İslamiye, “Ulumu’l  - Kuran indel Müfessirin”, baskı, 1, Kum: defteri tebligati islami, 1375, c. 3, s. 399.
[3] Quest site, 897.sorudan istifade edilmiştir.  
[4] Muhammed İştihardi, Muhamed, “Kıssahayi Kuran bı Kalem-i Revan”, baskı, 1, Tahran: Nevevi, 1378, s. 268 – 269. 
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ölen ve cenazesi geç defnedilen bir ferdin ruhu nasıl bir duruma girer?
    31081 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Kur’an-ı Kerim’den istifade edildiği kadarıyla, Yüce Allah ölenlerin ruhunu özel bir âlemde korumaktadır ve geç defnedilme durumunda ruha bir zarar gemlememektedir; bununla birlikte rivayetlere göre, cenazenin çabuk defnedilmesi icap eder. ...
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    6150 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Miraç nedir? Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında da bir peygamber miraca gitmiş midir?
    22418 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Rivayet ve tefsirlerde ise Peygamberimizin (s.a.a) fiziki olarak Mekke’den Beytu’l-Mukaddes’e gitmesine, oradan göğe çıkmasına, sonrada tekrar Mekke’ye dönmesine miraç denmektedir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Resulullah’ın (s.a.a) dışında herhangi bir peygamber miraca gitmemiştir; sadece Hz. Süleyman, Hz. İdris ve Hz. İsa ...
  • Şia ile sünninin evlenmesi caiz midir?
    47244 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/02/28
    Continue... ...
  • Şia Hz. Ali(a.s)'ın faziletlerini ispatlamada Ehl-i Sünnet'in mütevatir hadislerine dayanabilir mi?
    7463 Masumların Siresi 2011/06/21
    Tevatür yalan üzere anlaşmaları mümkün olmayan büyük bir kalabalığın bir konuyu nakletmelerine denir. Biz inanıyoruz ki Hz. Ali'nin faziletleri ve onun imameti hakkındaki nas tevatürle sabittir. Bunu Şia'nın hadis ve tarih kaynaklarının yanı sıra Ehl-i sünnetin kitaplarından ve sahabilerin hadislerini nakleden eserlerden istifade ediyoruz. Buna göre bizim bu konuyla ilgili ...
  • hangi sınıra kadar kocasına itaat etmelidir? Erkek onu yolculuğa mecbur edebilir mi?
    10470 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Hadevi Tahrani’nin belirtilen soru hakkındaki cevabının açıklaması şudur:Kadın cinsel doyum konusunda erkeğe itaat etmelidir ve erkek evden çıkmayı yasaklarsa bu durumda kendisi evden çıkamaz. Elbette evlilik hayatının farz ve haramlarla yetinmeyle sorundan yoksun olmasının imkânsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ama ahlaka riayet etmek evliliğin pekişmesi ve tatlılığını ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17497 هدیه 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
    8946 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/18
    Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8453 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İslam’ın Tebliğ Yöntemi Nasıldı?
    12515 Masumların Siresi 2011/08/17
    Tebliğ mesaj iletmek anlamındadır. Tüm ilahî peygamberlerin ve özellikle de yüce İslam Peygamberinin misyonu insanları karanlıklardan nura yöneltmek olduğundan, İslam’da tebliğ Allah’ın mesajını kullarına ulaştıran bir vesile olarak çok önemlidir. İslam’da tebliğ yöntemleri sözlü, yazılı ve amelî olarak üç kısma ayrılabilir. Bu her üç kısmın da değişik türleri vardır. ...

En Çok Okunanlar